Balyoz sanığı paşadan intikam yemini iddiası
Dehşete düşüren ses kaydı. Balyoz sanığı Tuğamiral Cem Aziz Çakmak'a ait olduğu iddia edilen ses kaydında kan donduran tehditler yer aldı.
Balyoz sanığı Tuğamiral Mehmet Fatih İlgar'a ait olduğu iddia edilen itiraflarının ardından internete şok bir ses kaydı daha düştü.
Buna göre Çakmak, "İki sene içinde Balyoz'un rövanşı olacak, çok can yanacak. Kendilerine en güvendikleri anda çoluk çocuk demeden rövanşı alacağız" diyor. İşte Çakmak'a ait olduğu iddia edilen inanılmaz ifadeler:
KENDİLERİNE ÇOK GÜVENDİKLERİ İÇİN ZAYIFLAR
Şimdi ben şuna inanıyorum. Bir insanın en zayıf olduğu zaman ne zamandır biliyor musun? Kendine çok güvendiği zaman. En zayıf olduğu zaman o zamandır. Ben bu kadar söyleyeyim yeter. Biz de çok güvendik ondan zayıftık. Şimdi de aynı hatayı onlar yapıyor.
KARACILAR DA YÜREKLİ ADAM ÇOK AZ
Biz 80'den sonra çok değişik bir subay tipi yetiştirdik. Menfaatlerine düşkün. Yurtdışı ve görevlere. Efendim paşa olmaya. Memleket meselelerinden uzaklaşmaya, öğrenmemeye. Bak öğrenmek yerine ne bileyim komutanın eşine reçel yapıp götürtmeye. O tip insan yetiştirdik. Çok ciddi söylüyorum bunu da. Ve onlar seçildi. Bugünkü sıkıntının sebebi odur. Bizde Deniz Kuvvetleri'nde biraz daha farklı ama Karacılar'da tamamen böyle. Yani yürekli adamsayısı çok az.
MAHKEMEYE 'ŞEREFSİZLER' DİYE BAĞIRDIM
Ben yalvardım onlara "Ne olur bunlara boynunuzu eğmeyin. Yani 'savunmalarınızda eğmeyin' diye. Ben 'sayın başkan' falan demiyorum artık. "10. Ağır Ceza Mahkemesi üyeleri" diye bağırıyorum. Ne sayın başkan ne sayın üyeler. Hiç öyle şey yok bende. Muvazzaf Denizciler'in bir tanesi söylemedi. Hepsi 10. Ağır Ceza Mahkemesi. Ve hepsi siyasi konuşma yaptı. Şunu söyledim. En sonunda dedim ki "Bu şerefsizlere sesleniyorum" onlara bakıyorum ama. "Dış mihraklara uşaklık eden şerefsizlere sesleniyorum" derken onlara böyle bakıyorum tabii. Kafalarını eğiyorlar böyle. "Bu koltuklara oturacaksınız vatana ihanetten yargılanacaksınız" dedim. Hemen salonda başladı şey. Atarım matarım yine hâkim.' Bunlar bizi esir aldı.
ÇOCUĞUNA KADAR BU İŞ BÖYLE
Hep onu söylüyorum. Allah rövanşını göstermesin onlar için. Çünkü biz bir daha böyle bir rövanşta böyle bir hata yapmayız yani. Yani Atatürk isyan oldu mu "Çoluğu çocuğu kalmasın götürün, şehri götürün" diyormuş. Adam, görüyor yani. Çocuğuna kadar. Bu iş böyle. Kendilerine en güvendikleri an en zayıf oldukları andır. Umut, "özgürlük savaşçılarının can simidiymiş" Mandela öyle diyor. 29 yıl yatıyor Mandela hücrede. Onun için umudu hiç bırakmayacağız. Umudumuz hep olacak.
BU ÜLKEDEN KAÇACAKLAR
Tabii bu daha süreç alacak daha ne kadar çekeriz bilmiyorum. Ama çok uzun süreceğini sanmıyorum. Bakalım kaç kişiyi bırakırlar, bırakırlar mı? Yani olmazsa da iş uzun sürmeyecek artık. Yani aldığımız haberler o yönde bizim. Sağlam kaynaklar. Bunun hesabı sorulacak. Tarihin yargısından kaçmaları mümkün değil. Kimse kaçamaz. Kimse. Yani bunların yatacak yerleri yok. Bunları toprak reddeder, naaşlarını toprak reddeder şerefsizim. Bir iki sene içerisinde bu manzara tam tersine dönecek. Bak söylüyorum bunu. Dersin ki "Bunu bir paşam söylemişti" dersin. Adamlar kaçacaklar. Bu ülkeden kaçacaklar çoğu. Ve rövanşı çok farklı olacak. Çok kişinin canı yanacak. Yani bunun rövanşında çok can yanacak.
AÇ KALACAKLAR
Neler var, neler var, şu anda bizim bildiğimiz neler var. Yani Almanya başka bir şey söylüyor, Amerika başka bir şey söylüyor. Alman istihbaratı var, CIA var. MOSSAD var. Onun için onlar şimdi çok büyük çalkantı içindeler. Çok. Ciddi. Tıkandılar. Bir sürü hesaplaşma olacak. İki sene çok belki bir sene içinde. Eğer biz buradan bir çıkarsak bu dışarıdakilerle çok ciddi bir hesaplaşma olacak, çok ciddi hem de. İlk şeyimiz ne biliyor musun? Aç kalacaklar. Bak söyleyeyim. Aç kalacaklar. Öyle başlayacak zaten. Bu kadar da boş değiliz ya.
Ülke iç savaşla kendine gelir
Tuğamiral Ilgar'a ait olduğu iddia edilen ses kaydında da benzer ifadeler yer almıştı. İç savaş öngörüsünün bulunulduğu kayıtta şu ifadeler dikkat çekmişti: "Çıktıktan sonra da güzel planlarımız var. Savaşsa savaş yapacağız. Yapacak bir şeyimiz yok yani. Burada bitmemesi lazım bunun. Bir iki aya kadar da ve bilgiler de gelen bilgiler de emareler de o yönde. Bir yasa tasarısı gündemde. O yasayla bizi çıkaracaklar. Bu ülke ya ekonomik krizle ya bir iç savaşla kendine gelecek. Bu iki seçenekten bir tanesi kapımızı çalacak. Ondan sonra dönüş yolu orada başlayacak."
BUGÜN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.