Başbakan Erdoğan?ın çözemediği 2 konu...

Başbakan Erdoğan?ın çözemediği 2 konu...
Başbakan kendisine dayatılan gündemden değil, oluşturduğu gündem üzerinden süreçleri yönetmekten hoşlanıyor. Ama önünde duran 2 sorun var ki bu konularda...

Başbakan kendisine dayatılan gündemden değil, oluşturduğu gündem üzerinden süreçleri yönetmekten hoşlanıyor. Ama önünde duran 2 sorun var ki bu konularda adım atılmazsa, karizma çizilecek gibi... İşte o sorunlar:

Ülke gündemi inanılmaz bir şekilde hızla akınca, önemli bazı konuları sütuna taşımaya fırsat bulamadan gündem değişiyor. Konular da gazetecilik deyimiyle elde patlıyor.

Aylar önce, et fiyatlarındaki inanılmaz tırmanışı ele almak üzere, ?Başbakan Erdoğan?ın gözardı ettiği konu? başlıklı bir word dosyası açmıştım. O tarihte konu henüz kamuoyu gündemine bu haliyle gelmemişti.

Fakat Nisan ayı başında Anayasa değişiklik paketi hızla ülke gündemine girince, yazı önceliklerimiz değişti. Paket Meclis?ten geçtikten sonra gündem rahatlar derken, Meclis?te paket üzerinde son tur oylamanın yapıldığı gece Deniz Baykal?ın kaseti patladı. Sadece CHP?nin değil, Türkiye?nin de gündemini değişti. O günden sonra yaşananlar zaten herkesin malumu.

CHP?de yaşanan gelişmeler ve ardından ülke gündemini aylarca meşgul eden referandum sürecinde et fiyatları artışını sürdürdü. Et fiyatlarındaki artışı düşürmek amacıyla yapılan ithalat derde derman olmadı. Değil Türkiye?nin, orta büyüklükte bir ilin et ihtiyacını bile karşılamayacak çapta yapılan et ithalatlarını sorunu çözmeye yetmedi.

Yazının bu bölümünün özeti şu: Başbakan Erdoğan şu ana kadar bu sorunu çözemedi. Kurban bayramına 1 ay kaldı. Sorun kasaptaki et fiyatı artışı olayını aştı. Şimdilerde insanlar kurban fiyatlarındaki inanılmaz artışın tasasına düştüler.

Haziran ayı sonunda tatile çıktığımda, milletin nabzını tutma adına, nazım geçen insanlara en son ne zaman kasaba gittiklerini sordum. Çoğu insanın aylardır kasap yüzü görmediğine muttali oldum.

İnsanlar günlük hayatta et yemeden bir müddet idare edebilirler. Fakat hayatları boyu kurban kesmeye alışmış olan insanlar, bu ibadetlerini sırf artan fiyatlar yüzünden ifa edemez hale gelirlerse, ülkenin kaldırımlarını altından döşeseniz bile, kırılan duygularını telafi edemezsiniz. Yol yakınken şimdiden uyarıyorum.

Sıkıntının et spekülatörlerinden kaynaklandığının ifade edilmesi bir acziyet itirafı olur. Devlete yakışmaz. Bu iddia doğruysa ve üç beş hayvan taciri koca devlete karşı diklenir hale geldiyse, özrü kabahatinden büyük bir açıklama ile karşı karşıyayız demektir.

Dün öğle saatlerinde seyahat halinde iken, Başbakan Erdoğan?ın açıkladığı emekli zamlarını radyodan canlı dinliyordum. Başbakanın konuşması biter bitmez, bir haber kanalı kahvehaneden canlı yayına geçti. Konuşan emeklinin benzetmesi dikatimi çekti. ?Verilen bu zamla değil kurban, hayvanın bir ayağı bile alınamaz? dedi.

Bu cümle, yaklaşan kurban bayramı öncesinde artan kurban fiyatlarının vatandaşın kimyasını nasıl bozacağının en önemli kanıtıdır. Kurban fiyatlarındaki yükselmeyi diline dolamak değil sadece CHP?nin, Türkiye Komünist Partisi?nin konuyla ilgili eleştirilerine bile kulak vermesine neden olur vatandaşın.

