Başbakan Yardımcısı Şimşek: Bizim amacımız iş aleminin önünü açmaktır
Başbakan Yardımcısı Şimşek, "Bizim amacımız Türkiye ile Avrupa arasındaki ekonomik entegrasyonu çok daha güçlü bir şekilde sağlamak, ileriye taşımak ve bu çerçevede iş aleminin tabii ki önünü açmaktır" dedi.
ANKARA (AA) - Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, ilk kez Türkiye’de gerçekleşen ve iki gün süren Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Ekonomik Diyalog toplantılarının sonucuna ilişkin Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Jyrki Katainen ile JW Marriott Hotel'de ortak basın toplantısı düzenledi.
Mehmet Şimşek, 29 Kasım 2015 tarihinde gerçekleştirilen ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun katılım sağladığı "AB-Türkiye Zirvesi"nde, Türkiye ve AB arasındaki güçlü ekonomik ilişkilerin daha da geliştirilmesine katkı sağlayacak ve iş çevrelerini bir araya getirecek bir yüksek düzeyli ekonomik diyalog mekanizmasının oluşturulmasına karar verildiğini hatırlattı.
Alınan karar çerçevesinde dün ve bugün söz konusu toplantıların ilkini gerçekleştirdiklerine işaret eden Şimşek, toplantılara Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Jyrki Katainen ile kendisinin başkanlık ettiğini söyledi.
"İş alemi sürecin en önemli bileşeni"
İstanbul’da dün çok verimli toplantılar yaptıklarını dile getiren Şimşek, bu kapsamda iş aleminin sorunlarını ve çözüm önerilerini dinlediklerini ifade etti.İş dünyasının bu sürecin en önemli bileşeni olduğunu vurgulayan Şimşek, toplantılarının ikincisinin gelecek yıl Brüksel’de yapılacağını, iş aleminin liderleriyle de görüşülüp gelecek yılın gündemini belirlemeye yönelik adım atıldığını anlattı. Özel sektörün bir anlamda gündemi oluşturacağını belirten Şimşek, şunları kaydetti:
“Çünkü bizim amacımız Türkiye ile Avrupa arasındaki ekonomik entegrasyonu çok daha güçlü bir şekilde sağlamak, ileriye taşımaktır ve bu çerçevede iş aleminin önünü açmaktır. Resmi kısım yani Ankara kısmı da aslında son derece güzel, yapıcı, hakikaten karşılıklı bir diyalog içerisinde geçti. Aslında Avrupa ailesinin bir parçası olmak için bunları yapıyoruz. Şimdiden bu sıcaklık, bu güzel diyalog var. Burada da gerek Avrupa Birliği'nin ekonomik görünümü, gerek Türkiye ekonomisinin görünümünü, gerekse dünyada olup bitenleri görüşme imkanı bulduk. Yatırım ortamını nasıl iyileştiririz, onu konuştuk, reformlara epey zaman ayırdık. Bu konularda nasıl işbirliği yapabiliriz, nasıl işbirliğini daha derinleştirebiliriz, bu konularda hakikaten çok güzel, çok verimli toplantılar yaptık.”
Kilis'e yönelik tedbirler
Toplantının ardından soruları yanıtlayan Şimşek, terör örgütü DAEŞ'in roket saldırılarının hedefi olan Kilis'e yönelik tedbirlere ilişkin bir soru üzerine, "Terör, küresel bir sorun ve yakın coğrafyada sıkıntılar bulunuyor. Suriye'de sınırlarını kontrol edebilecek bir ülke yok, ayrıca barbar DAEŞ bulunuyor" diye konuştu.
Kilis'e düşen roketler nedeniyle can ve mal kayıpları yaşandığına dikkati çeken Şimşek, şunları kaydetti:
"Bu anlamda sıkıntılı bir süreç. Tabii ki ülke olarak ne gerekiyorsa yapacağız. Bunun hesabı yapılmaz. Türkiye bütçesi içerisinde güvenlik harcamaları sınırlı. Bizim bütçede manevra alanımız var. Ulusal güvenlik zaten tartışılacak bir konu değil, dolayısıyla orada ne tedbir alınması gerekiyorsa alınır. Kaynak konusunda da sorun çıkacağına pek inanmıyorum. Geçen sene bütçeyi dengede kapattık. Bu sene de aslında güvenlik sorunlarını dikkate alan, güvenlik durumunu dikkate alan bir bütçe hazırladık."
