Adem Sözüer: 12 Mart Muhtırası'nda bir farkı yok
A Haber?de Can Okanar?ın sunduğu Ajans İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı, Ceza Ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Profesör Doktor Adem Sözüer?i konuk etti.
Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu?nun tarafsızlığını yitirdiğini söyleyen Sözüer, siyasetim müdahalensin zamanının geldiğini de dile getirdi. HSYK?nın Muhtırası?nın 12 Mart Muhtırası?ndan farksız olduğunu da ifade eden Prof. Dr. Sözüer, sorunların çözülmesi için özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasının önemine de dikkat çekti.
?KURUL TARAFSIZLIĞINI YİTİRDİ?
Şu ana kadar soruşturmanın gizliliği ile ilgili 5 yıldır HSYK?ya başvuru yapılıyor. Bu bilgileri sızdıranlar ya kolluktu ya savcıydı. Şu ana kadar onlardan her hangi bir sonuç alınmış mı? Şimdiye kadar duymadık. Biz de duymadık.
Peki hakimler savcılar yüksek kurulunun 13 tane üyesi bir muhtıra verdiler adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçu çerçevesinde değerlendirilebilecek bir açıklama yaptılar. Peki bu 13 üye hakkında kim inceleme yapacak? Zaten Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu o muhtırasında
şu kişiler yanlış yapıyor, bunlarsa doğru yapıyor dedi görüşünü açıkladı. Peki aynı konularda inceleme yapıp karar mı verecek? Peki kendisinin açıklamaları hakkında kim karar verecek. O yüzden diyoruz ki HSYK herkesin güvencesi olabilecek bir objektiflik ve tarafsızlık içinde olmalıdır. Şimdi bu 13 kişinin imza attığı muhtıra nedeniyle HSYK tarafsızlığı yitirdi. Herhangi bir hakim herhangi bir konuda açıklama yapsa, bir alacak davası ile ilgili basit bir dava ile ilgili avukat gider der ki tarafsızlığı bozulmuştur ve davaya bakamaz. Peki Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu?nun tarafsızlığı ne olacak.Türkiye?de her kurumu görevden alan bir müessese var cumhurbaşkanlığı mesela. Ama burada cumhurbaşkanının bile böyle bir yetkisi yok. bu kadar dokunulmazlık neden tanındı Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu?na?
"SİYASETİN MÜDAHALESİNİN ZAMANI GELMİŞTİR"
Yetkilerini yanlış kullananların doğru kullananların doğru kullanması yönünde görevini yapsın diye tanındı. Dokunulmazlık ötesi bir durumu var. Ancak yıllardı yapılan hukuksuzluklara Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu göz yumdu, ne zaman ki belli kişilerle ilgili tasarruflar başladı hemen muhtıra verdi. O yüzden Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu?nun bugün Türkiye?de en güvenilen kurumu olması gereken kurum saygınlığını, tarafsızlığı hem vatandaş hem de diğer kurumlar gözünde yitirmiştir. Şu anda bütün meselelerin düğüm haline gelmesine Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu?nun yıllardır yapılan hukuksuzluklara göz yumması nedeniyle olmuştur. bugünkü inceleme karar da sorunun büyüklüğünü göstermektedir. Şimdi haklimler savcılar yüksek kurulunun vereceği kararlara kim inanır. Siz zaten görüş açıkladınız. Siyaset müdahale etti dediniz. Siyaset müdahalesi yanlışsa ona da siz bakacaktınız. Niye önceden görüş açıklıyorsunuz.
Şu anda Türkiye?de siyasetin müdahalesinin zamanı gelmiştir. Bu iktidar için söylemiyorum. Parlamentonun HSYK bu yetkilerin kötüye kullanılmasını önleyici düzenlemeleri bir an önce yapması lazım. Bir çok formül üretiliyor şimdi belli davalar için. Niye formül peşindeyiz. ?Bazı mahkemeler? HSYK?nın koruması altında kuralları uygulamıyorlar, normal formülleri uygulamıyorlar, şimdi oturduk sihirli formüllerin peşine düştük. Türkiye Cumhuriyeti Devletinde ?bazı hakimler?e biz kuralları normal yoldan uygulatamadığımız için şimdi olağan dışı çözümlere bakıyoruz. Gerek yok ki. Türkiye?de yarın kanunlardaki kurallar uygulansa hiçbir sihirli formüle ihtiyaç olmadan çözülecek. Bunların önündeki en büyük engel Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu olmuştur. Sebebi de verdiği muhtıra. O muhtırayı verince belli hakim savcılara, yıllardır yaptığınız yanlışa devam edin dedi.
"12 MART MUHTIRASI'NDAN BİR FARKI YOK"
Bu bir rejim sorunudur. Bunu 12 Mart Darbesi?nde verilen muhtıradan bir farkı yok. sadece 12 Mart muhtırasında sistem ve verenler farklıydı. Bu sefer öyle denilmiyor, şunlar doğrudur bunlar yanlıştır eğer benim dediklerimi yapmazsanız hakimlerim savcılarım var benim belli şekilde hareket eden, onlar yoluyla sizi tasfiye ederim diyor.
Şöyle olsaydı, yıllardır normal vatandaş için, canı yanan bir çok vatandaş için Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu yetkilerini kullanmamış şimdi bir muhtıra vermesi adeta bir rejim sorunu doğuruyor. Ben istediğin başsavcıyı da değiştiririm, Polis şeflerini de incelerim ceza veririm benim hakimimi, benim savcımı göreve getiririm sizi rehin alırım. Bugün bazı davalardaki insanlar tutuklu değil, rehindir.
"ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELER KALDIRILMALI"
Herkes neden şikayet ediyor? Sayın barolar birliği bir girişim başlattı. Herkes diyor ki beni o yargılamasın. Bazısı diyor ki beni bu yargılamasın. Bu sorun niye doğdu? bu Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu?nun hukuksuzluğa göz yummasından doğdu. Bu sorunun temeli ne? Özel yetkili mahkemeler, DGM?ler. Bizim o zamanki devletimiz, ben kendim için bir mahkeme istiyorum dedi. Biz bu anlayışı ortadan kaldıramadık. Herkes kendi için bir mahkeme arıyor, olmaz. İlk yapılacak iş Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılmasıdır.
Biz Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu?nun çoğulcu bir yapıda olmasını ve objektif olmasını arzu ederdik. Ancak tam tersi oldu ve bir rejim sorunu haline geldi. Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu?nun muhtırası 12 Mart muhtırasından daha etkilidir. Çünkü 12 Mart?ta muhtıra verenler hükümeti değiştirdiler. Ama istediği savcıyı, istediği polisi değil yine başka hükümetler geldi.
Şu anda Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu bu alanda yapacağı değişikliklerle vatandaşlardan herhangi birinin malına el koyabilir, istediğini gece yarısı baskınıyla göz altına alabilir, istediğini tutuklatabilir konumuna gelmiştir. Bu dünyada herhangi bir kurulda olan bir yetki değildir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.