Başbakan Erdoğan'dan kıdem tazminatı açıklaması

Başbakan Erdoğan'dan kıdem tazminatı açıklaması
Başbakan Erdoğan, "Kıdem tazminatı konusunda aranızda anlaşın. Bizim açımızdan hiçbir sorun yok. Biz üzerimize düşeni anında yerine getirmeye hazırız"...


Başbakan Erdoğan, "Kıdem tazminatı konusunda aranızda anlaşın. Bizim açımızdan hiçbir sorun yok. Biz üzerimize düşeni anında yerine getirmeye hazırız" dedi...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca düzenlenen 10. Çalışma Meclisi Toplantısı'nda konuştu.

Kıdem tazminatı konusuna değinen Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

"Kıdem tazminatı konusunda söyleyeceğim son derece nettir. Ben diyorum ki aranızda anlaşın. Bizim açımızdan hiçbir sorun yok. Siz aranızda anlaşın, biz üzerimize düşeni anında yerine getirmeye hazırız. Biz bu konuda başından beri aranızda bir uzlaşma, anlaşma olmasını bekliyoruz.

Burada bir konuyu daha söyleyeceğiz, 11 ay, 10 ay mevsimlik işçi... Bunlara biz artık taraf değiliz, biz hakka tarafız. Diyoruz ki, bir işçi, bir gün dahi çalışsa o onun kıdem hesabına girmeli. Şimdi yeni hazırlık, inşallah hemen onun ödemesini getiriyor. Bir gün dahi çalışsa. Dolayısıyla bundan sonra 11 ay, 10 ay, 6 ay, mevsimlik yok. Kıdem sürekli çalışıyor."

Alt işverenlik ve özel istihdam büroları konusunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının uzun süredir çalıştığını anımsatan Erdoğan, konunun 10. Çalışma Meclisinde müzakere edileceğini kaydetti.

Başbakan Erdoğan, "Ekim ayı içinde Bakanımız çözüm önerilerini önümüze getirecek ve biz de gerekli düzenlemeler için adımları atacağız. Türkiye'nin huzuru, iç barışı istikrarı hiç kuşkusuz her şeyden önce çalışma hayatının huzur, barış ve istikrarına bağlıdır. Bunu tesis etmek için ne gerekiyorsa yaptık ve yapacağız. Diyalog kanallarını hep açık tutacak, istişareyle konuşarak, anlaşarak, Türkiye'nin ve çalışma hayatımızın her meselesini çözecek, inşallah hep birlikte büyük hedeflere doğru yürüyeceğiz" diyerek konuşmasını tamamladı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca düzenlenen 10. Çalışma Meclisi Toplantısında yaptığı konuşmada, demokratik haklar kadar çalışma hayatının sorunlarını çözüme kavuşturmak ve en ileri hakları teslim etmek için ilk günden beri çalıştıklarını dile getirdi.

"Takdir edersiniz ki çalışma hayatının sorunlarını çözme konusunda da 11 yıl boyunca önümüzde engeller, bariyerler, imkansızlıklar oldu. Buna rağmen 11 yıl boyunca ekonomi ve demokratikleşmedeki her gelişmeyi çalışma hayatının tüm unsurlarına yansıtmanın gayreti içinde olduk" diyen Başbakan Erdoğan, çalışanların geçmişten gelen hak kayıplarını telafi etmenin öncelikleri arasında yer aldığını vurguladı.

11 yılda 5 milyon kişiye yeni istihdam sağladıklarına ve bunun çok büyük bir rakam olduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, bir yandan istihdama yeni katılanlara iş üretildiğini bir yandan da işsizlikle mücadele edildiğini belirtti. Artan nüfusa rağmen işsizliği aynı seviyede tuttuklarını, 11 yıl boyunca ücretleri enflasyona ezdirmediklerini, buna ek olarak geçmişten gelen kayıpların telafi edilmeye çalışıldığını vurgulayan Erdoğan, "Hem ücretleri hem de alım gücünü artırdık. Şu anda benim işçi kardeşimin de memur kardeşimin de 11 yıl öncesine göre satın alma gücü 11 yıl öncesiyle mukayese edilemeyecek derecede kat be kat fazladır" dedi.

11 yıl önce 184 lira olan net asgari ücretin bugün 4,5 katlık artışla 803 liraya çıktığını, artış oranının yüzde 336, reel artış oranının da yüzde 68 olduğunu hatırlatan Erdoğan, 392 lira olan en düşük memur maaşının da yaklaşık 5 katlık artışla bin 725 liraya yükseltildiğini bildirdi. İşçilerin üzerinde önemle durdukları konuların başında 1 Mayıs'ın geldiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"1 Mayıs'ı bizden önceki iktidarlar niye çözmedi? 1 Mayıs'ı tatil ilan etmeye bugüne kadar hiçbir hükümet cesaret edemedi. Ama biz çalışanlarımızın taleplerine kulak verdik, şartları hazırladık ve 1 Mayıs'ı tatil ilan ettik. Buna rağmen bu hükümetin bu kararlılığı, bu attığı adım maalesef, bütün işçilerim, bütün memurlarım için söylemiyorum, belli bir kesim için iltifat görmüyor. Müsaade ederseniz bir gerçeği de söylemek zorundayım; marifet iltifata tabidir, iltifatı olmayan marifet zayidir. İnsanoğlu bunu da bekler. Fakat biz bütün bunlara rağmen, 'at denize balık bilmezse halik bilir' dedik, yola devam ettik.

