Bahçeli: (Altılı masanın aday belirleme süreci) Masaya geri oturan İP başkanı, insanımızın yüzüne nasıl bakacak?

Bahçeli: (Altılı masanın aday belirleme süreci) Masaya geri oturan İP başkanı, insanımızın yüzüne nasıl bakacak?
MHP Genel Başkanı Bahçeli, altılı masanın cumhurbaşkanı adayı belirleme sürecini eleştirirken "Makam ve mevki pazarlıklarıyla masaya geri oturan İP başkanı, insanımızın yüzüne utanmadan sıkılmadan nasıl bakacaktır?" dedi.
TBMM

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından devletin milletiyle bir ve beraber olduğunu, mağduriyetlerin geniş etkisinin hızlı bir şekilde giderilmeye başlandığını, şu ana kadar çok ciddi mesafe alındığını söyledi.

Türkiye'deki hiçbir mazlum insanı darda ve zorda bırakmama iradesinin siyasetlerine hakim olduğunu dile getiren Bahçeli, "Siyaseti fitne kumkumasına, çadır tiyatrosuna, kavga ve kutuplaşma arenasına çeviren fırıldakların, u dönüşleriyle meşhur devşirmelerin tertiplerine itibar etmeyeceğiz, nahoş tezgahlarına gelmeyeceğiz." diye konuştu.

Bahçeli, Cumhur İttifakı olarak Türkiye'ye ve Türk milletine hizmet edeceklerinin altını çizerek, "Başkaları gevezelik yapacak, gerzeklikte sınır tanımayacak; biz yüksek bir gayeye ulaşmak için tüm gayretimizle çalışacağız. Başkaları dedikodu çarkına kapılacak, densizlikte rekorlar kıracak; biz dağları aşacağız, suları taşıracağız, ümitleri canlandıracağız. Başkaları polemik batağında debelenecek, kaos ve kriz pozunda buluşacak; biz huzur, barış ve kardeşliğin manifestosunu yazacağız." ifadelerini kullandı.

"Cumhur İttifakı, bu enkazın altından kalkmaya muktedirdir"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan himayesinde düzenlenen jeoloji, sismoloji, şehircilik, inşaat, mimarlık ve sosyoloji gibi alanlarda uzman ve bilim insanlarının da katıldığı Ulusal Risk Kalkanı Toplantısı'nın gelecek için umut verici bir atılım olduğunu belirten Bahçeli, her neviden risk ve tehditlere kalkan olacak munzam ve mutlak bir iradenin devlet politikası haline gelmesinin son yüzyıllık tarihte ilk kez ortaya çıkan stratejik mahiyetli bir karar olduğunu söyledi. Bahçeli, deprem başta olmak üzere sel, yangın, heyelan, kuraklık, salgın hastalıklar, terör, sığınmacı sorunu ve ekonomik krizler gibi ülkenin karşı karşıya olduğu yakın tehlikelerin bütüncül bir anlayışla afet kavramı altında toplanacak olmasının, çok doğru bir karar olduğunu dile getirdi ve buna tam destek verdiklerini kaydetti.

Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı bünyesinde Afet Yönetimi Politikalar Kurulu oluşturulması kararını da takdirle karşıladıklarını aktararak, kurulların ve kurumların ilgili bakanlıklarla eşgüdüm halinde çalışmasının, muhtemel felaketlere karşı direnci ve işbirliğini doğal olarak güçlendireceğini söyledi.

Şu ana kadar yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı 230 bin binada 645 bin bağımsız bölümün tespit edilmesinin, kısa sürede yapılması gereken çok iş olduğunu gösterdiğini dikkati çeken Bahçeli, "Cumhur İttifakı bu yükün, bu enkazın, hasarın, yıkımın altından kalkmaya; yeni bir hayatı kurmaya mahir ve muktedirdir. İnsan odaklı siyasetimizle her vatandaşımızın elinden tutup kutlu ve mutlu bir geleceğe taşıma amacımız hiçbir müflis siyaset anlayışıyla mukayese edilemeyecek kadar zinde ve zirvededir. Vakit kaybedemeyiz, çer çöple meşgul olamayız." dedi.

