Aykun: "Siyasilerin dili korkutuyor"

Aykun: "Siyasilerin dili korkutuyor"
Ağır suçlamalar ve hakaretlerin havada uçuştuğu siyaset arenasındaki üslubun toplum tabanına dinamit koyduğunu söyleyen Millet Partisi adayı Yüksek...



Ağır suçlamalar ve hakaretlerin havada uçuştuğu siyaset arenasındaki üslubun toplum tabanına dinamit koyduğunu söyleyen Millet Partisi adayı Yüksek Tarihçi Mustafa Aykun, "Partiler, arkalarındaki kitlelere sürekli gerginlik pompalıyor. Türkiye'de 80 öncesi olaylara doğru gidiliyor. Bu çok korkunç bir tablo." diye konuştu.

Mersin Tercüman – Millet Partisi Mersin 2.sıra adayı Yüksek Tarihçi Mustafa Aykun, İslâm'ın içinin boşaltıldığını vurguladı, "Bu topluma İslâm tekrar anlatılmalı." dedi. Devletin inancı, ırkı ve siyasi görüşü ne olursa olsun tüm topluma kucak açması gereken bir yapı olduğunu söyleyen Aykun, Türkiye'de laikliğin anlamının topluma doğru anlatılması ve bu ilkenin korunması gerektiğine dikkat çekti.

Türkiye'deki hukuk, devlete güven sağlamaz

Türkiye'de hukukla ilgili tartışmaların yersiz olmadığına, vatandaşların adalet noktasında şüpheye düştüğünü vurgulayan Aykun, "Her şeyin temeli hukuka bağlıdır. Hukuk; kişinin hakkını, hürriyetini ve görevlerini tanzim eder. Herkesi eşit şekilde yargılar veya mükafatlandırır. İnsanlar hukuk önünde eşitse; devletine, ülkesine, yatırımına, ekonomisine, konuşmasına güvenir. Hata yaparsa ceza alacağını bilir, karşısındaki hata yaparsa adaletin ona ceza vereceğini bilir. Hukuku yıktığınız zaman bu güven yok oluyor. Bugün Türkiye'de bir milletvekili 'çocuğu ezip geçsin', dokunamıyorsunuz. Böyle bir hukuk ve adalet anlayışı olmaz. Türkiye'deki hukuk anlayışı; adaleti ve toplumda devletine karşı olan güveni sağlayamaz." dedi.

Anayasaya bomba atarsanız sistem

bu hale gelir


Son zamanlarda hukukla ilgili skandalların toplum tarafından izlendiğini belirten Aykun, şöyle konuştu: "Askerler, polisler, hakimler hepsi teker teker, türlü suçlamalarla yargılanıyor ve tutuklanıyor. Haksız olan uygulamalara karşı adalet işlesin ama iktidar hukuku öyle bir boşaltmış ki, neden 12 yıl önce bunlar olmuyordu? Yine sağ, sol, cemaatler vardı ama böyle bir yapı yoktu. Siz, anayasayı 200 defa deler içine bomba atarsanız, hukuk sisteminiz bu hale gelir. Hakimler de bir yerden delik buluyor, savcılar da."

Tarafgirlik ortadan kaldırılmalı

Yeni hukuk ve anayasa düzeninde 1921 Anayasası'nın temel alınması gerektiğini de sözlerine ekleyen Mustafa Aykun, "Türkiye'de en güzel şekilde uygulanan anayasa, 1921 Anayasası'dır. Bu yasa temel alınmalı, bunun üzerinde hukuk tekrar yapılandırılmalıdır. Ancak bu yapılırken tarafgirlik anlayışı da yıkılmalıdır. Hukuk kendiliğinden kalkıp mahkemede yakana yapışmıyor. Bunu uygulayan da oradaki hakimler'dir." şeklinde konuştu.

Siyaset, yalan söyleme sanatı değil

Türkiye'de "siyaset'in yalan söyleme sanatı" olarak başlandığını ve siyasetçilerin yalan beyanlarının normal karşılandığını vurgulayan Mustafa Aykun, "Siyaset ve devlet yönetiminin temelinde de yalan yoktur. İnsan ruhunda yalana karşı sevgi olmaz. Yalan söyleyen insan bile yalanı sevmez. Ama Türkiye'de temellendirilme bu noktada yapılıyor ve insanlar da bu şekilde yönlendiriliyor." dedi.

