28 Şubat'ın faturası belli oldu: 381 milyar dolar...
28 Şubat Komisyonu?nun raporunda darbenin ülkeye verdiği ekonomik zarara dikkat çekildi...
2001 krizine de uzanan süreç ülkeye 381 milyar dolara mal oldu. En kârlı çıkan kuruluş ise OYAK Holding.
TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma 28 Şubat Alt Komisyonu taslak raporunu hazırladı. Raporda özellikle 28 Şubat sürecinin ülkeye verdiği ekonomik zararlarla ilgili bölüm dikkat çekti. 2001 krizi ile başlayan süreç ülkeye 381 milyar dolara mal oldu. Sadece 2001-2007 döneminde artan kamu açıkları nedeniyle faiz oranlarının yükselmesi devlete 75milyar doların üzerinde ek maliyet getirdi.
Reel faiz oranlarının ortalama yüzde 5 oranında olduğu varsayımı ile 2001-2007 yılları arasında yüksek reel faiz ödemesinin Türkiye'ye maliyetinin 90 milyar dolar olduğunun altı çizildi: "İç borçların faiz ödemelerinin milli gelire oranının kabul edilebilir boyuta geldiği 2006 yılında iç borç faiz ödemelerinin milli gelire oranı aynı zamanda 1997 yılının değeri olan yüzde 6,7 oranına eşittir. İç borçların faizlerinin gayri safimilli hasılaya oranının sabit kaldığını varsaydığımızda 2001-2007 döneminde yüksek faiz ödemelerinin ekonomiye maliyeti 78,0 milyar dolardır.Her iki hesaplamadan ulaşılan sonuçlar bize çeşitli nedenlerden dolayı artan kamu açıklarının finansman sorunu ile yakından ilişkili olan faiz oranlarının yükselmesinin 75milyar doların üzerinde devlete ek maliyet getirdiğini göstermektedir."
BANKALARA 53.3 MİLYAR DOLAR
Özel sektör ve kamu sermayeli bankaların yeniden yapılandırılmasının ülkeye maliyeti ise 53,3 milyar doları buldu. Fona devredilen bankaların devir zararlarının, devir tarihleri itibariyle ABD doları türünden karşılıklarının toplamı 24.044 milyon dolar oldu. Raporda şu görüşlere yer verildi: "Faaliyet izni kaldırılan veya yönetimi ve denetimi TMSF'ye devredilen toplam 25 bankanın çözümleme sürecinde tarihi değerler ile toplam 31,4 milyar ABD doları kaynak ihtiyacı hasıl olmuştur. Bu kaynağın 4,2 milyar doları fon kaynaklarından, 25,9 milyar doları Hazine Müsteşarlığı'ndan borçlanma ve 1,3 milyar doları Merkez Bankası'ndan kullanılan avanslar şeklinde temin edilmiştir. Özel sektör ve kamusermayeli bankaların yeniden yapılandırılmasının ülkeye maliyeti 53,3 milyar ABD doları seviyesindedir."
EN KÂRLI ÇIKAN OYAK
28 Şubat sürecinin en kârlı çıkan kuruluşu ise OYAKHolding oldu. 28 Şubat öncesinde sıralamaya giremeyen OYAK, 2000 yılında 4,9 milyar dolarlık ciroyla Koç ve Sabancı Holding'den sonra üçüncü sıraya yükseldi. 2001 sonuna gelindiğinde ise Sabancı Holding'in net kârının 120 trilyon lira olduğu dönemde,OYAK'ın net kârı 594 trilyon liraya ulaştı.
Raporda Türkiye'deki askeri müdahalelerinönemli nedenlerinden birisinin de askeri kanadın gelir düzeyinin, dolayısıyla da hayat standartlarının azalması olduğu vurgulandı.
KÜRESEL AKTÖR OLMA HEDEFİ BİTTİ
Raporda Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümüne de yer verildi. Özal'ın ölümündeki şüphelerin bugün de devam ettiği belirtildi. Çankaya Köşkü'nde ikamet eden bir numaralı devlet adamının sağlığına ilişkin tedbirlerin yeterli olup olmadığı konusunda derin şüphelerin olmasının, Türkiye açısından üzerinde düşünülmesi gereken bir konu olduğu kaydedildi. "Özal'ın ölümüyle, Türkiye'yi yeniden eski Türkiye'ye dönüştürmek isteyengüçler sahneye çıkmışlardır. Bu nedenle, bazı uzmanlara göre, 28 Şubat sürecinin başlangıcının,Özal'ın ölümü olduğu öne sürülmüştür. Özal'ın Türkiye'nin küresel bir aktör olma yolunda ilerlemesi hedefi, 28 Şubat süreci ile beraber akamete uğramıştır. ZiraÖzal'la beraber özel sektör eliyle kalkınma hedefi, kimi kesimler tarafından 'karşı devrim'olarak gösterilmiş, Özal'ın ardından oluşan belirsizlik ortamında, eski Türkiye özlemi doruk noktasına çıkmıştır" ifadelerine yer verildi.