"Gümrük Birliği konusunda etki analizi yapılıyor"
Şimşek, Gümrük Birliğine yönelik düzenlemeler ve TTIP'e ilişkin son durumun sorulması üzerine ise şunları kaydetti:
"Gümrük Birliğinin 'upgrade' edilmesi, özellikle hizmetleri, kamu alımlarını ve tarımı içerecek şekilde genişletilmesi hususu şu anda çalışılıyor, etki analizleri yapılıyor. Muhtemelen etki analizleri bittikten sonra, istişareleri tamamladıktan sonra AB ile müzakere dönemine geçilir. Süre koymak bu aşamada çok anlamlı olmaz ama Türkiye birçok konuda da zaten Avrupa mevzuatına vakıf ve AB üyelik süreci nedeniyle Avrupa Birliğinin mevzuatını yavaş yavaş Türkiye'ye tabii ki getiriyoruz, uyguluyoruz, kapasite oluşturuyoruz. O anlamda sıfırdan başlayan bir süreç olmayacak. Bu konuda zaten aşinalığımız var. Bu, Türkiye'nin AB'ye entegrasyonunu hızlandıracak, iş fırsatları ve ticareti ciddi miktarda artıracak bir unsurdur. Bizim AB ile doğrudan ticaret hacmimiz, yaklaşık 150 milyar doların biraz üzerinde ama biz eğer hizmetleri, kamu alımlarını ve tarımı koyacak olursak belki bu ikiye katlanır. Bu da hakikaten önemli bir büyüklük. Bu da önemli istihdam imkanı, yatırım imkanı, ticaret demek. Hem Avrupa hem Türkiye için olumlu olacağını düşünüyoruz. Türkiye'nin daha çok rekabet edebilmesi, daha verimli, daha yenilikçi olması açısından bu süreci biz önemsiyoruz."
TTIP konusunda ise görüşmelerde bulunduklarını anlatan Şimşek, "Gerek Amerika gerekse AB ile yakın diyalog içerisindeyiz. TTIP yeni nesil bir ticaret anlaşması. Avrupa ile bizim önemli bir müktesebatımız, önemli bir geçmişimiz var. Hiçbir şekilde Türkiye'nin TTIP dışında kalmaması lazım. Etrafımızda böyle anlaşmalar yapılırken biz tabii ki dışında kalamayız. Bu nedenle bizim de reform yaparak bu süreçlerin parçası olmamız gerekiyor. Bu konuda da Avrupa Birliğinin desteğine inanıyoruz, yine Amerika ile de tabii ki bu anlamda diyaloğumuz var." değerlendirmesinde bulundu.
Merkez Bankasının önceliği
Başbakan Yardımcısı Şimşek, faiz indirimine giden Merkez Bankasından yeni bir indirim bekleyip beklemediğinin sorulması üzerine, Bankanın bağımsızlığına vurgu yaptı.
Merkez Bankasının kredibilitesini çok önemsediğini, Bankanın para politikasının gidişatı üzerinde yorum yapmayı doğru bulmadığını söyleyen Şimşek, şunları kaydetti:
"Küresel şartlar önemli, Türkiye'nin içinden geçtiği konjonktür önemli ama daha önemlisi bir enflasyon hedefi var. Merkez Bankasının öncelikli olarak bu enflasyon hedefini tutturması, fiyat istikrarını bu anlamda önceliklendirmesi ve bununla çelişmemek üzere genel ekonomik istikrarı, büyümeyi dikkate alması zaten esastır, zaten kanununda var olan bir husustur. Merkez Bankamızın enflasyon hedeflerini tutturarak, enflasyonu kalıcı bir şekilde düşük tek haneye çekerek hem kredibilite kazanması hem de yatırımların önünü açması, özellikle şirketlerimizin uzun vadeli, kalıcı, düşük maliyetli finansmana erişimini sağlaması tabii ki bizim de arzumuzdur. Bunun yolu da kalıcı bir şekilde fiyat istikrarını sağlaması, enflasyonu düşük tek haneye, yani yüzde 5 ve altına indirmesiyle gerçekleşebilir."
Vize serbestine ilişkin düzenlemeler
Türkiye'nin çok kapsamlı bir yol haritası, reform programı olduğunu dile getiren Şimşek, şöyle devam etti:
"Şimdi uygulama zamanı. İnşallah şu Avrupa Birliği vize liberalizasyonuna ilişkin yapmamız gereken Meclisteki düzenlemeleri tamamlar tamamlamaz, yapısal reformlara hız verip, bu sene içerisinde yapısal reformların büyük bir kısmını başarıp, gelecek seneden itibaren de uygulamada başarıyı yakalayıp, ondan sonra Türkiye'yi tekrar yüzde 5 gibi yüksek, sürdürülebilir büyüme patikasına oturtup, cari açık gibi enflasyon gibi sorunlara kalıcı çözümler üretmektir, bizim hedefimiz."
Vize serbestisi için AB'nin Türkiye'den beklediği düzenlemelerin yetişip yetişmeyeceğine yönelik sorusu üzerine Şimşek, "Benim bildiğim kadarıyla bu hafta Meclisten 7 uluslararası anlaşma geçecek. Onun dışında da 2 yasal düzenleme var. Geriye kalan hususlar varsa biyometrik pasaport gibi hususlardır. Dolayısıyla Türkiye olarak biz inanıyoruz ki mayıs başında bu kriterleri yerine getirmiş olacağız. İnşallah bu vesileyle önemli reformlar yapmış olacağız." ifadelerini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.