Afiyet Olsun Üniversitelim

Afiyet Olsun Üniversitelim
Afiyet Olsun ÜniversitelimAy sonunu zor getiren üç üniversite öğrencisi, Erzincan?da orta sınıfın yaşadığı BaşBağlar Mahallesinde giriş katta bir...


Afiyet Olsun Üniversitelim

Ay sonunu zor getiren üç üniversite öğrencisi, Erzincan?da orta sınıfın yaşadığı BaşBağlar Mahallesinde giriş katta bir ev kiralamışlardı. Mutfak ve diğer harcamalar için topladıkları paradan ay sonunda arttırabilirlerse bir şofben ve bir tüp almayı planlıyorlardı. Şofben ve tüp alımı konusunda yaptıklarıplanlamanın üzerinden aylar geçti. Ama yapılan plan bir türlü uygulamaya konulamıyordu. Kira, aidat, mutfak masrafı, elektrik ve su parası derken durumu ancak idare edebiliyorlardı.

?Arkadaşlarısıtıcının rezistansı yine koptu. Bir rezistans kopuyor, bir sigorta atıyor. Buısıtıcı işi ile işimiz hem zor, hem tehlikeli. Bazen elimizi cereyan çekiyor. Hayırlısıyla ölmeden bu dönemi bir bitirseydik. Yazın belki bir yerde çalışırbiraz para biriktiririz. Geldiğimizde söz verelim alacağımız ilk şey bir şofben ve bir tüp olsun,? dedi; Balıkesir?in köyünden bu yıl Fen Bilgisi Öğretmenliği okumak üzere Erzincan?a gelmiş olan Ümit.

Erzincan son tercihinden bir önceki tercihi idi. Üniversite tercih formunun üst sıralarına İstanbul, Ankara, Eskişehir gibi büyük illeri yazmıştı. Ama kaderi onu buraya getirmişti. Erzincan?a ilk geldiğinde birkaç gün Kredi Yurtlar Kurumu?nun yurdunda kaldı. Sonra aynı odada kalan arkadaşlarına ?özgürlük gibisi yok? deyip eve çıkmak istediğini söyledi. Onlardan özgürlük gibisi olmadığını düşünen iki kişi daha vardı.

?Ne dersin Osman? Tanışalı çok olmadı ama eğer kabul edersen, anlaşabilirsek bir ev tutalım. Derslerimizi daha iyi çalışırız ve tabii ki daha rahat oluruz.?

?Tamam, arkadaşım? diye cevap verdi Osman. Osman liseyi Artvin?de okumuştu. Endüstri Meslek Lisesini bitirince, aynı yıl, mesleğinin devamı olan Erzincan Meslek Yüksekokulu Elektrik Bölümüne kayıt yaptırdı. Babası emekli bir işçi idi. Evleri kira değildi ama emekli maaşı ile kıt kanaat idare edebiliyorlardı. Lisede okuyan iki kardeşi daha vardı. Gerçi onların pek masrafları olmuyordu ama kendisi Erzincan?a yeni gelmişti. İlk geldiği zaman bazı ihtiyaçları olacaktı.Hele ev tutarlarsa eşyaları almak için çok parası da yoktu. Birkaç ay içinde kredi çıkacaktı. Müracaat eden herkese devletçe kredi veriliyordu. En azından eline biraz paranın geçeceği kesindi.

İbrahim?in Hayatı Roman

Yurttaki odada kendilerinin konuşmasını dinleyen ve ?Özgürlüksüz olmaz? fikrinde olanİbrahim de kabul etmişti bu teklifi. İbrahim?i, Ş.Urfa?nın ilçesinden Erzincan Hukuk Fakültesi çekip getirmişti. Okuyup hukuk fakültesini kazanmak ilçede herbabayiğidin harcı değildi. Zaten de öyle olmuştu. İlçede lise son sınıfta okuyan tüm babayiğitler yarışmaya girmişti ama yalnızca bir tanesi hukuk fakültesinin kapılarından içeri girebilmişti.

