Başbakan Yıldırım: Silahlı darbe girişimine pabuç bırakmadan dimdik ayaktayız
Başbakan Yıldırım, "FETÖ'nün Türkiye'de kanlı, silahlı darbe girişimine pabuç bırakmadan dimdik ayaktayız. Dünyanın buna aklı ermez." dedi.
ANKARA
Başbakan Binali Yıldırım, Başbakanlık Resmi Konut'ta medya temsilcileri ile bir araya geldi. Yıldırım'a, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık ve Başbakanlık Müsteşarı Fuat Oktay da eşlik etti.
Burada gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Başbakan Yıldırım, darbe girişiminin maddi ve manevi zararları tespitiyle ilgili soru üzerine, henüz zararların tam tespit edilmediğini, bu alanda çalışmaların devam ettiğini söyledi.
Darbe teşebbüsü olayındaki 237 şehidin hayatının hiçbir şeyle ölçülemeyeceğini ve bunun bir bedelinin olamayacağını anlatan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"237 yiğidimiz, şehidimiz var. Sayı biraz aşağı yukarı gitti geldi. O ara kimisi hain olanların da şehit listesinde yer almasından dolayı. Son halinde 237 şehidimiz var, bunların 62’si polis, polislerin de 55’i Ankara, 5 İstanbul, 2 Muğla, 5 asker var, 4 Ankara'da bir İstanbul'da. 170 de vatandaşımız, sivil var. Ankara’da 88, İstanbul’da 82. Yaralılarımızın sayısı 2 bin 191. Birçoğu taburcu oldu. Halen tedavisi devam eden 144. Yaralıların dökümüne baktığımızda, 140 polisimiz, Ankara'da 107, İstanbul'da, 28, Muğla'da 3, Sakarya'da bir, Bayburt'ta bir. 21 askerimiz var, Ankara'da 16, İstanbul'da 5. 2 bin 30 sivil vatandaşımız var, Ankara'da bin 95, İstanbul'da 917, Sakarya'da 14, Muğla'da 3, Malatya'da bir."
Hayatını kaybeden 3 kişinin de henüz kimliğinin tespit edilemediğini aktaran Yıldırım, darbecilerin bilançosu hakkında ise şu bilgileri verdi:
"Ölü ele geçirilen darbeci hain 34, Ankara'da 18, İstanbul'da 15, Malatya'da bir. Ağırlıklı olarak asker, subay. Yaralı darbeci sayısı 49, Ankara'da 17, İstanbul'da 26, Malatya'da 4, Sakarya'da 2. 31 Temmuz, saat 10.00 itibarıyla gözaltı sayısı 18 bin 756. İstanbul'da 4 bin 233, Ankara'da 3 bin 756, İzmir'de 605. Diğer illerde ise 10 bin 162. Bunlardan polis 4 bin 315, polislerden bin 900'ü rütbeli, 2 bin 415'i rütbesiz. Asker 11 bin 31, general 185, subay bin 135, diğeri 7 bin 711. Ayrıca bin 498 jandarma, 104 de sahil güvenlik personeli var. Hakim, savcı 2 bin 626, mülki idare amiri 95, sivil gözaltı 689. Toplam 18 bin 756."
İstanbul'da 2 bin 446, Ankara'da 2 bin 508, İzmir'de 149, diğer illerde 5 bin 89 olmak üzere 10 bin 192 tutuklunun bulunduğunu söyleyen Yıldırım, "10 bin 192 tutuklunun bin 751'i polis, 6 bin 153'ü asker, 2 bin 131'i hakim, savcı, mülki idareden 64, sivil 93, adli kontrol ile serbest kalan 2 bin 257, doğrudan serbest kalan bin 993, gözaltı işlemleri devam eden 4 bin 314." diye konuştu.
"Rütbeli teröristken, rütbesiz teröriste dönüyorlar"
FETÖ'nün sivil kaynaklarına değinen Yıldırım, "Şu ana kadar açığa alınan toplam kamu personeli 59 bin 467, Türk Silahlı Kuvvetleri'nden kesin ihraç edilenlerin sayısı 3 bin 73. Generalden astsubaya kadar tamamını kapsıyor."
İhraç edilenlerin rütbelerinin söküldüğünü, her türlü askerlikten doğan haklarını kaybettiklerini anlatan Yıldırım, sadece emeklilikle ilgili haklarının baki kaldığını belirtti. Generallerin er olduğunu ifade eden Yıldırım, "Rütbeli teröristken, rütbesiz teröriste dönüyorlar" dedi.
Başbakan Yıldırım, bugüne kadar 55 bin 978 kişinin pasaportunun iptal edildiğini belirterek, umuma mahsus pasaport sayısının 14 bin 780, yeşil pasaport sayısının 38 bin 703, gri veya hizmet pasaport sayısının 2 bin 109, diplomatik pasaport sayısının da 386 olduğunu kaydetti.
