Ahmet Davutoğlu, Eskişehir Havalimanı'nın yeni ismini açıkladı
Partisinin Eskişehir mitinginde açıklamalarda bulunan Başbakan Davutoğlu, Eskişehir Havalimanı'nın yeni ismini açıkladı.
’4 yanlışı 1 doğru götürecek’ - Web TV
Ahmet Davutoğlu, Eskişehir Havalimanı'nın yeni ismini açıkladı - Tıkla İzle
Eskişehir’de Ak Parti tarafından düzenlenen Sıhhiye Meydanı’ndaki mitinge katılan Başbakan Ahmet Davutoğlu, konuşmasına “Her yerden gelene kucak açana, bağrına basan Eskişehir’e selam olsun. Gelin alıp, gönül alıp gönül verdiğim Eskişehir’e selam olsun” diye başladı. Hanımı Sare Davutoğlu’nun Afyon’da doğduğunu, Eskişehir’de büyüdüğünü belirten Davutoğlu, “Biz Eskişehir’i gönlümüze yazmıştık, Eskişehir’de bizi gönlüne yazmış. Biz Eskişehir’i hep gönlümüzde tutacağız, siz de eniştenizi hep gönlünüzde tutacak mısınız?” diye sordu.
“ESKİŞEHİR’İN HAVA LİMANI’NIN ADINI, HASAN POLATKAN HAVA LİMANI YAPIYORUZ”
Dün 14 Mayıs tarihi olduğunu, Yassı Ada’da şehit Başbakan Adnan Menderes’in manevi huzurunda olduklarını anlatan Davutoğlu, “Orada bir yiğit daha vardı. Eskişehir’in yiğidi Hasan Polatkan. Miraç gecesinde şehitlerimize rahmet diliyorum. Hemen ilk müjdeyi vereceğiz. Eskişehir’in Hava Limanı’nın adını, Hasan Polatkan Hava Limanı yapıyoruz. Ta ki inen her uçak, inen her yolcu, giden her yolcu Türk demokrasi tarihinin bu aziz şehidine rahmet okusun, Fatiha bağışlasın. Bundan 65 yıl önce 1950'de Menderes, milli idare ile iktidar geldikten sonra 1 Mayıs 1948 de demokrasi yolunu çıkarken ilk mitingi yaptığı yer Eskişehir’dir. Eskişehir, milletimizin harmanlandığı şehirdir. O Eskişehir’in Türk demokrasinin beşiği olacağını biliyordu. Başbakan olduğumda ilk ziyaretimde Eba Eyyüb El Ensari ve Fatih Sultan Mehmet Han’dan sonra Adnan Menderes’in huzuruna vardım. Şimdi de, demokrasi fişeğini burada yaktığı için Eskişehir’deyim. Size söz veriyorum, kim ne yaparsa yapsın, kim hangi tuzağı kurarsa kursun Eskişehir şahit olsun ki demokrasiden, özgürlükten milli iradeden bir an dahi, bir santim dahi taviz vermeyeceğiz. Odadan çağrıda bulundum. Artık Yassıada Özgürlük ve Demokrasi adasıdır. Orada gençlerimizin bilmesi, öğrenmesi ve demokrasinin kıymetini bilmesi için demokrasi müzesi kuracağız. Orada diğer muhalif liderlerine bir çağrıda bulundum. Gelin hep beraber geçmişteki bütün darbeleri, vesayet planlarını, milli iradeye el uzatan bütün teşebbüsleri birlikte lanetleyelim. Ama onlar yapmadılar, hala ses veriyoruz, sesleniyoruz. Çıkıp da mertçe Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ‘bütün darbelere karşıyız’ diyemediler” diye konuştu.
MECLİSİ YASSIADA’DA TOPLAYACAĞIZ
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Yassıada’yı Özgürlük Adası yaptıktan sonra bir 27 Mayıs günü meclise kilit vurulan bu acı günün hatırasının yaşandığı bir günde, Meclisi Yassıada’da, Medreres'in aziz huzurunda toplantıya çağıracaklarını belirtti.
