Bağış: Depreme direncimizi gözden geçirelim?

Bağış: Depreme direncimizi gözden geçirelim?
AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, bütün vatandaşlardan, konutları, iş yerleri ve çocuklarının eğitim gördüğü okulların depreme dayanıklılığını...



AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, bütün vatandaşlardan, konutları, iş yerleri ve çocuklarının eğitim gördüğü okulların depreme dayanıklılığını bir kez daha gözden geçirmelerini istedi.

Bağış, Milli Savunma Bakanlığı ve AB Türkiye Delegasyonu işbirliği ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları konusunda askeri hakimlerin mevcut bilgilerinin güncellenmesi amacıyla düzenlenen "Askeri Hakim ve Savcıların İnsan Hakları Konularında Eğitimleri Ortak Projesi"nin Dedeman Otel'de gerçekleştirilen açılış toplantısına katılarak bir konuşma yaptı.

Ülke olarak zor bir dönemden geçildiğini ifade eden Bağış, daha önce teröre verilen şehitlerin üzerine bir de dün Van'da yaşanan deprem felaketinin bugün bu törene katılmayı herkes için oldukça zor ve duygulu hale getirdiğini söyledi.

AB dönem başkanı Polonya'nın Ankara büyükelçiliğinde bu sabah AB üyesi ülkelerin büyükelçileriyle kahvaltıda bir araya geldiğini kaydeden Bağış, programı yaşanan felaket sonrası iptal etmeyi düşündüğünü, ama büyükelçilerin ve AB üyesi ülkelerin üst düzey yetkililerinin destek mesajlarından sonra bu sabah bu toplantıyı yaparak, bazı konuları ele almak için bu fırsatı değerlendirmenin anlamlı olacağına karar verdiğini belirtti.

Bu zor dönemde birçok AB üyesi ülkenin arama kurtarma ekibi gönderme, ihtiyaçların belirlenmesinde destek verme yönündeki kararlılık mesajlarının kendisini de çok duygulandırdığını ifade eden Bağış, "Karşı karşıya kaldığımız bu zor dönemde de yine her zaman olduğu gibi birliktelikle, el ele vererek sorunları aşabileceğimizi gördüm. Hem ülke içerisindeki birlikteliğimiz hem de müttefiklerimizle, dostlarımızla, AB üyesi ülkelerle ortaya koyacağımız beraberlik sorunları aşmamıza yardımcı olacaktır" diye konuştu.

Türkiye topraklarının yüzde 66'sının birinci ve ikinci derece deprem bölgesi olduğunu kaydeden Bağış, nüfusun yüzde 70'inin bu bölgelerde yaşadığına işaret etti. Endüstri alanlarının yüzde 51'i birinci, yüzde 25'inin ise ikinci derece deprem bölgesinde inşa edilmiş olduğunu söyleyen Bağış, şunları kaydetti:

"Maalesef zamanında gerekli analizler yapılmadan, plansız programsız gelişigüzel gerçekleştirilen yanlış imarlar bugün bu tür afetlerde bizim, diğer küresel örneklerle kıyaslandığı zaman daha fazla kayıp vermemize sebep oluyor. Daha önce tecrübe ettiğimiz Erzurum, Erzincan, Van, Bolu, Çankırı, Tokat, Adapazarı, Kütahya, Burdur, Lice, Bingöl, Dinar, Ceyhan, Gölcük ve Düzce depremleri büyük oranda can ve mal kaybına bu yüzden sebep oldu. Hükümet olarak bu durumu tersine çevirmek için 9 yıldır çok ciddi bir çaba içerisindeyiz. Ben bu vesileyle buradan bir çağrıda bulunmak istiyorum. Bu sadece devletin, hükümetin tek başına yapabileceği bir çaba değil, temsil etme onurunu taşıdığım İstanbulumuz başta olmak üzere Türkiye'nin dört bir yanındaki bütün vatandaşlarımızın, kendi konutlarının, kendi iş yerlerinin, kendi çocuklarının eğitimini sürdürdüğü okulların depreme dayanıklılığını bir kez daha gözden geçirmelerini ve herkesin üzerine düşeni özveride bulunması gerektiğini bu vesileyle hatırlatmak istiyorum."

Devletin bütün imkanlarını seferber ettiğini vurgulayan Bağış, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ilgili bakanlarla dün akşam bölgeye gidip bugün saat 05.00'e kadar çalışmalarını sürdürdüğünü kaydetti.

-"Eli kanlı hainler hala Mehmetçiğimize silah sıkabiliyor"

Bakanlar Kurulunda da bu konuları değerlendirme imkanı bulacaklarını belirten Bağış, "Ama şu da gösteriyor ki AB standartlarında kanunlara sahip olmak yeterli değil, zihniyetlerimize de, uygulamamıza da onu yansıtmamız gerekiyor ve her alanda o standartları ortaya koymamız gerekiyor. Ne acıdır ki, böyle zor bir dönemden geçerken eli kanlı hainler hala Mehmetçiğimize silah sıkabiliyor" diye konuştu.

Terör örgütünün kan akıtmaktan başka hedefi olmadığının bir kez daha görüldüğünü söyleyen Bağış, "Eli kanlı katiller bilsinler ki bu ülkenin birlik ve beraberliğine hiçbir şekilde zarar veremezler" dedi.

Türk milletinin bütün zenginlikleri ile tek yumruk olduğunu ve bütün bu sorunları birlik ve beraberlikle aşacağını dile getiren Bakan Bağış, kimsenin bu vatan topraklarının üzerinde ameliyat, operasyon yapmaya kalkmaması uyarısında bulunarak, yaparlarsa da cevabını alacaklarını söyledi.

