Adalet Bakanı Gül: FETÖ yargılamaları 2018 sonunda tamamlanacak
ANKARA
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, konuk olduğu Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda soruları yanıtladı, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
24 Haziran'da yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve 27. Dönem Milletvekili Seçimi'nde Türk demokrasi tarihinde birçok ilkin yaşanacağını belirten Gül, daha önce vatandaşın oyunu kullandığını ama hükümetin kurulması için milletvekillerini yetkilendirdiğini ifade etti.
Vatandaşın seçimlerde iki oy kullanılacağını bildiren Gül, bir mührün hükümet için, cumhurbaşkanı adayı için, bir mührün de cumhurbaşkanının beraber çalışacağı TBMM için oy pusulasına basılacağını kaydetti.
Bakan Gül, 2 pusulanın, mühür basıldıktan sonra tek zarfa konulup, sandığa atılacağına değinerek, "Bu anlamda 24 Haziran'da bir ilk yaşanmış olacak. Seçim günü hükümetin millet tarafından belirlendiği bir seçim yaşayacağız." diye konuştu.
"Uygulamanın doğru olduğuna inanıyoruz"
"Yurt dışında vatandaşlarımızın oy kullanmasını siz başlattınız. Bu aldığınız karardan memnun musunuz? Vatandaşın hiç yaşamadığı bir ülkede söz hakkı olmasına dair bazı eleştiriler oldu. Ne söylemek istersiniz? sorusuna Gül, "O eleştirilerin hiçbir tutarlılığı yok. Ay yıldızlı pasaportunu ve ay yıldız bayrağımızı taşıyan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan dünyanın neresinde olursa olsun Türkiye adına söz söylemeye sahiptir. Kimsenin bu sözü kısmaya, bu sesi kısmaya hakkı yoktur." yanıtını verdi.
Hükümet olarak getirdikleri bu uygulamanın doğru olduğuna inandıklarını aktaran Abdulhamit Gül, açıklamalarına şöyle devam etti:
"Vatandaşımız, ister yurt içinde ister yurt dışında tüm vatandaşlarımıza sonuna kadar güveniyoruz. Türkiye'nin büyümesi, gelişmesi, yurt dışındaki vatandaşlarımızın da doğal bir hakkıdır, isteğidir. Türkiye'deki tüm gelişmelere de elbetteki onların tercihleri yansıyacaktır. Sadece 60 kilometre, 100 kilometre ötede oy kullanmak için 500 kilometre öteye gidiyorlardı. Randevu sistemi oluyordu bir de. Bu seçme hakkını da kısıtlıyordu. Randevu sistemini kaldırdık. Birçok yerde elçiliğin dışında, spor salonları kiralandı, birtakım yerler tutuldu. Amaç, vatandaşımıza daha yakın yere sandık koymak. Bu konuda da yurt dışındaki vatandaşlarımızın bu seçime katılımın da çok daha fazla olacağına inanıyorum. Yurt dışındaki vatandaşlarımız da çok memnunlar. Vatandaşlarımız hükümetimizin yaptığı hizmetlerden de çok memnunlar."
"Eski sisteme döneceğiz' deyince bu sisteme dönüş olmuyor"
Bakan Gül, muhalefet partilerinin parlamenter sisteme dönüş vaatleriyle ilgili değerlendirmelerde de bulundu.
Gül, "Öyle iki genel başkan oturup 'Biz eski sisteme döneceğiz' deyince bu sisteme dönüş olmuyor. 'Milletin iradesi iki üç genel başkanın dudağı arasında' meselesi eskidendi. 24 Haziran'dan sonra zaten milletin dediğinden başka hiçbir şey olmayacak." dedi.
Milletin 16 Nisan'da bir karar verdiğini anlatan Gül, bu parlamenter sistemin aksayan bütün uygulamaları için "Beni ekonomik olarak istikrarsızlaştırıyor, Türkiye'yi geriye götürüyor." dediğini kaydetti.
FETÖ yargılamaları
FETÖ davalarına ilişkin bir soru üzerine Bakan Gül, FETÖ'nün devletin bütün hücrelerine 40 yıl boyunca sızan, bazen muhafazakar bazen de sosyal demokrat görünümde bir terör örgütü olduğunu söyledi.