7 Haziran için çıktıkları yolun aslında şeyh Edebali’nin, Osmanlı’yı adaleti ile cihan devleti yapanların yolu olduğunu ifade eden Davutoğlu, “Bu yol, İstiklal harbinde İzmir’e doğru yürüyen istiklal kahramanlarının yoludur. Bu yol idam sehpasına onurla yürüyen Hasan Polatkan’ların yoludur” diye konuştu.
NE ÖLÜMDEN KORKARIZ, NE ZULÜMDEN KORKARIZ
Son 3 yıl içerisinde zorluklarla elde edilen demokrasiye çok tuzaklar kurulduğunu, Gezi olayları ile milli irade ile iş başına gelen hükümeti sarsmak istediklerini anlatan Davutoğlu, “Baktılar engel olamadın, bu sefer 17-25 Aralık tuzaklarını kurdular. Ve ‘dönemi başbakanı’ diye, dönemin Başbakanı olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan hakkında iddianame tertip ettiler. Aynen Yassıada mantığı. O kumpası kuran savcılardan biri ‘onların akıbeti de Adnan Menderes gibi olacak’ diye bizi tehdit ediyor. Mevlana ölümü nasıl karşıladı ise, ölümü nasıl düğün gecesi diyerek nasıl yaklaştı ise, biz hazreti Mevlana yolcuları ölümü gördüğümüzde yüreğimiz sadece ahiret hesabı ile titrer. Başkaca ne ölümden korkarız, ne zulümden korkarız. Biz doğduğumuz anda ölüme iman etmişiz” dedi.
4 YANLIŞI 1 DOĞRU GÖTÜRECEK
Konuşmasında; Cumhuriyet Halk Partisi (CHP ) ile Halkların Demokrasi Partisi (HPD)’nin Paralelcilerin aklı ile aynı şekilde, aynı argümanlarla milletin karşısına çıktığını anlatan Başbakan Ahmet Davutoğlu, “CHP ve HDP aynı şekilde, aynı argümanlar ile milletin karşısına çıkıyorlar. Paralel ise gerisinde iş bölümü yapmışlar. Paralelcilerin aklı ile. Diyorlar ki 'Ak Parti nerede kuvvetli ise onun karşısında kim varsa onu destekleyelim'. Bazı yerlerde paslaşıyorlar. Arkada bu orkestrasyonu ise Paralelciler yapıyor. Ve onun arkasında bir üst akıl var. Üniversiteliler bilirler ki, sınavlarda 4 yanlış 1 doğruyu götürür. Öyle bir kurul var. Siyasette ise 1 doğru 4 yanlışı götürür. Dört yanlıştan biri, millete tek parti döneminde zulmeden, 27 Mayıs’a açıkça karşı çıkamayan, vesayetçilerle açıkça işbirliği yapan CHP, yanlış iki, 2002 de Türkiye’yi namerde muhtaç edip sonra koltuğu bırakıp giden MHP, yanlış üç, Batıda özgürlük, barış deyip, Doğuda 6-7 Ekim provokasyonu yapan, Kudüs Yahudilerin mekanıdır diye HDP ve yanlış dört bütün bunlarla işbirliği yapan Paralel. Şimdi Eskişehir bu 4 yanlışı 1 doğru ile götürecek miyiz? Bir doğru var, onlar paralel, onlar üçgen. Biz ise neyiz biliyor musunuz? Dümdüz, istikamet üzerine yürüyen, Sırat-ı Müstakim yolcularıyız” dedi.
Eskişehir'deki seçim mitinginde konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bütün vatandaşlarımızın özgürlükleri bizim teminatımız altındadır. 28 Şubat’ta yapılan zulümleri unutanlar, 28 Şubat’ın ikna odacılarını milletvekili yapanlar, bize özgürlük dersi veremez" dedi.
