'Batı'da İslam karşıtlığı Hz. Peygamber imajı üzerinden yürütülüyor'

'Batı'da İslam karşıtlığı Hz. Peygamber imajı üzerinden yürütülüyor'
İZÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hıdır "Sünnete yönelik algıyı bozmak için öncelikle Hazreti Peygamber ile ilgili algıyı bozma çalışmaları yapılıyor. Batı'da İslam karşıtlığı Hz. Peygamber imajı üzerinden yürütülüyor." dedi.

'Batı'da İslam karşıtlığı Hz. Peygamber imajı üzerinden yürütülüyor'

İZÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hıdır "Sünnete yönelik algıyı bozmak için öncelikle Hazreti Peygamber ile ilgili algıyı bozma çalışmaları yapılıyor. Batı'da İslam karşıtlığı Hz. Peygamber imajı üzerinden yürütülüyor." dedi.

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi (İZÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özcan Hıdır, "Sünnete yönelik algıyı bozmak için öncelikle Hazreti Peygamber ile ilgili algıyı bozma çalışmaları yapılıyor. Batı'da İslam karşıtlığı Hz. Peygamber imajı üzerinden yürütülüyor." dedi.

Türkiye ve yurt dışında oryantalizm, hadis, Yahudi-Hristiyan kültürü ilişkisi ve İslam karşıtlığı üzerine çalışmalar yapan Hıdır, geçmişten bugüne Batı'da Hz. Muhammed ile ilgili oluşturulan algıya ilişkin AA muhabirine açıklamada bulundu.

Özcan Hıdır, 1998'de bulunduğu İngiltere'de, Hz. Muhammed ile ilgili çok sayıda oryantalist çalışma yapıldığını tespit ettiğini belirterek, 1999'da yayımladığı bir makaleyle başlayan "Batı'da Hz. Peygamber İmajı" konulu akademik çalışmalarının ilerleyen yıllarda da devam ettiğini kaydetti.

Kur'an-ı Kerim'e ve İslam'ın temel kaynaklarına karşı, Batı'da bir algı oluşturma çabası bulunduğuna işaret eden Hıdır, şunları aktardı:

"Bugün Batı'da İslam ve Müslüman düşmanlığı daha ziyade iki şey üzerinden yürütülüyor. Birincisi Hazreti Peygamber, ikincisi Kur'an-ı Kerim ve sünnet. Hazreti Peygamber imajı aynı zamanda sünnet ve hadis imajıdır. İslam'ın iki ana kaynağı olan Kur'an-ı Kerim ve sünnet üzerinden bu düşmanlık yürütülüyor. Kur'an-ı Kerim kıyamete kadar evrensel mesajlar içeren bir hayat kitabı olarak tahrif edilmemiş yegane kutsal kitap. Sünnet de onun hayata yansımış biçimi olduğu için Müslümanların pratik hayat rehberini temsil ediyor. Dolayısıyla Batı'da sünnete yönelik algıyı bozmak için öncelikle Hz. Peygamber ile ilgili algıyı bozma çalışmaları yapılıyor. Batı'da İslam karşıtlığı Hz. Peygamber imajı üzerinden yürütülüyor."

"Çalışmalar negatif algı oluşturmaya yönelik"

Prof. Dr. Hıdır, Batı'da yürütülen Hazreti Peygamberle ilgili çalışmaların büyük çoğunluğunun negatif bir algı oluşturmaya yönelik olduğunun altını çizerek, bugün de İslam karşıtlığının bu olumsuz imaja destek olduğunu ifade etti.

Bu bakışın tarihin çeşitli devrelerine göre de incelenebileceğine dikkati çeken Hıdır, "İslam'ın ortaya çıktığı yıllar, Haçlı Savaşları dönemi, reformasyon, aydınlanma, modern ve post-modern dönemlerde bu algı ele alınabilir." dedi.

