Bahçeli: "HDP’yle hesaplaşmadan, PKK’yı bitirdik, yok ettik, mahvettik diyemeyiz"

Bahçeli: "HDP’yle hesaplaşmadan, PKK’yı bitirdik, yok ettik, mahvettik diyemeyiz"
MHP Genel Başkanı Bahçeli, "PKK terör örgütü ya silahlarıyla birlikte ve son teröristine kadar güvenlik güçlerine teslim olup Türk adaleti önünde hesap verecektir ya da azdan az çoktan çok gidecek, hainlerin kafaları kopartılacaktır." dedi.



 

    

TBMM

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türk milletinin tarih boyunca bastığı topraklara silinmez şehadet çizgileri çektiğini, bu suretle aşılmaz ruh kalesi, yıkılmaz inanç cephesi tesis ettiğini belirtti.

Bahçeli, "Ölürsem şehit, kalırsam gazi" diyen bir milletin mukavemetini kıracak, muradını kırpacak, muvaffakiyetini kısıtlayacak bir kuvvetin dünya üzerinde henüz görülmediğini ve tezahür etmediğini dile getiren Bahçeli, "Tarihi varlığımızı birilerinin lütfuna borçlu değiliz. Bağımsızlığımızı birilerinin sponsorluğuyla kazanmış değiliz. Bu coğrafyayı çekilişten kazanmadık, bonus diye almadık. Kan verdik, can verdik, bu topraklara vatan dedik. Baş verdik, ömür verdik, bu vatana Türk dedik. Her karışını şühedanın damla damla dökülen kanlarıyla bereketlendirdik. Kör bir taassup ve köhne bir tahammülsüzlükle üzerimizde hesap yapanların ışık diye ateşe koştuklarını, eninde sonunda cayır cayır yandıklarını gördük ve de inşallah yine göreceğiz." ifadesini kullandı.

Türk milleti tarihinin, düşmanlarının bitmek ve kesilmek bilmeyen tahrik ve tasallut kampanyasına maruz olduğunu anlatan Bahçeli, bu tehdidi ciddiye almayan, bölücülük sorununu örtbas etmeye kalkışan, terörün konuşulmasına karşı çıkan, beka mücadelesini küçümseyen kim varsa en az eli silahlı bir terörist kadar adi ve alçak olduğuna vurgu yapan Bahçeli, "Özellikle ifade etmeliyim ki, hıyanetle haysiyet arasında, terörle huzur ayrımında ikinci bir seçenek, tarafsız bir alan veya ara bir durak yoktur. Terörü hilesiz veya hilafsız kınayamayan, kurduğu cümlelere amaları, fakatları el yapımı patlayıcı gibi konuşlandıran, zevahiri kurtarabilmek amacıyla kanlı örgütün adını anmaktan bile imtina edenler sadece korkak değil, sadece kokuşmuş değil, aynı zamanda terörün irili ufaklı koçbaşlarıdır. Kitabın ortasından konuşacak olursak, bu koçbaşları esas itibariyle Türk milletine ve Türkiye’ye ait olan her değere mesafeli, her emanete hazımsızdır. Bunların hüviyetini biliyoruz, hesaplaşacağımız günleri de sayıyoruz." diye konuştu. 

Gara Bölgesi'ne yapılan Pençe Kartal-2 Harekatı

Irak’ın kuzeyinde bulunan Gara Bölgesi’ne yapılan Pençe Kartal-2 Harekatının geçen cumartesi günü tamamlandığını, harekat süresince teröristlere ait barınak, sığınak ve mühimmat deposu ile sözde karargah olarak kullanılan pek çok yerin tahrip edildiğini belirten Bahçeli, harekat kapsamında çok sayıda teröristin ihanetlerinin bedelini canlarıyla ödediğini kaydetti.