"Felaketin kanamasını faziletli güç birliğiyle dindireceğiz"

Tatbik edecekleri siyaseti, seçim gününe kadar depremde hayatlarını kaybetmiş insanların ruhlarını muazzep etmeyecek ölçüde kılı kırk yararak ifa edeceklerini belirten Bahçeli, derin acılar yüreklerini kaplamışken seçim şarkıları kullanmayacaklarını, taşkın heyecanlara prim vermeyeceklerini vurguladı.

Yapıcı, destekleyici, ön açıcı ve pozitif gündemli siyasetlerini her zaman olduğu gibi ülke geneline yansıtacaklarını ifade eden Bahçeli, "Milletimizle her an ve her alanda iç içe olacağız, birebir temas ve ziyaretlerimizle partimizi ve Cumhur İttifakı'nı tüm yurt sathında anlatmaya devam edeceğiz, 'Adayımız belli, kararımız net' diyeceğiz. Felaketin kanamasını faziletli güç birliğiyle dindireceğiz." şeklinde konuştu.

"Nefesimizle enselerindeyiz"

MHP lideri Devlet Bahçeli, vatanın çaresiz ve sahipsiz; devletin, önüne gelenin sövüp sayacağı, kırıp dökeceği, yakıp yıkacağı sömürge bakiyesi olmadığını dile getirerek, MHP ve Cumhur İttifakı'nın devlet vakarının, millet varlığının boyun eğmeyecek bayraktarı olduğunu söyledi.

Cumhur İttifakı'nın yalnızca bir seçim ittifakı olmadığını, Türkiye'yi hedef alan iç ve dış husumet cephesine karşı milli, ahlaki ve tarihi bir birlikteliğin unvanı olduğunu dile getiren Bahçeli, şöyle devam etti:

"İttifakımızda parti çıkarları değil, Türkiye'nin çıkarları esastır. Duruşumuz Türk milletinin asırlar içinde teşekkül ve tezahür eden muhteşem duruşuyla bir ve aynıdır. Kararlılığımız, iş birliğimiz ve ittifak kültürümüz; Türkiye'yi bölgesel güç ve lider ülke yapacak 2023 hedeflerini gerçekleştirmenin yanı sıra, İ'la-yı Kelimetullah uğruna asırlarca dünya barışının ve adaletinin güvencesi İslam aleminin ve bütün mazlum toplumların yegane ümidi olan Türkiye'yi küresel güç haline getirecek, 2053 ve 2071 vizyonlarının alt yapısını adım adım tesis edecektir. Bu nedenle istikbalin yol haritası 14 Mayıs 2023'te netleşecek, egemenliğin ve iradenin sahibi aziz Türk milleti kesin hükmünü sandıkta gösterecektir. 14 Mayıs’ta yeni bir demokrasi zaferiyle Türk ve Türkiye Yüzyılı'nın parlak sayfası Allah'ın izniyle açılacaktır. Cumhur İttifakı, Türkiye Cumhuriyeti’ni yeni yüzyıla güvenli, huzurlu, kardeşlik ve kucaklaşma bağlarıyla ulaştıracaktır."

Bahçeli, devletin egemenlik ve hükümranlık haklarını, milletin varlık ve birlik hassasiyetini açıktan hedef alan, milli ve manevi değerlerin zedelemesine hizmet eden, toplumsal kaos çıkarılmasına çanak tutan sinsi bir provokasyon senaryosunun devamlı körüklendiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Depremi fırsat bilen ahlaksızlar cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği genel seçimlerini sabote etmek, olay çıkarmak, kavga ortamının fitilini tutuşturmak maksadıyla tedavüldedir, teyakkuz halindedir. Doğal afetlerin teslim alamadığı Türkiye'yi, doğal olmayan şiddet ve gerilim ataklarıyla diz çöktürmeye, pes ettirmeye, boyun eğdirmeye çabalayan mihrakların alayını birden görüyor, biliyor, nefesimizle de enselerinde olduğumuzu buradan açıklıyorum. Altılı masanın iflah olmaz bir krize yakalandığı bugünlerde sokakları tahrik etmeye, Türk-Kürt karşıtlığını üretmeye çabalayan dış bağlantılı soysuzların ateşle oynadığı bariz olarak meydandadır. Tribünlerde münferiden seslendirilen 'hükümet istifa' sloganları Türkiye düşmanları tarafından sipariş ve imal edilen, üstelik çok tehlikeli sosyal ve toplumsal hadiselere kapı aralayabilecek karanlık bir planın ön hazırlığıdır."

