Akil İnsanlar listesine CHP'den en sert tepki

Akil İnsanlar listesine CHP'den en sert tepki
CHP Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, akil insanlar listesine çok sert tepki gösterdi.CHP Sözcüsü Genel Başkan Yardımcısı ve Haluk Koç,...


CHP Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, akil insanlar listesine çok sert tepki gösterdi.

CHP Sözcüsü Genel Başkan Yardımcısı ve Haluk Koç, akil adamlar heyetinin "Tamamen Başbakan'ın fikirlerini topluma köprü olarak götürmekle görevlendirilen bir memur kadrosu gibi gözüktüğünü" ifade etti CHP Sözcüsü Genel Başkan Yardımcısı ve Haluk Koç, akil adamlar heyetinin "Başbakan'ın fikirlerinin topluma götürmekle görevlendirilen bir memur kadrosu gibi gözüktüğünü" ifade etti.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Başkanlığı'nda parti genel merkezinde toplandı. MYK toplantısı devam ederken basın toplantısı düzenleyen Koç, Başbakan Erdoğan'ın penceresinden akil adam tanımlamasının "süreci takip edecek sürece toplumsal desteği perçinleyecek, "yani benim çıkarlarıma göre oluşturulmuş politikayı' halka teskin ederek, yatıştırarak, ikna ederek anlatacak birileri"nin olduğunu ifade ederek, ancak akil adamların sözlük tanımının çok farklı olduğunu belirtti. Sürecin esas muhatabı olan Başbakan'ın susmaya devam ettiğini ileri süren Koç, "Başbakan Öcalan'la gizli pazarlık yapıyor ve bu pazarlığın pazarlamasını da tamamen akil adam tanımı dışında bu heyete, pazarlamacı olarak halka anlatmasını istiyor. Bu insanların konumlarıyla bağdaşan, saygınlıklarıyla bağdaşan bir görev tanımı değil bu. Teklif götürülen bazı isimlerin reddettiğini duyuyoruz, çok doğaldır" dedi. Başbakan'ın kuyuya bir taş attığını şimdi akıllı adamlar bularak kuyudan o taşı çıkarttırmak istediğini savunan Koç, "Yani Başbakan'a camdan metinlerini hazırlayan memurları ne görev yapıyor, Başbakan'ın seçim kampanyalarını yürüten şirketler, ajanslar ne görev yapıyor ise oluşturulan bu heyete aynı görevin tevdi edileceği anlaşılıyor. Bunu biz değil, bizzat Sayın Başbakan söylüyor" diye konuştu.

Heyette yer alması öngörülen bazı isimlerin Başbakan'ın tarif ettiğini bu görev tanımı hak etmediklerini söyleyen Koç, "Bu insanlar millete barış anlatacak da, millet zaten barış, huzur istiyor. Kimsenin bundan tereddüttü yok. Ama sen (Başbakan) kendi anlatman gereken pazarlıkta, kendi söylediklerini millette söyleyemiyorsun şimdi bu insanlara aracılığı ile bir görev kapsamı içinde, bir müsteşarlığa bağlı olarak, memur olarak bu görevi yapmalarını istiyorsun. Bunu, bu kapsam içinde kabul etmek mümkün değil" dedi.

Heyetin Başbakan'ın PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'la yaptığı ve söyleyemediği pazarlık noktalarını millete yorumlayacaklarını ileri sürerek, "Bu bir ciddiyetsizliktir. Bu milletin çektiği acılarla alay etmektir. Bu halkın barış umuduyla dalga geçmektir. Başbakan'ın seçtiği bu yöntem, bu belirlenene insanların saygınlığı ile de ne yazık ki bağdaşmamaktadır" dedi. Başbakan'a daha önce "açık ve mert olması" konusunda çağrı yaptıklarını söyleyen Koç, "Başbakan'ın bu merdivenleri çıkacak takati yoktur, güven vermemektedir" diye konuştu.

CHP'nin önerdiği akil adamlar komisyonu ile şu anda inşa edilmekte olan akil adamlar komisyonunun 180 derece farklı olduğunu belirten Koç, "Meclis çatısı altında oluşturulacak bir uzlaşma komisyonuna bağlı, faaliyet gösterecek bir komisyon ve bu komisyonun üyelerinin TBMM tarafından, gerçekten bağımsız, bir siyasetin prangaları arasına sıkışmamış insanlar olarak tarif etmiştik. Yaşadığımız gerçek çok farklı. Tamamen Başbakan'ın fikirlerini topluma köprü olarak götürmekle görevlendirilen bir memur kadrosu gibi gözüküyor" dedi.