Toplum tabanına dinamit koyuluyor

Ağır suçlamalar ve hakaretlerin havada uçuştuğu siyaset arenasındaki üslubun toplum tabanına dinamit koyduğunu söyleyen Aykun, "İnsanlar oturdukları zaman proje, fikir tartışmıyor. Genel Başkan ve üst kadroların kime ne dediğini tartışıyor. Bunun üzerine kavga ediyor. Süleyman Soylu bir yerde konuşuyor, başka partinin liderine 'orayı senin başına yıkarım?' diyor. Kardeşim, sen terörist misin? Bunlar teröristlerin lafları.

Bu şekilde toplum da kavgalı hale getirilip düşünmesine de izin verilmiyor. Siyasetçiye ne soracağını, kendi için ne vaad ettiğini, ürettiği projesinin uygulanabilirliğini tartışmıyor; siyasilerin yanlışını doğrusunu denetleme ve analiz etme seviyesinden uzaklaştırılıyor. Partiler, arkalarındaki kitlelere sürekli gerginlik pompalıyor. Türkiye'de 80 öncesi olaylara doğru gidiliyor. Bu çok korkunç bir tablo." dedi.

Valiler bile korkuyor

Türkiye'de valilerin bile görevlerini yaparken baskı ve korku hissettiğini söyleyen Aykun, "Vali yada herhangi bir kademesindeki devlet memuru, iktidar partisinde korkarak görev yapıyor. İşini yaparken beynini oraya endekslemesi, 'yanlış mı yaparım, yarın tayinim mi çıkar' demesi bu ülkede işlerin ne kadar sağlıklı gidebileceğini gösteriyor." diye konuştu.

Eğilimler maddiyatla yönetiliyor

İnsanların oy verme eğilimlerinin de sürekli maddi şeylerle yönetildiğini, istisnasız her seçim döneminde asgari ücretle ilgili tartışma başlatıldığını hatırlatan Aykun, "Bin 500 TL'den başlayıp 2 bin TL'ye çıkardılar. Açık artırma yapılıyor sanki. İnsanları; kendisine kim daha çok para verecekse, vatanı satsa bile ona mı oy vermek zorunda?

'Oy verme'nin sorumluluğu idrak edilmeli

Bugün bazı insanlar '10 senedir oy verdikleri' partiden pişman hale gelmişler. O zaman düşünmek gerekiyor, 'Oyum memleketin kaderiyle ilgilidir. 5 senede bir defa veriyorum. Bunlar toplanarak meclis oluşturuyor, bu meclisten de kanun çıkıyor, bu kanunla da ben idare ediliyorum.' Bunun için oyun ciddi bir sorumluluk olduğunu insanlar idrak etmeli. Maddi çıkarlar doğrultusunda, küçük menfaatler doğrultusunda ülkenin geleceğini ve geçmişte olanları incelemeden oy veren vatandaşlarımız da bilsinler ki; verdikleri oyun vicdani muhasebeleriyle karşı karşıya kalacaklar."

İslâm rönesansı ile dinimiz tekrar anlatılmalı

Millet Partisi'nin 'nasıl bir Türkiye vaad ediyor' sorusuna cevap veren Aykun, şöyle konuştu: "Öncelikle hukukun üstün olduğu, devletin kerim olduğu bir Türkiye inşa edeceklerini kaydetti. Devletin; ırkı, inancı ve siyasi görüşü ne olursa olsun tüm toplumu kucaklaşması, birbirinden ayrıştırmaması ve birbirine nefretle bakar hale getirmemesi gerektiğini kaydeden Aykun, "Türkiye'yi bilgi toplumu haline getirmeliyiz. Kahveler boşaltılmalı. İnsanların yaptıkları işleri en iyi şekilde yapabilmesi sağlanmalı. Teknoloji ve eğitim alanındaki gelişme ve yenilikler insanların hizmetine sunulmalı.

Bir diğer önemli nokta ise laikle ilgili anlayış. Laiklik, Türkiye'de Mustafa Kemal Atatürk'ün anlattığı şekilde algılanmalı. Dinsizlik olarak ele alınmamalı, 'laik olan dinsizdir' diye bakılmamalı. İçerisi boşaltılan İslâm, Rönesans ile bu topluma tekrar anlatılmalı. Bugün dinimiz sadece namaz-oruç-abdest olarak algılanıyor. Peki İslam'ın toplumsal, evrensel, çevre ile olan ilişkisine ne oldu? Millet Partisi olarak en önemli projelerimiz bunlardır." 

Mersin Tercüman

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.