Bahçeli, "Uluslararası hukuktan doğan meşru haklarımız sonuna kadar kullanılmıştır. Dileğimiz teröristlerin peşinin bırakılmaması, döktükleri kanların hesabının damla damla şerefsiz varlıklarından sorulmasıdır. Kandil'e bir şafak vakti Türk'ün şanlı bayrağı dikilmeli, terör elebaşları mağaralarına gömülmelidir. Mahmur'da kurulu bulunan terör kampları yakılıp yıkılmalıdır. Ayrıca PKK'nın Irak-Suriye arasında irtibat ve intikal sahalarından birisi olan Sincar'ın kısa süre içinde yerle bir edilmesi, özellikle örgütün nefes aldığı ve kontrolünde tuttuğu Peşhabur sınır kapısının da temizlenmesi artık hayat memat konusudur." dedi.

PKK'nın köşeye sıkıştığını, kaçış ve kurtuluş şansını önemli oranda azalttığını ifade eden Bahçeli, terör örgütü can çekiştikçe, sonu göründükçe, yurt içinde ve yurt dışında zora girdikçe hiçbir canlının yapamayacağı iğrençliklere tevessül etmeye başladığına dikkati çekti.

Bahçeli, Gara Harekatı’nda derinden üzen şehadetler yaşandığını, milletin ve vatanın bu kahraman şehitlere minnettar olduğunu dile getirdi.

11 Şubat'ta teröristlerle girilen sıcak bir çatışma sırasında Yüzbaşı Ertuğ Güler, Yüzbaşı Burak Coşkun ve Astsubay Kıdemli Başçavuş Harun Turhan'ın şehit düştüğünü ifade eden Bahçeli, aziz şehitlerin al bayrağa sarılı naaşlarının Ankara'da dualar eşliğinde vatan toprağına emanet edildiğini söyledi.

Acının ve kaybın bu kahramanlarla sınırlı kalmadığını, aldığımız bir başka kara haberin milli yürekleri adeta kasıp kavurduğunu söyleyen Bahçeli, şunları kaydetti:

"Farklı tarihlerde PKK terör örgütü tarafından kaçırılan 13 vatandaşımız, 13 masum insanımız, 13 kahraman kardeşimiz bir mağara deliğinde baş bölgelerine yakın mesafeden ateş edilmek suretiyle şehit edildiler. Erhan Pekçetin, Aydın Günel, Sedat Yabalak, Vedat Kaya, Semih Özbey, Hüseyin Sarı, Mevlüt Kahveci, Sedat Vardar, Ümit Gıcır, Adil Kavaklı, Müslüm Altuntaş, Sedat Sorgun, Süleyman Sungur düşman tarafından bir mağarada katledildiler. Bu katliam yeryüzünde çok nadir görülen bir canavarlık örneğidir. Bir mıh gibi çakıldığı milli hafızadan asla çıkmayacaktır. Suçsuz günahsız, üstelik savunmasız insanlarımıza kurşun sıkmak terörizmin tahammülü ve tarifi olmayan ilkel yüzünü tekraren deşifre etmiştir. Ey şereften ve namustan bihaber hainler, bu kadar mı alçaldınız? Bu kadar mı insanlıkla aranızı açtınız?

PKK/YPG'ye kol kanat geren sözde insan hakları savunucuları, özgürlük simsarları şimdi ne diyeceksiniz? Ne yazacaksınız? Neyi anlatacaksınız? Bu cinayetleri nasıl tevil edeceksiniz? Gara'da akan kan alayınızı boğacak, biliyor musunuz? O mağaradaki feryat figan sesleri alayınızı hüsrana uğratacak, farkında mısınız? Bundan sonra terörle mücadele stratejisi bakımından Gara öncesiyle Gara sonrası inanıyorum ki aynı olmayacaktır. Bu sefer ateş yalnızca düştüğü yeri yakmayacak, PKK'nın yanında yöresinde saf tutan kim varsa çembere alıp tepeden tırnağa tutuşturacaktır. Türk milletinin izzeti nefsiyle oynamaya cüret etmenin bedeli, masum evlatlarımızın hayatlarına kast etmenin ağır sonucu silahlı eşkıyaya, şehirlere tutunmuş yandaşlarına, elbet siyasi ortakçılarına felaket olarak yansıyacaktır. PKK terör örgütü ya silahlarıyla birlikte ve son teröristine kadar güvenlik güçlerine teslim olup Türk adaleti önünde hesap verecektir, ya da azdan az çoktan çok gidecek, hainlerin kafaları kopartılacaktır.

