AB raporlarında Gezi Parkı ve Sayıştay sürprizi
AB Komisyonu 2013 Türkiye İlerleme Raporu?nu kabul etti. Raporun birçok yerinde Gezi Parkı olaylarına yer verildi. ?Sayıştay?ın, güvenlik, savunma ve istihbarat harcamalarındaki denetimi sınırlı? denildi
AB Komisyonu 2013 Türkiye İlerleme Raporu?nu açıkladı. Demokratikleşme paketi ve daha önce devreye sokulan yargı reformu paketlerinden olumlu yönde bahsedilen raporda, eksiklikler ve yapılması gerekenler tek tek sıralandı.
GEZİ PARKI VURGUSU
Gezi Parkı olaylarına değinilen raporda, İstanbul?da bir projeye karşı başlayan protesto olaylarının daha geniş taleplerle farklı şehirlere yayıldığı ve protestocular arasında ?az da olsa şiddete başvuranların? görüldüğü anlatıldı.
Belgede, ?Türkiye?de büyüyen aktif bir sivil toplum var.Mayıs-haziran döneminde İstanbul?da ve diğer şehirlerdeki Gezi Parkı protestoları aktif ve canlı vatandaşlık olgusunun ortaya çıkışını gösterdi? tespitine yer verildi.
Güvenlik birimlerinin olaylar sırasında aşırı güç kullandığının bir çok yerde vurgulandığı raporda, insan hakları ihlalleri iddialarıyla ilgili olarak görevden uzaklaştırma ve idari soruşturma uygulamalarının devreye sokulduğunun altını çizdi.
Göstericilere müdahalesi ?Avrupa standardında olmadığı? vurgulanan güvenlik güçlerinin denetlenmesi için ?bağımsız bir kurumkurulması gerektiği? belirtildi. Türkiye?ye ?parlamento-sivil toplum? ve ?hükümet-sivil toplum? ilişkilerinin sistematik, kalıcı ve yapısal danışma mekanizmalarıyla geliştirmesi tavsiye edildi.
MEDYAYA BASKI SÜRÜYOR
Mevcut Jandarma Kanunu?nda, jandarma üzerindeki sivil yetkinin yetersiz olduğu kaydedilirken, Sayıştay?ın, güvenlik, savunma ve istihbarat harcamalarının denetiminin sınırlı olmasına dikkat çekilerek, bu konuda düzenleme yapılması istendi.
Raporda, Genelkurmay?ın, Savunma Bakanı yerine hâlâ Başbakan?a bağlı olması ile HSYK?da hâlâ Adalet Bakanı ve Müsteşarı?nın görev alması eleştirildi. Parlamento?nun kamu harcamalarını denetimi konusunda gelişme sağlanmadığı görüşüne yer verilen raporda, yolsuzlukla suçlanan milletvekillerinin dokunulmazlıkları konusunda da eleştiri yer aldı.
Devlet yetkililerince medyaya yönelik baskının sürdüğü vurgulandı.Medyada ?oto sansürün? yaygın olduğunun kaydedildiği raporda, ?kritik gazetecilerin işlerinden edildikleri, internet sitelerine yönelik yasakların sürdüğü? belirtildi.
VİCDANİ RET ÇIKMALI
Ombudsmanlık kurumunun kurulmasından övgüyle bahsedilen belgede, ombudsmanın kendi inisiyatifiyle hareket etme yeteneğinin geliştirilmesi gerektiği belirtildi. Anayasa ve Siyasi Partiler Yasası?ndaki Türkçe dışındaki dillerin kullanımına ilişkin kısıtlamaların kaldırılması isterinken, partilerin kapatılması ve finansmanı konusundaki yasaların Avrupa standardının altında kaldığı vurgulandı.
AİHM?nin ilgili kararları uyarınca, inanç ve vicdan konusunda yasal düzenleme yapılması gerektiği vurgulanırken, barış sürecine rağmen 50 bin kişinin istihdam edildiği köy koruculuğu sisteminin kaldırılmaması eleştirildi. Raporda birkaç yerdeUludere olayına değinilerek, sorumluların hala bulunup cezalandırılmaması eleştiriliyor.
YARGI ELEŞTİRİSİ
Ergenekon davasına da değinilen raporda, ?Karar, demokratik yollardan seçilmiş hükümeti yıkmak amacını güden bir suç ağının varlığını tescil etmiştir? deniliyor. Türk yargı sistemindeki eksikliklerin bu davada da gözlendiği ve bu yüzden kararın toplumun bazı bölümlerinde kabul görmediği vurgusu belgede yer alıyor.
Kutuplaşma uyarısı
Demokratikleşme paketi ve yargı reformlarını olumlu bir şekilde yansıdığı raporda, şöyle denildi: ?Reform çabaları, özellikle kapsamlı bir yargı reformunun kabulü, demokratikleşme paketinin açıklanması ve ülkenin güneydoğusunda terörizm ve şiddetin sona erdirilmesi, sorununun çözümüne yolu açmak amacıyla barış görüşmelerinin başlatılması ile sürdürülmektedir.
Bununla birlikte, kutuplaşma siyasi iklimi etkilemeye devam etmektedir. Bu da, tüm seslerin duyulduğu katılımcı bir süreçten çok sadece parlamenter çoğunluğa dayanan bir demokrasi anlayışı ve nihayetinde muhalefet karşısında uzlaşmaz bir tutum ve temel hak ve özgürlükleri korumada başarısızlık ile sonuçlanmaktadır.?
Hükümet danışmıyor
Raporda, yasa çıkarılırken hükümetin diğer siyasi partiler ve ilgili sivil toplum örgütleriyle yeterince danışma yapmadığı savunuldu. ?Kilit ve hassas yasaların yazımı sürecinde, Parlamento içinde ve dışında danışmalar yetersiz kalıyor? denildi. Raporda bu eleştiriye örnek olarak Belediye Yasası örnek gösterildi.
?Türkiye ile 3 fasıl açılsın?
AP Dış İlişkiler Komitesi?nde konuşan AB Komisyonu?nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle, Türkiye?nin katılım müzakerelerine ivme kazandırılması gerektiğini söyledi.
AB?nin Türkiye?deki reformlar üzerinde etkili olabilmek için katılım müzakerelerini ilerletmesi gerektiğini vurgulayan Füle, üye ülkelerin daha önce açma kararı aldıkları bölgesel politikalar başlıklı 22. fasılın yanı sıra, temel hakları düzenleyen 23 numaralı fasıl ile adalet, özgürlük ve güvenlik alanını kapsayan 24 numaralı faslın da açılması çağrısında bulundu.
Füle, AB?nin Türkiye?den özellikle temel hak ve özgürlüklerle ilgili reform talep ederken, bu konuları ilgilendiren fasıllarda hâlâ resmi açılış kriterlerini Ankara?ya bildirmekten aciz olmalarının ve hatta tarama sonu raporlarını bile Türk tarafına sunamamalarının doğurduğu çelişkiye dikkat çekti.
?Türk mevkidaşlarım bana ?Yargıyla ilgili reformlarda AB?yi referans alacağız, bu fasılla ilgili resmi açılış kriterlerimizi bildir? dediğinde kendimi ifade etmekte zorlanıyorum? diyen Füle, üye ülkelerin açılması yönünde karar alsalar da resmi açılışı ilerleme raporu sonrasına bıraktıkları bölgesel politikalar faslına ?yeşil ışık yaktıklarını? ve üye ülkelerin pozisyonlarını teyit etmelerini beklediklerini söyledi.
BUGÜN GAZETESİ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.