AK Parti Sözcüsü Çelik'ten kayıp Suudi gazeteci ile ilgili açıklama
AK Parti Sözcüsü Çelik'ten kayıp Suudi gazeteci ile ilgili açıklama
AK Parti Sözcüsü Çelik, "Bir gazetecinin bu şekilde kaybolması Türkiye Cumhuriyeti gibi emin bir devletin hassasiyetle üzerinde duracağı bir şeydir." dedi.
ANKARA
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, 27. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın güvenlik oturumuna Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlık yaptığını belirterek, "Terörle mücadele konusundaki hassasiyetlerimiz, şimdiye kadar yaptıklarımız, terör örgütlerinin yeni metotları, şehirlerdeki yapılanmaları konusundaki hassasiyetlerin bir kere daha altı çizildi." dedi.
Çelik, toplantının gerçekleştirildiği otelin önünde oluşturulan basın merkezini ziyaretinde açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
İstişare kamplarının AK Parti'nin önemli geleneklerinden biri olduğunu belirten Çelik, Başkan Erdoğan'ın kampın açılış konuşmasını yaptığını, yarınki kapanış konuşmasında da önemli açıklamalarda bulunacağını bildirdi.
Erdoğan'ın yarın da bir konuşma yapacağını aktaran Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'ndaki konuşmasında Filistin ve Kudüs meselesini gündeme getirmediğini ileri sürdüğü sözlerini hatırlatarak, bu sözlerin şaşırtıcı olduğunu kaydetti.
Çelik, eski sistemde ana muhalefet partisi, şimdiki sistemde ikinci parti konumundaki bir partinin genel başkanının en temel bilgilerden haberdar olmamasıyla ilgili bir tabloyla karşı karşıya kalındığını vurguladı.
"Kılıçdaroğlu'nun odasına ulaşmıyor"
İsrail'deki Haaretz gazetesinin, Erdoğan'ın BM'deki konuşmasını "Filistin, Kudüs konusuna büyük vurgu yaptı" şeklinde haberleştirdiğini anlatan Çelik, "İsrail'deki Haarezt gazetesine, Ye'diot Achronot gazetesine ulaşan haberler maalesef Sayın Kılıçdaroğlu'nun odasına ulaşmıyor, gündemine girmiyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Bu kadar temel bir konuda bile bu derece maddi hata yapmaları diğer konularda nasıl çalışıyorlar diye bizim açımızdan ürkütücü bir tablo çiziyor." diyen Çelik, "Demokrasi anlayışları konusunda, muhalefet anlayışları konusundaki genel çarpıklığın bir tezahürüdür." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanlığının internet sitesinden Erdoğan'ın konuşmasına bakıldığında Filistin ve Kudüs meselesinin hemen dikkati çekeceğini vurgulayan Çelik, şöyle devam etti:
"Buna rağmen nasıl bir konuşma metni hazırlanıyor, Sayın Kılıçdaroğlu'nun zihni nasıl formatlanıyor bunu anlamakta güçlük çekiyoruz. Bu ürkütücü bir durumdur. Bu derece temel bir bilgiden yoksun biçimde, konuşmanın genel alfabesinden bile yoksun bir mantık içerisinde davranılması ürkütücü bir durumdur. Google'a girsinler, Erdoğan-Filistin yazsınlar, binlerce sonuç bulunur. Kılıçdaroğlu-Kudüs-Filistin yazsınlar, vereceği cevap şudur, 'herhangi bir sonuç bulunamadı'. Türkiye'de genel başkanlık yapan birisinin çok kolaylıkla ulaşılabilecek bir bilgiden bile bu kadar uzak olmasını ürkütücü olarak altını çiziyoruz."
Kampta yapılan çalışmalar ve sunumlar hakkında bilgiler veren Çelik, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Mehmet Özhaseki, Mahir Ünal ve AK Parti Grup Başkanı Naci Bostancı'nın sunum gerçekleştirdiğini aktardı.