O meşum mağarada aslında Türk milletinin tamamına ateş açılmıştır. Kurşunlar hepimize isabet etmiştir. Biz göreceğimizi gördük, çekeceğimiz çileyi çektik. Acılara dayandık, sıramızı savdık. Bundan böyle gerisini bölücüler, yardım ve yataklık yapan iş birlikçiler, eli ve vicdanı kanlı teröristler düşünmelidir. Herkes kulağını açsın ve bizim kim olduğumuzu dinlesin: 'Şahikalar üstünde meydan okur bu erler/Yaklaşacak düşmana mezar olur bu yerler/Bağlayamaz bir kuvvet bu kasırga milleti/Tarihlere sorun ki bize 'Ölmez Türk' derler. Şehitler ölmez vatan bölünmez. Beşeriyete mertliği öğreten bizleriz. Adaletle ve kudretle hükmeden bir ceddin ahfadıyız. Teslim olmayız her silah doğrultana, boyun eğmeyiz her saldırı komutuna. Bu keder dolu günleri de aşacağız, içimize akıttığımız gözyaşlarıyla ihaneti boğacağız." 

"Bu mesele var oluş yok oluş meselesidir"

Gara’da yaşanan barbarlığın "bir kırılma anı" olduğunu dile getiren Bahçeli, "Evlatlarımızın kurşun yediği mahalde, terörün elebaşları birer birer sallandırılmazsa yüreklerimiz soğumayacak, öfkemiz sönmeyecektir. Herkes tarafını ve tercihi yapmak mecburiyetindedir. Herkes nerede durduğunu gözden geçirmelidir. Pozisyonunu, niyetini, düşüncesini, ilişki ağlarını yeni baştan kontrol etmelidir." dedi.

"Dağda elde edilen stratejik ve mukayeseli üstünlüğü TBMM’de kaybetmeye, TBMM’de eritmeye ne sabrımız ne de tahammülümüz kalmıştır." ifadesini kullanan Bahçeli, şunları kaydetti:

"Türk devletinin ekmeğini yiyip havasını soluyan, hazinesinden geçinip imkanlarından yararlanan, sonra da dönüp bu devletin varlığına diş bileyen, nifak saçan, suikast düzenleyen teröristlere güzellemeler yapan siyasi terör safralarının yakasından tutmak millet vekaletinin iffetini taşıyan her muhterem milletvekili için namus meselesidir. Bebek katiline 'sayın' diyen milletvekilleri istemiyoruz. Teröriste 'gerilla' diyen milletvekillerine katlanamıyoruz. Sırtını PKK’ya, YPG’ye dayayan, terörist cenazelerine katılan, icazeti Kandil ve İmralı’dan alan hainlere milletvekilliği haramdır görüşündeyiz. Yeter artık, sabır taşı çatladı, bıçak kemiğe dayandı. Bu mesele var oluş yok oluş meselesidir. İp inceldiği kadar incelmiştir, kopacağı varsa zaten kopacaktır.

Gözümüzün içine baka baka hala provokasyonlarını devam ettiren mazbatalı teröristlerin bulundukları mekan; dualarla, Kuran-ı Kerim tilavetleriyle, kurbanlarla ve bir cuma günü açılan Gazi Meclis olamaz, olmamalıdır. Ordular kurup ordular yöneten, Milli Mücadele’den yüz akıyla çıkıp Cumhuriyet’i ilan eden bu kutlu çatı altında düşmana methiyeler düzen suçluların ne işi vardır? Gara’da, savunmasız evlatlarımızın kafalarına kurşun sıkan şerefsizlere sempati besleyenlerle, tasmaları Kandil tarafından tutulan günahkar müptezellerle aynı yerde nasıl bulunacağız? Hak mıdır bu? Reva mıdır bu? Adalet midir bu? Eğer onların demokrasi mücadelesi içinde oldukları iddia ediliyorsa sorarım sizlere bizim yaptığımız nedir? Onlar siyaset yapıyorsa bizim yaptığımıza ne demek lazımdır?"