Sıhhiye Meydanı'nda halka seslenen Davutoğlu, vatandaşların Miraç Kandilini kutladı. Muhalefet partisi lideri Kılıçdaroğlu'nu eleştiren Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Biz dümdüz Sırat-ı Müstakim yolcularıyız. İstikamet üzere olanlar, Miraç Kandiliniz mübarek olun. Bu mübarek gecede nice dualı ellerin bu milletin hayırla idare edilmesi için dua ediyoruz. Şimdi mazlumlardan bahsedelim. Miraç deyince akla Mescid-i Aksa gelir. Yani Hz. Peygamberin Miraca yükselişi. Şimdi HDP diyor ki, ‘Kudüs Yahudilerin kutsal mekanıdır’ diyor. ‘Miracın mekanı Mescid-i Aksa Müslümanlarındır, Müslümanların kalacaktır’ diyecek misiniz? Geçen Kılıçdaroğlu bizi eleştirmek için diyor ki; ‘Bizim neden İsrail’de büyükelçimiz yok?’. Be hey gafil, sen Mavi Marmara’da şehit edilenleri unuttun mu? Sen Mescid-i Aksa’ya postalla giren İsrail askerlerin ağzıyla mı bu soruyu soruyorsun? Miraç gecesinde burada söylüyorum. Biz zalimlerle asla dost olmayacağız. Biz Mescid-i Aksa’yı kirletenlerle, Filistin’de gencecik çocukları katledenlerle dost olmayacağız. Onun için bizden hesap sormaya kalkıyorlar. Biz Filistinli masumlara, Suriyeli masumlara Somali’ye kucak açtığımız için uluslararası çevreler, onların işbirlikçileri bize hesap sormaya kalkıyorlar. Bunlar da onların sözcüleri. Biz ise tarihin sözcüsüyüz" dedi.
Başbakan Davutoğlu, Suriyelilerin Türkiye'ye yerleşmesi ile ilgili olarak ise, "Yine Eskişehir’i özellikle zikrettim. Buradan cihan devletimiz harmanlandı, bu topraklarda büyüdü, serpildi. Tohumdan fidan, fidandan çınar oldu. Balkanlara, Orta Doğu’ya, Kafkaslara, Afrika’ya bir gölgelik oldu, 7 iklime hükmetti. Küçülmeye başladığımızda birçok uluslararası komployla vatan toprakları itlaf edildiğinde tüm kardeşlerimiz Anadolu’ya sığındılar. Kırım Tatarları geldiler Anadolu’ya, Balkanlardan muhacirler saf saf Anadolu’ya geldiler. Mahmudiye adı bunun için. Hep böyle güzel isimlerle Eskişehir’de mekan kıldılar. Şimdi tüm muhacirlere bu yolculara Evlad-ı Fatihan'a kucak açmış. Geçen Kılıçdaroğlu diyor ki, ‘2 milyon Suriyeli niye Türkiye’ye geldi? Bunu sorumlusu kim?’ diyor. Allah aşkıma Balkanlardan, Kafkaslardan, Kırım’dan gelen ve burada milli harmanı oluşturanlar, Suriyede bıraktığımız Türkmenleri zalim Esed’e yem eder miyiz? Emin olun bunlar bu dönemde parti başkanı olsalardı, mazlum soydaşlarımıza karşı çıkarlardı. Biz nasıl bırakırız Türkmenleri, oradaki kardeşlerimizi? Ya Rab bize öyle bir kudret ver ki, bütün mazlumları bağrımıza basabilelim. Bunların zihniyeti böyle. Azerbaycan’dan, 1944’de Stalin zulmünden kaçan 176 Azeri kardeşimiz, canımız, yüreğimiz oradan gelirler Türkiye’ye sığınmak isterler. Oradaki komutan Ankara’ya sorar. Tek parti dönemi. Hani 27 Mayıs’a karşı çıkamayanlar var ya, o zaman da zalimler karşısında talimat göndeririler. Bu Azeri kardeşlerimiz CHP’nin talimatıyla Ruslara teslim edilir. Hepsi köprünün karşısında şehit edilirler. Bize bu zilleti yaşatanlar bunu bilsinler. O günkü Türkiye yok. Zalime kimseyi vermeyiz, kimseye de bu topraklarda ırkçılık yaptırmayız. Türkiye 2002’den bu yana öyle bir güce sahip oldu ki, artık ayakları üzerine doğrulmuş bir dev var. Bu dev bir daha diz çökmeyecek" ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE KENDİ TANKINI, HELİKOPTERİNİ, SAVAŞ UÇAĞINI, MİLLİ PİYADE TÜFEĞİNİ ÜRETİYOR"