"Amedspor bizim nezdimizde yok hükmünde"

MHP Genel Başkanı Bahçeli, Türk sporuna husumet hançerini vurma arayışında olan çevrelerin eşzamanlı olarak milli hisleri kaşımanın, kutuplaşmayı kamçılamanın çabasında olduğunu söyleyerek, "Siyasi muhalefetin kızışan pazarlıklara gömülmesiyle birlikte toplumsal muhalefeti tahrik edip kışkırtan, bu suretle yıkıcı dil ve eylem taktikleriyle çatışma iklimini yeşertmenin peşinden koşanlar unutmasınlar ki kendi kazdıkları kuyuya bodoslama düşmekten kurtulamayacaklardır. Türkiye sokakta bulunmadı, tribünlerde kurulmadı, üç beş çapulcunun, beş on haydudun eliyle ve emeliyle de harap olmayacak, bitap düşmeyecektir. Herkes aklını başına almalıdır. Rüzgar estiren fırtınayla devrilecektir. Türk milletinin acılı, kritik ve hassas dönemini istismara kalkışanlar, zilleti siyasetten toplumsal zemine indirmeye gayret edenler karşılarında MHP'yi ve Cumhur İttifakı'nı bulacaklardır." değerlendirmelerinde bulundu.

Bursaspor-Amedspor maçında trübünlerden sallanan provokatif mahiyetli görsellerin, yaşanan taşkınlıkların sporun ahlak ve doğasına bütünüyle aykırı olduğunu ifade eden Bahçeli, "Bize göre Amed diye bir yer yoktur, Amedspor diye bir kulüpten de bahsedilemeyecektir. Diyarbakırspor'un, Amedspor olarak isimlendirilmesi bizim nezdimizde yok hükmündedir." dedi.

Bursaspor taraftarlarını selamlayan ve milli duruşlarından dolayı tebrik eden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bursa'da küçük bir azınlık olan terör yandaşlarının ve bölücü alçakların stadyumu tahrik etmesi, çıkan olayların Kürt kökenli kardeşlerimle ilişkilendirilmesi bir defa cinayettir, melanettir, rezalettir. Kürt kökenli kardeşlerim başkadır, huzur ve asayişimize kast eden şerefsizler başkadır. Kürt kökenli kardeşlerim başkadır, bölücü teröristler bambaşkadır. Türk ile Kürt arasına kan serpiştirmeye, düşmanlık tohumu ekmeye kalkışan, buna teşne olan kim varsa koparılması gereken çıbanbaşıdır, kesilmesi gereken kanser hücresidir, başı ezilmesi gereken emperyalizmin piyonudur. Bursa nasıl gözbebeğimizse Diyarbakır da öyledir. Bursa nasıl bir Türk kenti ise Diyarbakır da aynısıdır. Bursalı kardeşlerimle Diyarbakırlı kardeşlerim birdir, kardeştir, bozgunculuk yapanlar ise kalleştir, kahpedir. Siyasi dağınıklıklarını ve tükenmişliklerini stadyumları kullanarak ikame etmeye niyetlenen düşük ayarlı, çürük yapılı, çarpık zihniyetli muhalif partilerin hesabı tutmayacaktır."

"Kızılay'ın kan sattığını söyleyenler, AFAD'a kara çalanlar ilkesizliğin çukurlaşmış fertleridir"

Bahçeli, süregelen tartışmaların devlet ve millet hayatının devamını derinden etkileyecek kadar önemli boyutlarda olduğuna işaret etti.