AK Parti'nin ve Recep Tayyip Erdoğan'ın FETÖ ile mücadelesini kimsenin hafife almaya hakkı olmadığını vurgulayan Gül, "Cumhurbaşkanımız, 'şuralar dinleniyor' dediğinde yalnız bırakanlar bugün ne kadar doğru olduğunu görüyor. FETÖ ile mücadele bugün kararlı bir şekilde devam ediyor. 40 yıldır gizli ajanda ile 'Devleti ele geçirene kadar kendinizi gizleyin' mottosuyla yetişmiş bir örgüt için 'İki yılda bitirdik, artık mücadele sona erdi, başarıyla bitti' bunu kimse diyemez. Burada kararlı, teyakkuz içerisinde, istikrarlı bir şekilde mücadeleyi sürdürmek lazım." ifadesini kullandı.
"2 bin 140 mahkumiyet kararı verildi"
Gül, 15 Temmuz darbe girişimi davalarının devam ettiğini hatırlatarak "Fiili darbe davalarının genel itibarıyla yüzde 70 oranında ilk derecede sonuçlandığını söyleyebiliriz. Darbe davalarında 287 dosyanın 171'inde karar verilmiştir, 116 dava devam etmektedir. 2 bin 140 mahkumiyet, bin 478 beraat kararı verilmiştir." dedi.
FETÖ davalarında 622 sanığın ağırlaştırılmış müebbet cezası aldığını vurgulayan Gül, bu sanıklardan 31'i hakkında 4 kez, 4 sanık hakkında da 3'er kez ağırlaştırılmış müebbete hükmedildiğini bildirdi.
887 sanığın müebbet hapisle cezaladırıldığını, 631 sanığa 1 yıl 2 ay ile 20 yıl arasında değişen sürelerde hapis cezası ile bin 478 kişi hakkında da beraat kararı verildiğini aktaran Gül, şöyle devam etti:
"Yargı mensupları büyük bir titizlikle mücadeleyi sürdürüyor. Bugün zaten yargıya yönelik tehditlerin, FETÖ'cüler yargıdayken yargıya söz söylemeyelerin, FETÖ'cüler yargıdan temizlendikçe yargıya söz söylemesinin temelinde de FETÖ ile etkin mücadeleyi zayıflatmak, yargı mensuplarının vermiş olduğu haklı yargılama mücadelelerini hafife almak ve bu konuda mücadeleyi zaafa uğratma çabası vardır."
"Adil Öksüz için Almanya'ya talepte bulunduk"
Bakan Gül, 15 Temmuz gecesi anayasayı ortadan kaldırmak isteyenlerin, bugün anayasa ve hukuk çerçevesinde yargılandığını belirtti. Gül, "Türk yargısı bağımsızdır, adil bir şekilde yargılamayı yapmaktadır. Bu konuda da hepimizin bu sürece saygılı olması ve bu sürecin de takipçisi olması lazım. 2018 sonunda bu yargılamaların Türkiye'nin yargı gündeminden düşeceğini, tamamlanacağını düşünüyorum." dedi.
FETÖ davasının firari sanıklarından Adil Öksüz'ün Türkiye'ye iadesine ilişkin herhangi bir ülke nezdinde girişimde bulunup bulunulmadığının sorulması üzerine Gül, bu konudaki iade ve yakalama taleplerinin hazırlandığını, Dışişleri Bakanlığı nezdinde Almanya'dan bir talepte bulunulduğunu söyledi.
Adil Öksüz'ün Almanya'da olup olmadığına ilişkin bir soruya karşılık Gül, "Bizim öyle bir tespit anlamında değil ama kamuoyuna yansıyan birtakım bilgiler ve haberler üzerine böyle bir mahkemenin talebi oldu. Henüz Bakanlığımıza iletilmiş herhangi bir dönüş olmadı. Süreci hep birlikte takip edeceğiz. Bu konuda gerekli girişimleri hukuk çerçevesinde sürdüreceğiz." dedi.
"Sayın İnce hangi Amerikalı aradı"
CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce'nin FETÖ elebaşısı Fetullah Gülen'in Amerika'dan iade talebiyle ilgili iddialarının hatırlatılması üzerine Bakan Gül, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Burada esas sorun kamuoyunun, milletin beklediği, 'Sayın İnce, hangi Amerikalı aramıştır. Amerika'dan Türk vatandaşı mı aramıştır, firarilerden birisi midir? Bu kişi ise ne söylemiştir, kim aramıştır. Bunu öncelikle tüm milletin bilmeye hakkı vardır.
Burada gerçekten ciddiyetsizlik var. Ne oldu? 'Bir Amerikalı aradı.' Kim aradı, ne söyledi? Bunu milletle paylaşmak zorunda. Ama asıl hazin olan, siz Türkiye Cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanlığına talipsiniz, adaysınız, siz devletin ilgili kurumlarından gelen bilgilere değil de bir gelen telefona -acaba işlettiler mi, kim aradı, ne söylendi- buna itibar ediyorsunuz. Türk milleti, devleti asla gidip böyle bir yaklaşıma, tarza teslim etmez."
