10 bin aile köyüne geri dönmek istiyor
Güneydoğu'da 1990'lı yıllarda yaşanan şiddet olayları nedeniyle farklı bölgelere göç eden aileler, çözüm süreciyle Diyarbakır'daki köylerine dönmek için dilekçe verdi
Güneydoğu'da 1990'lı yıllarda yaşanan şiddet olayları nedeniyle Türkiye'nin dört bir yanına göç eden 10 bin aile, çözüm süreciyle Diyarbakır'daki köylerine dönmek istiyor.
Diyarbakır Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu, terör olayları yüzünden köylerinden ayrılarak farklı bölgelere göç eden ailelere, muhtarlar ve kanaat önderleri aracılığıyla köylerine geri dönüp, üretim sürecine yeniden dahil olmak isteyip istemedikleri soruldu.
Bunun üzerine göç ettikleri Bursa, Diyarbakır, İzmir, İstanbul, Adana ve Mersin gibi illerde yaşayan yaklaşık 10 bin aile, köylerine dönmek istediklerini dilekçeyle Kurul'a bildirdi.
Aileler dilekçelerinde, doğdukları topraklarda yeniden tarım ve hayvancılık yaparak üretime dahil olmak istediklerini belirtti.
Diyarbakır Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu, köylerine dönmek isteyen ailelerin üretime yeniden katılması için devletin ailelere nakdi destek yerine geri ödemeli hayvan desteğinde bulunmasını öneriyor.
Bir ayda toplanan 10 bin dilekçe Kalkınma Bakanlığı ile Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Merkezi'ne bildirildi.
"Bölge insanı barışa susadı"
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Yönetim Kurulu üyesi ve Diyarbakır Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Cevat Delil, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçmişte yaşanan olaylar nedeniyle köylerin boşaltıldığını ve binlerce insanın göç etmek zorunda kaldığını ifade ederek, başlatılan çözüm sürecinde yaklaşık 10 bin ailenin Diyarbakır'daki köylerine dönme talebini kendilerine ilettiğini kaydetti.
Delil, hükümetin yürüttüğü çözüm sürecinin taktire şayan olduğunu ve sonuna kadar desteklediklerini vurgulayarak, şöyle dedi:
"Bölge insanı barışa susadı. Bölgede yaşanan sıkıntılara taşra teşkilatı olarak tanık oluyoruz. Ekilemediği için atıl kalan araziler, boş kalan köyler, ürettiği ürüne pazar sıkıntısı yaşayan köylüler... Süreç başarıyla sonuçlanırsa tarımsal üretim artışıyla refah seviyesi yükselecek. Diyarbakırda 7 milyon hektar kullanılabilir tarım arazisi, 49 bin de çiftçisi var. İnsanların toprağını yeniden işlemesiyle tarımsal üretimde verim 10 katına çıkacak. Herkes huzurla kendi işi olan çiftçilik ve hayvancılık yapacak. Böylece tarımsal üretim, tarımsal sanayi ve istihdam artacak."
"Doğdukları topraklarda üretim yapmak istiyorlar"
Delil, göç edenlerin memleket hasreti çektiğini vurgulayarak barış sürecinden en çok köylünün ve çiftçinin memnun olacağını vurguladı.
Göç nedeniyle Diyarbakır ve bölgede tarımın ve tarıma dayalı sanayinin gelişme gösteremediğine dikkati çeken Delil, "Göç edenler zamanında evi, hayvanları olan belirli bir seviyede yaşayan insanlardı. Kendi topraklarını terk ederek büyük şehirlerin varoşlarında yaşamak zorunda kaldılar. Artık doğdukları topraklarda üretim yapmak istiyorlar. Kiraya verdikleri 100 dönüm araziden 3 bin lira gelir elde edenler, kendileri üretime geçtiğinde 30 milyon lira gelir elde edecek" dedi.
"Ekonomik nedenlerle dönemiyorlar"
Diyarbakır Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkan Vekili ve Kulp Ziraat Odası Başkanı Kenan Akdeniz, köye geri dönüş için tahminlerinin üzerinde bir başvuruyla karşılaştıklarını, sadece Kulp'ta 4 bin 180 dilekçe aldıklarını belirtti.
"İnsanların köylerine dönmeleri için yasal bir engel yok ancak ekonomik nedenlerle dönemiyorlar" diyen Akdeniz, insanların sadece dönmek değil, üretim sürecine de eksiden olduğu gibi dahil olmak istediğini söyledi.