Çalışma hayatının her meselesini cesaretle ele aldık, birlikte müzakere ettik, istişare ettik ve çözüme kavuşturduk. Sizler de çok iyi biliyorsunuz, müzakere bir tarafın diğerine dayatma yapmasıyla olmaz. Müzakere diyalogla, masada kalmakla olur. Müzakere kendi talebini, kendi arzusunu dayatmak değil, karşısınındakinin taleplerini de dikkate alarak orta bir yolu bulmaktır. Bir adım atarsın karşıdaki de bir adım atar. Karşıdaki bir adım atarsa sen de bir adım atarsın, sonuçta ortak bir nokta bulunur. Müzakere ve diyalog mekanizmasını bugüne kadar başarıyla çalıştırdık ve çok önemli sorunları hep birlikte çözdük."

BİZDEN ÖNCEKİLER NİYE ÖDEMEDİ

İktidara geldiklerinde çalışma hayatının en önemli sorunlarından biri olan zorunlu tasarrufu hemen gündeme taşıdıklarını ve müzakerelerin haftalarca sürdüğünü hatırlatan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Burada bulunan örgütlerimizin bir çoğu o müzakerelerde yer aldı. Kimi zaman işçi kimi zaman işveren kimi zaman da hükümet tarafı itiraz etti. Ama ilgili bakanlarıma talimatı verdim, 'Bu işi çözeceksiniz' dedim. Bir gece sabaha kadar bir masanın etrafında konuşuldu, görüşüldü, anlaşmaya varıldı, sabaha karşı sonuç açıklandı. 13,5 katrilyon lira olarak hem ana parayı hem nemaları hak sahiplerine biz ödedik. Bizden öncekiler niye ödemedi bu paranızı? Onların da bu sorumluluğu yok muydu? Onların da şu anda bir kısmı hala siyaset yapmıyor mu? Hala bunlar siyasetin içinde değil mi? Benim işçi, memur kardeşimin hakkını niçin onlar acaba kendilerine teslim etmediler? Onların maaşlarından kesmek suretiyle gittiler maaş ödemeye kalktılar.

'Konut edindirme yardımı' dediler, yine oralardan para kestiler. O da 3 katrilyonu aştı. Onu da biz ödedik. Bunlar hep bizden önce cereyan etti. Niye onlar ödemedi? Onların böyle bir sorumluluğu yok muydu? Parayı kesen onlar değil miydi? Acaba onlara niçin bu hesaplar sorulmadı? Neredeydi sendikalar, bu hesapları niye sormadılar? Biz, bu tür talepleri beklemedik. Masamızın üzerinde bunu görünce, 'Devlet işçisine, memuruna borçlu olur mu? Arkadaşlar bu işi hemen çözeceksiniz' dedik ve anında bunu çözdük. Ulus'ta Emlak Bankası'nın depolarında çuvallar açtırdık. O evrakları tek tek inceledik, hak sahiplerini tespit ettik ve şu ana kadar KEY olayında 3,5 katrilyon ödeme yaptık. Vatandaş umudunu kesmiş. Benim devletten böyle bir alacağım var mı, yok mu bilmiyor. Biz oradan çıkarıyoruz şimdi, onları arıyoruz buluyoruz, 'Senin devletten bu kadar alacağın var, gel al' diyoruz."

ÇÖZÜM YOLUNA KOYACAĞIZ

"Önce insan" ve "Benim insanımın nerede alacağı, hakkı var, bulup çıkaralım, kendisine teslim edelim" anlayışıyla çalışmaya devam ettiklerini söyleyen Başbakan Erdoğan, Sosyal Güvenlik Kanunu'nun, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun, Sendikalar Kanunu'nun taraflarla beraber çıkardıklarını, asgari ücretin, işçi ve memur maaşlarının tespitinin müzakere, diyalog ve çözümle yapıldığını anlattı. Başbakan Erdoğan, "Bu diyaloğu azaltmadan daha da artırarak, mevcut sorunlarımızın hepsini de inşallah çözecek, çözüm yoluna koyacağız" diye konuştu.

Ekonomik ve Sosyal Konseyin, Anayasa değişikliğiyle anayasal bir kurum haline getirildiğini, konseyin yasasıyla ilgili çalışmalara da hız verildiğini aktaran Başbakan Erdoğan, yasanın çıkmasıyla diyaloğun daha da güçlendirileceğini belirtti. 10. Çalışma Meclisinin gündeminde 6 başlıkta çok önemli konular olduğunu, 2 gün boyunca bunların konuşulacağını ve tartışılacağını söyleyen Erdoğan, bu konularla ilgili değerlendirmeler yapacaklarını ifade etti.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.