Türkiye'nin 2002 yılında yaşadığı zorluklara değinen Başbakan Davutoğlu, "Süleyman Şah’tan Bilecik’e Domaniç Yaylasına, Mihalıçççık Yaylasına selam getirdim. Bir oba iken bile kendi kılıcını yapabilen, obadan bir cihan beyliği çıkmıştır. 2002 Türkiye’sinde Türkiye en basit silahı bile yapamıyordu, başkasından hibe alıyordu. Kendi tankımızı yapamıyorduk. Birilerinden hibe alıp İsrail’e tamire gönderiyorduk. Kendi helikopterimizi yapamıyorduk. Bize helikopter verenler şart koşuyordu ‘teröre kullanmayacaksınız’ diye. Kendi uçağımızı yapamıyorduk. Kendi milli piyade tüfeğimizi yapamıyorduk. O dönemde üçlü koalisyon vardı. Bunlar tekrar Türkiye’yi muhtaç etmek istiyorlar. Türkiye’de yerli sanayi nasıl gelişti bakalım; Geçen hafta Bitlis’ten Muş’a giderken Başbakanlık uçağına 2 ATAK helikopteri eskortluk yaptı. Bu ATAK helikopterleri Türk Silahlı Kuvvetleri emrine verilen yüzde 100 Türk yapımı yerli ATAK helikopteri. Artık kendi helikopterimizi kendimiz yapıyoruz. Bütün zırhlı araçlarımız yüzde 100 Türk yapımı. Şimdi 2018’de Altay tankımız geliyor, yüzde 100 Türk yapımı. Bununla gurur duyuyor musunuz? Milli tankımızı, milli helikopterimizi, milli piyade tüfeğimizi, milli savaş uçağımızı kim yaptı, kim yapıyor? Onlar konuşur, AK Parti yapar" diye konuştu.
"MİLLİ BÜTÇENİN EN BÜYÜK PAYI MİLLİ EĞİTİME VERİLİYOR"
2002 yılından bu yana Türkiye'nin geldiği noktadan bahseden Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Biz ayrım yapmayız, biz herkese saygı gösteririz. Şimdi tahrik yapan birçok çehreler AK Parti bizim hayat tarzımıza karışacak dediler. Tüm Türkiye şahit, kimsenin hayat tarzına karıştık mı? Kimseye herhangi bir şekilde engel olduk mu? Ama bunu bildikleri halde bir korku salmaya çalışıyorlar ‘Türkiye’de özgürlük kısıtlanıyor’ diyorlar. Buradan sesleniyorum; bütün vatandaşlarımızın özgürlükleri bizim teminatımız altındadır. 28 Şubat’ta yapılan zulümleri unutanlar, 28 Şubat’ın ikna odacılarını milletvekili yapanlar, bize özgürlük dersi veremez. Biz başı örtülü, başı açık, şu veya bu etnik kökenden, şu veya bu mezhepten hepsine aynı gözle bakarız. Hepsi bizim için namusumuz kadar azizdir. 2002’den bu yana her alanda olağanüstü gelişmeler yaşadık. 2002 ile bugünü karşılaştırdığınızda aradaki fark açık bir şekilde ortaya çıkar. Biz iktidara geldiğimizde 73 üniversite vardı, şuan 193 üniversite var. Bu üniversitelerimizin bütün illerde yaygınlaşması için çok büyük bir çaba gösterdik. Şuanda milli bütçemizden en büyük payı milli eğitim alıyor. İstiyoruz ki gençlerimiz bu yeni dönmede en iyi şekilde eğitim alsınlar. Kılıçdaroğlu ‘Türkiye’de 17 milyon kişi 200 liranın altında yaşıyor’ diyor. Sadece lisans öğrencisine verdiğimiz burs miktarı 330 lira. Yüksek lisans öğrencisine 660 lira, doktora öğrencisine 990 lira. Her aileye bedava kitap veriyoruz. 2002’de her ailenin en büyük derdi kitap almaktı. Tüm öğrencilerimize bedava kitap veriyoruz" şeklinde konuştu.