Bu derece hassas noktaya kadar gelinmesinde en büyük sorumlu ve suçlunun, bölücü teröre sevimli görünerek kokuşmuş siyasi ilişki ağlarını örmeye çalışan, sonunda da Türkiye düşmanlarının eline ve emrine mahkum hale gelen "zillet ve hezimet ittifakı" olduğunu söyleyen Bahçeli, "Gelişmeler karşısında Türkiye Futbol Federasyonunun atıl ve aciz kaldığı, proaktif davranış sergileyemediği hususunda yaygın kanaat ve görüşlere kulak verilmeli, ciddiye alınmalıdır. Türk sporu dostluğun ve kardeşliğin vadisidir; birliğin ve beraberliğin vahasıdır. Bilhassa futbol sahalarından kaos çıkarmayı düşünmek bu ülkeye, bu millete, gelecek nesillere yapılabilecek en büyük kötülüktür. Biz de kötülüğe müsaade etmeyeceğiz, kötülere müsamaha göstermeyeceğiz, oyuna gelmeyeceğiz, huzurumuzu kaçırmaya uğraşanlara fırsat vermeyeceğiz." diye konuştu.

Bahçeli, akla hayale sığmayan yalan ve iftiralarla siyaset yapanların, maske takarak servet, şöhret ve makam iştahını kapatmaya çalışanların ilkesizliğin ve samimiyetsizliğin elebaşları olduğunu belirterek millet depremin ağır enkazıyla ve feci sonuçlarıyla mücadele ederken siyasi istismara tevessül etmenin, devleti ve hükümeti suçlamanın, yıkıma devam etmenin, ilkesizliğin, hatta ihanetin alenileşmesi olduğunu söyledi.

"Hatay'daki bir hastanede jeneratör devreye girmediği için tedavi gören hastaların öldüğü", "içecek suyun bulunmadığı" iddialarını aktaran Bahçeli, bunları dile getirenlerin ilkesiz ve vicdansızlığın marka yüzleri olduğunu söyledi.

Devlet Bahçeli, "Kızılay'ın kan sattığını söyleyenler, AFAD'a kara çalanlar, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin felakete neden olduğunu ileri sürenler ilkesizliğin çukurlaşmış fertleridir. Sayın Cumhurbaşkanı'mızla birlikte Elbistan ziyaretimiz sırasında nezaketsizce ortalığı karıştırmaya çalışan görevli ve siyasi provokatörler, ardından da sosyal medyada kara kampanya düzenleyenler hem ilkel hem de ilkesiz bir güruhtur." değerlendirmelerinde bulundu.

"Türk siyaseti bu tip bir ilkesizliği ne görmüş ne de muhatap olmuştur"

MHP lideri Devlet Bahçeli, bir yıldır cumhurbaşkanı adayını yıpranmasın diye açıklamayıp bir günde toz duman olanların, ilkesizliğin canlı timsalleri olduğunu dile getirerek şunları kaydetti:

"Ortak aday anlayışı üzerinde uzlaşıp 24 saat bile geçmeden atılan imzayı inkar edenler ilkesizliğin ana damarıdır. Bir yıl boyunca oturduğu eğri bacaklı masayı; kumar masası, şahsi hırsların masası, küçük hesaplar masası, noter masası, kuyruklu yalanlar masası diyerek önce devirip, sonra zoru görünce tekrar oturanlar ilkesizliğin ve yüzsüzlüğün numuneleridir. İttifak yaptığı partinin mensuplarını isyana çağırmak ilkesizliğin ve siyasi ahlak eksikliğinin adeta fermanı değildir de nedir? Kazanamaz dediği Cumhurbaşkanı adayının dönüp dolaşıp yanında hizalanmak ilkesizliğin daniskası değildir de nedir? Diğer yandan dayatmalara rıza gösterip, bu çirkinliğe onay verip masayı devirene tekrar sandalye sunmak çürümüş bir siyasetin ilkesizliği değil midir? Mahut belediye başkanlarının cumhurbaşkanı yardımcısı olması yönündeki baskılara boyun eğerek bu şahıslara hem oy veren vatandaşlarımıza hem de siyasetin ilke ve ahlakına suikast yapılmasına tamam demek esir edilmiş, yerin dibine geçmiş küçük bir siyaset çirkinliği değil midir? Makam ve mevki pazarlıklarıyla masaya geri oturan İP başkanı, söylediği ağır sözlerin altından nasıl kalkacak, insanımızın yüzüne utanmadan sıkılmadan nasıl bakacaktır? Türk siyaseti bu tip bir ilkesizliği ne görmüş ne de muhatap olmuştur. Geçmişte demiştim, yine söylüyorum: Bir kere satan yine satar, yine satar, yine satacaktır. Gidişata göre renk değiştirerek girecekleri şekil belli olmayan ilkesizler yokken biz yine vardık, var olacağız ve yine milletimizin kalbinde bulunacağız."

