'Anadolu büyüklüğünde vicdanımız var'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrım gözetmeden 140'ın üzerinde ülkeye yardım yapıldığını belirterek, "Bizim petrol kuyularımız, doğalgaz rezervlerimiz yok. Ama Anadolu büyüklüğünde vicdanımız var" dedi.
BURSA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin, 140'ın üzerindeki ülkeye, "bu Müslüman'dır, Müslüman değildir" ayrımı yapmadan yardımlar yaptığını belirterek, "Türkiye, 2014 yılı itibariyle 4,5 milyar dolar yardımla dünyanın en cömert üçüncü ülkesi olmuştur. Bunu gayri safi milli hasılaya oranla ifade edecek olursak, o zaman ülkemiz yardımlarını en fazla artıran ülke olmuştur dünyada. Bizim petrol kuyularımız, doğalgaz rezervlerimiz, altınımız, yer altı zenginliklerimiz yok, ama Anadolu büyüklüğünde bir vicdanımız var" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uludağ Üniversitesince düzenlenen "Türkiye'nin İnsani Diplomasisi" konulu panele ve üniversite senatosu tarafından kendisine verilen fahri doktora tevcih törenine katıldı.
Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Ulcay, millete ve insanlığa yaptığı üstün hizmetler nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, üniversite senatosu tarafından uluslararası ilişkiler alanında fahri doktora unvanı verildiğini açıklayarak, Erdoğan'a fahri doktora beratını taktim etti. Takdim sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan cübbe giydi.
Fahri doktora unvanının tevcihinin ardından konuşan Erdoğan, Uludağ Üniversitesi tarafından kendisine tevdi edilen fahri doktora unvanı için Rektör Prof. Dr. Ulcay ve üniversite yönetimine şükranlarını sunarak, bu unvanı hayatı boyunca büyük bir iftiharla taşıyacağını ifade etti.
Bugüne kadar Türkiye'nin, bölgenin ve tüm dünyanın barış, huzur ve selameti için nasıl ter döktüyse bundan sonra da gece gündüz demeden mücadele edeceğini belirten Erdoğan, bu buluşma vesileyle 2015-2016 akademik yılının, Uludağ Üniversitesinin tüm mensuplarına, hocalarına ve öğrencilerine hayırlı olmasını diledi.
Törende Bursa'nın değerli iş adamları ve müteşebbislerinin bulunduğuna değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bursa'nın ilim, tasavvuf, kültür ve tarih şehri olması yanında bir sanayi şehri olmasında yatırımlarıyla ihracatlarıyla çok önemli katkıları olan iş adamlarına da özellikle teşekkür etti.
"Türkiye'nin İnsani Diplomasisi" paneline değerli fikirleri, tespit, tenkit ve teklifleriyle katkıda bulunan hocalara da şükranlarını sunduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, panelde konuşan akademisyenlerin kısa, özet, özün özü şekildeki takdimleriyle konuyu çok iyi anlattıklarını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Evliya Çelebi'nin bir "aşk neşidesi", Sadrazam Keçeci Fuat Paşa'nın da "Osmanlı tarihinin dibacesi" diyerek taltif ettiği Bursa'da bulunmanın bahtiyarlığını yaşadığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Ahmet Hamdi Tanpınar, Bursa'yı anlatırken 'güldüğümüz, yaşadığımız, içinde bulunduğumuz halin hemen yanı başında, bu şehirde çok daha başka, çok daha derin, takvimle, saatle alakası olmayan ikinci bir zaman vardır' diyor. Evet… Bursa, adımınızı ilk attığınız anda sizi saran, kuşatan, kendine meftun eden bir şehirdir. Bursa, Osmanlıların kurduğu bir şehir olmanın yanında Osmanlıları kuran, 600 yıllık Cihan Devletini inşa eden bir şehirdir. Bursa, aradan geçen yüzyıllara rağmen ilk başkentlik, payitahtlık ruhunu, asaletini hala dipdiri bir şekilde yaşatan bir şehrimizdir.
Bursa'ya her gelişimde, Bursa'nın tarihinden tevarüs ettiği bu yüce ruhla, aşkla, inançla her alanda daha da geliştiğini, güzelleştiğini, 2023 hedeflerimiz doğrultusunda ilerlediğini memnuniyetle görüyorum, görüyoruz. Şüphesiz 40 yıllık tarihiyle Uludağ Üniversitesi, şu anda 75 bin öğrencisiyle bir farklılık ortaya koyuyor. Bursa'nın bu yolculuğunda, şehrimizin lider kurumlarından biri olarak, adeta bir lokomotif görevi ifa ediyor."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, fakülteleri, diğer akademik birimleri, öğretim kadrosu ve öğrencileriyle Türkiye'nin en seçkin üniversitelerinden biri olan Uludağ Üniversitesinin de Bursa'ya, bölgeye katkılar sunduğunu vurgulayarak, Uludağ Üniversitesinin AR-GE alanında önemli çalışmalar yaptığına dikkati çekti. Türkiye'deki 59 teknokentten biri olan Uludağ Teknoloji Geliştirme Bölgesi ULUTEK'in de 2005'te kurulduğunu anımsatan Erdoğan, "Ülkemizin sadece teknolojiyi kullanan, ithal eden bir yer olmaktan çıkıp, kendisi teknolojiyi geliştiren, katma değeri yüksek ürünlere imza atan bir konuma yükselmesinde teknoparklara ciddi sorumluluk düşüyor. Bugün ULUTEK, ülkemizin en iyi 10 teknoparkından biri olarak yazılım, bilişim, elektronik, mühendislik ve makine gibi alanlarda göğsümüzü kabartan projelere imza atıyor" dedi.