"Be hey milletvekili müsveddesi..."

Gara vahşetiyle ilgili bir HDP milletvekilinin "Biz 'barış' dedikçe saldırdılar. Esir kampını Türkiye bombaladı ve öldükleri anlaşılınca durdular. Savaş tezkerelerine 'evet' diyenler şimdi ağıt yakıyor" dediğini aktaran Bahçeli, "Be hey milletvekili müsveddesi, siz kimsiniz? Saldıran kim? Neyin barışından bahsediyorsun? Esir kampı nerede? Esir ne demek? Türkiye’nin kendi evlatlarını bombaladığını nasıl söyleyebildin? Hiç mi vicdan yok sende? Hiç mi insan sevgisi kalmadı yüreğinde? Bu kadar mı insanlıktan koptunuz? Bu kadarda mı esfele safilinliğe talip oldunuz?" tepkisini gösterdi.

Bir başka HDP milletvekilinin "Mesele kim olursa olsun insanı yaşatmak olmalıydı, ölümle çözüm olmaz, insanlarımızı yaşatmalıyız." şeklinde namert ifadeleri kamuoyuyla paylaştığını belirten Devlet Bahçeli, "Bu sözlerde PKK’ya bir tepki var mı? Hangi insanı yaşatalım diyor? Özne kim ya da kimlerdir? Çözüm olarak görülen nedir? HDP’li bir yöneticiden Gara katliamını kınayan; hadi bunu geçtik, insanlık namına eleştiren cılız da olsa bir itiraz duyanınız oldu mu? Ben duymadım, duyacağımı da hiç zannetmem. HDP Merkez Yönetim Kurulu’nun açıklaması ise tam bir ikiyüzlülük, çirkeflik ve suçluluk telaşıdır. Bunların 'insan' dedikleri teröristtir, ayak takımıdır, emperyalizmin uşaklarıdır, katildir, canidir, haindir. Elbette imhaları vaciptir. Hala suya sabuna dokunmayan, gevşek ve her yere çekilen beyanatlarla milletimizin sabrını test etmenin hesabını yapıyorlar." değerlendirmesini yaptı.

HDP'nin, PKK’nın giriş kapısı, bagaj kapağı; PKK’nın Mekap'ı çıkarıp kundura giymiş hali olduğunu söyleyen Bahçeli, "Yani HDP, PKK’nın ta kendisi, aynadaki aksidir. Kaldı ki seri bir katilin işlediği cinayetleri lanetlemesi abesle iştigaldir. HDP’nin ipi ve iradesi Kandil’dedir." diye konuştu.

"Peki tüm bu olan bitenler karşısında HDP’nin kapatılmasına yönelik kısa metrajlı üç maymun oyunu sahne almaya inat ve ısrarla devam edecek midir?" sorusunu yönelten Bahçeli, "HDP kapatılmadan, PKK’nın ayağını TBMM’den kesmenin bir başka formülünü bilen ve bizi de bilgilendirmeye hazır olan aslan parçası bir demokrat var mıdır? Gara katliamıyla ilgili Türkiye’yi suçlayan, mağaranın bombalandığını ileri süren bölücü milletvekillerinin Gazi Meclis’ten tasfiyesi bugün değilse ne zaman yapılacaktır? Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının bu kapsamda açtığı soruşturmayı hayırlı bir gelişme olarak değerlendiriyor, taviz verilmeden alayının üstüne gidilmesini temenni ediyorum. Bu milletvekillerinin ve diğer HDP’lilerin milletin vergileriyle aldığı maaş haramdır, zıkkımdır. Ve bu HDP’nin kapatılması için zaman kaybetmek devletimizin egemenlik haklarına ileri düzeyde zarardır." dedi.

