Basın kuruluşları ‘lâl’ olmuş
Tel Aviv Havaalanı’ndan beni geri çevirdiler ya hani... Ben hala orada kaldım. Devam etmekte yarar var. Zira özellikle bana ve Halime Kökce’ye yapılan uygulamanın yenilir yutulur yanı yok. Benim açımdan böyle de Türkiye Cumhuriyeti açısından öyle mi onu bilemiyorum. Zira şu ana kadar Dışişleri Bakanlığı’ndan beni arayıp da “Ne oldu?” diyen olmadı!
Neyse geçelim. Halime Kökce ile beni Türkiye’ye geri gönderdiler. Bir şey daha yaparak 10 yıl İsrail’e giriş yasağı koyarak. Hiç normal bir durum değil. Hatta çok anormal bir durum. Fakat bazılarını hiç şaşırtmamışa benziyor. Türkiye’yi “basın özgürlüğü”, “insan hakları”, “demokrasi”, “fikir hürriyeti” konusunda sıkıştıran sivil toplum kuruluşlarından şu ana kadar ses yok. Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün yazılı açıklaması, Medya Platformu’nun bildirisi, birkaç küçük STK’nın açıklamalarını bir yana bırakırsak, hepsi lal olmuş!
Ben Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyesi bir gazeteciyim. Her gün neredeyse düzenli olarak cep telefonuma Cemiyet’ten “Falanca öldü, filancayı anıyoruz, filancanın etkinliğine katılıyoruz” mesajlarının yanı sıra “Bilmem kime yapılan uygulamayı basın özgürlüğü bağlamında kınıyoruz” filan diyen mesajlar da gelir.
Bekliyorum ki telefonuma “Hasan Öztürk’e ve Halime Kökce’ye İsrail tarafından uygulanan sınır dışı edilme hadisesini basın özgürlüğü bağlamında kınıyoruz” mesajı gelsin!
Yok gelmedi..!
Demek ki neymiş, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti dahil bu tür örgütler, basın özgürlüğü, insan hakları, demokrasi meselelerinde çifte standartlıymış! Benim başıma gelen, Türkiye’de İsrailli bir gazetecinin başına gelseydi neler olurdu bir düşünün!
Geçelim...
Allah razı olsun Sayın Cumhurbaşkanım
Cumhurbaşkanımız Erdoğan aradı. Geçmiş olsun dedi. Halimi sordu, yaşadıklarımızı birebir benden dinlemek istediğini söyledi. Anlattım.
Yakın ilgi ve alakası için buradan da kendilerine şükranlarımı sunmayı vazife bilirim. Rabbim yolunu açık etsin..!
Hey Teksas kovboyu bil, Filistin davası insanlık davasıdır
Sıra geldi, Paralel Yapı’nın Teksas kovboyuna... Ve elbet işin felsefesine; tarihsel arka planına!
Diyor ki, “Filistin Davası, dini değil siyasi bir davadır. Buradan din savaşı ve Musevi düşmanlığı üretemezsiniz.”
Diyor ki, “Filistin yüzyılın sorunuymuş. İyi ya? Yüzyılın sorunuyla bin yılın dini yorumlanamaz.”
Şimdi Teksas Kovboyu, beni biraz dinle! Benden antisemitist çıkmaz... Zorlama! Hey kovboy, Filistin davası, yeryüzü kurulduğundan bu yana var olan bir davadır.
Hak ile batılın, iyi ile kötünün mücadelesidir. Filistin davası, 100 yıllık sığ bir mesele değil, insanlık tarihi kadar eski bir davadır. Filistin davası, Mısır’dan sürülen Musevileri selamete ulaştıran Musa efendimize ihanet edenlerle mücadele davasıdır. Filistin davası, iftiraya uğrayan Meryem annemizin davasıdır.
Filistin davası, sırtındaki çarmıh ile çile yokuşunu yürüyen İsa efendimizin davasıdır.
Filistin davası, saklandığı ağaç kovuğunda testere ile vücudu paramparça edilen Zekeriya efendimizin davasıdır. Filistin davası, egemenlerin hukukuna itiraz edip Allah’ın hukukunu söylediği için katledilen Yahya efendimizin davasıdır.
Filistin davası, Kudüs’ün kapışından girip, Hıristiyan’a, Musevi’ye “güvendesiniz” diyen Hz.Ömer’in davasıdır. Filistin davası, “Kudüs hiçbir şey ya da her şey” diyen, “Denize kadar şövalyeleriniz, erkekleriniz, kadınlarınız, çocuklarınız güvenle gideceksiniz. Çünkü ben Selahattin’im” diyen Selahattin Eyyübi’nin davasıdır. Filistin davası, “Ben var olduğum sürece Filistin’in bir karışını bile satmam” diyen Abdulhamit’in davasıdır..! Filistin davası, 100 yıllık sığ bir dava değil, insanın yeryüzü serüveni boyunca tercih etmekle mükellef olduğu bir davadır.
Şimdi gözlerini iyi aç Tuncay Opçin..! Türkiye’ye, meşru iktidara, kurumlara, değerlere savaş açtınız bunu biliyoruz. Bir şeyi daha biliyoruz Filistin meselesi üzerinden beni ve benim gibi düşünenleri girdiğiniz angajmanlarla antisemitist ilan etme cüretine yöneliyorsunuz! Uğraşmayın, çabalamayın ve aslında merak de etmeyin... Ben ve benim gibi düşünenler Musevilerin haklarını sizlere karşı da korumasını bilir!
Ama İsrail’in zulmüne, İsrail’in haydutluğuna, İsrail’in hadsizliğine de her vesile ile karşı durur!
Safımız belli, senin de öyle..!
Hasan Öztürk
hozturk@stargazete.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.