Kamuda izinlerin kaldırılması
Kamuda izinlerle ilgili durumun ne zaman değişeceği yönündeki soruya ise Yıldırım, bu kararın, darbe sonrası darbeye karışmış olan kamu personelinin kaçmasını engellemek için tedbir amaçlı alındığını söyledi. "Çok uzun süreceğini zannetmiyorum, önümüzdeki birkaç haftalık süre içerisinde işler normale döner, çalışmalarımıza bağlı" diyen Yıldırım, hacca gidenlerin ise bu durumdan muaf tutulduklarını hatırlattı.
"Haklıyla haksız, suçluyla suçsuz birbirinden ayırt edilecek"
Yıldırım, asker kılığındaki teröristlerle silahlı kuvvetlerin, ülkesini, vatanını, milletini, bayrağını seven askerlerin, subayların birbirinden ayırt edilmesi gerektiğini vurguladı.
Darbecilerden gereken hesabın sorulacağını aktaran Yıldırım, intikam duygusuyla değil, adaletle hareket edeceklerinin altını çizdi.
"FETÖ'ye katılan, onlarla birlikte hareket edenlerin tespitinde de kılı kırk yaracağız, bir sürek avına çıkmayacağız, elimizdeki sağlam verilerle hareket edeceğiz. Yaşla kurunun birlikte yanmasına da asla izin vermeyeceğiz. Bu çok titiz bir çalışma gerektiriyor." diyen Yıldırım, bu dönemlerin karambol dönemleri olduğunu, birilerine karın ağrısı olanların bu dönemde piyasaya çıkarak birilerinin haksız yere mağdur olmasına sebep olabildiklerini söyledi.
Titiz bir çalışma yürütüleceğini ve bunun için Başbakanlıkta ve bakanlıklarda kriz merkezi kurulduğunu anlatan Yıldırım, "Açığa alınanlarla ilgili titiz bir çalışma yürütülüyor. Mutlaka bunlar içerisinde haksız yere işlem gören olmuş olabilir. 'Yoktur' diye iddia etmiyoruz. Onun için yeni baştan ele alınacak, haklıyla haksız, suçluyla suçsuz birbirinden ayırt edilecek." diye konuştu.
KHK ile yapılan çalışmalar
Kanun Hükmünde Kararnamede neler yapıldığı hakkında da bilgi veren Yıldırım, ilk etapta darbeye karşı koyan şehit ve gazilere karşı bir düzenleme yapıldığını bildirdi.
Çanakkale Şehitleri Anıtı gibi iki meydan yapılacağını anlatan Yıldırım, şunları söyledi:
"15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün Anadolu tarafındaki çıkışında bir şehitlik yapıyoruz. Bir de Beştepe ile Jandarma Genel Komutanlığı arasındaki devlet mezarlığı ile Millet Camisi arasındaki bölüme yine bir şehitler anıtı, bölgesi yapıyoruz. Bu şehitlerimizin adını ölümsüzleştirmeyi hedefliyoruz. Onun dışında bu FETÖ ile doğrudan ilişiği, ilişkisi olan, bizzat terör örgütünün faaliyetlerine çeşitli şekilde katkı sağlayan hastaneler var, sağlık tesisleri var, okullar var, özel öğretim yurtları var, vakıf ve dernekler var, sendikal organizasyonlar var, çeşitli şeyler var. Bunların tamamı kapatıldı, varlıkları vakıfsa Vakıflar Genel Müdürlüğüne değilse Maliye hazinesine devredildi. Burada bir şeye dikkat edildi, buradan hizmet alanlar mağdur edilmedi, hizmeti verenler değişti. Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, YÖK devreye girdi ve sistem tıkır tıkır işliyor. Ama şundan emin olalım, o terör örgütünün elinden bunlar alınmış oldu. Önemli bir karardı, böylece ciddi sayıda özel öğretim kurumu 934 tane, hastane vesaire 35 tane, yurt 109 tane, vakıf 104 tane, dernek sayısı bin 125, yüksek öğretim, üniversite 15. Böyle gidiyor. Bunların kazandığı, alın teri ile elde ettikleri şey değil. Cennet vadederek toplanan himmet parasından, milletin sadakasını sermaye yaparak elde ettikleri şeyler. Bunlar şimdi tekrar millete dönmüş oldu."
"FETÖ terör örgütünün en büyük kaynağı, askeri okullar"
Askeri okullarla ilgili düzenlemeye ilişkin de Başbakan Yıldırım, şu bilgiyi verdi:
"Bu darbe bizi bir yere daha götürdü. Bu FETÖ terör örgütünün en büyük kaynağı, askeri okullar. Maalesef yıllardır burayı ele geçirmişler ve buradan tahkim etmişler güçlerini. Yaptığımız iş şöyle; orta, lise seviyesindeki bütün okullar kapanıyor. Bunlar neler, Kuleli Askeri Lisesi, Işıklar, Maltepe, İzmir Deniz Lisesi, Astsubay Bando Hazırlık Okulu, yani bütün lise seviyesindeki, ortaöğretim seviyesindeki okullar kapatılıyor."