"MHP tarihi müracaatını yerine getirecektir"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere, "kes kopyala yapıştır" türünden taziye mesajı yayımlayan CHP’li yöneticilerin PKK’yı açıkça, dosdoğru biçimde ve ismini zikrederek lanetlemediğini dile getiren Bahçeli, "PKK’yı afişe etmeden, yalnızca terör örgütü sözleriyle melanet terör saldırısını kınamak kirli ve kurnaz bir taktiktir. Akıllarınca ittifak ortaklarını rahatsız etmek istemiyorlar ama şehitlerimizin kemiklerini sızlatmaktan da gocunmuyorlar. Böylelikle dostlar birbirlerini yalnızca alışverişte görürken, alınganlık gösteren, darılan, kırılan veya küsen de akıllarınca olmayacaktır. Hesap budur, plan budur, danışıklı dövüş açıklamalar buna hizmettir." diye konuştu. Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"CHP yönetimine sesleniyorum: Gara katliamcısı PKK’yı saklamak ne size ne de gayrimeşru dostunuza hiçbir şey kazandırmayacak, bilakis aziz milletimizin gözünden ve gönlünden daha da düşürecektir. Korkmayın, çekinmeyin, HDP’ye ve bölücü terör örgütüne verilmiş bir sözünüz yoksa PKK’ya 'katil, eşkıya, terörist' demek, cani demek size ancak onur, ancak şeref, millet nezdinde de itibar kazandıracaktır. Fakat arkadan dolanarak, kapı kapı dolaşarak ne kızı vereyim ne de dünürü küstüreyim havasındaysanız biliniz ki ya nal toplarsınız ya da yal paklarsınız. Türk milleti böylesi bayat numaraları yutmaz. Ucuz etin yahnisinin yavan olacağını gayet iyi bilir. CHP’yle birlikte terörist Demirtaş’ı neredeyse demokrasi kahramanı haline getiren sözde aydınlar, merak içindeyiz, Gara’ya ne diyorsunuz? Bakıyorum da hiç gıgınız çıkmıyor, ortalıkta görünmüyorsunuz. Hiçbir zaman unutulmayacak Gara katliamına Boğaz’ın iki yanına yuvalanmış kaymak tabaka, ayrıcalıklı kesim, mutlu azınlık nasıl yaklaşıyor? Beyzadelere soruyorum, nasıl, manzara güzel mi oralarda? Martılar uçuşuyor mu ortamlarınızda? Boğaz’a bakıp bakıp demlenirken insan hakları ve özgürlük edebiyatını da meze yapıyor musunuz?

Salgından dolayı yaşanan ekonomik zorlukları siyasi faturaya tahvil etmek için fellik fellik ortalıkta gezen, partimizde görev yaparken tek bir esnafın dahi elini sıkmadan duvar diplerinden gidip gelen İP’in başkanı terörist Demirtaş ile kahvaltı programında buluşmanın hala hevesinde midir? Önemle altı çizilmesi gereken bir husus vardır: PKK’nın Kürt kökenli kardeşlerimle ilişkilendirilmesi ayıp ve skandal bir yanlıştır. Türk milletinin asil ve onurlu mensubu olan Kürt kökenli kardeşlerim, kalleşliğe onay vermez, ihanete olur vermez, evlatlarını dağa sürükleyen canilere tamam demez, devletine ve milletine cephe alan vampirlere asla dayanak olmaz. HDP, Kürt kökenli kardeşlerimin değil, PKK’nın suç ortağı, hıyanet temsilciliğidir. HDP’yle hesaplaşmadan 'PKK’yı bitirdik, yok ettik, mahvettik.' diyemeyiz. Bu itibarla HDP’nin kapatılması elzemdir, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı inanıyorum ki gereğini yapacaktır. Ve tarih önünde yapmak durumundadır. İP’in başkanı, HDP’nin kapatılması konusunda avam bir dil kullanarak üçkağıt yapıldığını iddia etmiş. Üslubu beyan, ayniyle insandır."

