AB ülkelerine et ve süt satamıyoruz
Aksaray Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mahmut Aktürk AB ülkelerine yapılan et ve süt ihracatı hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Tarım ve hayvancılık ülkesi olarak bölgesinde lider olan Türkiye?de baş gösteren hayvan hastalıkları nedeniyle Avrupa Birliği (AB) ülkeleri başta olmak üzere gelişmiş ülkelere et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri ihracatı yapılamıyor. Tarım ve hayvancılık alanında gelişimlerin ve büyümenin devam etmesi için ihracatın kesinlikle yapılması gerektiğine dikkat çeken sektör temsilcileri, Türkiye?nin bu durumdan ciddi anlamda ekonomik kayba uğradığını söyledi.
AB ülkelerine ve Ortadoğu ülkelerine ihracat yapmak zorunda olduğumuzu belirten Aksaray Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mahmut Aktürk, ?Biz tarım ve hayvancılık ülkesiyiz. Ürettiğimiz ürünleri ihraç etmek zorundayız. Sadece kendi kendine yeten değil, artık dışarıya taşan, gelişmiş ülkelere ulaşan, Ortadoğu ülkelerine ihracat yapan bir ülke olmak zorundayız. Eğer üreticimizin para kazanmasını istiyorsak, eğer sektörün para kazanmasını ve ayakta durmasını istiyorsak, ürettiğimiz ürünleri satmak, ihraç etmek zorundayız? dedi.
"GELİŞMİŞ ÜLKELER TÜRKİYE?DEN ET VE SÜT ÜRÜNLERİ ALMIYOR"
Türkiye?de birçok bulaşıcı hastalık olduğunu ve verim kaybının da yaşandığını ifade eden Mahmut Aktürk, ?Ülkemizde şap, brusella ve koyun keçi çiçeği gibi birçok bulaşıcı hastalıklar var. Bu hastalıklar hem koyunlarda ölüme, hem verim kaybına, yavru atığına, hem de insan sağlığına zararlı hastalıklar. Bu nedenle de Türkiye?de hastalık olduğu için Avrupa Birliği ülkeleri ve gelişmiş ülkeler bizden hayvansal gıdalar almıyor. Ne et, ne et ürünü, ne süt, ne süt ürünü almıyor. Sadece tarımsal ürün satabiliyoruz? şeklinde konuştu.
Bulaşıcı hastalıkların kesinlikle ortadan kaldırılması gerektiğine dikkat çeken Başkan Aktürk, ?Hayvancılığın geliştirilmesi demek ürün kalitesinin artması, kaliteli ve sağlıklı gıdanın üretilmesi demektir. Tabi kaliteli ve sağlıklı ürün üretilmesi için de bu hastalıkları yenmek zorundayız. Türkiye?nin gündeminden, hayvancılığın gündeminden artık bulaşıcı hastalıkların çıkması lazım. Bu nedenle, bakanlığımızdan, devletimizden bu aşıları düzenli olarak her ilde, her ilçede, her kasabada, her işletmede zorunlu ve ücretsiz olarak yapılmasını, yaptırmayanlara da para cezası uygulaması gerekli? dedi.
"AB ÜLKELERİNDE HİÇBİR HASTALIK YOK"
Avrupa Birliği ülkelerinde hiçbir bulaşıcı hastalık olmadığının altını çizen Mahmut Aktürk, ?Avrupa Birliği risk teşkil ettiği için bizden hayvansal gıda ne yazık ki almıyor. Avrupa Birliği ülkelerinde bu hastalıklar 50 yıl önce kayboldu. Aşılamalarla, yaptırımlarla bu hastalıklardan kurtuldu. Hastalık riski yok, hastalık virüsü yok. Olan hasta hayvanları da imha ederek üreticisine de bunun bedelini ödüyor. Yani, hayvanlarda hastalığı, hayvanlardan insana geçen hastalığı ülkelerinde veya bölgelerinde bulundurmuyor. Üreticilerin de ekonomik kaybını karşılıyorlar. O yüzden Avrupa Birliği ülkelerinde şu anda insan sağlığını tehdit eden hayvan hastalıkları yok. Biz de Avrupa Birliği?ne üye olma talebindeyiz, biz de hayvan hastalıklarını yenmek zorundayız. Üretimin devamı, istikrarın devamı ve hayvansal üretimin devamı için biz bu hastalıkları yenmek zorundayız. Yenmek zorundayız ki ihraç etmek zorundayız, İhraç etmek zorundayız ki para kazanmak zorundayız. Üreticiler, ürettikleri ürünü satacak pazar bulamıyor. Bu durumun Türkiye?ye çok büyük bir ekonomik zararı var. Özellikle üreticilere çok ciddi zararları var. Üretici ürettiği ürünü pazarlayacak pazar bulamıyor. AB ülkeleri ve gelişmiş ülkelere ihracat yapamadığımız için bu ürettiğimiz ürünlerin Türkiye pazarında tüketilmesi lazım. Türkiye?deki hayvan varlığı 40 milyonu aştı. Türkiye?de 21 milyon olan koyun sayısı geçen yıl 37 milyon, şu anda ise 40 milyonun üzerine çıktı. Hayvan sayımız artıyor, beraberinde potansiyelimiz artıyor ama satacak pazar bulamadığımız için üretici mağdur ediliyor? şeklinde konuştu.
