Arap dünyasında dalga dalga yayılan 'Türkiye etkisi'

Arap dünyasında dalga dalga yayılan 'Türkiye etkisi'
Hiç kuşkunuz olmasın ve de hiç de mütevazi olmayın derim; Kuzey Afrika ülkelerinde başlayıp dalga dalga yayılan bu halk gösterilerinde bir de ?Türkiye...



Hiç kuşkunuz olmasın ve de hiç de mütevazi olmayın derim; Kuzey Afrika ülkelerinde başlayıp dalga dalga yayılan bu halk gösterilerinde bir de ?Türkiye etkisi? vardır.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ağustos 2009?da memleketi Konya-Taşkent?te ?dere şırıltıları? eşliğinde yaptığımız programda konuşurken, tarihin gidişatını ?bir nehrin akışına? benzetmişti.

Sonra da ?hepimizin aynı nehirde yolculuk ettiğini düşünürsek, bir an için bu nehirden kenara çekilip, akıntı nereye doğru gidiyor diye bakmamız lazım.? Demişti.

Ardından ?nehir kenarından bakarak? bir kavram daha üretti Davutoğlu.

?Tarihin normalleşmesi? dedi.

***

Davutoğlu ve üretip uygulamaya koyduğu politikaları için ?boyundan büyük işlerle uğraşmak?, ?kendisini dev aynasında görmek?, ?hayalperest?, ?deli?, ?tehlikeli? gibisinden türlü türlü yakıştırmalar yapıldı, yapılmaya devam ediyor.

Ama şu bir gerçek ki, bu türden tarihi kırılma anlarında, herkesin aklına O geliyor ve Davutoğlu teorileri, sevenlerini-destekleyicilerini heyecanlandırırken, kendisini ve teorilerini sevmeyenler bile en azından ?acaba bu adamın dediği mi oluyor?? sorusunu akıllarından geçirmek zorunda kalıyor.

Bu gördüklerimiz nedir?

Tunus?ta başlayıp hızla Mısır?a yayılan ve Ortadoğu-İslam coğrafyasında otoriter rejimleri ?beşik gibi sallayan? halk gösterileri, bütün dünyada dikkatle izleniyor.

Peki bu gördüklerimiz nedir?

Sokaklarda her üç-beş kişiden birinin rejim adına istihbaratçılık yaptığı Kahire?de, düne kadar üç kişi bile yan yana gezmekten korkarken, şimdi insanlar 30 yıldır kendilerini yöneten diktatörlerine nasıl meydan okuyabiliyorlar.

Soru çok.

Ama bu soruların tek bir cevabı var.

Yıllarca oralarda gazetecilik yapan Sefer Turan?ın da dediği gibi ?insanlar korkularını yendiler.?

Adına ne derseniz deyin...

Neden böyle oldu? Sorusunun pek çok cevabı var.

Birincisi, kapalı rejimlerin artık miadını doldurmuş olması.

İkincisi, Başbakan Erdoğan?ın da dediği gibi, artık insanların özgürlük taleplerini geri çeviren yönetimlerin ayakta duramayacakları, ?sokakların değerli? hale geldiği bir döneme girilmiş olması.

El Cezire devrimi, Wikileaks depremi, twitter gruplaşması?

Adına ne derseniz deyin.

Türkiye ne diyecek?

Ve şimdi geliyorum en önemli noktaya.

Hiç kuşkunuz olmasın ve de hiç de mütevazi olmayın derim; Kuzey Afrika ülkelerinde başlayıp dalga dalga yayılan bu halk gösterilerinde bir de ?Türkiye etkisi? vardır.

İktidarların seçimle gelip gittiği bir sistemle yönetilen, son dönemde dindarlıkla evrensel insani değerleri ustalıkla birleştirip buradan insanlığa önemli katkılar sunmaya başlamış bir hükümetin bulunduğu Türkiye fotoğrafı, Arap-İslam aleminde ciddi bir etki bırakmıştır.

Modern çoğulcu yapısının yanında, İsrail?in sivil katliamlarına karşı içden vicdani bir tepki geliştirebilmiş tek ülke olmasının, Türkiye?yi Arap dünyasında ne kadar saygın bir ülke haline getirdiği ortada.

Başbakan Erdoğan?ın parti grup toplantısında yaptığı konuşmanın anında arap kanallarında çevrilip yayınlanması, ?Türkiye ne diyecek?? sorusunun oralarda ne kadar merak edilir hale geldiğini göstermiyorsa neyi gösteriyor?

Düzen Kurucu Ülke

Buradan ?Davutoğlu?nun Nehri?ne? bir kere daha dönüp bakacak olursak, şu soruları kafamızda tartarak cevaplar aramanın tam sırası.

Bu coğrafya normalleşip, kendine mi geliyor?

Bazen aldatıcı, bazen aşağılayıcı yöntemlerle bölge üzerinde nüfus kurmuş ülkelerin (ABD başta olmak üzere diğer Batı ülkeleri) nüfusunun hızla azalmaya başladığı, bölgenin kendi dinamiklerinin harekete geçtiği bir sürece mi giriyoruz.?

Davutoğlu?nun Türkiye için kullandığı, başlangıçta benimde abartılı bulduğum ?düzen kurucu ülke? ifadesi, önümüzdeki dönemde daha anlamlı hale gelebilir mi?

Mehmet Acet - Haber 7
acetmehmet@hotmail.com

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.