Bakan Kasapoğlu: 57. Alay kardeşlik tapusudur
Gençlik ve Spor Bakanı Kasapoğlu: 57. Alay kardeşlik tapusudur
Gençlik ve Spor Bakanı Kasapoğlu, "57. Alay bu milletin tefrikayla bölünmeyeceğini, isminin sonsuza dek bu coğrafyadan silinmeyeceğini dosta düşmana ilan eden kardeşlik tapusudur." dedi.
Sinan Balcıkoca |25.04.2019
Çanakkale
Çanakkale Kara Savaşları'nın 104'üncü yıl dönümü dolayısıyla gerçekleştirilen "57. Alay Vefa Yürüyüşü"nün tamamlandığı Conkbayırı Anıtı'nda tören düzenlendi.
Anıta çelenk bırakılmasından sonra saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Program, saygı atışı ve Kur'an-ı Kerim tilavetiyle devam etti.
Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, törende yaptığı konuşmada, evlattan ecdada uzanan bir köprüyü birlikte inşa etmek amacıyla tertip edilen "57. Alay Vefa Yürüyüşü"ne katılmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi.
Bakanlığın bu güzel organizasyonunun geleneksel hale getirildiğini vurgulayan Kasapoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bakanlık olarak, bu yürüyüşlerin ilk gününden bugüne kadar yüzlerce gencimize tarihin kapılarını aralamış olmak bizim için ayrı bir bahtiyarlık vesilesidir. Bu buluşmanın gerçekleşmesinde emeği geçen bütün çalışma arkadaşlarıma teşekkür ederim. Şair ne güzel sesleniyor; 'Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker. Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer.' Bu mısralarla mertebesi tarif edilen kahramanlar, bundan yıllar evvel tam burada adeta ölüme meydan okuyup toprağa düştüler, uğruna can verdikleri bu topraklar için birer tohum oldular. Devrin bütün teknik silahlarıyla donanmış işgalcilere karşı göğüslerini siper ettiler fakat yollarından dönmediler. O gün düşmanda imkan, yiğitlerimizde ise iman vardı. O gün burada teskere alıp eve dönmenin değil, gerekirse bu memleket için şehadete yürümenin hayalini kuran 57. Alay vardı."
"Süngüleriyle bir büyük destan yazdılar"
Kasapoğlu, 57. Alay askerlerinin geride miras olarak ev, arsa değil, koca bir vatan bırakmak istediğini dile getirdi.
O kahraman askerlerin, kendi isimlerinden vazgeçip "Mehmetçik" olduklarını anlatan Kasapoğlu, "Kendilerine taarruzu değil, ölmeyi emreden kumandanlarının işaret ettiği hedefe korkusuzca koştular. O hücumun sonunda askerimizin pek çoğu şehit oldu belki ama tarihe geçen mücadelesiyle 57. Alay da işgalcilerin yüzünde bir tokat gibi patladı. Bu milletin yiğit evlatları, Conkbayırı'nda bütün güç hesaplarını darmadağın ederek süngüleriyle bir büyük destan yazdılar. Bu toprakları kendilerine mülk, bu milleti menfaatlerine köle yapacağını hayal eden işgalciler tarihin tozlu yaprakları arasında kaybolup gittiler ama kanlarıyla bayrağımıza rengini veren aziz şehitlerimiz, bu topraklarda tarihin altın sayfalarına asla silinmeyecek izler bıraktı." ifadelerini kullandı.
Bakan Kasapoğlu, şehitlerin istiklal için verdiği bu mücadelede, herkes için alınacak çok önemli ders ve ibretler olduğuna dikkati çekti.
O gün buraya memleketin dört bir yanından çıkıp gelen, şehirleri, dilleri, hikayeleri farklı da olsa kalpleri aynı aşkla çarpan vatan evlatlarının bulunduğunu söyleyen Kasapoğlu, "O yiğitler, o vatan evlatları, kutlu bir gayenin etrafında ve istiklalin sembolü olan hilalin gölgesinde birleşmeyi bildiler. Onlar Diyarbakırlı, Trabzonlu, Edirneli, Erzurumlu, Antalyalı idi ancak her şeyden önce onlar aynı medeniyetin çocuklarıydı. Künyelerinin kayıtlı olduğu şehirlerin farklılığı bugün dahi bu milletin en büyük gücü olan birliğimizin önünde bir engel teşkil etmedi." değerlendirmesinde bulundu.
Kasapoğlu, şunları kaydetti:
"57. Alay bu milletin tefrikayla bölünmeyeceğini, isminin sonsuza dek bu coğrafyadan silinmeyeceğini dosta düşmana ilan eden kardeşlik tapusudur. Cennet uykularına dalmak için bu topraklardan ebediyete yürüyen şehitlerimiz arasında Kerkük'ten, Filistin'den, Bakü'den, Balkanlar'dan gelenler de vardı. İstanbul'u muhafaza ve müdafaa etmek için cepheye koşan o yiğit askerler, günümüzün strateji haritalarını aşan bir kutlu mesajın taşıyıcılarıdır. Onların Çanakkale'deki mezar taşları, bu aziz milletin hudutlara sığmayan büyük medeniyet davasının meşaleleri olarak bu topraklarda ışıldamaya devam ediyor. Bugün bütün mazlum milletlerin gözü kulağı Türkiye'deyse bu, Türkiye'nin sadece Türkiye'den ibaret olmadığının en müşahhas delilidir."