GÜL'ÜN RİGA'DAKİ AÇIKLAMALARI: CHP'NİN ÖNERDİĞİ TEZLERİN NE KADAR HAKLI OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI

Koç, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Letonya'nın başkenti Riga'da yaptığı açıklamalara ilişkin ise, Cumhurbaşkanı'nın tespitlerinin önemli olduğunu belirtti. Koç, "Bu açıklamalarla şu gerçek ortaya çıktı; CHP bu sorusunun samimi çözümü için 80'li yılların ikinci yarısından itibaren samimi bir şekilde çalışan, çözüm üreten ve dönemine göre de siyasi bedel ödeyen tek partidir. Türkiye CHP'nin önerdiği tezlerin ne kadar haklı olduğunu, ne kadar doğru bir zemine oturduğunu gün geçtikçe daha iyi anlıyor. O açıklamalardan çıkan temel sonuçlardan bir tanesi bu" dedi.

Koç, Cumhurbaşkanı Gül'ün Anayasa süreciyle ilgili bu fırsatın kaçmaması gerektiği ve sürenin uzatılabileceği şeklindeki açıklamalarını da şöyle değerlendirdi:

"Bu açıklamalar da CHP'nin 12 Eylül faşizminin tüm kalıntılarını silecek, toplumun özlemle beklediği ve bütün siyasi seçimler öncesinde topluma söz verdiği, özgürlükçü, demokrat, her türlü vesayetten arınmış, çağdaş bir anayasa yapma önerisinin doğruluğu da anlaşılmış oldu. Burada "başkanlık sistemi istiyorum' dayatması yok, "başkanlık sistemi istiyorum, eş zamanlı olarak sen buna gelmezsen, ben başka yerde masalar kurarak, illegal boyutlarda bunun pazarlığını yapıp referanduma gidecek meclis çoğunluğunu sağlarım' beklentisi yok. Burada samimiyet var. Burada demokrasi var, gerçek demokrasi var. Darbe yasalarının arkasına sığınmama var. Gerçekten özlenen çağdaş anayasası yapma iradesi var. CHP'nin bu konudaki tutumumun da ne kadar doğru bir zemine oturduğunu kanıtlıyor.

Koç, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Cumhurbaşkanı'nın yeni anayasa için, "vatandaşlık tanımı şart değil" şeklindeki sözlerinin hatırlatılması üzerine, Anayasa'nın ilk dört maddesinin CHP için "kırmızı çizgiler" olduğunu vurgulayarak, "Türk milleti, ifadesi anayasanın başlangıcında yer almalıdır. Mustafa Kemal'in kurucu iradesi de burada yer almalıdır. Bu ülkenin birlikteliği, çimentosu için bu gereklidir" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı'nın Çözüm süreciyle ilgili "İmparatorluk refleksiyle hareket edersek birçok sorunu aşarız" şeklindeki sözlerini de Koç, "Türkiye 90 yıllık deneyimiyle cumhuriyet devleti refleksiyle hareket edecek birikime sahip. Refleksleri karıştırmayalım" şeklinde değerlendirdi.

"SAĞLASIN 330'U, HODRİ MEYDAN GİDELİM REFERANDUMA"

Koç, "Sizce bu anayasa çalışmalarından bir sonuç çıkacak mı?" soru üzerine de, "Huninin dar kısmına gelindi. Başkanlık sistemini dayatan AKP teklifi süreci tıkamıştır. Başkanlık teklifine destek aramak için başka yerde bir pazarlık masası kurulmuştur. Eğer Anayasa, mecliste siyasi partilerin uzlaştığı bir metin haline dönüşmezse ve buna alternatif olarak Başbakan kafasında siyasi hırsları bir başka masada anayasa metnine döndürür ise, bu anayasanın adı milletin anayasası olmaz, AKP-BDP-PKK Anayasası olur. Sağlasın 330'u, hodri meydan gidelim referanduma" yanıtını verdi.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.