Çelik, sunumlarda genel merkez ve TBMM çalışmalarının ele alındığını anlattı.
"Aday kriterleri değerlendirildi"
Özhaseki'nin sunumunun yerel yönetimlere dönük çalışmaları kapsadığını ifade eden Çelik, aday kriterlerinin, bu konudaki ölçülerin ne olacağının, nasıl davranılması gerektiğinin ele alındığını vurguladı.
Siyasi performansla, siyasi referans alanını birlikte değerlendirdiklerini anlatan Çelik, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Siyasi referans alanından kastım şudur, ahlaki kriterler, AK Parti'de belediye başkanı olmak için gerekli olan kriterler. Zaman içerisinde şöyle bir şey görüyoruz, AK Parti'li belediye başkanı, AK Parti'li siyasetçi olmakla, AK Parti'de siyasetçi olmak ve AK Parti'de belediye başkanı olmak arasında fark ortaya çıkabiliyor. AK Parti'de siyasetçiyim ya da AK Parti'de belediye başkanıyım diyerekten AK Parti'li belediye başkanı, AK Parti'li milletvekili olma tutumundan uzaklaşma gördüğümüzde buna müdahale etmemiz gerekiyor. Bu sebeple AK Parti'li olmanın referansları nedir, yerel seçimde bu referansları nasıl konumlandırıyoruz, hangi ilkelerle yürüyeceğiz, yeni dönemde hangi ilkeleri gündeme alacağız bunlarla ilgili ayrıntılı bilgi verilmiştir."
Çelik, siyasi referansları değerlendirerek aday adayları arasından liste oluşturduklarını, ardından da siyasi performansları değerlendirildiklerini kaydetti.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal'ın, partilerinin bugüne kadarki seçim kampanyalarını anlattığını aktaran Çelik, AK Parti'nin kampanya hafızasına ilişkin sunum yapıldığını belirtti.
"Genel Başkanımız bizzat başkanlık etti"
Bostancı'nın da TBMM çalışmaları ve siyasi meselelerle ilgili bilgiler sunduğunu söyleyen Çelik, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun güvenlik ve dış politika konularında sunumlar gerçekleştirdiğini anlattı.
Soylu'nun terörle, uyuşturucuyla mücadele başta olmak üzere çeşitli konularda kapsamlı bir sunum yaptığını belirten Çelik, şunları söyledi:
"Bu oturuma Genel Başkanımız, Cumhurbaşkanımız bizzat başkanlık etmiştir, sunumları dinlemiştir, oturumu bizzat yönetmiştir. Burada, terörle mücadele konusundaki hassasiyetlerimiz, şimdiye kadar yaptıklarımız, terör örgütlerinin yeni metotları, şehirlerdeki yapılanmaları konusundaki hassasiyetlerin bir kere daha altı çizildi. Milletvekili arkadaşlarımızın soruları, tespitleri oldu. Uyuşturucu bağımlılığıyla mücadele konusunda gelinen nokta, ortaya çıkan raporlar nedir, kapsamlı bir değerlendirme yapıldı. Genel Başkanımız, Cumhurbaşkanımız bunun yanı sıra teknoloji bağımlılığından, tütün bağımlılığına kadar geniş bir alanda arkadaşlarımızın, İçişleri, Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlığının ortak bir çalışma yapması, şimdiye kadar yapılan çalışmaları yeni formatlarla daha güçlü hale getirmeleri, bunun halkımızla daha çok paylaşılması için talimatlar vermişlerdir. Milli Eğitim, Sağlık ve İçişleri Bakanlığımız arasında özellikle gençlere dönük, bağımlılık konularıyla mücadele etme konusunda ciddi çalışmalar yapılacaktır."