"HAYVAN HASTALIKLARINDA TÜRKİYE ZENGİN BİR ÜLKE"
Aksaray Veteriner Hekimler Odası Başkanı Veteriner Hekim Miktat Küçük ise, Türkiye?nin hayvan hastalıkları konusunda zengin bir ülke olduğunu belirterek, bu hastalıkların hayvanlar dışında insan hayatını da tehlikeye düşürdüğünü söyledi. Başkan Küçük, ?Türkiye hayvan hastalıkları konusunda oldukça zengin bir bölge. Yoğun olarak hayvan hastalıklarının yaşandığı bir ülke. Bu hastalıkların başında Şap hastalığı geliyor. Yıllardır bu hastalıkla mücadele ediyoruz ama baş edemediğimiz bir hastalık. Bir de zoonoz hastalıklar dediğimiz hayvanlardan insanlara bulaşan hastalıklar mevcut.
Yaklaşık 250 kadar zoonoz hastalık vardır. Bu hastalıkların sadece hayvanlar üzerinde olumsuz etkisi yok. Hayvanlarda birçok ölüme, verim kaybına ve randıman düşüklüğüne sebep olmakla beraber aynı zamanda insan sağlığını tehdit ederek toplum sağlığını etkilemektedir. Bu nedenle çok ayrı bir önem taşımaktadır. Özellikle bölgemizde Brusella ve Tüberküloz hastalığı yaygın. Bu konuda ciddi çalışmalar yapılması gerekiyor. Çünkü bu hayvancılığımızın geleceği açısından çok önemli. Bu konuyla ilgili devletimizin çalışmaları var. Özellikle tazmin hastalıklar kapsamındaki hastalıklar ama zaruri değil. Sadece tespit edildiği noktada devlet tazmin ediyor. Bunun bence zorunlu kılınarak bütün işletmelerin bir testten geçirilip bu tür hayvanların eradike edilmesi gerekli. Ancak o noktada biz bir yerlere varabiliriz. Bu işte oldukça külfetli olduğu için bunun belli bir zamana ve bölgelere yayılarak sırayla ari hale getirerek bu hastalıklardan kurtulmamız gerekiyor? dedi.
"HASTALIKLARIN SEBEBİ TÜRKİYE?YE GELEN İTHAL HAYVANLAR"
Türkiye?deki hayvan hastalıklarına yanlış politikaların da sebep olduğunu belirten Başkan Küçük, ?Çünkü maalesef yıllarca Türkiye?ye ithal hayvan getirilmiştir. Ayrıca bu getirmeler bilinçsiz bir şekilde yapılmıştır. Birçok hastalığın da Türkiye?ye gelmesine bunlar sebep olmuştur. Bunun yanında sınırlarımıza sahip çıkmamız gerekiyor. Sınırlardan kaçak hayvan girişi çok fazla. Özellikle Suriye ve İran tarafından hayvanlar giriyor. Bu bölgelerden giren hayvanlarda ciddi riskler oluşturuyor? şeklinde konuştu.
"HAYVAN HASTALIKLARINDAN ÇOK MUSTARİBİZ"
Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı Hamit Özkök ise Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı?nın bir milat yaparak bu hastalıkların köküne inmesi gerektiğini belirterek, özellikle Trakya?da olduğu gibi tüm Türkiye?yi ari bölge ilan edip çalışmalara ilk adımı atması gerektiğini söyledi. Türkiye?deki hayvan varlığının 40 milyona ulaştığını belirten Başkan Özkök, ?Türkiye bugün itibari ile 40 milyona yakın küçükbaş hayvan varlığı, 11 milyon civarında da büyükbaş hayvan varlığı ile bölgesinde hakikaten çok büyük popülasyon yakalamış bir sektöre sahip. Aksaray?ımızda da 200 bin büyükbaş, 600 bin civarında da küçükbaş hayvan varlığımız var. Ülkemiz Avrupa ile Asya arasına sıkışan bir tarım ülkesidir. Bu geçiş sürecinde olmasından dolayı çevre sınır ülkelerimizden gelen hastalıklar ve içerideki nakiller sırasında çok büyük hastalıklarla karşı karşıyayız. Sadece Aksaray olarak değil, Türkiye olarak bu hastalıklardan çok mustaribiz. Biz çiftçi ve üreticiler olarak emeklerimizi hiç esirgemeden yetiştiriyoruz ve Türk tarımına faydalı olmaya gayret gösteriyoruz. Lakin Trakya?da uygulanan ari bölge kapsamı nedeniyle Anadolu?da üretim yapan üretici kardeşlerimiz aynı koşullarda rekabet edememektedirler. Tarım Bakanlığı?nın burada konuya el atması ve bölgeler arasındaki ayrışmayı da birlik ve beraberlik içerisinde sağlamalıdır. Bence Tarım Bakanlığı bir milat yaparak bugünden itibaren tarıma el atarak ortalıktaki bu hastalıkların köküne inmeli, 1 yıl içerisinde Türkiye?yi ari bölge haline getirerek hastalıkları yok etmeli? dedi.
"HAYVAN HASTALIKLARINA YÖNELİK ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR"
Hayvan hastalıklarına yönelik geniş çaplı çalışmalar yaptıklarını belirten Aksaray Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Bestami Zabun ise, "Hayvan hastalıkları ile ilgili mücadele bakanlığımızın talimatı doğrultusunda tüm il ve ilçelerimizde yapılmaktadır. Bu mücadeleler daha çok aşılama, hayvan hareketlerinin kontrolü, tazminatlı hastalıklar olduğu zaman bu hayvanların itlaf edilmesi, insan sağlığı açısından risk oluşturacak olan hastalıklardan ölen hayvanların yok edilmesi gibi tedbirler alınmaktadır. Aşılamalarımız genellikle bakanlığımızın belirlediği program dahilinde yapılmakta. Özellikle şap aşısı yılda 2 defa İlkbahar ve Sonbahar dönemlerinde Türkiye genelinde yapılmaktadır? şeklinde konuştu.
YASİN CAN
AKSARAY
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.