Özcan Hıdır, Avrupa tarihinde çeşitli dönemlerde İslam'ın "Türklerin Dini", Hz. Muhammed'in "Türklerin Peygamberi", Kur'an-ı Kerim'in ise "Türklerin Kur'an'ı" şeklinde tanımlandığını aktararak, şu bilgileri verdi:

"Dönemlere göre Peygamberimiz ve Müslümanlar için 'kölenin, cariyenin çocukları' anlamında olumsuz algı oluşturacak 'İsmaililer', 'Haceriler' ve 'Serazenler' gibi nitelemeler kullanılmış. Günümüzde Müslümanlar hakkında özellikle kilise çevrelerinde hala bu nitelemeleri kullanan din adamı ve islamofobikler var. 'Aşırı sağ' ve 'yeni nesil aşırı sağ' diye niteleyebileceğimiz İslam karşıtı parti ve gruplarda bu bakışı, bu nitelemeleri kullananlar, kültürel ırkçı bakışı sürdürenler var.

Öte yandan Aydınlanma Dönemi'nde özellikle 18. yüzyılda Doğu klasiklerini, İran edebiyatını ve Osmanlı'yı okuyan Batılı yazarlar sayesinde Peygamberimize karşı nispeten olumlu bir bakış da gelişmiş. Hazreti Peygamberi bir kahraman ve büyük bir lider olarak gören bir imaj oluşmuş. Bu imajın devamı sayılabilecek nitelemeler hala devam etse de daha sonra oryantalizm ve İslam karşıtlığının baskın hale gelmesiyle ve özellikle de 11 Eylül 2001 sonrasında Hz. Peygambere yönelik imaj daha ziyade olumsuz olarak seyretmektedir."

"Asıl hedef İslam ve Peygamberimiz ile ilgili temel kaynaklara şüphe düşürüp bozmak"

Prof. Dr. Hıdır, oryantalist çalışmalarla modern ve post-modern dönemde daha önceki olumsuz imajın bilimsel bir üslup kullanılarak daha sofistike bir tarzda devam ettirildiğinin altını çizdi.

İslam karşıtı ırkçılarla aşırı sağın bu olumsuz imajı medyada ve siyasette pervasızca devam ettirdiğini vurgulayan Hıdır, Batı'da yaşayan Müslüman entelektüellerle az sayıdaki gayrimüslim yazarın ise Hz. Muhammed'i olumlu tasvir eden çalışmalar yaptıklarını ifade etti.

Özcan Hıdır, İslam'a ve Müslümanlara bakışın farklı şeyler olduğunu, aslında Müslümanlara değil son ve yegane din olan İslam'a karşı olanlar bulunduğunu aktararak, şunları söyledi:

"Yapılan çalışmalarda asıl hedef, Kur'an-ı Kerim, sünnet, hadis ve siret kaynaklarına yönelik şüphe yaratmaktır. Bu anlamda da ana akım İslam anlayışının dışındaki fırka ve grupların görüşlerini öne çıkaran, marjinal yorumu merkezi yorum gibi gösteren bir anlayış geliştiriyorlar. Bu bağlamda da amaç, Kur'an-ı Kerim'in ilkesel rehberliğinde Hz. Peygamber’in sünnetiyle pratik olarak ortaya koyulan, ilk kurucu nesil olan sahabenin örnekliğiyle toplumsallaşıp asırlar boyu devam eden ana akım İslam imajını bozmaktır. Burada da yine Peygamber Efendimiz’in örnekliği üzerinden yürüyorlar. Bütün bunlar Batı'da yaşayan Müslümanları da tabiatıyla olumsuz etkiliyor. Medyada da İslam, Müslümanlar ve Peygamberimizle ilgili bir konu olduğunda arka planda hemen marjinal tipler, aşırı örnekler ve teröristler gündeme getiriliyor."

Batı'daki İslam algısının olumlu yönde gelişmesi için özel stratejiler geliştirilmesi ve çalışmalar yapılması gerektiğini belirten Hıdır, "Tabiatıyla Batı'da yaşayan Müslümanlar başta olmak üzere Müslümanların dinlerini doğru temsil etmesi, tebliği söylemden çok temsili yani pratikleri ve ahlakı öncelemeleri lazımdır. Ayrıca Peygamberimiz ile ilgili doğru imajın verilmesi için literatür üretilmesi gerekir. Peygamberimizin hayatındaki ince insani anektod ve değerlerin öne çıkarılarak güzel üsluplarla Batı dillerine aktarılması gerekiyor. İslam medeniyeti ve Hz. Peygamber'in insanlığa katkısına dair filmlerin çekilmesi, müzelerin açılması, sempozyumlar tertip edilmesi lazımdır. Bunun için gerekli kaynak İslam dünyasında fazlasıyla mevcuttur." değerlendirmesine bulundu.

