Ankara- Ayaş İçmecesi

Ankara- Ayaş İçmecesi
Ankara’ya 83 km. uzunlukta bulunan içmeceye, 10 Mart itibari ile gidip kaldım. Ben dört yaşında iken, annemgil buraya gelmişlerdi. Ayaş içmecelerinin şifası, bizim memlekette dahi duyulmuştu.

Ankara- Ayaş İçmecesi

Ankara’ya 83 km. uzunlukta bulunan içmeceye, 10 Mart itibari ile gidip kaldım. Ben dört yaşında iken, annemgil buraya gelmişlerdi. Ayaş içmecelerinin şifası, bizim memlekette dahi duyulmuştu.

Tatili, sıcak yaz günlerinde deniz kenarına gidip yatmayı sanan insanımızın, sağlıkları açısından içmece ve termal tesislerden yararlanmaları gerekir. Bilhassa yaşlılık dönemlerinde, yıllarca ilaç kullanıp bağırsak florasını bozduktan sonra, içmecelere gidip rektifiyeden geçmesi gerekir. Bağırsaklar insanın ikinci beynidir. Bağırsak florasının bozulması, birçok hastalığın oluşmasına neden olmaktadır. İçmeceler bağırsak florasının temizlenmesini sağlayabilir.

Bu yazı ile sizlerin’ de içmeceyi tanımanızı, yararlarını öğrenmenizi amaçladım. Ayaş içmecelerinin:

İÇMECE OLARAK FAYDALARI

* Mide bağırsak ve karaciğer tembelliklerine iyi gelir. Bu organları faaliyete geçirir.

* Safra kesesi taş ve kumlarını böbrek taş ve kumlarını döker.

* İdrar yolları iltihaplarını tedavi eder.

* Mide ve bağırsakları solucan, şerit ve kıl kurdundan temizler. Bunları dışarı atar.

* Hazımsızlığı, ağız kurumasını ve müzmin kabızlığı önler, iştahı açar.

* Nedeni bilinmeyen baş ağrılarını giderir. Kanda bulunan toksinlerin dışarı atılmasına yardımcı olur.

KAPLICA OLARAK FAYDALARI

Romatizma, Lumbago, Siyatik, Nevralji, Nevrit, Polinevrit, Kadın Hastalıkları, Kırık ve çıkıklardan sonraki mafsal yapışıklıklarında, havuz banyosu en uygun tedavidir.

Ayrıca hiçbir rahatsızlığı olmayanların bile, senede bir defa içme kürü yapmaları çok faydalıdır. İnsan vücudu yaşadığı sürece, organizmada biriken zehirli maddeleri idrar, dışkı, ter, safra, tükürük bezleri ve buna benzer boşaltım yolları ile dışarı atar. Zamanla bu zehirlerin tam olarak dışarı atılması güçleşir, organlar tembelleşir ve zehirli maddeler vücutta birikip artmaya başlar.

Her türlü tedavide ilk şart, hastanın iyi olacağına inanması ile başlar. Şifayı Allahtan bilerek, vesilelere müracaat etmemiz gerekir.

Bir doktor arkadaşım hatırasını – “Anneannem hep hasta olduğunu söyler, kendisine ilaç vermemi isterdi. Bir gün anneanneme giderken, üç ayrı renkte lolipop şeker aldım. Bunları sabah, öğle, akşam ayrı ayrı renkte şekeri emmesini söyledim. Daha sonraki günlerde, anneanneme gittiğimde sağlığını sordum. Bana (yavrum ilaçların çok iyi geldi. İyiyim) dedi. Dayım anneanneme sağlığını sorduğunda, benim verdiğim ilaçların iyi geldiğini söylemiş. Dayım ilaçları görmek için buzdolabına gidip, topitop şekerleri görünce bunlar ilaç değil şeker demiş. Böylece benim’ de tılsımım bozuldu. Anneannem tekrar hastayım demeye başladı.” Diye anlatmıştı.

Her şeyin başı moral ve hayata tutunmak çabasıdır. Kendimizi kapıp koyuverirsek, dertlerimiz o zaman başlar. Allaha şükredelim, dertlere sabredelim. O zaman mutlu oluruz.

Mustafa Yolcu- 26.03.2019

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.