"Arap baharı aslında Hamas'la başladı"

"Arap baharı aslında Hamas'la başladı"
Ömer Çelik, Basın Kulübü'nde konuştuSuriye'deki gelişmeleri değerlendiren Çelik, "Türkiye Suriye için ne bir savaş planı yapıyor ne de sorunun savaşla...



Ömer Çelik, Basın Kulübü'nde konuştu


Suriye'deki gelişmeleri değerlendiren Çelik, "Türkiye Suriye için ne bir savaş planı yapıyor ne de sorunun savaşla çözülebileceğine inanıyor. Fransa'nın tampon bölge planına da iyi bakmıyoruz." dedi.


"Arap baharı"nın Suriye'deki ezberleri bozduğunu kaydeden Çelik, "Bir savaş durumunda aslında Esad'ın buna dönük bir hazırlığı da var. Geriye çekilip bir Nusayri devleti kurup iç savaşı tetiklemek..." dedi.

Suriye için dört aşamalı bi plan uyguladıklarını kaydeden Çelik, "İlk aşamada Sayın Başbakanımız Esad'a Baas rejiminin tekelinin sona erdirilmesi için telkinde bulundu.Seçime gidilmesi çağrısı yapıldı. Olağanüstü halin kaldırılması ve tutukuların serbest bırakılması talep edildi" dedi.

"Arap baharı"nı çok önce öngördüklerini söyleyen Çelik, "Biz Arap baharının Hamas'ın seçimle işbaşına gelmesiyle başladığını düşünüyoruz. Silahlı bir örgüt kendi meşruiyetine güvendi ve seçimle işbaşına geldi. Bu da batının ezberini bozdu" dedi.

Ömer Çelik, şöyle devam etti:

"Bizim yaptığımız uyarıları net bir şekilde ortaya koymak. Birinci aşamada Esad'a reformlar için telkinlerde bulunduk, belli bir aşamaya da gelindi. Ama bu katliamlar başlayınca ilişkiler gerildi. İkinci aşama bölgesel işbirliği aşaması. Esad bunu da reddetti. Bütün bu gelişmeler rejimin meşruiyetsizliğini gösteren gelişmeler. Bölgesel inisiyatif aşamasından küresel inisiyatif aşamasına geçtik. BM 'de birtakım görüşmeler yaptık. Dünyada uluslararası inisiyatif geliştirmesi gereken kurumlar etkisizliğini göstermekte. Çin bir veto kararı alıyor. Ama benim sınırımdaki ülkenin kaderini etkiliyor.

Suriyede rejim rejim olmaktan, devlet devlet olmaktan çıktı. Bir katliam rejimi var. Esad reform sözlerini ve diğer sözlerini elinde imkanlar varken gerçekleştirmedi.

Suriye'de sokak sokak ne olduğunu bizim hükümetimiz biliyor. Bu bölgede bu kadar büyük bir olay karşısında meseleyi basından izleyerek karar verme durumunda değiliz. Kendi kaynaklarımızdan haber alıyoruz. Rejimin sürekli zaman kazanarak daha büyük katliamlara hazırlandığını değerlendiriyoruz. "

Batı ve İran'ın Suriye üzerinden hesaplaşmaya çalıştığını kaydeden Çelik, "Çok basit askeri müdahale ile bu iş çözülür demek başka sıkıntıları tetikler" dedi.

"SÜNNİ DİKTASI DA İSTEMEYİZ"
Bölgedeki hassas dengelerin de gözetilmesi ve çalışmaların Arap Birliği inisiyatifinde yürütülmesi gerektiğini kaydeden Çelik, "Türkiye'nin bölgedeki gelişmeler konusunda akıl veren ülke konumunda olduğunu, Obama'nın da Türkiye'ye danıştığını" söyledi.

Suriye'deki azınlık rejiminin gitmesini isterken bir çoğunluk, Sünni diktasını da tercih etmeyeceklerini söyledi.

"ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELER İHTİYAÇTIR"
MİT yöneticilerinin ifadeye çağrılmasıyla başlayan krize ilişkin soruları da yanıtlayan Çelik, meselenin "iktidar-cemaat kavgası", "müzakereciler ile güvenlikçilerin çatışması" gibi sunulduğunu ancak bu teorileri geçerli olmadığını söyledi.

Krizle birlikte özel yetkili mahkemelerin de tartışılmaya başlanmasını da değerlendiren Çelik, "Özel yetkili mahkemler Türkiye'de bir ihtiyaçtır. Türkiye'nin geçmişi güllük gülistanlık değil. Bu ülkede bürokrasi bir başbakanı asmıştır. Bu çok büyük bir ayıptır. Bu büyük günah anlık bir refleks değil kurumsallaştırılmaya çalışılmıştır. Bu kurumsallaşmış, vatandaşı tehdit unsuru haline getirmiş unsurlarla mücadele etmek için devlet içindeki çeteleşmeyi bilen mahkemelere ihtiyaç vardır. Cunta ve darbe mekanizmasına karşı Türkiye'nin bu tip mekanizmaya ihtiyacı vardır. Yürütmenin ve yasamanın alanına girdiği zaman yeni bir düzenleme yaparsınız. MİT Müsteşarı'nı savcının önüne çıkardığınız zaman, hele şu zamanda, MİT Müsteşarı başka ülkelerdeki muhataplarıyla görüşüyor. Müsteşar muhatabının karşısında kendi devletinde de sorgulanan birisi izlenimi verecek" şeklinde konuştu.

"ÖTEKİ TÜRKİYE" YARATILMAMALI"
Devlet içinde eskiye benzer bir çatışma görüntüsü vermenin yanlış olduğunu kaydeden Çelik, "cemaat-iktidar" kavramsallaştırmasına da itibar etmediğini söyledi.

Çelik, "Cemaat diyerek bir camiayı zan altında bırakacak şekilde analiz yaparsanız Türkiye'de devlet içinde iki hükümet var anlayışı ortaya çıkar, birtakım insanların hedef gösterilmesine, dışlanmasına yol açılır. Türkiye bugün öteki Türkiye ile resmi Türkiye'nin barıştığı bir ortamı yaşamaktadır. Yeniden 'öteki Türkiye' yaratacak duruma izin verilmemeli" şeklinde konuştu.

Çelik, MİT Kanunu'ndaki düzenlemeyle uygulamadaki sorunun düzeltildiğini, "savcılık makamının aşırı tasarufunun dengeye oturtulduğunu" söyledi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.