Bakan Albayrak: 'FETÖ, IŞİD ve PKK'dan daha tehlikeli'
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, FETÖ/PDY'nin, IŞİD ve PKK'dan daha tehlikeli olduğunu söyledi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, NTV'de gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Albayrak, 15 Temmuz gecesini şöyle anlattı: "Kabine üyelerimiz basına çıkıp görüşmeler yapıyorlar ama bu yayının mahiyeti farklı. Medya vesilesiyle sizlerin o dönemlerdeki dik duruşunuz için teşekkür ediyorum. Biz o gün gayet sıradan bir gün, akşam oturduğumuz süreçte Beylerbeyi'de bir hareketlilik, orada askerin sivil halka ve polis yönelik yapmış olduğu olağandışılığı aktarmış olduğu bir süreç. İlk telefon konuşmasında biz çok ihtimal vermedik. Muhtemelen sizde ilk gelen bilgilerde aynı şekilde ihtimal vermemişsinizdir. Telefonlar gelmeye, bilgiler gelmeye başlayınca bir noktadan sonra artık farklı bir psikolojiye farklı bir stratejik adım atma gereğine ihtiyaç duyulduğunu görüyorsunuz. Nitekim artık 3 konuşmadan sonra biz masadan ayrıldık başka bir odaya geçtik sayın cumhurbaşkanımızla. Öncelikli olarak başbakanımız olmak üzere ilişkili kurumları aradık. Ulaşamadıklarımız oldu. Ulaştıklarımız oldu. Özellikle İstanbul ve Ankara’nın güvenliği noktasında ciddi bir stratejinin gerektiğinde hareketle valimiz ve emniyet müdürümüzle, Ankara’daki valimizle irtibata geçerek bu sürecin hızlandırılması, telefonu kapalı olanlar, uçakta olanlar, ulaşabildiklerimizle bu süreci hızla ilerletmeye çalıştık. İnsanların yöneticilikleri, liderlikleri kritik süreçlerde belli olur. Tartışmasız Türk tarihinde belki Osmanlı’da dahil bu kadar kritik bir süreci yaşamıştık. Böyle bir süreci Cumhurbaşkanımız çok soğukkanlılıkla, güçlü, cesur ve hiç heyecanlanmadan yönetti. Belki en ama en kritik cümle bu olabilir".
Albayrak, 'Siz ilk öğrendiğinizde ne düşündünüz?' sorusuna, "İnsan bu tip olayları yaşadığında farklı bir psikolojiye girebilir. Az çok karakterinizi fıtratınızı biliyorsunuz ama kriz dönemlerinde nasıl refleksler verebileceğini de o anlarda tecrübe ediyorsunuz. Nitekim son 10 yılda Türkiye'nin yaşadığı ve benzeri farklı krizlerin içinde yer alarak birçok şeye şahitlik ettik. Paralel dediğimiz bu yapıyı çok yakın tanımış olmaktan öte yapacaklarını tanımaktan öte Türkiye'nin şu ana kadar gelmiş olduğu olgunluk iklimini de belki biraz yakından bilmekle alakalı kanaatim hiçbir zaman olumsuz olmadı. Hem millet olarak, hem bu ülkenin başındaki liderlik olarak, hem de duruş olarak Türkiye'nin bu süreçten güçlü bir şekilde çıkacağıyla ilgili Cenab-ı Allah kalbine zerre kadar korku, heyecan, sıkıntı, stres vermedi. Bu sürecin yönetilmesi kararlar veriyorsunuz, doğru kararlar vermeniz gerekiyor. Burada biz elimizden geldiğince bu sürece destek olup cumhurbaşkanımızın en doğru kararları almasıyla ilgili elimizden geldiğince bir şeyler yapmaya çalıştık. Ama tüm bu sürecin başından sonuna kadar liderlik işte böyle bir şey, cumhurbaşkanımızın çok başarılı bir süreç yönetti" cevabını verdi.
Albayrak, 'Aldığımız bilgilere göre çocukların o sürece tanık olmaması konusu da düşünülmüş galiba' sorusu üzerine, "Biz mümkün olduğunca hissettirmemeye çalıştık. Büyük oğlum 10 yaşında, kızımız 7 yaşında, ufaklık daha 1 yaşında bile değil. Oğlan ve kız daha fazla farkındalar tabi. O süreçteki bizim yansıtacağımız atmosfer ve iklimin onların kişiliğini ve psikolojisini de etkileyeceğinin farkında olarak bunun içinde olayı ekstra sakin şekilde yönetmek için de çaba sarf ettik. Ama oğlan biraz daha büyük olduğu için geçen gece yine konuştum biraz onunla, iletişim kurarak bu süreci mümkün olduğunca doğru atlatmaları, hafızalarında doğru yer etmesi için çaba sarf ediyoruz. Ama hayatta bazı şeyler yaşanıyor yapacak bir şey yok. Keşke yaşanmasıydı ama yaşandı. Öldürmeyen acı güçlendirir sözü var çok sık kullandığım. Yeter ki bunları doğru yönetebilelim. Sadece kendi çocuklarım için söylemiyorum bunları tüm Türkiye içinde muazzam bir kazanım" dedi.
