1400 Yıllık İş Kanunu
Mısır, Lübnan, Filistin, Suriye, Irak, İran, Birleşik Arap Emirlikleri, Yemen, Suudi Arabistan?ı yöneten Hazret-i Ömer, makam arabası olan devesine işçisiyle nöbetleşe binerdi.
Bunu bilmeyenimiz yoktur ama uygulayanımız da yoktur.
Benim hiç şoförüm olmadı ama bazı konuşmalara beni götüren şoförün yanına oturmaya, konuşma sonrasında eğer yemek yenmişse onu da aynı sofrada bulundurmaya çalışırım.
Yani yetkili bürokrata ?Beni buraya getiren şoförü da sofraya çağırın? derim.
O da bana ?Hocam onlar da ayrı sofrada yiyorlar? dediğinde ?Masayı genişletelim, o da bizim sofrada yesin? der ve yaptırırım.
Oğlumla görüşen bir şoför, ?Bundan yirmi yıl önce babanı filan şehre ben götürdüm. Orada kendine bir gömlek aldı, bir tane de bana aldı, benimkini seçmeyi bana bıraktı. Aldığım gömleği hâlâ hatıra olarak paketi içinde tutuyorum. Ondan önce ve ondan sonra taşıdığım hiç bir kimse bana bir şey almadı? der.
Peygamberimizi çok severiz. Onun Rabbinden getirdiği din yolunda ölürüz.
Ama onun dediğini işimize gelenlerde tutar gelmeyenlerde tutmayız.
Sevgili Peygamberimiz, ?İşçinin ücretini alnının teri kurumadan veriniz? buyurmuş. (İbn-i Mace, K. Ruhün, babu Ecril Ücera, Hadis no 2443)
Ama en iyi iş adamımız aybaşında verir. Bunlar en saygın iş adamlarımızdır.
Ayın birinci gününün ücreti, patronun sermayesi içinde 29 gün, işveren adına kazanmaya devam etmektedir.
İkinci gününü parası 28 gün patron adına kazanıyor.
Günümüz teknolojisi ile her günün işçi ücretinin kârdaki payını ayırt edebilecek durumdadır.
Böyle bir muhasebe çalıştıran olduğunu ben duymadım.
Üç aydır, altı aydır ücretleri ödemeyeni biliyor ve duyuyoruz.
Sevgili Peygamberimiz, ?Elinizin altındakilere yediğinizden yediriniz, giydiğinizden giydiriniz? dediği halde ülkede açlık sınırının 1300 lira olduğunu bilen Bakanlar Kurulu asgari ücreti 900 lira olarak belirlerken aklına Sevgili Peygamberimizi getirmez.
Peygamber sevgisi, bu tür görüşmeler olurken O?nun dediğine uygun hareket etmekle olur.
Kapitalist kanunların yürürlükte olduğu dünyamızın hiç bir yerinde ücret adaleti olmaz.
Çünkü kanun koyanlar, kapitalistlerin desteğiyle o makama gelirler.
Belirlenen asgari ücreti bile dalavereyle geri alan işverenlerin olduğunu en yetkili ağızdan duydum.
Bu dalaverenin nasıl olduğunu söylemeyeceğim, çünkü başka işverenlerin aklına gelmesin diye.
Ama Çalışma Bakanlığı?nın bu dalavereyi bildiğini biliyorum.
Devlet terörünün, iş terörünün, sokak terörünün, eğitim terörünün... temelinde Rabbin koyduğu kuralların kaldırılıp, kullarının kurallarının konulması vardır.
Mahmut Toptaş
03 Kasım 2014 Pazartesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.