Bakan Bağış'tan TURKAK'la ilgili kanun taslağı
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Bağış '' TÜRKAK'ın akreditasyon yetkilerinin askıya alınmasını engelleyecek birtakım çalışmaları gerçekleştirdik ve bir kanun taslağı hazırladık'' dedi.
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) ile ilgili özellikle kurumun akreditasyon yetkilerinin askıya alınmasını engelleyecek birtakım çalışmaları gerçekleştirdiklerini ve bir kanun taslağı hazırladıklarını söyledi.
Bağış'ın himayesinde düzenlenen Dünya Akreditasyon Günü resepsiyonu, Avrupa Birliği Bakanlığı Ortaköy Ofisi'nde gerçekleştirildi.
Resepsiyonda konuşan Bağış, böyle anlamlı bir etkinliğin dünyada barış ve kardeşliğin, hoşgörünün akreditasyonuna sahip ender şehirlerden birinde, İstanbul'da, bir cami, bir kilise, bir havraya yaklaşık 50 metre uzaklıkta gerçekleştirilmesinin son derece anlamlı olduğunu söyledi.
İStanbul'un apayrı bir şehir olduğunu, içinden nehir geçen çok şehir olmasına karşın içinden deniz geçen tek şehrin İstanbul olduğunu ifade eden Bağış, Roma, Bizans ve Osmanlı imparatorluklarına başkentlik yapan bu şehrin, geçen yıl Avrupa Kültür Başkenti, bu yıl da Avrupa Spor Başkenti olduğunu kaydetti.
Bağış, ''Her açıdan kendini akredite ettirmiş bir şehir İstanbul'' dedi.
TÜRKAK'ın, 10 Nisan itibarıyla kendi bakanlığının ilgili kuruluşlarından biri haline geldiğini aktaran Bağış, şöyle devam etti:
''Sanayi Bakanlığı Müsteşarımızın da çok büyük desteğiyle kısa bir sürede arkadaşlarımız TÜRKAK Genel Sekreteri İrfan Aksoy ve diğer ilgililerle çalıştılar ve TÜRKAK ile ilgili özellikle TÜRKAK'ın akreditasyon yetkilerinin askıya alınmasını engelleyecek birtakım çalışmaları gerçekleştirdik ve bir kanun taslağı hazırladık. Taslağımızı dün 8 dakikada Bakanlar Kurulu'na sunduk ve yaklaşık 15 dakikalık kısa bir değerlendirmeden sonra da Bakanlar Kurulumuzun onayından geçti. Bugün itibarıyla TÜRKAK yasasıyla ilgili tüm imzalar tamamlandı. İnşallah yarın da Meclis'e sevk edilecek.''
Bağış, TÜRKAK'ın bugüne kadar başarıyla sürdürdüğü çalışmaları daha da başarılı bir şekilde yürütmesi için hep beraber ter dökeceklerini vurguladı.
Egemen Bağış, TÜRKAK'ın Türkiye'den evvel AB üyesi olduğunu, kurulduğu 2001 yılından hemen sonra 2002'de AB'nin ilgili kurumları tarafından akredite edilmiş, verdiği belgeleri kabul edilen, her açıdan alnı ak bir kuruluş olduğunu ifade etti.
TÜRKAK'ın her akredite ettiği kurumla Türkiye'nin AB hedefine bir adım daha yaklaşmasını sağladığını vurgulayan Bağış, TÜRKAK'ın kararlı çalışmalarının sadece Avrupa coğrafyasında değil, Orta Doğu'da da Balkanlar'da da Kafkaslar'da da Türkiye'ye ayrı bir saygınlık kazandırdığını belirtti.
Egemen Bağış, TÜRKAK'ın elde ettiği başarılı neticelerin artık bölgede ilham kaynağı olmaya devam ettiğine işaret etti.
Her yıl Dünya Akreditasyon Günü'nde bir tema seçildiğini, bu yılki ''Akreditasyon Gıda Güvenliğine ve Temiz İçme Suyuna Ulaşmayı Sağlar'' temasını çok anlamlı bulduğunu kaydeden Bağış, gıda güvenliğinin daha müreffeh bir dünya düzeni için çok elzem olduğunu söyledi.
Gıda güvenliğinin neresinden bakılırsa bakılsın siyasi bir konu olduğunu belirten Bağış, o açıdan gıda güvenliğinin insan onuru ve yaşamının temel gereği olarak görülmesi gerektiğini bildirdi.
''Komşusu açken tok yatan bizden değildir'' sözünü anımsatan Bağış, bugün dünyada kilo vermek, zayıflamak için diyet ve spor salonlarında harcanılan paranın miktarının toplamının, dünyada açlıkla mücadeleyi tam başarıya kavuşturacak kadar çok olduğuna dikkati çekti.
Bağış, ''Güvenli gıdanın güvenli şekilde insanlara ulaşımı konusunda çok ciddi sıkıntılar olduğu için kimileri zayıflamak için çaba harcarken kimileri de aç kalmamak, açlıktan ölmemek için mücadele ediyor. Bunun en yakın örneğini, fotoğrafları hiçbir zaman beyinlerimizden silinmeyen Somali'de gördük'' şeklinde konuştu.
Somali'ye 30 yıl aradan sonra giden ilk hükümet başkanı, devlet başkanının Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı olduğunu anlatan Bağış, bir ayda Türkiye Cumhuriyeti'nin hayırsever insanlarının Somali halkı için 300 milyon liranın üzerinde para topladığını belirtti. Bağış, bugün Afganistan'da, Pakistan'da, Gazze'de, Haiti'de Türk hayırseverlerinin, Türk firmalarının ve kurumlarının çabalarıyla hayata tutunan milyonlarca insan olduğunu dile getirdi.
-''Demokrasiye hep beraber sahip çıkmamız lazım''-
Pakistan'daki sel felaketinden sonra orayı ziyaret ettiğini anımsatan Bağış, Pakistan'ın sıradan bir ülke olmadığını, dünyanın ciddi güçlerinden biri olduğunu ve nükleer silahı bulunduğunu anlattı.
Buna rağmen oradan bir yağmur yağdığında yüzlerce insanın, on binlerce insanın hayatını kaybettiğini ifade eden Bağış, ''Diyeceksiniz ki demokrasi ile selin ne alakası var? İşte demokrasi olmayınca ülkenin kaynaklarını atom bombası yapmaya seferber eden zihniyet, su gideri yapmayı ihmal ediyor. Toplumun gerçek ihtiyaç ve gereksinimlerini göz ardı ediyor. O nedenle hangi alanda çalışırsak çalışalım, demokrasiye hep beraber sahip çıkmamız lazım'' diye konuştu.
Bağış, bu ülkenin gerçekten şeffaf, müreffeh bir toplum hedefini yakalayabilmesi, 2023 yılına gelmeden Atatürk'ün hedef gösterdiği çağdaş medeniyetler seviyesini yakalamış, dünyanın en güçlü 10 ekonomisinden biri olması için de birlikte çalışılması gerektiğini, herkese çok önemli görevler düştüğünü söyledi.
GAP projesinin, Türkiye'nin kalkınması için çok önemli olduğuna işaret eden Bağış, gıda güvenliği ve temiz suya ulaşmada GAP projesinin çok büyük rol oynayacağını kaydetti.
Egemen Bağış, ''Bundan sonra gıdanın ve suyun güvenliğinde, vatandaşlarımızın tükettiği veya dünya halklarına buradan gönderdiğimiz ürünlerin güvenli olmasında birlikte çalışmak umuduyla. Durmak yok, reforma devam'' şeklinde konuştu.
Kaynak: Haber 7
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.