Başkan Erdoğan'ın, danışmanlık şirketi McKinsey konusundaki açıklamasının hatırlatılması ve bu hizmetin bir kereye mi mahsus olduğunun sorulması üzerine Çelik, şunları söyledi:
"Bu konuda, ilgili kurumlarımızın, daha çok yerli kurumlarımızdan bu danışmanlık hizmetlerini alması gerektiği çerçevesindeki prensip kararını açıkladı. Çünkü burada farklı hassasiyetler, bu görüşler geliştirilirken, bu danışmanlıklar alınırken, bu istişareler gerçekleştirilirken çeşitli spekülasyonlar oluyor. Dolayısıyla kendisi, Bakanlar Kurulundaki arkadaşlarımıza tebliğ ettiğini söyledi. Bu kurumla olan danışmanlık hizmetinin sona erdirilmesi konusunda kendisinin genel hassasiyeti de bunlar. Türkiye'de yapılabiliyorsa, özellikle bu konularda proje, siyaset, metot geliştirme konusunda kendi firmalarımızla bunun yapılmasının daha doğru olacağı yönündedir. Açık ve nettir. Spekülasyona açık bir nokta değil o danışmanlığın sona erdirilmesi, bundan sonra da kurumların bu hassasiyeti gözeterek ilerlemesi konusunda talimatları olmuştur."
"Kararı veren, projeyi yazan, siyaseti uygulayan biziz"
Sözleşme iptalinin olup olmadığına yönelik soru üzerine Çelik, bu kuruluşlarla sözleşme imzalanmadığını, ilişkilerin daha çok görüş almaya yönelik olduğunu söyledi.
Muhalefet partisinin "Türkiye'nin yönetiminin bir yere teslim edilmesi" iddiasının gerçeği yansıtmadığını kaydeden Çelik, bu kuruluşlardan görüşler alındıktan sonra siyasetin projesini, uygulamasını, siyasetçilerin yazdığını dile getirdi.
Bu kurumları siyasete ortak etmenin söz konusu olamayacağını vurgulayan Çelik, "Şimdiye kadar da olmamıştır. Kararı veren, projeyi yazan, siyaseti uygulayan biziz. Bu konudaki hassasiyetimiz de herkes tarafından bilinir." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bundan sonra yerli kurumlarla istişare hizmetlerinin götürülmesi gerektiğini ifade ettiğini hatırlatan Çelik, "Herhangi bir kurumun siyasetçinin yerine ikame edildiği, siyasetçi adına karar verdiği ya da siyasetçilerin bir masada onlarla birlikte politikaya karar verdiği bir durum söz konusu değil." şeklinde konuştu.
"Cumhur İttifakı'nın sona erdiği anlamına gelmiyor"
AK Parti'nin yerel seçimlerde MHP ile ittifakına ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bugün yaptığı konuşmasının sorulması üzerine Çelik, iki cümlenin yan yana değerlendirilmesini istedi.
Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, öncelikle Cumhur İttifakı'na verdiği önemin altını çizdiğini, yerel seçimlerde de yaşatma konusunda hassasiyet ortaya koyduğunu, ikinci olarak bu ittifakın herhangi bir siyasi tartışmayla zedelenecek, sorgulanacak bir mesele olmadığını vurguladığını söyledi.
Erdoğan'ın, Cumhur İttifakı'nın, "daha büyük milli meselelerde ortak duruşu gerçekleştirme meselesi" olduğuna işaret ederek, yerel seçimlerde böyle bir pratik ortaya çıkmıyorsa bu durumda listelerde olmasa bile gönüllerde devam edileceğini dile getirdiğini belirten Çelik, "Yerel seçimlerde listelerde söz konusu olmazsa bu, Cumhur İttifakı'nın sona erdiği anlamına gelmiyor." dedi.
Çelik, Erdoğan'ın olabilecek yerlerde de bunun yollarına bakılacağını söylediğine dikkati çekti.