Müslümanlığa ilginin 11 Eylül sonrasında gerilemesi beklenirken daha da arttığını anımsatan Hıdır, "Bir paradoks gibi dursa da bu dönem sonrasında Kur'an-ı Kerim mealleri, Hazreti Peygamber ile ilgili kitaplar çok satanlar listesine girdi. Sonrasında Müslüman olan şahsen ilgilendiğim bazı Batılılar da var. Olumsuz bir İslam ve Hz. Peygamber imajı sonunda olumluya dönüp Müslüman olmuşlardır. Negatif olaylar insanları İslam'a ve Peygamberimizin hayatına yönlendirdi, o kitapları okuma ihtiyacı duydular. Negatiften başlayıp pozitife yönelen Müslüman olan epey insan var." şeklinde konuştu.

"Hollanda'da İslam karşıtı 2 önemli isim Müslüman oldu"

Hıdır, Hollanda'da İslam ve yabancı karşıtı aşırı sağcı Özgürlük Partisi (PVV) lideri Geert Wilders'in İslam'a ve Hazreti Peygambere düşman bir tavır içinde bulunduğunu buna rağmen partisinden 2 önemli ismin son 5-6 sene içinde Müslüman olduğunu hatırlattı.

Prof. Dr. Özcan Hıdır, şunları aktardı:

"Aşırı sağcı Özgürlük Partisi'nden ayrılarak İslamiyet'i seçen ve Birlik Partisi lideri olan Arnoud Van Doorn ile umre esnasında karşılaştım ve konuştum. Bu kişi 2013 yılında Müslüman olmuştu. Bir dönem aşırı sağcı PVV'de milletvekili ve ikinci adam olan Joram van Klaveren de geçen sene İslam karşıtı bir kitap yazarken Müslüman oldu. İslam'a olumsuz bakan bir partinin içindeki iki meşhur milletvekili Müslüman oluyor. Bu demektir ki aşırı negatiftik ve düşmanlık insanı bir noktadan sonra pozitife döndürebiliyor. Allah o noktada hidayeti nasip ediyor. Batı'da ihtida edenler genelde Hristiyanlıktan ve dinden uzaklaşmış insanlar oluyor. Bu iki isimden de anlaşıldığı üzere, İslam'a aşırı düşman olanlar içinde de Müslüman olanlar çıkabiliyor."

Hazreti Muhammed'in kısa sürede büyük bir medeniyet kurulmasına öncülük eden, insaniyete katkısıyla örnek bir lider olduğunu vurgulayan Hıdır, şunları ekledi:

"Peygamberimize yönelik düşmanlık ve ondaki bir eksiklik aslında İslam'a eksiklik getirir. Kur'an-ı Kerim son ve değişmeyen ilahi mesaj. Oradaki eksikliğin de İslam'a eksiklik getireceğine inanıyor ve bu iki kaynak üzerinden düşmanlık yürütüyorlar. Dolayısıyla biz Müslümanlara çok şey düşüyor; önce bütün bu düşmanlıkları iyice etüt edip teşhis etmek ardından da akıllı, nitelikli, medeniyet kurucu, kurban psikolojisinden ve reaksiyonerlikten uzak işlere ve çalışmalara imza atmamız lazım."

Prof. Dr. Hıdır'ın kaleme aldığı "Batı'da Hz. Muhammed İmajı" adlı son kitabı İnsan Yayınları'ndan çıktı. Kitapta, İslam'ın doğuşundan itibaren Batı'da Hazreti Muhammed'e dair imge, imaj, iddia-iftira ve tipolojilerle bunların sebepleri ve kaynakları bir bütün olarak ele alınıyor ve genelde olumsuz olan bu imajın düzeltilmesine yönelik perspektif sunuluyor.

Yahudi ve Hristiyan kültürünün İslam, Kur'an-ı Kerim ve hadislere etkisi tartışmaları, dinler ve kültürlerarası etkileşim, oryantalizm, oksidentalizm, İslamofobi, İslam karşıtlığı, kültürel ırkçılık gibi konularda çalışmaları bulunan Hıdır'ın üçü Hollandaca olmak üzere 15 kitabı bulunuyor.

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.