Askerin resepsiyon tavrına en ağır tepki...

Askerin resepsiyon tavrına en ağır tepki...
 Ülke TV'de Ünal Tanık ve Hasan Öztürk'ün birlikte sunduğu 'Aslında Ne Oldu' programında eylemsizlik kararı, Taksim saldırısı, CHP'de yaşananlar...

 

Ülke TV'de Ünal Tanık ve Hasan Öztürk'ün birlikte sunduğu 'Aslında Ne Oldu' programında eylemsizlik kararı, Taksim saldırısı, CHP'de yaşananlar ve askerin resepsiyon tavrı masaya yatırıldı.

Ülke TV'de Aslında Ne Oldu programında son tartışmalar masaya yatırıldı. Haber7.com Genel Yayın Yönetmeni Ünal Tanık ve  Ülke TV Genel Yayın Yönetmeni  Hasan Öztürk  PKK'nın seçime kadar aldığı eylemsizlik kararını tartıştı.

EYLEMSİZLİK KARARI VE TAKSİM EYLEMİ

Hasan Öztürk,  Türkiye'ye son haftalarda yapılan yoğun dış ziyaretler sonrasında PKK'nın önünün tamamen kesildiğini görmekteyiz. Karayılan'ın Radikal gazetesine veridiği mülakatta gerekirse özür dileyebileceklerini açıklaması ve eylemsizlik kararından yana olduklarını açıklarken hemen sonrasında eylemsizlik kararının sona erdiği gün Taksim'de böyle bir patlamanın yaşanması PKK içindeki farklı fraksiyonları ortaya koymaktadır." dedi. 

Hasan Öztürk,  daha önceki dönemde eylemsizlik kararının bitmek üzere olduğu gün de Hakkari'de bir minibüs havaya uçuruluyor. Murat Karayılan eylemsizlik kararının üzerine özellikle vurgularken bir anda Taksim'de bunun yaşanması çok manidardır.  Hem silahların bırakılması hem de Kürt sorunun çözülmesi konusu ortak bir noktada buluştuğu bir anda böyle bir eylemin yapılıyor. Akıl tutulması yaşamayanlar bu sorunun çözülme yolunda olduğunu görürken başka bir kesim 'Vatansızlar' diye adlandırdığı devletin içindeki bazı kesimleri de arkasına alarak bu eylemi gerçekleştiriyorlar.

Hasan Öztürk, Vedat Acar'ın Türkiye'ye 3 ay önce gönderildiğini, bombanın da 3 gün önce gönderildiğini, Feyman Hüseyin kanadı ve Diyarbakır üzerinden eylem yapılması talimatının verildiği bilgisini aldığını dile getirdi.

BARIŞ İÇİN ATILMASI GEREKEN EN RADİKAL ADIM

Ünal Tanık, Öcalan'ın sembolik olsa bile hala örgütün lideri konumunda olduğunu örgütün ona bağlılığının sürdüğünü dile getirerek " Yıllardan beri devam eden eylemler var. PKK isterse onlarca yerde eylem yapabilir. Habur sürecinde peş peşe eylemler yapıldı. Terör için güçlü olmaya gerek yok. Toplumun huzurunu kaçırmak için çok güçlü örgüt gerekmiyor. Herhangi bir terör örgütü isterse toplumu bir ay içinde karıştırabilir. Toplumun mantıklı düşünmesini elindenalmak ve moralini bozmak onlar için kolaydır. Ancak terör örgütü bunlarla bir başarı elde edemeyeceğini örgüt de öğrendi.  Devlet veya ilgili kurumlar içinde örgütü tamamen bitirmeye yönelik bir yol da bulamadı. Senelerce bu böyle sürdü. İki taraf da birbirini yok edecek bir hamle gelmedi. Türkiye'nin budan sonra yapması gereken birşey var. Türkiye savaşı kiminle yapıyorsa barışı da onla yapmak zorundadır.  Devlet kiminle kavgalı ise barışı da onunla yapmalıdır. Barışın dili farklı olmak zorundadır.

Tanık, MHP'nin yaklaşım tarzı tarih bilmemekten ve dünyayı tanımamaktan kaynaklanıyor. MHP'nin düşünce yapısı ergenlik çağındaki gencin yaşadıklarını kimsenin anlamadığı hissidir.

Hasan Öztürk, PKK terör örgütü tasfiye edilirken Kürt sorunu ona endekslenirse bu çok yanlış bir algılama olur. Devletin Kürt sorunu çözmek için kendi hatalarından ders çıkarması ayrı birşey, sorunun çözümü için örgütle müzakere yapılması çok farklı birşeydir.

Ünal Tanık, Erdoğan'ın yaptığı önemli bir hata olduğunu belirterek Kılıçdaroğlu'nun referandum sürecinde aftan bahsettiğini, terör örgütünün affının söz konusu olmadığını ancak, o kesimin de kendisini savunacak siyasi yolun açılmasında yattığını savundu.

Hasan Öztürk,  terörün bitmesinin Türkiye'nin bir ucundan diğer ucuna herkesin lehine olduğunu, istikrarsızlıktan nemalananların ve devlette gizli emelleri olanların aleyhine olduğunu belirterek, terörün bitmesinden tüm Türkiye kazanacak ama herkes mutlu olmayacak.

RESEPSİYONDA YAŞANANLAR VE KATILMAYANLARIN TAVRI

 Hasan Öztürk, resepsiyona CHP ve askeri kanadın dışında herkesimin bulunduğunu katılanların yüzünde memnuniyetin herkes tarafından görüldüğünü belirterek " sivil toplum kuruluşları, yazarlar, sanatçılar, dini önderler ve CHP dışındaki tüm siyasi partiler ordaydı.