Erdoğan-Bahçeli görüşmesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, yerel seçimlere ilişkin ne zaman bir araya gelebileceklerine ilişkin soru üzerine Çelik, Erdoğan'ın önümüzdeki günlerde Macaristan'ı ziyaret edeceğini, bu sırada iki partinin heyetleri arasında görüşmelerin gerçekleşebileceğini söyledi.
Çelik, Macaristan ziyaretinin ardından Erdoğan'ın Bahçeli ile bir araya gelebileceğini belirterek, "Her an bir araya gelebilirler. Takvimlerinin uygunluğuna göre. Bir araya gelmeyle alakalı bir sıkıntı olması söz konusu değil." açıklamasında bulundu.
"Türkiye Cumhuriyeti devleti, emin ve güvenilir bir devlettir"
Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğuna salı günü girdikten sonra kendisinden haber alınamayan gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın durumuna ilişkin Çelik, "Bu konuda hassasız. Türkiye Cumhuriyeti devleti, emin ve güvenilir bir devlettir. Ne Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ne Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayanların herhangi bir şekilde can güvenliği tehdit edilemez." dedi.
Bir gazetecinin kaybolmasının, Türkiye gibi emin bir devletin üzerinde hassasiyetle duracağı bir mesele olduğunu ifade eden Çelik, "Hassasiyetimiz, en yüksek noktadadır. Güvenlik birimlerimiz, olay duyulduğu andan itibaren, gereken araştırmayı yapıyorlar. Biz, tam bir tablo ortaya çıkmadan, tabii ki kimseyi suçlamıyoruz. Ama açıklamalar da yapıldı. Suudi Arabistan Konsolosluğuna girdikten sonra kayıp olduğu ortaya çıktı. Suudi Arabistan Konsolosluğu 'Bizden çıktı' diyor. Güvenlik birimlerimiz bunu araştırıyor. Başsavcılığın da devreye girmesiyle birlikte bu konu daha detaylı bir şekilde araştırılacak." diye konuştu.
Bu konularda açıklama yapılmamasının, hassasiyet gösterilmediği anlamına gelmediğinin altını çizen Çelik, olay duyulduğu andan itibaren ilgi düzeyinin en üst düzeyde olduğunu söyledi.
AK Parti Sözcüsü Çelik, "Kayıp gazetecinin durumunun, akıbetinin ne olduğu, onun sorumlusunun kim olduğu ortaya çıkarılacaktır. Türkiye Cumhuriyeti emin bir devlettir. Hiç kimse Türkiye'de bu şekilde bir insanın kaybolması gibi bir eyleme, işleme imza atamaz. Başsavcılık soruşturmasını yürütüyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye'nin milli çıkarlarının bir gereği"
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun dış politikayla ilgili çok kapsamlı, tez düzeyinde, bütün konuları ele alan bir sunum yaptığını anlatan Çelik, Çavuşoğlu'nun ABD'yle olan ilişkiler, Hollanda ile ilişkilerin normalleştirilmesi çabaları, Arakanlı Müslümanların son durumu, Afrika, Türkiye'nin uluslararası örgütlerdeki durumu ve insani yardımlar konusunda geldiği nokta konularında bilgi paylaştığını kaydetti.
AK Parti Sözcüsü Çelik, sunumun Türkiye'nin bazı ülkelerle yaşadığı sorunlara ilişkin boyutunun da bulunduğunu belirterek, Türkiye'nin daha çok CHP tarafından 'Şu ülkelerle kavgalısınız' diye suçlandığını ifade etti.
Çavuşoğlu'nun ülkelerle yaşanan sorunların, "haklı-haksız" denilen meselelerin arkasında ne olduğunu, bu ülkelerin olumsuz tutumundan kaynaklanan birtakım sonuçların ortaya çıktığını anlattığını vurgulayan Çelik, Türkiye'nin egemen bir devlet olarak buna uygun karşılıkları verdiğini söylediğini aktardı.
