AB'de işsiz kalma süresi Türkiye'den daha uzun
Türkiye, geçen yılın 3'üncü çeyreğinde yüzde 19,3 ölçülen uzun süreli işsizlik oranıyla Avrupa Birliği (AB) üyesi 28 ülkeden daha iyi performans sergiledi.
KOCAELİ (AA) - ŞAHİN OKTAY - YUNUS EMRE GÜNAYDIN - Türkiye, geçen yılın 3'üncü çeyreğinde yüzde 19,3 ölçülen uzun süreli işsizlik oranıyla Avrupa Birliği (AB) üyesi 28 ülkeden daha iyi performans sergiledi.
AB'de uzun süreli işsizlik, Lehman Brothers'ın çöküşüyle başlayan global ekonomik krizin etkisiyle yüzde 50'lere dayandı. Türkiye ise tarım, turizm ve inşaat sektörlerinin sağladığı mevsimsel iş olanakları sayesinde bu oranın en düşük gerçekleştiği ülke oldu.
Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) verilerinden derlenen bilgiye göre, Türkiye'de geçen yılın 3'üncü çeyreği itibarıyla en az bir yıldır iş arayan işsizlerin oranı yüzde 19,3 hesaplanırken, bu oran 28 üyeli AB'de yüzde 49,9, 19 üyeli Avro Bölgesi'nde ise yüzde 53,2 ölçüldü.
Her 4 işsizden 3'ünün en az bir yıldır istihdam dışında kaldığı Yunanistan, yüzde 75,4'le uzun süreli işsizliğin en yüksek olduğu AB ülkeleri arasında ilk sırada yer aldı. Bu ülkeyi yüzde 69,9'la Slovakya, yüzde 63,1'le İtalya, yüzde 61,5'le Hırvatistan ve yüzde 61,3'le Bulgaristan takip etti.
Bu oran, Avrupa'nın lokomotif ülkeleri Almanya'da yüzde 43, Fransa'da yüzde 43,2, İngiltere'de ise yüzde 34,1 olarak gerçekleşti.
Uzun süreli işsizlik oranının en düşük gerçekleştiği birlik ülkesi, yüzde 19,4'le İsveç oldu. Danimarka yüzde 25,4'le ikinci, Finlandiya yüzde 25,5'le üçüncü, Avusturya yüzde 27,1'le dördüncü, Lüksemburg yüzde 27,7'yle beşinci sırada yer aldı.
Buna göre, Türkiye, yüzde 19,3 hesaplanan uzun süreli işsizlik oranıyla AB üyesi ülkelerden daha iyi performans sergiledi.
- "Türkiye'de işsizlik süresini tarım, inşaat ve turizm sektörleri daraltıyor"
Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) İktisat Bölüm Başkanı ve Uluslararası Ekonomi Uzmanı Prof. Dr. Yusuf Bayraktutan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yapısal dönüşümle istihdam kayıplarının daha kısa sürede telafi edilebildiğini belirterek, büyümeye ilişkin dinamikler, sanayi ve hizmet sektörünün istihdam yaratma kabiliyetine bağlı olarak işsizliğin kısa sürdüğünü söyledi.
Türkiye'de özellikle turizm, tarım ve inşaat gibi sektörlerin sağladığı mevsimsel istihdam fırsatlarıyla ve iş gücünün niteliğine bağlı işsizlik süresinin daha kısa süreli olduğuna dikkati çeken Bayraktutan, "Halbuki iş gücünün büyük kısmı daha yüksek nitelikli işlerle ve geçici olmayan istihdam alanlarıyla ilgileniyor olsaydı, işsizlik süreleri Türkiye'de de uzayabilirdi. Türkiye'deki hem yüksek istihdam sağlayan sektörler hem de mevsimsel istihdam potansiyeli yüksek sektörlerin varlığı, yıl içinde belli dönemlerde istihdam fırsatı yaratarak işsizliğin uzun süreli olmasını engelliyor" diye konuştu.