Erdoğan, Uludağ Üniversitesinin bu başarılarında emeği olan, alın teri, desteği olan herkesi gönülden tebrik ettiğini belirterek, gelecek yıllarda "Üçüncü Nesil Üniversite" vizyonuyla Uludağ Üniversitesinin bu trendi artırarak sürdüreceğine inandığını söyledi.
- "Maalesef dünya kilo olarak var da vicdan olarak yok"
Panelistlerin Türkiye'nin insani yardım politikaları konusunda paylaştığı fikirleri anımsatan Erdoğan, Türkiye'nin son 13 yılda kat ettiği mesafenin, yaşadığı büyük dönüşümün en net şekilde görüldüğü alanlardan birisinin insani yardımlar olduğunu, bu konuda hiçbir ülkeyle mukayese edilemez başarılar elde edildiğini anlattı.
"2002'den önce, 'alan el' durumunda olan bir Türkiye'den, hamdolsun 'veren el' konumuna yükselen bir Türkiye'ye ulaştık" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002'de 85 milyon dolar dış yardım yapan Türkiye'nin bugün 5 kıtada 140'ın üzerinde ülkede değişik alanlarda bu yardımlarına devam ettiğini bildirdi.
Erdoğan, "Türkiye, 140'un üzerindeki ülkeye, 'bu Müslüman'dır, Müslüman değildir', asla bu tür ayrımlar yapmadan, 2014 yılı itibariyle 4,5 milyar dolar yardımla dünyanın en cömert üçüncü ülke olmuştur. Bunu gayri safi milli hasılaya oranla ifade edecek olursak, o zaman ülkemiz yardımlarını en fazla artıran ülke olmuştur dünyada. Bizim petrol kuyularımız, doğalgaz rezervlerimiz, altınımız, yer altı zenginliklerimiz yok, ama Anadolu büyüklüğünde bir vicdanımız var" diye konuştu.
Erdoğan, Türkiye'nin Suriye ve Irak'taki şiddetten kaçarak canlarını kurtarmak için sığınan 2,5 milyon mülteciye ev sahipliği yaptığını hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Bunu insani, vicdani ve bir de tabi ensar ruhuyla yapıyoruz. Bu misafirlerimiz için bugüne kadar yaptığımız harcamalar 9 milyar dolar biz şu ana kadar destek verdik. Bunun içindeki rakam, yabancılardan bize gelen destek 417 milyon dolardır. 'Dünya nerede' diye sorduğunuz zaman, maalesef dünya kilo olarak var da vicdan olarak yok. Etrafımızı saran ateş çemberine, komşularımızdaki istikrarsızlık ve çatışma ortamına rağmen, hem ekonomimizi, hem de merhametimizi, insanlığımızı büyüterek biz oraya taşıdık. Zira biz öyle bir medeniyetin mensuplarıyız ki, biz paylaşmanın kıymetini biliyoruz. Biz, merhamet medeniyetinin mensupları olarak bu adımları atıyoruz. İnanan, komşusu açken tok yatmayı ayıplayan, yetim başı okşamayı, fukaranın derdiyle hemhal olmayı ibadet gören bir medeniyetin mensuplarıyız.
Bizim insanımızın idrakinde, zerreden küreye tüm varlığa tek bir nazarla bakmak, gönüller yapmak, karıncayı dahi incitmemek vardır. Bizim ecdat mezarlıklarımız ve şehitliklerimiz, insan ve vicdan odaklı dış politikamızın da tabii sınırlarını çizer. Biz şu anda dünyanın dört bir yanında mezarlıklarımızı ihya ve inşa etmenin gayreti içerisindeyiz. Bunlara birileri hiç değer vermeyebilir ve vermez de ama onlar bizim için birer hedef noktasıdır. Bizim ecdadımız oralara kadar gitmiş, oralarda şehit düşmüşse oraları inşa etmek, onları yeniden ayağa kaldırmak bize bir hedeftir. İnsani diplomasi teorik bir çabanın değil, milletçe sahip olduğumuz işte bu değerler manzumesinin neticesi olarak ortaya çıkmıştır. İhtiyacı olana ırk, dil, din, mezhep ayrımı yapmaksızın el uzatmak, bizim milli kültürümüzün özünde vardır."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.