Ateşe yaklaşmayın!

Yılbaşı rezaletine İslam alimlerinden ortak tepki: ?Yılbaşı kutlamak Hıristiyan ve Yahudilere benzemek demektir ve haramdır.?

Hıristiyan inancında yer alan Noel, Türkiye?de yılbaşı kutlamaları adı altında, Müslüman zihinlere aşılanıyor. Her yıl haftalar öncesinden başlayan yılbaşı hazırlıkları bu yıl da dur durak bilmiyor. Her türlü rezilliğin fütursuzca sergilendiği, Allah?a isyan başta olmak üzere kumar ve alkol gibi çeşitli günahlara teşvik edilen ?yılbaşı kutlamaları? hakkında ilahiyatçılar ve yazarlardan ortak tepki geldi. Yılbaşı kostümü giydirilen Noel?in bir ifsad aracı olduğu vurgusunu yapan yazar ve ilahiyatçılar, Müslümanları bu oyunun dışında kalmaları konusunda uyardı.

Müslümanların Zihnindeki Din Algısını Da Erozyona Uğratıyor

Müslüman ülkelere sinsice pazarlanan yılbaşı rezaleti, bu yıl da tüm ahlâksızlıkları, aşırılıkları ve israflarıyla insanlarımızı zehirleyecek. İslam ile hiçbir alakası olmayan yılbaşı kutlamaları özellikle gençleri alkolün, uyuşturucunun ve gayr-i ahlâki her türlü pisliğin içine iterken, Müslümanların zihnindeki din algısını da erozyona uğratıyor. Müslümanlar 31 Aralık?ta Mekke?nin Fethi?ni hatırlamak yerine Hıristiyanların noelini kutluyor. İslam tarihinin dönüm noktalarından birisi olan Mekke?nin Fethi her yıl 31 Aralık?ta kutlanırken Müslümanların çoğunluğu ne yazık ki bundan bihaber?

Fatih Yedier/İstanbul

İslam?da Yılbaşı Kutlaması Yok

Doç. Dr. Nedim Urhan: ?İslam?da yılbaşı kutlaması yok. Yılbaşı tabiri, Hristiyanlardan geçmiş. Maalesef Müslümanlar bu yılbaşı günü, İslami olmayan, Kur?an?a ve sünnete aykırı olan hareketlere kendilerini kaptırmış gidiyorlar. Bunlar İslam?da yok. Olmayan bir şeyi yapmak insanlara hiçbir şey kazandırmaz. Ahlâki kaidelere de engel olur. Hristiyanlar kendi örf ve adetlerine göre belki de yılbaşını kutlamayı vecibe sayıyorlar. Maalesef Müslümanlar bunu hangi fayda ile yaptıklarını bilmeksizin yılbaşı için hazırlık yapıyorlar. Evlerini çam ağaçlarıyla süslüyorlar, gece programları yapıp kumar oynuyorlar.?

Tekbirlerle Şükürle Ve Secde İle Karşılamalıyız

Gaziantep Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Akpınar: ?Yeni bir yılın devreye girmesi Müslüman?ın hayatında önemli bir fırsattır. Cenab-ı Hak bize yeni bir yılı kapatıp yeni bir yılı yaşatıyor. Müslüman bir nimetle karşı karşıya kaldığı zaman bunu şımarıklığa, çılgınlığa dökmemelidir. Biz bunu tekbirlerle, şükürle ve secde ile karşılamalıyız. Yeni yıla giriliyorsa bunu ibadet ve şükür ederek yapmalıyız. 31 Aralık, yılbaşı kutlamalarına alternatif olarak değil de tarihimizde önemli yeri olan Mekke?nin Fethi?ni hatırlamak ve fethi yorumlamak için bir fırsat olarak değerlendirilmelidir. İslam dünyası kan ve gözyaşı deryasına dönmüş. Bu gecelerde biz daha çok rabbimize dua etmeliyiz. Ümmet için dualarda bulunmalıyız.?