Bayraktutan, benzer yapıların Avrupa ekonomilerinde bulunmadığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Oradaki durum istihdamın niteliğinden kaynaklanıyor. Mesela Avrupa'da tarım işçisi yok çünkü nüfusun yüzde 95'inden fazlası kentsel alanlarda yaşıyor. Toplam istihdam içinde tarımın payı çok düşük. Öyle olunca Türkiye'de tarımsal faaliyetin yürütüldüğü zamanlarda istihdam edilen ve işsiz olmaktan çıkanların varlığı, işsizlik süresini Türkiye lehine daraltmış oluyor. Yine inşaatta çalışanların varlığı. Belki çok yüksek kalifiye istihdam unsuru değil ama inşaat mevsimi boyunca istihdam edilmiş oluyorlar. Turizmde nitelik nispeten daha yüksek. Bu tarz istihdam alanlarının varlığı insanların yılın belli dönemlerinde işsiz kalsa bile yeniden istihdam edilmesine fırsat sağlayarak işsizliğin uzun süreli olmasını önlüyor."
- "Daha sağlıklı toplumsal ve ekonomik sonuçlar yaratıyor"
Türkiye'de uzun süreli işsizliğin düşüklüğünün önemli bir veri olduğunu vurgulayan Bayraktutan, "İnsanlar, en azından belli dönemlerde çalışarak elde ettikleri gelirle yılın geri kalanında da yaşamlarını sürdürebilir ya da işsizken borçlanma yoluyla sağladıkları yaşamlarını istihdam şansı bulduklarında finanse edebilirler. Ayrıca sosyal sorunlar, psikolojik unsurlar açısından da uzun süreli işsizliğin olmaması daha sağlıklı toplumsal ve ekonomik sonuçlar yaratıyor" ifadesini kullandı.
Bayraktutan, Avrupa'daki uzun süreli işsizliğin yüksek olmasının yapısal dönüşümün yeni istihdam alanları yaratacak şekilde başarılamamasından kaynaklandığını dile getirerek, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Dolayısıyla işsizlik oranları hem daha yüksek hale geliyor hem de işsizler daha uzun süre işsiz kalmaya devam edebiliyor. Avrupa'daki işsizlerin yarısının uzun süredir istihdam dışında olması, sosyal ve ekonomik sorunlar da yaratıyor. O yüzden kriz süreçlerinde Avrupa ülkelerinde toplumsal kaoslar ya da iktidara, hükümete, ekonomi yönetimine, politikalarına yönelik toplumsal eylemler daha yoğun oluyor. Yani yer yer gösteri yürüyüşleri, toplantılar hatta çevreye zarar veren birtakım eylemler ortaya çıkabiliyor. Avrupa ekonomileri kriz döneminde ortaya çıkan ekonomik sorunları çözecek yapısal politikaları devreye sokmakta yeterince esnek olamadı. Bunun da önemli rolü ve katkısı var."
Türkiye ve AB üyesi 28 ülkenin işsiz nüfusu içinde en az 1 yıldır iş arayanların oranı şöyle:
Uz. Sür. İşsizlik Oranı (%)
Almanya
43,0
Avusturya
27,1
Belçika
49,8
Bulgaristan
61,3
Çek Cumhuriyeti
43,8
Danimarka
25,4
Estonya
43,4
Finlandiya
25,5
Fransa
43,2
GKRY
48,5
Hırvatistan
61,5
Hollanda
40,4
İngiltere
34,1
İrlanda
57,6
İspanya
53,4
İsveç
19,4
İtalya
63,1
Letonya
42,7
Litvanya
47,5
Lüksemburg
27,7
Macaristan
47,7
Malta
46,3
Polonya
43,7
Portekiz
60,1
Romanya
39,7
Slovakya
69,9
Slovenya
52,6
Yunanistan
75,4
AB (28)
49,9
Avro Bölgesi (19)
53,2
Türkiye
19,3
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.