Mimin üçkağıt yaptığını, kimin sinsi sinsi siyasi film setlerinde figüranlığa özendiğini geçmiş tecrübelerine istinaden iyi bildiklerini anlatan Bahçeli, şunları kaydetti:

"İP’in başkanı, HDP’yi 'Kürt siyasi hareketi' olarak değerlendiriyor. Kapatılmasının da kendileriyle alakalı olmadığını söylüyor. Öyle ya, ittifak ortakları birbirinin ayağına hiç basar mı? Birbirlerinin tavuğuna hiç kış der mi? Bu şahıs, cehaletine yanmıyor da, bize ne yapacağımızı anlatıyor. Hiç merak buyurulmasın, CHP ile İP rahat olsunlar, olacaklar da zorlarına gitmesin. Şayet bize bir görev düşerse, ki bu zaman yakındır, MHP, Siyasi Partiler Kanunun 100’üncü maddesinden kaynaklanan hakkını tam ve eksiksiz kullanarak tarihi müracaatını mutlaka yerine getirecektir."

Anayasa Mahkemesinin bir kereye mahsus kabul edilen geçici 20. maddeyi yanlış yorumladığını belirten Bahçeli, "Kaldı ki, Anayasa Mahkemesinin yerindelik denetimi yapamayacağı da bilinen bir yasa kuralıdır. Ne hikmetse hak ihlalleri hep şaibeli ve hakkında soru işaretleri olan isimlerle ilgili verilmektedir." diye konuştu.

Anayasa Mahkemesinin, Can Dündar ve Selahattin Demirtaş hakkında hak ihlali yapıldığını kararlaştırdığını; Osman Kavala’nın tutuklanmasının hukuki olmadığı gerekçesiyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiayı da oybirliğiyle kabul ettiğini anımsatan Bahçeli, "Anayasa Mahkemesi hak ihlali kararlarını fütursuzca verirken milletin haklarını hiç hesaba katmadığı, dikkate almadığı çok net bir şekilde görülmektedir." değerlendirmesinde bulundu.

"Bu Anayasa Mahkemesi kime hizmet etmektedir? Kimin mahkemesidir? Hak konusu sırf Türkiye’nin anayasal düzenini bozmak için uğraşan ve ihanete kapı kulluğu yapanlar için mi geçerlidir?" sorularını yönelten Devlet Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yurt dışında yaşayan bir casusun nasıl bir hakkı vardır ki ihlal edilmiş olsun? Bir teröristin ne hakkı olacaktır ki, Anayasa Mahkemesi buna çanak tutsun? Bizim görüşümüz şudur: Anayasa Mahkemesi, milletin mahkemesi olmayacaksa, Türkiye’nin egemenlik ve tarihsel haklarını çiğneyenlere ihlal gerekçesiyle destek vermeyi sürdürecekse, derhal kendini feshetsin, başındaki zat da gecikmeden istifa etsin. Yeniden milli varlığımıza layık, adalet ve hukuk ölçülerimize müzahir bir yüksek mahkemeyi kurmasını Allah’ın izniyle başarırız, buna da muktediriz.

Ne tuhaf bir tecellidir ki, Anayasa Mahkemesinin kararlarıyla küresel çevrelerin ülkemize dikte ve dayatmaları manidar düzeyde benzerdir.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsünün, geçtiğimiz hafta Osman Kavala’nın serbest bırakılma çağrısında bulunması egemenlik haklarımıza, hukukun üstünlüğüne kategorik bir saldırı ve saygısızlık değil midir? Bağımsız Türk mahkemelerine binlerce kilometre uzaklıktan talimat vermeye cüret etmek nezaketsizlik, kabalık, gayri ciddilik, gayri ahlakiliktir.

Hak eksenli bir yaklaşımı benimsediklerini dile getiren Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın, milli haklarımıza cephe alan dış güçlere de diyeceği bir şey olacak mıdır?