Türkiye ile iyi ilişkiler kurmayı arzu edenlere karşı da hızlı adımlar atıldığının sunumda aktarıldığını kaydeden Çelik, aynı zamanda yurt dışındaki Türk vatandaşlarıyla ilgili, İslamofobi ve diğer nefret suçlarıyla mücadele konusunda yapılan çalışmaların da sunumun konusunu oluşturduğunu bildirdi.
Çelik, "Bir de tabii şu var, buna çok önem veriyoruz, yurt dışındaki iş adamlarımızın işlerinin takip edilmesi Türkiye'nin milli çıkarlarının bir gereğidir. Dışişleri Bakanlığımız bu konuda da çok büyük bir performans göstermektedir. Bütün bakanlıklarımızda olduğu gibi Dışişleri Bakanlığımızın birinci gündeminde de iş adamlarımızın işlerinin takip edilmesi, oradaki iş koşullarının verimli bir şekilde sonuçlanmasıyla ilgili bir takip var. Bununla ilgili de bilgi verdiler." dedi.
Yurt dışındaki iş adamlarının sorunlarının, geçmişte dosyalarda fazla yer almadığını ama Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminden itibaren artık bir ülkeyle ilgili dosyanın kimi zaman yarısını bu konuların oluşturduğuna değinen Çelik, Türkiye Cumhuriyeti'nin, dünyanın neresinde olursa olsun, kendi vatandaşlarına sahip çıktığını gösteren örneklerin de sunumda ortaya konulduğunu ifade etti.
Yerel seçim ve Millet İttifakı
AK Parti Sözcüsü Çelik, Cumhur İttifakı'nın yanı sıra 24 Haziran seçimlerinde olduğu gibi belli bölgelerde de Millet İttifakı'nın oluşma durumuna ilişkin soruya, "Onu bilmiyorum. Yani oralarda ne gibi tartışmalar oluyor, takip etmiyoruz. Zaten çok sık da oradaki gündem değişiyor." yanıtını verdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Katar'dan alınan uçak"la ilgili meseleyi "hediye" diyerek sık sık gündeme getirmesi üzerine kendisinin "Devletlerin karşılıklı jestleri olur" dediğini anımsatan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunu tekrar gündeme getiriyor. Türkiye Cumhuriyeti devletinin de pek çok yerde oluyor. Fakat unutmayın şöyle bir durum var, hediye edilmeyecek tek şey 'milli irade'dir. Sayın Kılıçdaroğlu tuttu, 'milli irade'yi hediye etti, ittifak çerçevesinde bir partiye milletvekillerini gönderdi. Daha sonra hediyesini de geri aldı. Günlük sosyal olaylarda, 'nişan takmıştık takıları verdik, nişan bozulunca takıları geri aldık' gibisinden bir şey oluyor. Milletvekillerini gönderip, milletvekillerini geri alan, milletvekillerini ve milli iradeyi hediye gibi gören birisinin de bu tip konuları gündeme getirmesi ilginç."
Millet İttifakı'yla ilgili sürecin nereye varacağının hep birlikte görüleceğini anlatan Çelik, "Biz sonuç itibarıyla kendi işimize bakıyoruz." diye konuştu.
Akşener'in evinin önündeki protesto
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, af teklifine ilişkin soru üzerine, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kişilere karşı işlenen suçlarla ilgili girişimde bulunulamayacağına dair ilkesel bir hassasiyeti olduğuna değinerek, AK Parti'nin bu ilkesel tutumdan geri adım atmayacağını bildirdi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in evinin önündeki eyleme katılanlara ilişkin İçişleri Bakanlığının girişimde bulunduğunu belirten Çelik, MHP'nin de bu kişilerin bağlı olduğu teşkilatı görevden aldığını hatırlattı.
Çelik, hiçbir siyasi tartışmanın fiziki şiddeti meşrulaştıramayacağını vurgulayarak, "Hiç kimsenin genel başkan ya da herhangi bir vatandaşımız özellikle de bir kadınsa bu şekilde bir tutum içerisine girmemesi gerekir. Oraya giden insanlar tehdit ve taciz eyleminde bulunmuşlardır. Hukuk içerisinde gereken yapılacaktır." dedi.
