'100 yıl sonra barışı inşa etmenin şimdi tam vaktidir'
Başbakan Davutoğlu, "100 yıl önce acılı savaşlar yaşamış olabiliriz ama 100 yıl sonra barışı inşa etmek için işte şimdi tam vaktidir, gün bugündür" dedi.
İSTANBUL (AA) - Başbakan Ahmet Davutoğlu, 1. Dünya Savaşı'ndan sonra bir dünya barışının hep birlikte inşa edilmesi, nefret dili üretilmemesi çağrısı yaparak, "O savaş esnasında hayatını kaybeden kim varsa biz hepsine şimdiden ve bütün geçmişimiz açısından da taziye dileklerinde bulunduk ama bugünlerde birileri o dönemde yaşanan acılar üzerinden, hele hele üçüncü taraflar, bazen de o savaşta kışkırtıcı rol oynamış olanlar, bu acılar üzerinden yeni bir düşmanlık tohumu ekmeye kalkışıyorlar" dedi.
Çanakkale Kara Savaşları'nın 100. yılı kapsamında İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen Barış Zirvesi'nde Başbakan Davutoğlu, Irak Cumhurbaşkanı Fuad Masum, Avustralya Başbakanı Tony Abbott ve Yeni Zelanda Başbakanı John Key'in katılımıyla "Yüksek Düzeyli Oturum" gerçekleştirildi.
Davutoğlu oturumda yaptığı konuşmaya, "Hükümetim ve ülkem adına hepinize hoşgeldiniz diyorum. Çok anlamlı bir yıl dönümünde hep beraber barışı konuşacağız. Bir savaş üzerinden barışı konuşmak aslında erdemlerin en büyüğü. Barışı da bir barış şehrinde, İstanbul'da konuşacağız. Asırlarca büyük devletlere, üç imparatorluğa başkentlik yapmış, her milletten, her kültürden, her dinden burada yaşayanları barış içinde barındırmış çok köklü bir şehir. Hepiniz İstanbul'a hoşgeldiniz, sefalar getirdiniz" diyerek başladı.
Davutoğlu, yurt dışında yaptığı bütün ziyaretlerde şehitliklere gitmeyi çok özel bir görev olarak telakki ettiğini aktararak, "Şehitliklerde, ister bizim şehitliğimizde, ister başka ülkelerin şehitliklerinde durup bir müddet düşünürüm. Acaba hangi psikoloji içerisinde bu kahraman insanlar bir savaş içinde bulundular? Baktığımızda 1. Dünya Savaşı insanlık tarihinin gerçekten ilk örneğini teşkil eden ilk cihan, dünya savaşıydı" diye konuştu.
-"Öfke kültürü üretmeyelim"
Davutoğlu, şunları kaydetti:
''Aslında bu zirveyi planlarken ve bugün, bu zirvede sizlerle beraber bu güzel atmosferi paylaşırken tek şeyi hedefledik, dünyaya tek mesaj vermek istedik. 100 yıl önce acılı savaşlar yaşamış olabiliriz ama 100 yıl sonra barışı inşa etmek için işte şimdi tam vaktidir, gün bugündür. Savaşlardan nefret kültürü ve kötü hatıralar üzerinde inşa edilecek bir öfke kültürü üretmeyelim. Savaşlardan dersler çıkaralım. Savaşların bir daha olmaması için hep beraber o derslerden çıkardığımız sonuçları hayata geçirelim. Devlet adamlarının savaş kararı alması, bazen kolay gibi görünebilir ama halkların çektiği acılar, daha sonra o devlet adamları için büyük ıstıraplara sebebiyet verirler. Biz Türkiye'de hiçbir zaman Çanakkale Savaşı üzerinden bir nefret kültürü üretmedik. Hiçbir tarih kitabımızda, hiçbir konuşmamızda, Çanakkale'de bizim topraklarımızı işgal etmek için gelenlere düşmanca bir söz sarf etmedik. Hiçbir nefret dili kullanmadık, saygı duyduk, saygıyı hak ettik. Gelenler, kendi ülkeleri ve onurları için savaştılar. Mertçe savaşana saygı duyulur.''
-"Bizim mesajımız açık"
Dünya barışını hep birlikte inşa etme çağrısında bulunan Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O savaş esnasında hayatını kaybeden kim varsa biz hepsine şimdiden ve bütün geçmişimiz açısından da taziye dileklerinde bulunduk ama bugünlerde birileri o dönemde yaşanan acılar üzerinden, hele hele üçüncü taraflar, bazen de o savaşta kışkırtıcı rol oynamış olanlar, bu acılar üzerinden yeni bir düşmanlık tohumu ekmeye kalkışıyorlar. Bizim İstanbul'dan mesajımız açık; Nasıl İstanbul bütün Balkan milletlerinin şehriyse, İstanbul artık Avustralyalıların, Yeni Zelandalıların da şehridir. İstanbul buraya savaşmak için gelip Çanakkale'de toprağa düşmüş olan milletlerin de şehridir."
Savaş esnasında yaşanan hatıralar üzerinden bugün savaş sonrasında bir dostluğu yüz yıl sonra tekrar hatırladıklarını ifade eden Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Çanakkale Savaşı'nın Türkler açısından en önemli sonucu, Cumhuriyetimize gidecek olan temel kilometre taşlarının Çanakkale'de bizim dedelerimiz tarafından atılmış olmasıdır. İstanbul'u savundular. Baş verdiler, baş aldılar ama boyun eğmediler ve İstanbul'u korudular. Anafartalar Komutanı olarak orada bulunan Gazi Mustafa Kemal, o da 5 sene sonra bugün yıl dönümünü kutladığımız Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 23 Nisan 1920'de ilk başkanı olarak seçildi. 29 Ekim 1923'te de Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasına öncülük etti."
Birkaç kez gittiği Avustralya'da üniversitelerde yaptığı görüşmeleri aktaran Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Avustralyalı Anzak'ın askerlerinin torunlarını gördüğümde, fiilen de fark ettim ve anladım ki; Avustralya ve Yeni Zelanda kimliği de Avustralya ve Yeni Zelanda topraklarından daha çok Gelibolu sırtlarında,Çanakkale Boğazı'nda şekillendi. Oraya tek tek gelen Anzak askerleri dönerken kolektif bir bilinçle, 'Biz Avustralyalıyız, biz Yeni Zelandalıyız' diyerek döndüler. Bir Yeni Zelanda ve Avustralya kültürü, çok zor şartlarda, kahramanca verilen mücadeleler sonucunda ortaya çıktı."
Davutoğlu, zirveye katılan bilim adamlarına yaptıkları katkılardan dolayı teşekkür ederek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Devlet adamı olarak bütün muhataplarımla, dostlarımla, arkadaşlarımla, Pakistan'dan Cezayir'e, Afganistan'dan Makedonya'ya, Balkanlar'a, Karadağ'a kadar bütün dostlarımız burada. Her milletten dostlarımızla yaptığımız çağrıyı sizlerle de paylaşmak istiyorum. Bir bilim adamı olarak da geliştirdiğimiz bilimsel yaklaşımlarla savaştan barışın nasıl üretilebileceğini hep beraber, bütün yeni neslin zihnine kazıyalım. Yeni nesle barışı anlatalım. Savaşlardan çıkartılacak barış derslerini aktaralım. Yeni nesillere üniversitelerimizde, okullarımızda, çatışmaların dilini değil, gelecek nesillerin barış dilini kuralım. "
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.