28 Şubat'ta tanklar planlı yürüdü
Sincan'da tankları yürüttüğü belirtilen Erdal Ceylanoğlu, ifadesinde sorumluluğu Doğu Aktulga ve İzzettin İyigün'e attı.
28 Şubat soruşturması kapsamında tutuklanarak Sincan Cezaevi'ne gönderilen Kara Kuvvetleri eski Komutanı emekli Orgeneral Erdal Ceylanoğlu, 28 Şubat darbesinin sembolü haline gelen Sincan'da yürütülen tanklara ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Ceylanoğlu, "Törenler haricinde tanklar Zırhlı Birlikler Tümen Komutanlığı'ndan çıkamaz" dedi. Ceylanoğlu, tankların bir gün önce verilen emirle değil daha önceden belirlenmiş planlar neticesinde çıkabileceğini belirtti.
Olaydan haberi olmadığını ve o dönem izinde olduğunu savunan Ceylanoğlu, tankların Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) Kurmay Başkanı Doğu Aktulga ile Eğitim Doktrin Komutanı (EDOK) İzzettin İyigün'ün şifahi emriyle yürütüldüğünü aktardı.
4 Nisan 1997'de Sincan'da tankların yürütülmesi sırasında Etimesgut Zırhlı Birlikler Okul ve Eğitim Tümen Komutanı olan Erdal Ceylanoğlu, 28 Şubat soruşturmasını yürüten savcı Mustafa Bilgili tarafından sorgulandı. Ceylanoğlu, izinde olduğu için tankların yürümesinden sonradan haberdar olduğunu anlattı.
CEP TELEFONUNDAN SÖYLEDİ
Ceylanoğlu, tankların yürüdüğünü basından öğrenince izinden döndüğünü savundu. Tankların gidiş güzergahını bilmediğini öne sürerken "Fakat dönüşte şehir merkezinden döndükleri doğrudur. Kasıtlı olarak şehir merkezinden geçirmedim" dedi.
Ceylanoğlu, "3 Şubat 1997 günü akşam 19.45'te KKK Kurmay Başkanı, saat 20.00'de de EDOK Komutanı şifahi emirleri ile kırmızı tabur Akıncılar GSP Bölgesine hareket emri verilmiş" ifadelerini kullandı. Ceylanoğlu, tankların dönüşte o dönem KKK Kurmay Başkanı olan Orgeneral Doğu Aktulga'nın cep telefonundan verdiği talimatla şehir merkezinden kışlaya döndüğünü dile getirdi.
BENİ İZNE GÖNDERMEZLERDİ
Tankların askeri müdahalenin habercisi olarak görüldüğü yönündeki savcılıktaki soruya Ceylanoğlu, "Ben o tarihte tümen komutanıydım. Tümenin her şeyinden sorumlu ben o tarihte izindeydim. Tankların yürümesi askeri müdahale hazırlığı olarak düşünülemez. Hükümete karşı bir eylem olarak da değerlendirilemez. Böyle bir düşünceleri olsa beni tümen komutanı olarak izne göndermezlerdi" şeklinde yanıt verdi.
Ceylanoğlu, tankların bir gün önceden verilen emirle tümen dışına çıkarılmasının mümkün olup olmadığı yönündeki soru üzerine ise Akıncılar Üssü'nün savunması ile ilgili plan çerçevesinde Kara Kuvvetleri'nden onay ve emir alınması durumunda bunun mümkün olduğunu savundu. Ceylanoğlu, "Törenler haricinde tanklar Zırhlı Birlikler Tümen Komutanlığından çıkamaz. Planlar doğrultusunda çıkabilir, planlar da bir gün önce yapılmaz. Bu planlar da daha önceden belirlenir" şeklinde konuştu.
MAHKEME: "SUÇA ETKİLİ BİÇİMDE KATILDI"
Ceylanoğlu'na Çevik Bir imzalı 10 Nisan 1997 tarihli BÇG konulu belge, 6 Mayıs 1997 tarihli Batı Harekat Konsepti, 29 Nisan 1997 tarihli BÇG Rapor Sistemi, 4 Nisan 1997 tarihli BÇG oluşturulması konulu belgeler soruldu.
Ceylanoğlu belgeleri daha önce görmediğini iddia etti. Savcılık ifadesinin ardından tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edilen Ceylanoğlu hakkında verilen kararda, tankların yürütülmesinde talimatı ve katılımı olduğu belirtilerek, "TSK'nın silahlı gücünün kamuoyunda korku ve baskı sağlamak amacıyla kullanıldığı, böylelikle şüphelinin atılı suça etkili biçimde eylemsel olarak katıldığı anlaşıldı" denildi.
ÖZSIR: TOPLANTILARA DİZDAR KATILIYORDU
Soruşturma kapsamında tutuklanan bir diğer isim emekli Hava Tümgeneral Yücel Özsır, ifadesinde Batı Çalışma Grubu (BÇG) adı altında yapılan hiçbir toplantıya katılmadığını belirterek bilgi alışverişinin komuta düzeyinde 'gizli' ve 'kişiye özel' yapıldığını savundu. Özsır'a 7 Nisan 1997'de Genelkurmay'da yapılan toplantıda yaptığı konuşma soruldu.
Özsır, "Toplantıya katılmadım. Hava Kuvvetleri Komutanı Ahmet Çörekçi ve Kurmay Başkanı Engin Celasin'in talimatları doğrultusunda İstihbarat Daire Başkanı Çetin Dizdar bu toplantılara katılıyordu" dedi. Savcı Bilgili, Özsır'a, toplantıda söylediği "28 Şubat kararlarının uygulanması için yazılı muhtıra verelim. 1989-1992 yılları arasında Etimesgut'ta kurulan bir merkezde 'Bulut' adı verilen bir proje yürütülmüş ve 160 kişinin ilişiği kesilmiştir. Benzer bir sistem oluşturulmalıdır. İrticaya karışan personel kesin delillerle ortaya çıkarılmalıdır. Cami, mescit konuları Genelkurmay Başkanlığının emri ile düzenlenmelidir" şeklindeki sözlerini hatırlattı. Özsır "Ben böyle bir konuşma yapmadım" iddiasında bulundu.
Erdal Ceylanoğlu (soldan ikinci), 2011'de emekliliklerini isteyen ekipte yer alıyordu. Darbe davaları tartışılırken Işık Koşaner (sağdan ikinci) genelkurmay başkanlığı, Eşref Uğur Yiğit (sağda), deniz kuvvetleri komutanlığı, Hasan Aksay, hava kuvvetleri komutanlığından emeklilik talebinde bulunmuştu.
GÖKHAN ÖZDAĞ - BUGÜN GAZETESİ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.