"Türkiye, 6 ayda bütün fasılları açma ve kapama kapasitesine sahiptir"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AB üyeliği için referanduma gidilebileceğine dair sözleri hatırlatılan Çelik, Erdoğan'ın, dünyada Müslüman bir lider olarak hem İslamofobi hem de antisemitizme karşı durduğuna vurgu yaparak, şöyle konuştu:
"Ben Avrupa Birliği Bakanı olduğum dönemde espri olarak şunu söylerdim, 'Dünyanın en uzun süreli profesyonel aday ülkesiyiz. Yani adaylıkta artık profesyonelleştik.' Böyle bir şey olmaz. Verdikleri hiçbir kararın ilkelere dayanan bir tarafı yok. Tamamen çifte standartlarla dolu bir karar. Türkiye'ye dönük olarak tamamen ideolojik bir şekilde davranıyorlar. IPA fonlarının, diğer fonların kesilmesi gibi durumlar bu ilkesizliğin ürünü."
Ömer Çelik, Avrupa Birliği'nin Türkiye'deki adalet, yargı gibi konuları eleştirdiğini hatırlatarak, şunları söyledi:
"Biz de onlara, 23'üncü, 24'üncü fasılları açın o zaman diyoruz. Türkiye öz güvene sahiptir. O konuları içeren, adalet, basın özgürlüğü, yargı gibi konuları içeren fasıllar 23'üncü, 24'üncü fasılları açın müzakere edelim. Hem müzakere etmiyorlar hem de eleştiriyorlar. Fasıl açmak başka, fasıl kapatmak başka. Fasıl açarsın müzakere edersin, uygun görmüyorsan faslı kapatmazsın ama fasıl açmamak bir öz güvensizlik işaretidir ve bu öz güvensizlik Avrupa Birliği tarafındadır.
Cumhurbaşkanımızın altını çizdiği konu da budur. Türkiye'yle ilgili ilkeli bir müzakere süreci yürütüyor musunuz, yürütmüyor musunuz karar verin. Zaten ilkeli bir müzakere süreci yürütülürse Türkiye, iddia ediyorum, 6 ay içinde bütün fasılları açacak ve kapatacak kapasiteye sahiptir. Öyle olmuyorsa da Türkiye kendi yoluna gider. 'Biz bunu 81 milyona sorarız' diyor. Bu nihayetinde ülkenin büyük meseleleriyle ilgili nihai iradenin millette olduğunun bir vurgusudur."
"Türkiye'yi hiçbir devlet tehdit edemez"
AK Parti Sözcüsü Çelik, ABD ile ilişkilere yönelik bir soru üzerine, "ABD müzakere yoluyla bu sorunları çözmek istiyorsa biz müzakere masasında varız. Ama bir yandan masaya oturup daha masada heyetlerimiz tartışırken oradan bir yetkili çıkıp 'Türkiye şu yargı kararını almazsa sonucu şu olur' şeklinde tehdit açıklaması yaptığı zaman bu tartışmanın bir manası kalmıyor." değerlendirmesini yaptı.
Türkiye'yi hiçbir devletin tehdit edemeyeceğini vurgulayan Çelik, "Böyle bir tavır söz konusu oluyorsa Türkiye egemen bir devlet olarak buna uygun karşılığı verir. 'Müzakere edelim' diyorlarsa, 'Stratejik ortaklığa uygun bir dil kullanalım, bir çözüm dili bulalım' diyorlarsa Cumhurbaşkanımız bunu defalarca ifade etti biz hazırız, heyetlerimiz hazır." diye konuştu.
Muhabir: Kemal Karadağ, Aynur Ekiz, Burcu Çalık, Ahmet Sertan Usul
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.