İlçede akşamlarıerken yatılırdı. Sabah erken saatlerden itibaren günlük işlerinde tarlada, bahçede, bağda çalışan halk akşam yemeğini yer yemez yorgunluktan olduğu yere devriliyordu. Hava karardıktan birkaç saat sonra ışıklar yavaş yavaş sönmeye başlar birkaç saat geçmeden de bütün ışıklar sönerdi. Dışarıdan ilçeye gelenler geç saatlerde bir tek evin ışığının yanık olduğunu fark ederlerdi: İbrahim?in çalışma odasının ışığı?

Üçü kız, ikisi erkek olmak üzere beş kardeşlerdi. İbrahim ikinci sıradaydı.

Amacınıbelirlemişti. Bütün yollar kapanmış, tek bir yol kalmıştı onun için. Zorunlu bu tek yolun adı üniversite sınavı idi. Geceleri ders çalıştığı zamanlarda İbrahim?in yanına sık sık annesi gelirdi. Oğlunun başını okşar ?Oğlum Allah?tan dileğim, emeklerin zâyii olmasın. Amacına ulaşasın,? diye dualar eder, meyve ve çay getirirdi. Oğlunun moral ve motivasyonunu yüksek tutmaya çalışırdı.

Annesinin bu ilgisi İbrahim?in çalışma azmini kamçılardı. Yaşadıkları ilçede herhangi birinin iyi bir okul kazanmasını kimse beklemiyordu aslında. Ama bütün bir ilçe halkı fikirlerini tek bir öğrenci için değiştirmişlerdi: İbrahim? ?Bu çocuk büyük şehirlerde okusaydı kim bilir nereleri kazanırdı?? diyen çok kişi vardı.

Okuduğu lisedeki öğretmenlerinin de tek ümidi İbrahim?di zaten. Çocukların kabahati yoktu aslında. İmkân meselesiydi. Doğuda bir ilçede eğitim ancak o kadar oluyordu. Lise eğitimi topu topu on civarında öğretmenle yürütülmeyeçalışıyordu.

Yurttan ayrılarak kiraladıkları evde yaşamaya başlayan üç kafadarın kapıları çalındıbir gün akşama doğru. Kapıyı açan Ümit dışarıda 40 yaşlarında, şık giyimli, orta boylu, güler yüzlü bir beyefendiyi gördü. Tanımadığı birisi idi ve hiç beklemiyordu. ?Buyurun, yardımcı olacağım bir şey var mı?? diye sordu. ?Genç arkadaşım, merhaba.? diye cevap verdi kapıyı çalan misafir. ?Ben bu sokağın ve dolayısıyla da sizin aile polisinizim. Adım Rafet.?

Aile Polisi Rafet

Rafet Kahramanmaraş doğumlu. Evin tek çocuğu. Babası Nüfus Müdürlüğünde memur idi. Liseyi memleketinde okudu. Polislik sınavını kazandı. Kayseri Polis Meslek Yüksekokulunda okumak üzere Kayseri?ye gönderildi.

İki yıllık eğitimden sonra ilk tayin yeri olarak Isparta iline atandı. Altı yıl bu ilde polis merkezinde çalıştı.

Lisede okurken memleketinde bir kıza sevdalanmıştı: Refika. Edep ve terbiyesinden dolayı sevdasını gidip açıkça anlatamamıştı Refika?ya. Ama annesi taaa ilk günlerden anlamıştı oğlunun sevdasını.

Birkaç gün içinde Kayseri?ye gitmek üzere hazırlıklarınıyaptığı bir gün annesi yanına geldi.

?Rafet?im, yavrum hayırlısıyla okuluna gidip okuyacak, polis olacaksın. Polislik mesleği kutsal bir meslektir.?

?Evet, anneciğim, Allah?ın izniyle, yüzümün akıyla bitireceğim okulumu. Kutsal bir meslek olan bu mesleği namusum bileceğim.?

?Bilirim ki kalbinin yarısı burada kalacak.?

?Anlamadım, anne,?dedi Rafet.