ABD’nin yeni yönetimi 'demokrasi, hukuk' diyorsa, bir yanda PKK/YPG’ye silah ve eğitim desteğinden vazgeçecek diğer yanda da FETÖ’nün bütün elebaşlarını Türk adaletine teslim edecek dürüstlüğü gösterecektir. Bunun haricindeki her teklif nafiledir, tehditvari açıklamalar boşa kürek çekmektir."

"Haber kaynakları da PKK’dır"

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Gara katliamıyla ilgili yaptığı açıklamanın, PKK/YPG’yle kurdukları şaibeli iş birliğini adeta tescil ettiğini dile getiren Bahçeli, açıklamada "Eğer, Türk vatandaşlarının ölümünün terör örgütü PKK tarafından gerçekleştirildiği doğruysa, bunu olabilecek en güçlü şekilde kınıyoruz" denildiğini aktardı.

Bahçeli, "Demek ki hala inanmıyorlar, çünkü işlerine gelmiyor, haber kaynakları da PKK’dır, bölücü çevrelerdir. Dünya üzerinde bir kuşun uçuşunu bile takip eden ABD’nin Gara vandallığını bilmemesi, ne yaşandığını öğrenmemesi aklımızla alay etmek, PKK’nın değirmenine su taşımaktır." değerlendirmesinde bulundu.

ABD Senatosunun PKK ve FETÖ propagandasına alet ve aracı olmasının garabet ötesi bir şuursuzluk ve samimiyetsizlik örneği olduğunu belirten Devlet Bahçeli, "15 Temmuz’u sulandırma arayışları, terör saldırılarına gölge düşürme çabaları, Türkiye’nin bağımsız karar almasını sabote etme gayretleri iki ülke arasındaki köprüleri dinamitlemektedir. Türkiye çok cepheli bir mücadele halindeyken, yüksek mahkemenin hak ihlali kisvesiyle haksızlığa göz yumması, ülkemizin elini kolunu bağlamaya çalışması vatan ve millet sevgisiyle bağdaşmayan, adalet ve hukuk mantığıyla örtüşmeyen sorumsuzluktur." diye konuştu.

Bahçeli, CHP Milletvekili Enis Berberoğlu'nun dokunulmazlığının kaldırılmasıyla ilgili konu Karma Komisyona ve Meclis Genel Kurulu’na geldiği takdirde MHP'nin tutarlı davranacağını ve dokunulmazlığın kaldırılması yönünde oyunu kullanarak tarafını göstereceğini söyledi.

"İlk dört maddeyi tartışacak babayiğit henüz doğmadı"

"Kimin devası olduğu, kimlere deva olacağı az çok belli olan ipotekli bir partinin başkanının, Anayasa’nın ilk dört maddesinin tartışılabileceğini söylediğini" ifade eden Bahçeli, şöyle devam etti:

"Anayasa’nın ilk dört maddesini tartışmaya hazır olan şahsa tavsiyem, sen git önce kendini tartışmayı dene, sicilini ve siyasi dönekliğini tartışmayı iste. Anayasa’nın ilk dört maddesi Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuki kimliği, kuruluşunun ve kurtuluşunun simgesidir. Bu kimliği tahrip etmeyi hayal edenler veya aklından geçirenler ya HDP’ye kapağı atsınlar ya PKK’nın dağ kadrosuna katılsınlar ya da Pensilvanya’da soluğu alsınlar. İlk dört maddeyi tartışacak babayiğit henüz doğmadı, tartışmaya hazırlanan, buna meyleden Babacan’ı ise uyarıyorum, böyle giderse tarihin ve milletin hışmından asla kurtulamaz."

Bahçeli, "Stratejik hedefimiz Ada'daki Türk işgalini bitirmektir" diyen Yunanistan Başbakanı’yla, Anayasa’nın ilk dört maddesini mesele yapan çürük çarık zihniyetin "aynı muhasım çevrelerin piyonu" olduğunu ifade ederek, "Siyaset piyon işi değil misyon ve millete hizmetkarlık işidir." dedi.

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.