Albayrak, 'Cumhurbaşkanı hanımefendinin ve eşiniz hanımefendinin yaşadıkları, ortam veya durumlarıyla ilgili neler söylersiniz?' sorusuna, "Hepimiz birlikteydik. Kararlarımızı aldık ailecek toparlandık helikoptere geçtik. Orada gayet sakin alternatifler değerlendirildi. Helikoptere geçiş ve oradan hangi uçağa geçilecek konusu ki 4 alternatif belirlemiştik. Aydın, İzmir, Bodrum ve Dalaman. Dördüyle ilgili hazırlık yapılıp son saniyeye kadar hangi limana inip uçağa geçeceğimizi de söylemedik. Bu alternatiflerden sonra nereye gideceğimizi de son ana kadar söylemedik. Dolayısıyla gayet soğukkanlı gayet cesur bir ailenin ferdi olarak bir kez daha tüm ailemle gurur duydum" cevabını verdi.
'Uçaktaki istişare toplantısında bir şey var mıydı?' sorusu üzerine Albayrak, "Uçaktan biz telefon görüşmelerine devam ettik. İneceğimiz havaalanı alternatifleri içinde İstanbul Sabiha Gökçen ve Atatürk. Sabiha’da sıkıntı devam ediyor Atatürk’te biz binerken kulenin kurtarıldığı bilgisiyle birlikte o alternatifte masanın üzerindeydi. Sonra pilotun verdiği bilgiler bazı sıkıntılar oluştu. Son dakikaya kadar uçaktaki telefon görüşmeleri içinde kulenin tekrardan sağlıklı şekliyle kontrol altına alındı bilgisi yoktu. O arada devamlı cumhurbaşkanımızı görüşmeler yapıyor. En son kararı Cumhurbaşkanı tüm riskleri göze alıp Atatürk’e karar verdikten sonra oraya inişimizi gerçekleştirdik. O süreç uçakta çok heyecanlı geçti tabii" diye konuştu.
'Cumhurbaşkanı Erdoğan üzerimizden jetler geçiyor diyordu kimden oldukları belli miydi o sırada?' sorusuna Albayrak, "Hiç şüphemiz yoktu bu ülkeye hizmet eden pilotlardan olmadığı çok açıktı. Biz kimlik belirtmeden sahte kimlikle havalandığımız bu uçağın inişiyle ilgili sürecin sonraki konuşmalardan ve bilgilerden takip ettiğimiz sürece hem otel, hem helikopter hem uçakla ilgili koordinasyon ve aralarındaki görüşmelerden fark ediyoruz ki oteli helikopteri ve uçağı yakından takip ediyorlar. Ama tam tespit edemiyorlar. Çünkü biz çok gizli strateji ile ilerledik. Kader planında planın da sizin yaptığınızın çok cüzi bir ehemmiyeti yok. Mutlak kaderin sahibi bir şeyi takdir edecekse işte gözünüzün önünden geçer kimse sizi görmez. Böyle bakmak lazım. Burada insanların duası, sevgisi, muhabbeti, Cenab-ı Allah’ın mutlak takdiri her şeyin ötesinde. Üzerimizden geçtiler ama göremediler. Helikopterle biz çıktık onlar geldiler" diye cevap verdi.
'Halkın sokağa çıktığı haberi ne zaman geldi?' sorusuna Albayrak, "Biz otelin önüne geçip canlı bu açıklamayı yaptığı zaman sayın cumhurbaşkanımız içeri girdiğimizde biz canlı yayınlandığını zannediyorduk. Ama sonra öğrendik ki TRT ve Anadolu Ajansı’ndaki sıkıntıdan bu da gerçekleşmemiş. Bu gerçekleşmediği için biz tek tek hemen en hızlı bağlananlarla birlikte siz de dahil Cumhurbaşkanımızın mesajının hemen iletilmesi gerektiği kararını anında orada verdik. Halkın sokağa çıkması da bize telefonla dönen yetkili emniyet müdürlerimiz, valilikler, sivil toplum örgütleri, bize ulaşan eş dost, sivil toplum örgütleri noktasında Taksim’de havaalanında veya en önemlisi köprüde birçok vatandaşımız maalesef şehit oldu köprüde. Halkımızın televizyonda bu mesajı aldıktan sonra başkomutandan, cumhurbaşkanından artık her şeyi bir tarafa bırakıp ülkenin özgürlüğü noktasında sokağa çıkma olayını mütemadiyen takip ettik. Bu tabi güzel bir şey. Ne kadar üzücü bir olay olsa da bu kadar da birleştirici bir olay olması itibariyle de önemlidir" cevabını verdi..
