Ahmet Taşgetiren, muhalefetin kazananı kabul etmeyerek, hala yukarıdan bakan, toplumu dizayn etmeye çalışanla kimselerin olduğunu, galip gelen AK Parti’ye hala “beysin” diyemediğini, yenilgiyi kabullenemediğini söyledi.

Stargazete.com

24 TV’de Ali Bayramoğlu’nun moderatörlüğünde “Yeni Türkiye” programında Gülay Göktürk ve Ahmet Taşgetiren ile gündemin önemli meseleleri masaya yatırılarak tartışıldı.

ÜST ÜSTE YENİLGİLER CHP’DE TRAVMA YARATTI

Gülay Göktürk, muhalefetin üst üste üç seçim kaybetmesini psikolojik travmaya sebep olduğunu ve psikolojiyi değiştirmesi gerektiğini savundu. Muhalefetin AK Parti’yi yıkma düşüncesinde olduğunu ve bunu kendi geleneklerinden çıkarılan bir ders olduğunu, başkasına hayat hakkı tanımayan jakoben gelenek olduğunu belirtti.

Göktürk, şunları söyledi:

“Muhaliflerin önemli bir kesimin ruh halini şöyle tanımlayabiliriz: Onlar açısından arka arkaya üç seçim yenilmenin bir travma yarattığını, sadece bir siyasi iktidarın kaybedilmesi anlamı taşımadığını, toplumsal olarak da iktidarı kaybettiklerini, hayat tarzlarını kaptırdıklarını, artık Türkiye’nin hiçbir şekilde geri dönüşü olmayan bir biçimde ellerinden kayıp gittiğini, başkalarının dikte ettikleri bir hayat yaşayacakları gibi büyük korkular içindeler.”

“Bu korkunun yenilmesi için ne yapılabilir? Birincisi; tabiî ki onların kendilerinin bu psikolojiyi değiştirmesi. Şimdiye kadar hep AK Parti’yi yıkmak için muhalefet yapıldı. Şöyle bir ruh hali içine girmeleri gerekiyor: “AK Parti’yi yıkmadıkça (sanki gayri meşruymuş gibi) biz eski hayat tarzımızı, eski konumumuzu geri alamayız” düşüncesindeler. Ve bu tabi kendi geleneklerinden çıkardıkları bir ders. Çünkü kendileri iktidar oldukları zaman başkasına hayat hakkı pek tanımıyorlar. Böyle bir jakoben gelenek olduğu için AK Parti’ye de bunu yapması bir bakıma makul karşılıyorlar. Ve “AK Parti’yi yıkamayacağımıza göre; acaba biz bunun içinde güç kazanmaya, bunun içinde kendi yaşam alanımızı, yani daha farklı bir muhalefet tarzına geçip, ekonomideki konumumuzu, kültürel hayatımızdaki konumumuzu, toplumsal konumumuzu güçlendirmek üzere ve bu iktidara değiştirmek üzere, etki etmek üzere bir faza geçmek” deyip bir psikolojik değişikliği olabilir.”

MUHALEFET AK PARTİ’YE HALA “BEYSİN” DİYEMİYOR

Ahmet Taşgetiren, muhalefetin kazananı kabul etmeyerek, hala yukarıdan bakan, toplumu dizayn etmeye çalışanla kimselerin olduğunu belirtti. Galip gelen AK Parti’ye hala “beysin” denilemediğini, yenilgiyi kabullenemediğini ifade etti.

Taşgetiren şunları söyledi:

“Hala Kemalist bir yukarıdan bakış ve toplumu dizayn etme arzusu var. Örneğin, Kemal Yavuz’un 28 Şubat’ta “biz bir şeyler yapmıştık” açıklaması olmuştu. “1950’de çok partili hayata erken geçildi. Devrimler yeterince oturmamıştı” gibi bir yaklaşımın hala olduğunu düşünüyorum.

Hani bir şey var; Osmangazi’ye atfedilen bir sözler dizisi var: “Beysin, bundan sonra bizi affetmek sana.” Ben onu bir ara şöyle yazdım: “Beysin” demiyoruz hala AK Parti’ye. “Ya sen kazandın bunu, toplum sana böyle bir temsil hakkı, ülkeyi yönetme hakkı” verdi. Bunu hala diyemiyoruz. Bir kesimin zihninde bu değişmiyor. O zaman da toplum iradesiyle gelen kadro hep kendini savunma, “acaba bir tehditle karşı karşıya kalır mıyım?” düşüncesinde oluyor. Askeri vesayet bitiyor, aydınlar vesayeti vs. başlıyor.”

“Davutoğlu ile Erdoğan’ın 1915 olaylarıyla ilgili taziye metnini açıklaması arayış olduğunu gösteriyor. Mesela Gayr-i Müslimlerle ilgili bir hayli adım atıldı. Mesela CHP zamanında bu tarz adımlar atılsaydı muhafazakar camia çok ciddi tepki gösterebilirdi. Şuan Alevilerle ilgili çok ciddi kararlılık var.”

KAYBETMEK KOLAY DEĞİŞİME YOL AÇMIYOR

Ali Bayramoğlu, kaybetmenin bu ülkede kolay kolay değişime yol açmadığını şu sözlerle ifade etti:

“Kaybetmek kolay değişime yol açmıyor bu ülkede. Çünkü bu sınıfsal ve elitist üstünlük, bilgi tekeli, tekçilik aşmak üzere çok kolay bir zihniyet değil.”

BAŞBAKAN ÇEŞİTLİ GRUPLARLA BİR ARAYA GELECEK

“Hükümet çevrelerinde Başbakan’ın verdiği bir talimat var. Çeşitli gruplarla oturup belli sohbetler yapacak. Bunlardan biri de Gayr-i Müslimlerle olacak. Özellikle muhalif konuma geçen aydınlarla ilgili de yapılıyor olması önemli.”