Müslümanlar Ailece Evlerinde Mekke?nin Fethini Yad Edebilirler

Diyanet İşleri Başkanlığı Dinişleri Yüksek Kurulu: ?Yılbaşı kutlamalarının dinimizle bir alakası yoktur. Kullandığımız takvimin sene-i devriyesinde evde ailece ziyafet verilirse bunda herhangi bir sakınca yoktur. Fakat dansöz oynatmak caiz değildir. Kadın erkek bir araya gelerek içki içmesi uygun değildir. Bu tür davranışlardan Müslümanlar kaçınmalıdır. Fakat Müslümanlar bir tavır olarak yılbaşı gecelerini normal bir gece geçiriyormuş gibi geçirse çok daha faydalı olur. Müslümanlar taklitlerden kaçınmalıdır. Uygun olmayan televizyon programlarını izlememelidir. Mekke?nin fethi yılbaşına denk geliyor. Ancak kutlama diye bir şey yoktur. Dinimizde sadece hatırlamak babında yad etmek vardır. Dini zorluluk yoktur. Müslümanlar ailece evlerinde Mekke?nin fethini yâd edebilirler.?

Yılbaşı kutlamaları dinen haramdır

İlahiyatçı-Yazar Mahmut Toptaş: ?Yılbaşı kutlamaları dinen haramdır. Hıristiyan âdetidir ve kutlanmaması gerekir. Müslümanlar bu konu da hassas davranmalı ve Hıristiyan inancında bulunan bu inancı hayatlarına sokmamalıdırlar. Hıristiyan ve Yahudilerin inançlarını sadece yılbaşın da değil tüm ömrümüz boyunca kendimizden uzak tutmalıyız. Allah dinini tamamlamıştır. Allah?ın kitabında ve Resulullah?ın sünnetinde işaret edilmemiş olan hiçbir şey İslami değildir. Yılbaşı da bunlardan birisidir. Kesinlikle bu konuya olumlu bakılamaz.?

Kapitalist, Liberal, Avrupalının Aklı Olur

İlahiyatçı Yazar Nurettin Yıldız: ?Yaşadığımız hayatı yıl adını verdiğimiz bir takvim üzerinden yaşıyoruz. Bu yılların sayısının artması mesela 30 iken 31. yılda olmak 53?den 54?e geçmek insanın kabre bir yıl daha yaklaşması demektir. 40. yıldan 41. yıla geçen birisi tam kırk yıl yaşamış ve ne kadarı kaldığı belli olmayan bir hayatın 41. yılına geçmiştir. Kesinlikle geçmiş yıl gelecek yıldan daha fazladır. Çünkü gelecek meçhuldür. Önü mezarlık olan bir hayata doğru gitmektir bir yıl daha ilerlemek. Bir insan ne kadar akıl nimetinden yoksun olmalı ki o insan mezara bir yıl daha yaklaştığı için şenlikler yapıp, eğlenceler düzenlemeli? Ölen birisine matem töreni yapılıyor, eceli bir yıl daha kendisine yaklaşan birisi ise kutlama yapıyor. Bu Müslüman kafası olamaz. Bu olsa olsa yaşamayı bu dünyadan ibaret kabul eden, cennetten hiçbir umudu olmayan, cehennem kütüğü olarak yaratılmış bir insanın aklı olabilir. Yani kâfir aklı olur. Kapitalist, liberal, Avrupalının aklı olur.?

Yılbaşı Hırisyiyanlarca Kutlanmaktadır

Akademisyen-İlahiyatçı Mehmet Talu: ?Yılbaşı kutlamaları denilince eski yılın sona erip yeni yıla geçildiği 31 Aralık/1 Ocak gecesi yapılan eğlence ve faaliyetler anlaşılır. Ancak yılbaşı eğlenceleri, ilk bakışta yeni yıla girişin kutlamaları gibi gözükmekle birlikte bunun Hıristiyan Batı?nın Noel bayramıyla da yakın ilgisi bulunmaktadır. 25 Aralık?ta başlayan ve yaklaşık bir hafta süreyle kutlanan Noel ve yılbaşı, başta Avrupa ve Amerika kıtası ülkeleri olmak üzere dünyanın birçok yöresindeki Hristiyan topluluklarca kutlanmaktır. 1 Ocak tarihindeki yılbaşı kutlamalarının Türkiye?de de özellikle son dönemlerde gittikçe artan bir ilgiyle kutlanmakta olduğu dikkati çekmektedir. Ancak batıda farklı anlamlar ifade eden Noel ve yılbaşı kutlamalarının Türkiye?de yılbaşı bağlamında genellikle birbirine karıştırılarak birleştirildiği ve bu sebeple kamuoyunda bir spekülasyon ve devam edegelen bir tartışma ortamı bulunduğu bilinmektedir.?