'Havaalanına indikten sonra Cumhurbaşkanı'nın aracı ilerlerken motor kaputunun üzerinde biri vardı. Siz miydiniz o?' sorusu üzerine Albayrak, "Vatandaşlarımız o çağrıya cevap verme noktasında o kadar kalabalık şekilde meydanlara ve havaalanlarına yönlenmişler ki benim hayatımda gördüğüm en yoğun ve coşkulu izdihamlardan birisiydi. Uçaklar tepemizde döndüğü için ben hemen arabadan çıkıp cumhurbaşkanımızın bir an önce içeri geçmesi lazımdı toplantılar ve güvenlik açısından. İnsanlar etrafı doldurmuşlar müthiş bir sevgi ama bir nevi duygusal bir tepkiyle arabanın üzerine çıkıp vatandaşlarımızın yolu açma ve teskin etme ile ilgili bir müdahalem oldu" dedi.
'Devlet Konukevi'nde orada en dikkat çekici aklınıza kazınmış bir an var mı?' sorusuna Albayrak, "O süreç artık biz indikten sonra artık başka bir safhaya geçtik. Benim şahsi kanaatim birkaç tane kırılma var bu süreçte. Birincisi, cumhurbaşkanımızın halka hitabıysa, ikincisi ordu komutanlarımızın durum açıklamaları, üçüncüsü bizim İstanbul'a inmekse eğer bu ve benzeri kırılmalarla birlikte sürecin tersi dönmesi, halkın meydanlarda daha coşkulu şekilde bu süreci yönetmesi ve ondan sonraki süreçte cumhurbaşkanımız İstanbul'daki devlet konuk evinde hızlı bir koordinasyonla basın açıklaması öncesi ve sonrasındaki süreçte İstanbul'dan tüm olayın koordinasyonunu ve yönetimini daha hızlı ve güçlü şekilde yönetmesi. İstanbul'a geldikten sonraki süreç daha kolay bir süreç. Psikolojinin tersi dönmeye başladığı, halkın ilk şoku atlatıp ne oluyorla ilgili sürecin başlaması ve başkomutanın olaya birinci elden halkın içinde birinci elden yönetmeye başlaması. Biz o gece uyumadık çok yakın şekilde en ince detaya kadar cumhurbaşkanımız süreci yönetti. Boşluk oluşmaması noktasındaki süreç, Akıncı Üssü ile ilgili alınan kararlar, İstanbul emniyetiyle ilgili alınması gereken kararlar" cevabını verdi.
'Sayın Cumhurbaşkanı'nın yaveri şüpheli olarak gözaltına veya tutuklu olması şu anda bunun düşündürdüklerini paylaşmak ister misiniz?' sorusunu, Albayrak, "Tabii Cumhurbaşkanının yaveri üzerinde değil de askeriyenin içinde ne kadar farklı birimlere, seviyelere, bölümlere kişilerin arasında bu yapının sızdığıyla ilgili bir düşünce vardı, araştırma, rapor vardı. Bu sürecin zamanlaması da acaba hem bu yargıdaki tasfiyeyle, ne kadar bu yaşta ciddi sayıda paralel olma ihtimalinden öte paralel olduğuyla ilgili ciddi tespitler bulunan paşaların veya albayların veya subayların tasfiyesiyle ilgili sorusunu da beraberinde getiriyor. Bundan dolayı mıdır ki YAŞ'tan hemen önce bu işin hızlandırılıyor olması. Bence ihtimallerden birisi bu. Askerinin içinde olsun diğer kurumların içinde olsun hep böyle bir yavaş adım atma daha dikkatli demokrasi ve hukuk kurallarına saygılı hareket etme kaygısıyla bugüne kadar yapıldı bu işler. Artık Türkiye'de ortaya çıkan bu resimden sonra çok daha hızlı şekilde devletin bir çok kurumuna sızmış bu yapının daha hızlı şekilde tasfiye edileceğini düşünüyorum. Nitekim OHAL'in çıkma sebebi de budur. Burada devlete bir OHAL var vatandaşa değil. Devletin bu temizliği hızlı şekilde neticelendirmesiyle alakalı bir OHAL var. OHAL'le birlikte inşallah bu KHK'ların hızlı şekilde uygulanmasıyla birlikte, bu yapıya alternatif oluşturabilecek, soru işareti oluşturabilecek her türlü sıkıntıyı hızlıca tasfiye edeceğiz" diye cevapladı.
'Hulusi Akar'ın ifadesini nasıl yorumlarsınız?' sorusu üzerine Albayrak, "Özellikle bu terör örgütü başıyla ilgili kısmı ifade ediyorsanız bundan 79 milyonun zerre şüphesi yok zaten. Bu darbeyi kurgulayanların bu yapıyla ilişki olduğundan kimsenin şüphesi yok. Öyle bir yapı ki bu yapının dönüştürdüğü birçok insan sözde benim arkadaşım diyebileceğim çok insana şahit olduk. Bu yapının bu kadar sapkın bir yapıya dönüşebileceği hikayesi... Onun için diyorum IŞİD'den DAEŞ'ten veya PKK'dan daha tehlikeli. Bu adamı kaç kere gördün hayatında? Olayları anlayamıyoruz diyor. Ülkesine hıyanet edecek noktaya kadar kendi milletine top atacak kadar zalimleşen beyni yıkanmış bir yapı. Bir insan ülkesine ihanet ediyorsa her şeyi yapar" dedi.
İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.