Ali Edibali: Milli Mücadele Ve Yeniden Milli Mücadele

Ali Edibali: Milli Mücadele Ve Yeniden Milli Mücadele
Bütün dünya milletlerinin insanları içinde göz yaşı, kan ve ölüm ile zulmedilenler için, dünya için kerim ve güçlü bir devleti yapılandırmak ve adalet ile idare etmek durumundayız.

Bir kurtuluş savaşı mücadelesinin muzaffer olmuş halkları olarak 100 küsur yıldır misakı milli sınırları içinde şüheda kanı ile sulanmış toprağın hudutları içinde Kürtler, Lazlar, Türkler ve pek çok millet olarak bir ve bütün olmak Allah in izni ile mümkün olmuştur.

Bu büyük davanın neferleri sadece ve sadece millet olma şuurunu ebediyen yaşatma iradesinde olanların kararlılığı ile sürdürülebilir. Yeniden milli mücadele hareketi pek çok bozguncu ve ucu dışarıda gayri milli harekete bir büyük reaksiyon ve karşı duruş niteliğindedir. Kurtuluş savaşı akabinde ise defalarca Sevr hortlatılmak istenmiş ve hıyanet ve gaflet içinde olanların dışında "milletim uyan" nidası ile yeniden milli mücadele ruhu ihya edilmiştir. Bu uyanık ve uyarma fiili kurtuluş savaşı mücadelesinin bizatihi kendisi kadar mühimdir. Zira şuurunu yitirmiş bir millet zillet ile muamele edilmeye mahkûmdur ve tarih mütemadiyen bu olgunun tekerrürü ile doludur.

Davanın manasını ırka has bir dar çerçeve ile değil cihanşümul bir geleneğin devamı olarak görenler kavrayabilir. "Geldikleri gibi giderler" cümlesini kuran komutana gülenler ile yeniden milli mücadele hareketinin ortaya koyduğu hedefleri hayal diye adledenler aynı mantaliteye sahiptir içindedirler. Bu mantalite uyuşma, paralize olma, teslim olma hallerine tekabül edebilir ama kesinlikle kazananlara has bir psikoloji değildir. Zira zaferler yalnız zihinlerde kazanırlar.

Biz salah kârın hizmetini takdir eder ama put yapmayız, biz bu zaferleri nasip eyleyeni bilerek hamd ile tesbih ediyor ve onun vadine iman ediyoruz. Biz Edibali nin çok nadir gelen, gelebilecek mümtaz bir lider olduğunun farkındayız. Ama ne Abdülhamid’ çiyiz, ne Kemalist. İzmlerin, doktrinler in, ata dinlerinin putlar gibi yıkıldığı bir büyük inkılabın neferiyiz. Edibali yazdığı kitapları ve yetiştirdiği kadroları ile bu milletin büyük bir âlimi ve hizmetkârıdır. Biz bu öğretinin murakabesini vicdan ve Kur'an ile yaptık ve şu anda uyguladıklarımızı öğrendiklerimiz den alıyoruz.

İşte bu 19 Mayıs ile vuku bulan, milli mücadeleye anlam veren hadise de budur. Mücadele bırakılamaz. Bu millet boyunduruk altına alınamaz, hürriyeti den feragat talep edilemez, zillet kabul edilemez.

Bizi bu durumdan çıkartılacak vazife, kürdün, Arnavut’un, Arap’ın, Sudanlının, vazifesin den farklı değildir. Yeniden milli mücadele hareketi bir cihanşümul, reaksiyondur, meşruiyet dairesindedir. Bu dava eline kalem alır, diline kelam alır, derdi ve sevdası milletin irşadı ve ihyası olanlar için başarının kriteri ne servet ne iktidardır, bunlar ancak nihai hedefte ara duraklardır. 50 yıldır Türkiye nin varlık ve bekası için çabalayan kadroların vazifeleri içinde Primer görev tanımı iktidarı meşruiyet sınırları içinde kalmak kaydıyla ele geçirmek ve dönüşümü bilfiil gerçekleştirmektir. Bu görev her daim variddir ve geverlidir. Ama hareketin başarısını takipçisi. Olan insan sayısı ile azımsamak niyetinde olanlar ve gerçeğin gözlerinin içine bakmak isteyenler için bilinmesi gereken husus vatanın ve milletin bekasına bu güzide topluluğun çabaları ile çok büyük katkıların sağlanmış olmasıdır. İktidar olmadan Kıbrıs, Azerbaycan, Batı Trakya, başörtüsü meselesi, doğu meselesi, ittifak ve milli mutabakat kültürü konularında siyasete yön verilmiş, müktesebatı üzerinde çalışılmıştır. Her biri devlet yönetecek ehliyette kadrolar hazırlanmıştır. Bunlar milletin geleceğine yatırımdır.

Bu milletin müdafisini yaptığı hilalin bekası için mücadele edenlerin saçının rengi, dilinin telaffuz şekli, gözünün rengi sadece teferruat tır. O nedenle Şeyh Şamil de Türk’tür, Selahaddin Eyyubi de, Muhammed Ali de . Bizim paradigmamızdan dünyaya bakış içinde olanlar belli bir süre sonra biz ve ben arasındaki farka vakıf olmakta, isimlerin önemi azalmaktadır.

Tüm milletler, tüm halklar mahşeri bir kalabalık içinde tek bir bayrağı kaldırmak üzereler. O bayrak Hakk ve adalet mücadelesidir. Milletler adaleti olmayan devletlerin uslu ile büyük inkılabın arifesinde yeni salah karini beklerken Ukrayna'da akan kan için, ABD de katledilen siyahi için, Filistin'de meydana gelen zulüm için yeniden mücadele elzemdir. Bir gün adaletin bayrağını düştüğü yerden kaldıracak olanlar bu mantalitedeki insanların arasından çıkacaktır bu konu için yarın güneşin doğudan doğacağı kadar katı bir inanç içindeyim. Biz de haklı davamızın yeniden milli mücadelenin ve Millet Partisinin taraftar sayısı artırdığımızda, bize katılan her yeni topluluk üyesi dünyanın biraz daha iyi bir yer haline gelmesini sağlayacaktır. Modern zaman mücadelecilerinin görevi tam olarak budur. Nasıl konusu istişareye açıktır. Doğrular hayata geçirilmelidir.

Bütün dünya milletlerinin insanları içinde göz yaşı, kan ve ölüm ile zulmedilenler için, dünya için kerim ve güçlü bir devleti yapılandırmak ve adalet ile idare etmek durumundayız.

19 Mayıs milli mücadele için dönüm noktasıdır. Bugünü yukarıda zikrettiğimiz anlamıyla önemsiyoruz ve dünyadaki bütün mazlum halklara ilham kaynağı olan kurtuluş savaşı mücadelemizin muzafferiyetiyle neticelendiren komutan ve asker ve milleti rahmetle yad ediyoruz. Allah rahmet eylesin, davamızı muzaffer eylesin.

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.