Diyanet İşleri Başkanlığı hacca giden hacı adaylarından kurban kesimi için 115 dolar alıyor. Bu demektir ki, Türkiye Cumhuriyeti devleti eğer isterse, dünya piyasalarından 115 dolara kurbanlık küçükbaş hayvan temin edebilir. Bu rakam TL karşılığı taş çatlasın en fazla 200 TL?ye denk gelir. Vatandaş da kurban bahanesi ile aylar sonra etle tanışmış olur.

Balıkçı ve tavukçular bile, vatandaş kırmızı et yiyemeyip de beyaz ete yöneldiğinde anında fiyatları artırarak vatandaşı tokatlama çabasında oldular. Palamut balığı tezgahlarda sanki kırmızı et gibi kuzu kuzu uzanıyor. İrice bir palamutun tanesi bile 18-20 TL.

Ülkemizde her yıl duruma göre yaklaşık 3-5 Milyon kurban kesiliyor. Hükümet neden kurbanlık küçükbaş hayvan getirmek için atağa kalkmadı bilemiyorum. Keşke hazırlık yapıp, kurbanlık 1 Milyon koyun getirseydi. Neden getirmezler, anlamak mümkün değil. (Ben de biliyorum neden getirmediklerini de, hangi haklı gerekçeye dayanırsa dayansın mazeret öne sürmek çözüme çare olur mu?)

Ben bu durumun, yaklaşan seçim öncesi muhalefet açısından iyi bir malzeme olacağını düşünüyorum. Bu sorunu kimin hangi açıdan politik malzeme yapacağı beni ilgilendirmez. Eğer soruna çare bulunmazsa, karizmanın epey çizileceğini tahmin etmek de kehanet olmaz.

Yazıda üzerinde duracağım ikinci konu, bedelli askerlik meselesine her nedense Başbakan Erdoğan?ın kendisinden beklenen ölçüde sıcak yaklaşmaması.

Yazı uzadığı için konunun ayrıntılarına pek girmek istemiyorum. Şu kadarını söyleyeyim: Başbakan Erdoğan kendi oluşturduğu gündem üzerinden süreçleri yönetmek istiyor. Üstelik bunu, konuların içine biraz da süpriz katarak yapmaktan hoşlanıyor. Önünde hazırda duran ve bize göre çözümü oldukça da kolay olan bu sorunun çözümüne yönelik motivasyon eksikliğinin bir nedeni de bu... Deyim yerindeyse, sorunun artık iyice aşınmış gündem malzemesi haline gelmesi Başbakan?a çekici gelmiyor. Kendisine dayatılan bu gündemden kişilik olarak hazzetmiyor.

Hükümet bir değişse, vaatleri yerine getirme açısından kaynak oluşturma adına ülkede ele alınacak ilk gündem maddelerinden biri olma potansiyeli bulunan bu konu, nedense Başbakan Erdoğan?ın ilgisini çekmiyor. Konudan ne zaman bahis açılsa geriliyor.

Yoğun gündemi arasında Sayın Erdoğan?ın gözden kaçırdığı bir ayrıntı var ki, o da, gündem olma açısından artık sağır sultanın bile duyduğu ve çözülmesi gereken bir sorun olarak algıladığı böyle bir meselenin bir türlü çözüm aşamasına getirilememiş olmasının oluşturduğu handikap, aslında kendisinin aleyhine işliyor. Bu durum, onca karizmatik gücüne rağmen, Başbakan Erdoğan?ın da çözemediği meseleler olduğu algısını giderek iyice zihinlere yerleştiyor ve kendisi açısından bir zaaf alameti oluşturuyor.

Yazı başlığında ?2? kelimesine yer verdiğim için şimdilik burada kesiyorum. Bir çırpıda 20 başlık da sırayalabilirim.

Herkese gönül hoşnutluğu diliyorum. 

 

Prof. Dr. Osman ÖZSOY ? HABER 7

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.