?Farkında değil miyim sanırsın oğlum. Refika?yı gördüğün zaman bir şekil oluyorsun. Kimseye hissettirmeye çalışıyorsun ama ben kimselerden bir kimse değilim ki. Bilirim aldığın terbiye seni böyle edepli yapıyor. ?Babanla konuştuk. Refika terbiyeli, güzel kız. Biz de beğeniyoruz kendisini. Onun da seni sevdiğinden şüphem yok. O da terbiyesi gereği söyleyemiyor hislerini. Ama ben her ikinizin de birbirinizi ne kadar çok sevdiğinizi biliyorum. Baban da münasip gördü. ?Evimize yakışan bir gelin olacak,? dedi.

?Refika?nın annesiyle de zaman zaman konuşuyoruz. Her zaman senin ne kadar akıllı, ne kadar terbiyeli bir çocuk olduğunu söyler durur. O da memnun olacak bu işten.?

?Akşama gidip isteyeceğiz Refika?yı Allah?ın emri Peygamber?in kavli ile. Senin gönlün var mı diye sormama gerek yok. Sadece haberin olsun.?

Kalbi yerinden fırlayacak gibi olmuştu Rafet?in. Herkesle, her konuda çok rahat konuşurken, konu Refika olunca nutku tutuluyordu. Onu gördüğü yerde kalp atışları yükseliyordu. Etrafında kimselerin görmediğinden emin olduğu zamanlarda uzaktan bakabiliyordu sadece.

?Sen annelerin bir tanesisin,? deyip öylesine bir sarıldıki, kemikleri kırılacaktı nerdeyse kadıncağızın.

?Dur deli oğlum, kemiklerimi kıracaksın, nefes alamıyorum,? dedi annesi.

Artık Rafet ne isterdi ki Allah?tan? İçten içe sevdiği Refika?ya kavuşuyordu. Çok sevdiği polislik mesleğine adım atmıştı. Ailesi ile de gayet güzel anlaşıyordu.

Akşam annesi ile babası Rafet?i de alarak, Refika?lara hayırlı iş için gittiler. Hoş beş, daha daha nasılsınız, iyiyiz, çok iyiyiz. Daha daha nasılsınız muhabbetinden sonra konuya girildi.

?Allah?ın emri, Peygamberin kavli ile kızınızı, oğlumuza istiyoruz.? cümlesi yıllardır kim bilir kaç milyon defa telaffuz edilmişti?

Babası söze başladı Rafet?in. ?Efendim, sebeb-i ziyaretimiz malum. Çocuklarımız birbirlerine çok yakışıyorlar. Biz de birbirimizi ve çocuklarımızı yakından tanıyoruz. Sorup soruşturmayı gerektirecek bir durum yok. Gittik geldik birbirimize yıllardır komşuyuz. Biliyorsunuz Rafet birkaç gün sonra polis okulunda okumak için Kayseri?ye gidecek. Hayırlı işlerde acele etmek iyidir. Allah?ın emri, Peygamberin kavli ile kızınız Refika?yı oğlumuz Rafet?e istiyoruz. Siz de uygun görürseniz bu gençleri evlendirelim. Artık çocuklarımızın mürüvvetlerini görelim,? diyerek talebini söyledi.

Refika?nın babası söz aldı. ?Efendim,? dedi. Rafet?in terbiyeli, dürüst, çalışkan bir delikanlı olduğunda herkes hem fikir. Mahallede örnek bir delikanlı olarak gösterilir. Bunu her vesileyle söylüyoruz.

* * *

AİLE POLİSİ ? 19

* * *

Aile Polisi Kitabı

Yazarı : Nuri ATEŞ

E-Posta : nuriates_2000@yahoo.com

Web adresi : www.ailepolisi.com/haber/

Facebook : facebook.com/aile.polisi

Twitter : twitter.com/ailepolisi

Basım Yılı : 2012

Yayınevi : Hayat Yayınları

Adresi : Hayat Yayın Grubu Nişancı Mah. Davutağa Cad. No 26/1 34050 Eyüp İstanbul

Telefon : 0 212 613 11 00 - 0 530 290 99 78

Fax : 0212 613 11 55

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.