Akdeniz, devletin köyüne dönmek isteyen vatandaşlara destek vermesi gerektiğini kaydederek, şöyle dedi:
"Devletimiz çiftçilere bölgenin iklimine uygun 5 yıl içinde geri ödenmesi kaydıyla 25 koyun bir de koç gibi küçük baş hayvan desteğinde bulunabilir. 5233 Sayılı Terörle Mücadele Yasası kapsamında terörden zarar gören ailelere tazminat ödendi ancak bu para üretime dönüştürülemedi. Bu nedenle ailelerin ayni yardımla desteklenmesini istiyoruz. Dilekçe verenler de bu öneriyi uygun buldu. Bu aileler köylerine döndüklerinde onları harabeye dönen evleri bekliyor. Ekonomik durumu iyi olanlar yeniden bir ev yapabilir ama ekonomik durumu iyi olmayanlar kolay kolay geri dönemiyor."
"Geri dönüş koşullarının oluşturulması gerekiyor"
Akdeniz, çözüm sürecinin başarıyla sonuçlanması halinde bölgede ve ülkede üretim ve istihdamın sorun olmaktan çıkacağını, mevcut potansiyel harekete geçirildiğinde tarımsal üretim ve sanayinin yükselişe geçeceğini vurguladı.
"İnsanlar saat başlarında haberleri izleyerek, çözüm sürecine ilişkin gelişmeleri takip ediyor" diyen Akdeniz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çözüm süreciyle insanların doğdukları topraklara dönmesi hız kazanacak ancak geri dönüş koşullarının oluşturulması gerekiyor. Göçle şehirlerdeki sosyal risk de arttı. Biz, 'köyüme geri dönmek, üretim sürecine katılmak istiyorum' diyenlere devletin el uzatmasını bekliyoruz."
"O köye, o toprağa hasretiz"
Köyü boşaltıldığı için Kulp ilçesine bağlı Alaca köyünden 1993 yılında Diyarbakır'a göç eden 7 çocuk babası Şemsi Ağahatun (70), hayvanlarını 3'te bir fiyatına satarak göç ettiklerini, köylerinde evleri, hayvanları, ceviz ağaçları bulunduğundan, o zamanlar fakirlik nedir bilmediklerini söyledi.
Ağahatun, göç ettikten sonra gündüz işçilik, gece de bekçilik yaparak geçimini sağlamaya çalıştığını anlatarak, "Devletimiz köyümüze yol yapsın, bize havyan desteği versin köyümüze geri dönelim. O köye, o toprağa hasretiz. Önce Allah sonra devletimiz bize yardımcı olsun. Geçmiş geride kaldı, yeni bir hayat istiyoruz. Başbakanımız bu barışı Allah'ın izniyle sağlarsa artık bir sorun kalmayacak. Elimiz barışa uzanıyor. Barış, kardeşlik, birlik, beraberlik içinde ve bir bayrağın altında yaşamak istiyoruz" dedi.
Kulp ilçesinden 1992 yılında Diyarbakır'a göç eden 10 çocuk babası Kemal Başer de (63), köyüne geri dönmek istediğine dair dilekçe verdi.
Başer, köydeyken hayvan alım satımı yaptığını, maddi durumunun çok iyi olduğunu anlatarak, olayların ardından göç etmek zorunda kaldıkları Diyarbakır'da işsiz kaldıkları için büyük zorluklarla karşılaştıklarını söyledi.
Köyüne geri dönmek istediğini ifade eden Başer, "Ama yol yok, elektrik yok. Taş üstünde taş kalmamış. 20 yıldır köyümüz boş. Geri dönmek için imkan tanınırsa, hayvan desteği yapılırsa eskiden olduğu gibi hayvancılık yapacağız. Çözüm sürecine kim katkı sunarsa Allah ondan razı olsun" diye konuştu.
Kulp'un Alaca köyü Aktulün mezrasından Diyarbakır'a göç eden Mehmet Kaba da (63), kapıcılık yaparak geçimini sağlamaya çalıştığını belirtti.
Kaba, köye geri dönmek istediğini ancak imkanının olmadığını vurgulayarak, "Çözüm sürecinde devlet yardım ederse köyümüze geri dönmek istiyoruz. Köyde mükemmel bir yaşamımız vardı. Kimse kimseye muhtaç değildi" dedi./AA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.