"HDP ilk başta silahı kendi bölge halkına çevirdi"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Diyarbakır mitinginde ve kanaat önderleriyle yapılan iftarda kendisinin de bulunduğunu ifade eden Gül, Diyarbakır ve bölgeden birçok kanaat önderinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ağzından yeni dönemle ilgili çok önemli sözler duyduklarını ifade etti. Bunun da kanaat önderlerince çok pozitif karşılandığını dile getiren Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sokakta da oradaki Kürt kardeşlerimizin de çok büyük desteğini aldığını gördüm. Şunu görüyor vatandaşlarımız, evinin önüne çukur kazan, çocuğunu dağa çıkartıp, okul çağındaki çocuğunu annesinin sıcak yuvasından ayıran terör örgütlerine karşı en kararlı mücadeleyi hükümetimizin yaptığını görüyor. Diyarbakır'da, Şırnak'ta, Mardin'de verilen bu mücadele, Kürtlerle değil terörle etkin mücadeledir. Tam da terör örgütünce çocuğunu dağa kaçırılan, evinin önüne çukur kazılan, evin içerisine girilerek, 'Bana yemek yap, bana çay hazırla.' diye kocasının yanında karısına talimat verilen benim Kürt kardeşimi özgürleştirmek, insan haklarını ve hukukunu daha da korumak adına verilen bir mücadeledir. İşte 'Beni temsil etsin' diye oy verdikten sonra, 7 Haziran'da gördük, 7 Haziran'da HDP bölgeden en güçlü desteği aldı, ilk başta döndü silahı kendi bölge halkına çevirdi. İşte biz mücadelemizi bunlarla yapıyoruz. Bölge halkına huzurun kalıcı şekilde gelmesi için bu mücadeleyi yapıyoruz, HDP bölgeden aldığı oyu, yine marjinal sol örgüt elemanlarına, sol kesime ciro ediyor. Hem gösterdiği adaylar hem seçim sonrası yaptığı bütün uygulamalar, siyaset, Kürt kardeşlerimize hiçbir şekilde faydası olmayan siyaset. Hemen sırtını bölgeye ilk dönen HDP olmuştur, yine öyle olacaktır. Ama bunun bu sefer bölgedeki vatandaşlarımız, kardeşlerimiz farkında. Çünkü AK Parti, ret, inkar ve asimilasyon politikaların sona erdirdi."
"AK Parti bölgeye huzur getirdi"
Adalet Bakanı Gül, bugün bölgede herkesin kendi diliyle propagandasını, konuşmasını yapabildiğini, yaşanan baskıların AK Parti tarafından kaldırıldığını belirtti.
Karşı tarafa verilecek her oyun, bu kimliği, bu varlığı inkar eden anlayışın daha başarıya ulaşması anlamına geleceğini ifade eden Gül, "Jitem'ler, faili meçhuller, 90'lar kimin eseriydi. AK Parti karşısındaki diğer cephenin ya da diğer partilerin siyasetinin getirdiği bir sonuçtu, köylerinden ayrılmak zorunda kalanlar... Ama AK Parti buna son verdi, OHAL'i gelir gelmez kaldırarak, bölgeye huzur getirdi ve terör örgütleriyle etkin mücadele yaptı. Bunu bütün milletimiz görüyor. Kürt kardeşlerimiz de Recep Tayyip Erdoğan'ın bölgeye hem maddi kalkınma hem de hakların gerçekleştirilmesi anlamında neler verdiğini çok iyi farkında. Bu dönemde Kürt kardeşlerimizden en çok oy alan parti AK Parti olacaktır." diye konuştu.
AK Parti'nin en büyük özelliğinin ötekileştirmemek olduğunu söyleyen Bakan Gül, "Sayın İnce'nin kullandığı dil hepimizi ürkütüyor. Sayın İnce'nin kampanyada kullandığı, kendi seçmenini bile ötekileştiren, 'Apoleti sökeceğim, yargılatacağım, şuraya gireceğim, TRT'yi kapatacağım, onu yapacağım...' bu dil ötekileştiren, kamplaştıran bir dildir. Türkiye'de ister Alevi ister Sunni ister Kürt ister başka etnik yapıdan olsun herkesin özgürce yaşadığı, daha hukukun geliştiği bir Türkiye'yi vaat ediyoruz. Cemevlerine hukuki statü verilerek, bu konuda yıllardır beklenen bir sorunu da ortadan kaldıracağız. Ötekileştirmeden 80 milyonu beraber yöneteceğimiz bir sistemi vaat ediyoruz." dedi.