Askeri okullardaki öğrenciler sivil okullara geçiş yapacak
Askeri okullarda eğitim gören öğrencilerin, sivil liselere girerken aldıkları sınav puanı baz alınarak Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullara dağıtılacağını anlatan Yıldırım, "Bunlar girerken bir şey imzalıyorlar, onları almayacağız. Onları almadığımız gibi bugüne kadar atılanların da tazminatlarını affediyoruz. Bu bir toplumsal problemdi. İmzalamış, bir şekilde devam edememiş veya atılmış, bunların bu yapının tazminatını ödediyse yapacak bir şey yok, ödemeyenlere kolaylık getiriyoruz." dedi.
Milli Savunma Üniversitesi kurduklarını, bunun bünyesinde Kara Harp Okulu, Deniz Harp Okulu ve Hava Harp Okulu ve astsubay meslek yüksekokulları olacağını anlatan Yıldırım, "Ayrıca lisansüstü eğitim amacıyla enstitüler olacak. O enstitülerde de kurmaylığa gitmek isteyen varsa o enstitülere gidecek. Bu herkese açık. Sınırlama yok. Yani harp akademileri de kapatılıyor. Ayrıca kurmayların akademileri olmayacak." diye konuştu.
"Genelkurmay sadece asli işiyle uğraşacak"
Silahlı kuvvetlerin elinde tersaneler, fabrikalar ve sanayi kuruluşlarının da bulunduğuna işaret eden Yıldırım, "Bunları Milli Savunma'ya devrediyoruz. Mesela İstanbul tersanesi, Gölcük tersanesi, İzmir Karşıyaka tersanesi. Genelkurmay sadece asli işiyle uğraşacak." dedi.
Milli Savunma Bakanlığının da yeniden yapılandırıldığını belirten Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunun kapsamı çok geniş. Bir özel kalemi dahi alamayan bakandan tepeden tırnağa bütün askeriyenin personelini alan bir bakanlığa geldi. Dokuz genel müdürlük kuruluyor, müsteşar, 5 müsteşar yardımcısı. Bunların daire başkanlıkları, şube müdürlükleriyle Ulaştırma Bakanlığından daha büyük bakanlık haline geldi."
"Genelkurmay Başkanı, generaller arasından seçilecek"
Başbakan Yıldırım, Genelkurmay Başkanının seçimiyle ilgili bir düzenleme yaptıklarını bildirdi. Mevcut yapıda, Genelkurmay Başkanının, kuvvet komutanları arasından seçildiğine işaret eden Yıldırım, "Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları arasından seçilir maddesini, 'Genelkurmay Başkanı, generaller, orgeneral ve oramiraller arasından seçilir’ şekline getirdik." dedi.
"Fetullah Gülen bu darbenin göbeğindedir"
15 Temmuz darbe girişiminde organizatör olarak rol alan isimler sorulan Yıldırım, "Elde bilgiler var ama bunları ortaya çıkarmak yargının işidir. Onların yerine kalkıp 'Darbeyi şunlar yaptı' dememiz doğru olmaz. Bildiklerimiz var ama bizim bildiğimizden daha ziyade yargının tespitleridir, ona itibar etmemiz lazım. Darbede artık Fetullah Gülen'in işin merkezinde olduğuna hiçbir şüphe yoktur. Orada bir tereddüt oluşturmaya çalışanlar, boşuna gayret gösteriyorlar. Fetullah Gülen bu darbenin göbeğindedir, merkezindedir. Bir numarası mıdır, yoksa bir a mıdır nedir onu bilemem." değerlendirmesinde bulundu.
ABD Genelkurmay Başkanı'nın Türkiye ziyaretiyle ilgili soru üzerine de Yıldırım, "Bizden de ziyaret talebi var. Biz de bugün görüşeceğiz. Benden randevu istedi" diye konuştu.
"ABD stratejik ortağımız, resmi açıklamalarına itibar ederiz"
Yıldırım, ABD Genelkurmay Başkanı'nın FETÖ darbe girişimiyle ilgili açıklamalarına ilişkin soru üzerine, ABD Genelkurmay Başkanı söylediklerini daha sonra yalanladığını hatırlatarak, şöyle konuştu:
"En azından zahiren veya şuur altındakinin tezahürü müdür onu bilemeyiz, zamanla göreceğiz. Ben ona cevabımı verdim. Bu bir itiraf mı acaba dedim? Sayın Cumhurbaşkanımız, çok sert tepki ortaya koydu. Bakalım Genelkurmay Başkanı ne anlatacak yarın (bugün) bize? Bir de onu dinleyelim, bakalım. ABD stratejik ortağımız yani biz onların resmi açıklamalarına itibar ederiz. Bizim dostluğumuzu sorgulatacak bir pozisyona düşmesini istemeyiz. Fetullah Gülen konusundaki şu 15 Temmuz’a kadar ayak sürütme işine devam ederlerse, 15 Temmuz'dan sonraki olaylar ayan beyan ortadayken o zaman iş başka bir yere gider."
Muhabir: Hasan Öymez,Hatice Özdemir,Kurbani Geyik
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.