BAŞBAKAN BAYRAK ÖPEN ÇOCUĞU UNUTMADI
23 Nisan sabahı Mahmudiye ilçesinde rüzgarın savurduğu bayrağı öperek gündeme gelen Beren Alsan'ı takdir eden Başbakan Davutoğlu, "Mahmudiye’de bir öğrenci Ceren ve Beren kardeşler 23 Nisan’da bir esnafın dükkanının önünden geçerken al bayrağı alır ve öper. O Beren’i buraya getirdim. Beren’i ve Ceren’i yetiştiren annelerden Allah razı olsun. Bizim davamız bu, al bayrağı Türkiye’nin her yerinde, dünyanın her yerinde dalgalandırmaktır. Bizim dönemimizde dünyada en fazla temsil edilen 6’ıncı büyük ülke olduk. Bu al bayrak artık sadece bizim değil, tüm mazlumların sembolü" ifadelerine yer verdi.
"4 YANLIŞ DEĞİL 44 YANLIŞ YAN YANA GELSE BİZ BU YOLDA EBEDİYETE KADAR YÜRÜYECEĞİZ"
Seçim mitingleri kapsamında 72 vilayete gitmeyi düşündüğünü ancak 81 ile de gideceğini duyuran Başbakan Ahmet Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Tekrar tekrar dua ediyor ve niyazda bulunuyoruz. Allah mazlumlara bu al bayrağın gölgesi altında yaşamayı tüm mazlumlara nasip eylesin. Bizimle diğerleri arasındaki fark bu. Bugün 72 vilayete gitmeyi düşünüyordum. Bu benim 38’inci mitingim. Ama şimdi karar verdim, inşallah 81 vilayete de gidip her yerde al bayrağı dalgalandıracağız. Onlar ise birisi bir bölgeye gider diğer başka bölgeye. Türkiye’nin her yerinde al bayrağı ve ak bayrağı dalgalandıran yegane parti AK Parti. Dünyanın her yerinde bu aziz bayrağı mazlumlarla birlikte dalgalandıran parti AK Parti’dir. Bize karşı çıkacaklar, zalimler bize karşı çıkacaklar, bir takım tuzaklarla Türkiye’nin önünü kesmeye çalışanlar bize karşı çıkacaklar. Hiç önemli değil, hiç gam değil. 4 yanlış değil 44 yanlış yan yana gelse biz bu yolda ebediyete kadar yürüyeceğiz. Milli eğitimde, ulaştırmada, sağlıkta hızımızı kesmeye çalışıyorlar, bizi sendeletmeye çalışıyorlar, bizi sendeletemezler. Bu yol kutlu bir yoldur ve Menzil’e ulaşacağız. Menzil 2023’de küresel güç olan Türkiye’dir. Sorun Orhon Anıtları’na, Yunus Emre’nin güzel Türkçesinin başladığı yerlere sorun, ‘Size kim sahip çıktı’ deyin AK Parti hükümetinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti diyecekler. Türkiye’nin Her köşesini gezdim. Dünyanın neresinde olursa olsun her yerde ecdadın mirasına da onların bıraktığı eserlere de sahip çıkacağız. Her yerde her şartta, yurt dışında, gönül coğrafyamızın her yerinde hizmete devam edeceğiz."