Ünal Tanık, resepsiyonla ilgili sonuçta Muharrem İnce'nin daha doğru deyimle sahibinin sesinin dediği oldu. Mehmet Sevigen katılacağına ilişkin açıklamalar vardı ancak o da olmadı." dedi. Tanık, Ömer Çelik'in resepsiyona katılmayan askerlerle ilgili emre itaatsizlik sözünün önemine dikkat çekti. Tanık, bu tam bir deyimle 'emre itaatsizliktir' TSK'da emre itaatsizliğin karşılığı ne ise hükümet onun gereğini yapmalıdır. Parti adına bu laf edildikten sonra bunun gereğinin yapılması lazım. Bana göre Adana'da askerler yine onurlu davranmış başörtüsü olan yerden ayrılırken Erzincan'da ise başörtülüleri başka bir yerde ağırlama çok daha kötü bir tavır olmuştur.

Hasan Öztürk de Genelkurmay'ın düzenlediği bir toplantıya bir subayın katılmaması halinde neler olacağının iyi düşünülmesi gerektiğini söyledi. Resepsiyon öncesinde tüm beklentisinin komutanların resepsiyona katılacağı ve selamlamadan sonra hemen ayrılacağı beklentisi içinde olacağı yönündeydi. Bugün Türkiye'de bu olayın yanlışlığını herkes gördü. Bugün üzerinde durulması gereken konu askerin bu yanlışlığı ne kadar farkedip farketmediğidir.

Ünal Tanık, askerin yanlış yaptığını düşünmek bana göre gereksiz bir varsayım. Çünkü asker bu olayı bir yanlış yapma olarak değil bir tavır olarak ortaya koymuştur. Asker bunun yanlış olmadığı inancında ise CHP de aynı tavır içinde.

RESEPSİYONDA YAŞANANLAR VE BOYKOTUN ANLAMI

Ünal Tanık, resepsiyonda Cumhurbaşkanı ile  BDP'liler arasındaki görüşmelere dikkat çekerek sorunun çözümüne ilişkin ciddi görüş alışverişi içinde oldular. Bana göre BDP, PKK'nın Meclis'teki temsilcisi. Selahattin Demirtaş'ın Başbakan Erdoğan'dan en önemli beklentisi BDP'nin üzerine çok sert gelmesinden rahatsızdı.

Hasan Öztürk, BDP'nin Başbakan'dan rahatsızlığını ben de duydum. Ancak BDP'nin bir milletvekili Kadıköy'de "Zihinsel bölünme tamamlandı şimdi sıra gerçek bölünmede" sözünü söyleyebiliyor. Ne kadar adım atılırsa atılsın bir taraf sürekli talep eden konumunda oluyor. BDP'nin hiç atacağı bir adım yok mu. BDP Kürt halkı için ne istiyor. BDP'nin üstüne gidilmesin ama ""Siz niye sürekli tahrik ediyorsunuz" diye sormak gerekiyor. Buna da artık el insaf denir.

CHP'DEKİ AÇMAZ VE KILIÇDAROĞLU'NU KURTARAN HAMLE

Ünal Tanık,  Yargıtay Başsavcısı  Yalçınkaya'nın uyarısı sonrasında CHP'de yaşanan gerilim ve Kılıçdaroğlu'nun zor durumda kalmasını yine Yalçınkaya önledi. CHP'de herşey bir şekilde Önder Sav'a bağlı. CHP referandum sürecinde Önder Sav'ın şerh koyması yüzünden medya üzerinden propaganda yapamadı.  Önder Sav, referandum öncelik değil biz seçime hazırlanıyoruz gerekçesini savundu. Türkiye'de sağ partiler iktidar oldu ancak bir türlü muktedir olamadı deniyordu. Bugün de CHP'de Kılıçdaroğlu parti genel başkanı oldu durumu tıpkı iktidar olan sağ partiler gibi oldu. CHP'ye Yargıtay'dan  uyarı geliyor ve 8 gün bu uyarı Genel Başkan Kılıçdaroğlu'ndan saklandı. Bugün  Önder Sav'ın verdiği cevap çok önemli "Ben net biriyim, eğer istemesem sırtımda taşımam" dedi.

Hasan Öztürk,  CHP'de Kılıçdaroğlu, partide değişim yaşanacağını ancak bunun beklendiği gibi çetin geçmeyeceğini açıklamasına karşın Kılıçdaroğlu'nun hesap etmediği bir Önder Sav gerçeği var. Kılıçdaroğlu belki güçlü genelsekreter Önder Sav gidecek diye beklerken bugün çok başka bir gerçek var. Önder Sav hiçbir yetkisinden vazgeçmeyecek gibi gözüküyor.

BASIN KONSEYİ RÜŞTÜNÜ NASIL İSPAT EDER

Ünal Tanık,  Oktay Ekşi'nin istifa etmeye götüren olaya değinerek  Oktay Ekşi, o sözü söylüyor gazete o sözü çıkarıması üzerine ısrarla takip ederek o sözü yeniden yazdırıyor. Sonrasında da söylediği sözü "Pireyi deve yaptılar" benzetmesiyle hafife alıyor. Basın Konseyi bundan sonra var olacaksa devam edecekse  Oktay Ekşi'yi ihraç etmesi gerekir. Oktay Ekşi'yi ihraç ederse ancak rüştünü ispat edebilir.

Hasan Öztürk,  1967 sonrası vesayetçi düzenin kurulmasında aktif rol alan bu şahıs kendi gazetesi içindekiler için bile " O şerefsizleri tanıyalım" diyebilecek yapıdaki bir insandır. Oktay Ekşi'yi akıl tutulmasına yol açan zihniyet son 50 yılda ben dizayn ederim diyen zihniyettir. Bana göre bu sözün bedelsiz kalmaması gerekiyor.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.