"Yunanistan'ı niçin kınamıyorsunuz"
Adalet Bakanı Gül, Yunanistan'a kaçan darbeci askerlerin iade edilmemesi konusundaki bir soru üzerine, bazı ülkelerin iade meselesine hukuki değil, siyasi baktığını anlattı.
İadenin tüm evrakları tamam olduğu halde çeşitli gerekçelerle başvurularının reddedildiğini aktaran Bakan Gül, bunun uluslararası hukuk çerçevesinde, hiçbir şekilde kabul edilebilir olmadığını kaydetti.
Bir ülkeye, demokrasisini, anayasasını ortadan kaldırmak için darbe girişiminde bulunan hiç kimsenin hiçbir gerekçeyle korunamacağını vurgulayan Gül, şöyle devam etti:
"Derhal, böyle bir talep bile olmadan 'Biz bunu iade ediyoruz' deyip vermek, demokrasinin bir gereğidir esasında. Şimdi ben CHP'ye, meydanlarda bağırıp, çağıran tüm o adaylara da söylüyorum. Yunanistan'ı niçin kınamıyorsunuz? Yani eksik şu bu diyorsunuz ya gidip Yunanistan'a, Amerika'ya diğer ülkelere, 'Türkiye sizden istemiş ben bu konuda ülkemizde 251 vatandaşımızı şehit eden bu alçakları, bu teröristleri niye iade etmiyorsunuz' diye hiçbir şey yok. Ama gelip devletin kurumuna hakarette, iftirada bulunuyorsunuz. Bunu da FETÖ daha önce yaptı, 'Evraklar eksiktir, İngilizce çevirisini yapmadı Adalet Bakanı' dedi. Bunun benzerini yine bu kişiler, iddiayı yapan CHP bir daha söyledi. Baktılar ki FETÖ de aynı şeyi söylemiş. Bunlar FETÖ'nün ağzıdır. Bu tür söylemleri de yapmak gerçekten ülkeye büyük bir haksızlık. Yunanistan meselesinde de diğer ülkelerde de biz mücadelemizi, talebimizi yapacağız ama bu konuda maalesef bu ve benzeri ülkeler, hukuki talebimizi siyasi mülahazalarla reddetmektedir. Bu da hukuk açısından büyük bir katliam, skandaldır."
"Hükümetin de Meclisin de güçlü olması lazım"
24 Haziran Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimi'ne ilişkin değerlendirmesi sorulan Bakan Gül, "Biz, cumhurbaşkanlığı seçiminde Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın ilk turda seçileceğine inanıyoruz. Veriler de saha da bunu gösteriyor, seçmen de bunu söylüyor." yanıtını verdi.
Gül, milletvekili seçiminde de AK Parti'ye verilen desteğin her geçen gün arttığını, anketlerde ve seçmen nezdinde yapılan değerlendirmelerde bunu gördüklerini aktararak, "Bu sistemde başarıya ulaşabilmesi için hükümette kim varsa Meclis'te de aynı partinin çoğunlukta olması lazım." dedi.
Belediye başkanı seçerken aynı gün Meclisin de seçildiğini hatırlatan Gül, şu görüşlerini paylaştı:
"Burada da birbirine benziyor. İcracı ama Meclis'ten bütçesini geçiremezse hiçbir şey yapamaz. Eğer demokrasi anlamında vatandaşlarımız 5 sene sonra oy verdikleri kişiden hesap sormak istiyorlarsa, kime oy veriyorlarsa, partide de Meclis'te de yine aynı partiye oy vermesi lazım. Çünkü 5 sene sonra 'Bana oy verdiniz ama elimi kolumu bağladınız, Meclis'te istediğim kanun geçmedi' dediğinde vatandaşın 5 yılı heba olacak. O yüzden bu sistemin başarıya ulaşması için hükümetin de Meclis'in de güçlü olması lazım. 'Ben Tayyip Erdoğan'ı seviyorum orada oy vereyim ama burada başka bir partiye oy vereyim' dersen Tayyip Erdoğan'ı sevmiş olmuyorsun. Tayyip Erdoğan'ın başarılı olmasını, ülkemizin başarıya ulaşmasını sistemin aksamamasını, bir krize dönüşmemesini istiyorsak, Meclis'te de yeterince kanun çıkaracak çoğunluğun AK Parti'de olması lazım."
Muhabir: Muhammed Boztepe-Duygu Yener-Aylin Sırıklı-Yıldız Nevin Gündoğmuş
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.