"AZERBAYCAN'DAN GELEN DOĞALGAZ HATTI ESKİŞEHİR'DEN GEÇECEK"
Eskişehir için planlarından bahseden Davutoğlu, şunları kaydetti:
“Beni en heyecanlandıran Eskişehir’i mihenk noktası kılan Yüksek Hızlı Tren. Eskişehir’den Ankara’ya bağlandı, sonra İstanbul’dan Eskişehir’e bağlandı ama benim gönlümün bir yarısı Konya’da bir yarısı Eskişehir’de. Eskişehir ile Konya da bağlandı. Anadolu’daki ilk başkentimiz Konya’yı Bursa’yla, İstanbul’la ve Ankara ile birleştiren Yüksek Hızlı Tren’in merkezi Eskişehir’dir. Bursa’dan Bilecik’e, Bilecik’ten de Eskişehir’e gelecek Yüksek Hızlı Tren. Selçuklu’da siz varsınız Eskişehir. Osmanlı’da siz varsınız Eskişehir. Cumhuriyette siz varınız Eskişehir. Gelecekte bu tohum bir çınar gibi yükselecek. Türkiye Cumhuriyeti’nin harman şehri Eskişehir’dir, Eskişehir olacaktır. Onun için Eskişehir Türk Dünyası Kültür Başkenti oldu. Dede Korkut Parkı kazandırdı size. Eskişehirspor 50’inci yılında nice başarılara imza atar ama biz, 1970’li yıllarda Eskişehir o zaman Anadolu’nun yükselen ilk takım olduğu için hep Eskişehirsporlu olduk. Hep başarılarına gözle baktık. Şimdi de Eskişehir’e 33 bin kişilik görkemli bir stadyum inşa ediyoruz. Eskişehir emin olunuz tüm bu kavşak üzerinde hem sanayinin, hem ticaretin, hem kültürün, hem turizmin merkez şehri olacak. Yeni stadyum yerine taşındığında eski stadyum yeri Türkiye’nin en büyük meydanı olacak. Kızılay’dan da Taksim’den de büyük olacak. Ayrıca 600 yataklı Yunus Emre Hastanesi yapıyoruz. Bin 81 yataklı Eskişehir Şehir Hastanesinin projelerini tamamladık. Birçok alanda Eskişehir’e gereken, özellikle de organize sanayi bölgeleri babında 2 adet daha organize sanayi bölgesi inşa ediyoruz. Nasıl Yüksek Hızlı Tren buradan geçiyorsa bir şey daha buradan geçecek Azerbaycan’dan gelip Anadolu topraklarından geçen doğalgaz hattı TANAP, Eskişehir’den geçecek. Doğalgaz hatları, tüm önemli ulaşım hatları Eskişehir’den geçip, Eskişehir’e selam duracak."
"KILIÇDAROĞLU HAZİNEYİ TÜKETMEK İSTİYOR"
7 Haziran seçimlerinin öneminden bahseden ve CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun 4 yıl isteğini eleştiren Davutoğlu, "Bu büyük hedeflerden, bu büyük yolda önemli değişikliklerden birisi 7 Haziran seçimleridir. 7 Haziran’da tekrar bize emaneti verdiğinizde 2023’e doğru güven ve istikrar içinde yola devam edeceğiz. Birileri tuzaklar kurup, kumpaslar kurup, koalisyon gibi 90’lı yıllarda kalan alışkanlıkları hatırlatmak istiyorlar. Böyle şeylere izin verir misiniz? İstikrarı tattınız, tekrar koalisyonların o tatsız Türkiye’sine döner misiniz? Türkiye’yi herkese muhtaç bırakan ve en ufak bir darbede, en ufak bir muhtırada iktidarı bırakanlara yeniden bu tahtı verir misiniz? Kılıçdaroğlu ‘Bana 4 yıl verin yeter’ diyor. Çünkü biliyor ki bizim hazinemiz şuan bereketli, yenecek. 4 yıl içinde tüketip, bırakıp gidecek. Bilsin ki bu millet senin SKK’da yaptığını biliyor. Eline geçen her imkanı ne kadar kısa sürede tükettiğini biliyor. Bu millet bir de AK Parti’deki bereketi biliyor" dedi.
İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.