Ay Vakti dergisi 200'üncü sayısını edebiyatseverlerle buluşturdu
İSTANBUL (AA) - Derginin 22 yıllık serüvenini ve gelecek planlarını AA muhabirine anlatan Ay Vakti Genel Yayın Yönetmeni Şeref Akbaba, kültür, sanat, edebiyat ve düşünce mahfilinde yazar, çizer ve düşünce adamlarının ürettiklerini genç kuşaklarla paylaşacakları bir ocak olması amacıyla derginin yayın hayatına başladığını söyledi.
Kabiliyetli ve üretken gençlerin edebiyat alanındaki çalışmalarını iki kapak arasında neşretmeyi önemsediklerine dikkati çeken Akbaba, "2000 yılı ekim ayında 'Bismillah' dedik. O zaman kasım ayındaki derginin çıkıp çıkmayacağını bilmiyorduk. Bugün 22 yılını tamamlamış, 23. yılına girmiş bir dergiyle okurlarımızı buluşturduk. İnsanların veya bütün canlıların ömrü gibi bu tür aktivitelerin de bir ömrü vardır. Biz hep 1, 5 ve 10 yıllık sürelerle kalıcı olan şeyler üretelim, okunsun diye planladık." dedi.
Şeref Akbaba, yıllar içinde yazar ve şairlerin yayınlandığı metinlerin kitaplaştırıldığını ve özel sayılar çıkardıklarını belirterek, kültür sanat alanında bir köşe olma vazifesini icra ettiklerini dile getirdi.
"Her sayıda hep aynı heyecanı ve duyguyu yaşadık"
Süreli yayıncılığın uzun soluklu bir iş olduğuna vurgu yapan Akbaba, şunları söyledi:
"Ben bu 200 sayı içerisinde ilk ve son sayıyı elbette önemsiyorum. Aradaki bütün sayıları da 200. sayıyı hazırladığımız aşkla sevgiyle muhabbetle heyecanla hazırladık. Önceleri ayda bir çıkıyorduk, sonra iki ayda bir yayınladık. Ekonomik şartlar başka yayınları etkilediği gibi bizi de etkiledi. Dergi matbaadan çıkıp bütün okurlara ulaşmadan önce, ilk sayıda da son sayıda da hep aynı heyecanı ve duyguyu yaşadık. Bir şeyin doğumuna şahit oluyorsunuz. O süreci hep yaşıyorsunuz. Bunu da ideallerimize borçluyuz."
Akbaba, bugüne kadar 600'den fazla kişinin metninin yayınlandığı derginin, edebiyat, düşünce ve kültür dünyasına 20 kadar yeni isim kazandırdığının altını çizdi.
Dergiciliğin sadece ehli kalem yetişmesine değil aynı zamanda kültürel bir çevre oluşumuna da katkı sunduğuna işaret eden Akbaba, "Bu noktada iyi şeyler yaptığımızı düşünüyorum. Biz kabak değil, ceviz ağacı ekiyoruz. Kabak 3-5 gün sonra görünür, ürününü verir. Ama ceviz ağacı 10 yıl sonra ürün vermeye başlar ve uzun yıllar ürün vermeye devam eder. Düşünce, edebiyat, kültür sanat mahfilleri de böyledir. İnşallah Ay Vakti de bu noktada bir misyon üstlenmiştir." diye konuştu.
"Nitelikli bir şey ürettiğinizde kapılar size açılır"
Şeref Akbaba, dergide Mehmet Akif Ersoy'dan Necip Fazıl Kısakürek'e, Sezai Karakoç'tan Nuri Pakdil'e, Cahit Zarifoğlu'ndan Mehmet Akif İnan'a uzanan bir çizginin referans alındığını vurgulayarak, hakikatten yana olmayı amaçladıklarını söyledi.
Dergiye gönderilen edebiyat ve düşünce içerikli metinleri değerlendirirken hakkaniyetli bir tavırla hareket ettiklerinin altını çizen Akbaba, sözlerini şöyle tamamladı:
"İnancımıza, ahlaki ve milli değerlerimize ters olmamak kaydıyla her metni önemsedik. İsme değil çalışmaya baktık. Nitelikli bir şey ürettiğiniz zaman size kapılar açılır. Bu vesileyle kitabını yayınladığımız isimlerin bir kısmını yüz yüze tanımadığımız halde yayınladık hem çalışmalarını hem de kitaplarını. Yayınlamaya da devam edeceğiz. Dergiye yazı gönderen veya dergide yer almış isimlerden çoğunu tanımam, kim olduklarını bilmem. Bilmek zorunda da değilim. Esere, çalışmaya bakıyor, ürüne öncelik veriyoruz. Bizim yüreğimiz, kapımız açık. Günümüzde sosyal medya var. Ay Vakti'nin internet sitesine girerek oradaki elektronik posta adresinden bize çalışmalarını kalem ehli gönderebilir. Biz edebiyat dergisiyiz. Sözün inci gibi dizildiği yerdeyiz. Oraya girmek elbette bir gayret, üretilenin nitelikli olmasıyla alakalı. 10 yıl öncesinde teşvik amaçlı çalışmalara yer veriyorduk. Sosyal medyada insanlar bu ihtiyaçlarını giderince, biz o kapıyı tam olmasa da kapadık. Gençlerle yol almaya devam inşallah."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.