Bahçeli, muhalefet cenahında yaşanan kargaşa ve kaotik tabloya bakınca Türkiye adına üzülmekten kendini alamadığını dile getirerek "Milletimiz ve Türkiye'miz böyle bir muhalefete asla müstahak değildir. Masada oturmayı dahi beceremeyen, ortak bir siyasi planlama ve hedefte bile buluşamayanların 85 milyon Türk vatandaşına hizmet etmesi, ilkeli ve dürüst şekilde siyasi duruş göstermesi beyhude bir beklentidir." diye konuştu.

Millet İttifakı'nın düştüğünü, Cumhur İttifakı'nın siyasi alternatifinin de kalmadığını belirten Bahçeli, İttifak olarak Türkiye'yi hiç kimseye mihnet ve minnet ettirmeyeceklerine işaret etti. Bahçeli, "Bu saatten sonra zillette fırtına kopsa bizde yaprak bile kımıldamayacaktır. Bu saatten sonra zilletin ciddiye alınacak, mesele edilecek, önemsenecek hiçbir siyasi tasavvur ve teklifi de olamaz, olsa bile bizim için yalnızca boş beleş bir sızlanmadır. MHP ile Cumhur İttifakı'nın varlığından ve hedeflerinden rahatsızlık duyanlar artık bizim nazarımızda hükümsüzdür." diye konuştu.

"Vicdan sahibi her kişi için bir utanç"

MHP Genel Başkanı Bahçeli, özellikle cinnet, cinayet, katliam, şiddet ve istismar olarak görülen zincirleme buhranların varlığının, refaha kavuşmuş olunsa bile huzura kavuşmakta zahmet çekileceğinin işareti olduğunu anlatarak hala kadınla şiddetin yana yana gelmesinin bir skandal olduğuna dikkati çekti. En temel sorun ve en bariz ayıbın, kadının bir insan olduğu gerçeğinin unutulması olduğunu vurgulayan Bahçeli, kadının her şeyden önce bir insan olduğunu belirtti. Bahçeli, "Kadınlar şiddete, istismara, tacize maruz kalmaktadır ki bu dehşet tablosu insanım diyen, vicdan sahibi her kişi için bir utançtır." sözlerini sarf etti.

Var olmak ve geleceği şuurla kavrayıp iradeyle kaleme almak için kadına yönelik şiddetin durdurulması, katilleri ve şiddet faillerinin toplumdan tecrit edilmesi gerektiğini vurgulayan Bahçeli, "Kadınlarımız hak ettiği toplumsal mevkiyi almalı, siyasetten ticarete, ekonomiden sanata, eğitimden spora layık olduğu mertebelere yükselmeli, yalnızca şiddet konuşulurken hatırlanmamalı, yalnızca 8 Mart'a sıkıştırılmamalıdır. Bu sorumluluk hepimizin omuzlarındadır. Unutmayınız ki, kadınlar kadar güçlüyüz, kadınlar kadar insanız, kadınlar kadar medeniyiz." şeklinde konuştu.

Tüm kadınların ve şehit annelerinin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutlayan Bahçeli, Avrupa Salon Atletizm Şampiyonası kadınlar üç adım atlamada altın madalya kazanan Tuğba Danışmaz'ı tebrik etti.

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.