"Bu emanete hakkıyla sahip çıkmak zorundayız"
Vatan tehlikeye düştüğünde bu toprakları işgalci çizmelerine çiğnetmeyen o yiğitlerin, Türk halkına taşınması zor ama bir o kadar anlamlı bir emanet bıraktığını vurgulayan Kasapoğlu, "Bu emanet, Türkiye'dir. Ona hakkıyla sahip çıkmak mecburiyetindeyiz." diye konuştu.
Kasapoğlu, bu konuda ihmalkarlık yapmak gibi bir hak ve lüksün olmadığına işaret ederek, bunun aksinin dostu üzmek, düşmanı sevindirmek manasına geleceğini belirtti.
Çanakkale'nin her karış toprağının şehit kanıyla sulandığını, bu topraklarda esen rüzgarların bugün hala 104 yıl önce yazılmış şanlı kardeşlik destanının seslerini taşıdığını dile getiren Kasapoğlu, gençlere şöyle seslendi:
"O gün şehit düşen kahramanlar, aynı istikamete yürüyüp vatan için omuz omuza mücadele vermenin en güzel örneklerini verdiler. Onlar arasında her meslekten, her kabiliyetten genç insanlarımız vardı. Onlar arasında sporcularımız da vardı. Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe gibi spor kulüplerimizde farklı renklerde formaları terletenler, Çanakkale Cephesi'nde aynı sancağa kanlarıyla renk vermişlerdir. Gönül verdiğimiz renkler farklı olsa bile ay yıldızın ışığı altında hepimizin rengi kırmızı-beyazdır. Beşiktaşlı Kaptan Kazım'ın, Galatasaraylı Hasnun Bey'in, Fenerbahçeli Arif Bey’in bize anlattığı hakikat budur. 'Arma farklı ama sancak aynı' diyerek yeri geldiğinde omuz omuza vermek, el birliği, iş birliği, güç birliği yapabilmek, o şehitlere karşı en büyük borcumuzdur. Bugün ve ömrünüzün sonuna dek yürüyeceğiniz bütün yolları, bu şuur ve bu şiarla katetmenizi temenni ediyorum. Asırlar sonra bile hala dillere destan olacak 57. Alay'ın her bir kahramanını, Çanakkale Savaşları'nın kumandanlarını ve bütün aziz şehitlerimizi minnetle, rahmetle yad ediyorum."
"Onlar dönmeyi asla düşünmediler"
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) adına konuşan Albay Bahattin Kamal da tarihin şeref sayfalarından birini oluşturan Çanakkale Zaferi'ni, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve 57. Alay'ın kahraman Mehmetçikleri ile aziz şehitleri anmak, onların ayak izlerini takip etmek ve yaşadıklarını anlamak üzere, manevi huzurlarında bulunduklarını anlattı.
Kamal, Çanakkale Savaşları'nın, kurtuluşa giden yolu açan ve Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü tarih sahnesine çıkaran, kanla yazılmış bir kahramanlık destanı olduğunu hatırlattı.
Kınalı kuzuların bir karış vatan toprağını düşmana çiğnetmeme uğruna kendilerini kurban ettiğini vurgulayan Kamal, "Alay'ın yaş ortalaması 24'tü. Okullarını, nişanlılarını, eşlerini, çocuklarını, ana ve babalarını bırakarak cepheye koşan bu gençler bir daha geri dönmediler çünkü onlar dönmeyi asla düşünmediler." dedi.
Kamal, gençlere seslenerek, "Kahraman 57. Alay'ın her ferdi, bulunduğumuz bölgede düşmana karşı koyarken şehadet şerbetini içmiş ancak vatanını düşmana asla çiğnetmemiştir. Çanakkale'de devleşen, gönüllerimizde ebedileşen yüce kahramanlar, ruhlarınız şad olsun." ifadelerini kullandı.
57. Alay'ın temsili sancağının devir teslimi
Konuşmaların ardından 57. Alay'ın temsili sancağının devir teslim töreni yapıldı.
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesinden Saffet Çolak ve Ahmet Civelek, temsili sancağı, İstanbul Üniversitesinden Emir Alp Turgut ve Kürşat Mücahit Topçugil'e teslim etti.
Törene, Çanakkale Valisi Orhan Tavlı, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Musa Avsever, 2. Kolordu Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanı Tümgeneral Hüseyin Kurtoğlu, Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, askeri yetkililer ve protokol üyeleriyle çok sayıda öğrenci katıldı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.