Milletin huzur ve selameti, Cumhuriyetin bekası için çağın getirdikleri ve yeni şartlar karşısındaki adımların bundan sonra da gereken kararlılıkla atılacağını belirten Bağış, aynı zamanda demokratikleşme ve şeffaflaşma kararlılıklarını sürdüreceklerini dile getirdi.

Bağış, böyle zor durumda kendilerini yalnız bırakmayan bütün müttefiklere teşekkür etmek istediğini kaydetti.

Bugün açılışı yapılan proje ile Türkiye'nin bu en zor gününde bile Avrupa standartları üzerine çıkma, Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkma hedefinde ilerlediğinin görüldüğünü belirten Bağış, "Bugün burada askeri ile sivili ile yasama, yargı, yürütmesi ile Türkiye'nin bütün farklı zenginlikleri ile hep beraber o standartları yakalama konusundaki kararlılığımızı ortaya koyuyoruz" diye konuştu.

-"Her şey uygulayıcıların yorumuna dayanmaktadır"

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz da şehitler ve ve Van'daki depremde hayatını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet ve yakınlarına başsağlığı dileklerini ileterek başladığı konuşmasında, Türkiye'nin hem Avrupa Konseyi kurucu üyesi hem de AİHS'ye ve sözleşmenin uygulanmasını denetleyen AİHM'ye taraf olduğunu anımsattı.

AİHS'nin getirdiği yükümlülükleri ve AİHM'nin içtihatlarını hakim ve savcılara aktarmak konusuna büyük önem verdiklerini belirten Yılmaz, Avrupa İnsan Hakları hukuku kapsamında AİHS ve AİHM kararları konusunda TSK'da görevli askeri hakimlerin mevcut bilgilerinin güncellenmesi amacıyla düzenlenen projenin verdikleri bu öneminin göstergesi olduğunu dile getirdi.

Askeri hakimlerin TSK'da askeri adalet hizmetlerini hukuka uygun olarak en etkili ve verimli şekilde yürüttüklerini kaydeden Yılmaz, askeri hakimlerin bilgilerini AİHS ve AİHM kararları ışığında güncel tutmak amacıyla düzenlenen, iki yıl devam edecek bu eğitimlerin Türkiye'nin AB ile arasındaki köprüyü kurmaya büyük katkıda bulunacağına inandığını belirtti.

Devletin temel amaç ve görevlerinden birinin yargılama hizmetlerini doğru, etkili ve zamanında, gecikmeksizin sağlamak suretiyle toplumda huzur ve refahı gerçekleştirmek olduğunu söyleyen Yılmaz, bunun aynı zamanda vatandaşların temel hakkı olduğunu vurgulayarak, bunun da adil yargılanma hakkının temini ile sağlanabileceğini söyledi.

Bakan Yılmaz, "Gerek anayasamız gerek AİHS'de temel bir hak olarak nitelenen adil yargılanma hakkının tüm bireylere eşit bir şekilde temini hukuk kurallarının uygulayıcı hakim ve savcıların uygulamaları ile ortaya çıkmaktadır. Bu kurallarda ne yazarsa yazsın her şey uygulayıcıların yorumuna dayanmaktadır. Projede projenin isminde de yer alan insan hakları eğitimi kapsamında AİHS'de belirlenen temel hakların ve özellikle adil yargılanma hakkının uygulanması ve bunların AİHM kararlarına yansıması incelenecek ve değerlendirilecektir" diye konuştu.

İnsan hakları ile ilgili sözleşmelerin anayasa üzerinde olduğunu dile getiren Yılmaz, seminerin düzenlenmesine katkı verenlere teşekkür etti.

-Proje bütçesi 2 milyon avro-

Hazine Müsteşarlığı Merkezi Finans ve İhale Birimi Başkanı Muhsin Altun da projenin Türkiye ile AB Komisyonu arasında imzalanan 2007 Yılı Finansman Anlaşması kapsamında finanse edildiğini, bu amaçla 2 Kasım 2010 tarihinde birimleri ile Avrupa Konseyi arasında 2 milyon avro bütçeli doğrudan hibe sözleşmesi imzalandığını anımsattı.

AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Marc Pierini de geçen hafta terör saldırılarında şehit olanlar ve Van'daki depremde hayatını kaybeden vatandaşlar için başsağlığı dileklerini ilettiği konuşmasında, demokratik devletler için bağımsız yargının önemine işaret etti. Askeri yargının sadece ordu mensuplarının değil, sivillerin de hakkını koruduğunu belirten Pierini, birçok AB ülkesinde de askeri yargının rolü ile ilgili tartışmaların yaşandığını ifade etti.

Projenin askeri yargının AB standartlarına yakın hale getirilmesi için uygulanacağını ifade eden Pierini, askeri yargıyı etkileme amacı gütmeyen proje ile Avrupa Konseyi ve AB'nin tecrübesinin paylaşılacağını dile getirdi.

Avrupa Konseyi Ankara Proje Ofisi Başkanı Adrian Butler da projeye destek verenlere teşekkür ettiği konuşmasında, bağımsız ve şeffaf bir askeri yargının sağlanmasının stratejik önemine dikkati çekti. Son yıllarda Türkiye'de sivil yargıda yapılan reformlara işaret eden Butler, Avrupa Konseyi ve AB'nin bu konuda Türkiye'yi desteklediğini belirtti.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.