AFET KANUNU?NDA YAZICIOĞLU DİKKATİ
Komisyona konuşan dönemin Refah PartisiMilletvekiliHasanHüseyin Ceylan'ın ifadeleriNecmettin Erbakan'a Afet Kanunuadı altında ülkeyi ihtilale götürecek bir metin imzalatıldığını da ortaya çıkardı. Bunu ilk fark eden kişinin merhum Muhsin Yazıcıoğlu olduğunu belirten Ceylan şunları anlattı: "Yazıcıoğlu bana geldi. 'Başbakan, çok tarihi bir hata yaptı, bir imza attı bu çok tehlikeli, ileride ihtilale sebebiyet verir' dedi. Ben Yazıcıoğlu'nu yanıma aldım. Sayın Başbakana Afet Kanunu diye bilinen köylerle ilgili sıkıntılar, yıldırımlar, sel afetleri, benzeri afetlerle ilgili, fay kırıklıklarıyla ilgili şeyler dibacede yazılmış, arkası ihtilale gidenmetinler. Sayın Başbakan -müsteşarından geçmiş, gelmiş okunmuş, hiç nasıl görülmediyse- ?Ya ben böyle bir metni hatırlamıyorum? dedi Sayın Başbakan, şahit olduğumu söylüyorum. ?Nasıl olur Hocam?? dedi Muhsin Yazıcıoğlu Bey. Bu konuda çok dirayetliydi. Muhsin Yazıcıoğlu Bey'in BBP olarak, yedi milletvekiliyle çok ciddi katkıları -bu manada- olmuştur."
BANKALARDAKi EMEKLi ASKERLER
Raporda Fon'a devredilen bankalar ve kamu bankalarında üst düzey yöneticilik, danışmanlık yapmış asker kökenli kişilerin isimleri de yer aldı.
Emekli Orgeneral Hüsnü Çelenkler: Halkbank Danışma Kurulu Üyesi. (1990-1991)
Metin Akpınar: Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcısı. (1996-1999)
Emekli Orgeneral A. Doğan Bayazıt: Kentbank. (1996-1999)
Emekli Oramiral Ö. Feyzi Aysun: Bayındırbank. (1991-1993)
Emekli Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu: Bayındırbank. (1996)
Emekli Koramiral Çetin Ersarı: İnterbank. (1996-1999)
Emekli Orgeneral Teoman Koman: İnterbank. (1997-1999)
Emekli Koramiral Işık Biren: Egebank. (1989-1991)
Emekli Oramiral H. Vural Bayazıt: Etibank. (1999-2000)
Emekli Orgeneral M. Muhittin Fisunoğlu: Sümerbank. (1998-1999)
Emekli Oramiral Zahit Atakan: Impexbank. (1989-1991)
Emekli Koramiral Ekmel Totrakan: Etibank. (1997-Özelleştirme öncesi)
Emekli Korgeneral Alaettin Güven: Etibank. (1998-Özelleştirme öncesi) G. Aydın Aksan: Etibank. (1994)
MİT görev alanının dışına çıktı
Milli İstihbarat Teşkilatı'nın 28 Şubat MGK'sına sunduğu brifing de raporda yer aldı. MİT tarafından yapılan MGK takdiminde, iktidardaki Refah Partisi?nin "Milli Görüşçüler" tanımı altında, "irticai faaliyetler" yürüten unsurlar kapsamında "iç tehdit" olarak değerlendirildiği belirtildi. MİT'in, bu tehdide karşı siyasi, ekonomik, hukuki, eğitim, sosyo-kültürel alanlarda alınması öngörülen tedbirleri bir paket halinde Kurul üyelerine sunduğu dile getirildi. Bu takdimi ile yasal görev alanının dışına çıktığı vurgulandı.
Üniversitelerde korku rüzgarı esti
Raporda, 12 Eylül 1980 askeri darbesinde olduğu gibi, 28 Şubat döneminde de üniversitelerde adeta bir korku rüzgarı estirildiğine dikkat çekildi. Çok sayıda rektör ve dekanın "şeriatçı/irticacı olmakla veya şeriatçı/irticacı kadrolaşmaya göz yummakla" itham edildiği belirtildi. Bu konuda kimi zaman isimsiz ve imzasız, kimi zaman da bizzat öğretim üyelerince Cumhurbaşkanlığı ve YÖK Başkanlığı'na muhtelif ihbar mektupları gönderildiği ifade edilerek, bu iddialar incelenerek ilgililer hakkında soruşturmalar açıldığı ve görevlerinden alınarak mağdur edildikleri dile getirildi.
BÇG herkesi fişledi
28 Şubat sürecinde Batı Çalışma Grubu'nun (BÇG) toplumun hemen her kesiminde fişlemeler yaptığının ifade edildiği raporda, "Dernekler, vakıflar, meslek kuruluşları, işçi ve işveren sendikaları, yüksek öğrenim kurumları, yurtlar, vali, kaymakam, belediye başkanları, müdür, daire başkanı, il genel meclisi ve belediye meclisi üyeleri, siyasi partilerin il ve ilçe teşkilatında görevli yönetim kadroları, yerel TV, radyo, dergi ve basın yayın kuruluşu yöneticileri fişlendi" denildi. Fişlenmelerde, namaz kılmak ve oruç tutmakla ilgili soruların kapsama alınmasının ?işin en ilginç tarafı? olduğu vurgulandı.
Bulut Projesi
Türk Hava Kuvvetleri bünyesinde, 1992 yılından itibaren, irticai faaliyette bulunduğu iddia edilen asker personele yönelik olarak, "Bulut Projesi" adıyla yürütülen gizli operasyona ilişkin bilgi ve belgeler de raporda yer aldı. Söz konusu belgelere göre, yüzlerce havacı subay ve astsubay, 1990'lı yıllarda, yasa dışı şekilde sorgulandı ve işkenceye maruz kaldı. YAŞ kararlarıyla ihraç edilen personelin anlattıklarına da raporda yer verildi.
ÇETİN ÇİFTÇİ / BUGÜN GAZETESİ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.