“Soma faciası kaza değil cinayettir”

“Soma faciası kaza değil cinayettir”
TMMOB Adana İKK Sekreteri Ali Kuzu, 301 madencinin yaşamını yitirdiği facianın 3. Yıldönümünde TMMOB, DİSK, KESK, Adana Barosu ve Adana Tabip Odası adına açıklama yaptı

“Soma faciasının sorumluları hesap vermelidir”

Soma’yı unutmadık unutturmayacağız”

“Soma faciası kaza değil cinayettir”

WEB TV ADANAPOST -  TMMOB Adana İKK Sekreteri Ali Kuzu...

Manisa’nın Soma ilçesinde 301 madencinin yaşamını yitirdiği maden faciasının üçüncü yıldönümünde meslek odaları basın açıklaması gerçekleştirdi. Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanlığı Toplantı Salonu’nda TMMOB, DİSK, KESK, Adana Barosu ve Adana Tabip Odası başkan ve yöneticilerinin katıldığı toplantıda “Soma’yı unutmayacağız, unutulmasına asla izin vermeyeceğiz” söylemlerine yer verildi.

Basın açıklamasına CHP Adana İl Başkanı Ayhan Barut ve CHP Adana Milletvekili Zülfikar İnönü Tümer de destek verdi.

Kurumlar adına basın açıklamasını okuyan TMMOB Adana İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Sekreteri Ali Kuzu, 13 Mayıs 2014’te 301 maden emekçisi, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Eynez Kömür Ocağı’nda meydana gelen facia sonucu hayatını kaybetti.  Ülkemizin yaşadığı en büyük iş cinayetinin üzerinden üç yıl geçti. Hayatını kaybeden maden emekçilerini büyük bir saygıyla anıyor ve yaşanan büyük acıyı unutmayacağımızı, unutturmayacağımızı bir kez daha ifade ediyoruz” dedi.
İş cinayetlerini kader ve fıtrat olarak değerlendiren anlayış son bulmadan, bu ve benzeri, adeta geliyorum diyen faciaları engellemenin mümkün olmayacağını kaydeden Kuzu, “Soma’da yaşanan kaza değil cinayettir. 301 maden emekçisinin ölümü kader değil katliamdır. Bu katliamın gerçek sorumluları ise hala kamuoyu önünde hesap vermemiştir. Soma davasının başından beri takipçisiyiz ve davada gerçek sorumluların açığa çıkarılması için sonuna kadar takipçisi olacağız. Ne yazık ki böylesine büyük bir facianın ardından sorumluların görünen bir kısmının yargılandığı Soma davası bu haliyle kamuoyunu tatmin edecek bir tablo çizmemektedir” diye konuştu.


“SORUNLARIN ÜSTÜ ÖRTÜLMEMELİ”
Soma faciası sonrası, tepkileri azaltmak için her zaman olduğu gibi suçlu ve kurban arama sürecinin başladığını, kazanın akabinde Başsavcının, “Gözaltına alacağımız herkes işçilerle birlikte öldü” beyanı ile ölen mühendisleri işaret etmiş olmasının sistemin yaratmış olduğu bu facianın, sadece birkaç mühendise yüklenerek çözümlenmek istenilmesi ve sistemden kaynaklı sorunların örtülmek istenilmesinden kaynaklandığını dile getiren Kuzu, şunları söyledi:
“15 Temmuz sonrasında ortaya atılan “Sabotaj” iddiaları ise insan aklı ile açıkça alay etmektedir.  Dava sürecinin bulanıklaştırılması için yapılan girişimler, gerçek faillerden hesap sorulmasının önüne geçmek ve katliamın esas sorumlarının bulunmasını engellemektir.  Bilimsel ve teknik veriler göstermektedir ki, katliamın sebebi yeterli ve gerekli önlemlerin alınmamasıdır. Ocaktaki yangın eski imalat panolarında bırakılan kömürlerin oksijenle temas etmesi sonucu içten içe yanması biçiminde gerçekleşmiştir. Bu yarım yanma sonucu karbon monoksit gazının ocak içinde birikmesi ve yangının uzun bir süre tespit edilemeden devam etmesi sonucu facia meydana gelmiştir. Bu yangında boşalan kızgın malzeme, galeri ekipmanlarının yanmasına neden olmuş, kömürün içeriğinden ve malzemelerin yanmasından ortaya çıkan zehirli gaz basınçla yayılarak maden emekçilerinin ölümlerine neden olmuştur. 


“SORUMLULAR BELLİDİR”
Emek meslek örgütleri olarak, hazırladığımız bilimsel, teknik araştırma ve raporlar ile gerçeğin objektif bir biçimde açığa çıkarılması için üzerimize düşeni yapmaya çalıştık.  Hiç kuşku yoktur ki Soma katliamında sorumluluk sadece, yapılan tüm uyarılara karşı üretimi artırmak için tüm normları hiçe sayan şirketin değildir. Soma Kömür İşletmeleri A.Ş., TKİ, MİGEM, ETKB, ÇSGB ve Hükümet yaşanan tüm maden facialarında olduğu gibi  sorumludurlar ve hesap vermelidirler.
Türkiye’de özellikle bu iktidar döneminde uygulanan politikalarla üretim; teknik bilgi ve alt yapı olarak  yetersiz, deneyimi ve deneyimli uzmanı bulunmayan kişi ve şirketlere bırakılmıştır. Kamusal denetimin de yeterli ve etkin bir biçimde yapılamaması iş cinayetlerinin Soma’da olduğu gibi katliama dönüşmesine neden olmuştur. Ülkemiz, iş cinayetlerinde, işçi ölümlerinde Avrupa’da birinci, dünyada üçüncü sırada yer almaktadır. Bu tablo son yıllarda daha da vahim bir hal almıştır.


ÖZELLEŞTİRME VE TAŞERONLAŞTIRMAYA DİKKAT ÇEKTİ
Bu facia, hem “madencilik” hem de “işçi sağlığı ve güvenliği” alanında son 15 yıldır ağırlaştırılmış bir biçimde sürdürülen “özelleştirme”, “piyasalaştırma” ve “taşeronlaştırma” politikalarının bir sonucudur. Bugün işçiyi her türlü korumadan uzak bırakan, mühendis ve hekimi iş kazaları tazminatlarından sorumlu tutan, işvereni ve iş yaşamını denetlemekten sorumlu olan devleti ise her türlü sorumluluktan arındıran bir politika ile karşı karşıyayız.
Bugün 13 Mayıs 2017, Türkiye’nin yaşadığı en büyük iş cinayetinin yıl dönümü. Ülkemizde madenlerde emekçiler, her geçen gün daha çok iş cinayetine kurban gidiyor. Soma’dan bugüne değişen bir şey yok, bizlerin de öfkesi ve acısı çok taze. Çünkü esas sorumlular hesap vermekten kaçmaktadırlar.  Sorumlular hesap vermeden; babalarını, eşlerini, kardeşlerini, evlatlarını kaybedenlerin yüreğini soğutacak somut adımlar atılmadan bizlerin de öfkesi dinmeyecek, yüreği soğumayacak. 


“İZİN VERMEYECEĞİZ”
Ocaklarda, galerilerde bir avuç kömür için bir ömür verenleri, başta Soma olmak üzere kaybettiğimiz tüm madencileri ve hayatlarını iş cinayetlerinde kaybeden tüm emekçileri büyük bir saygıyla anıyoruz.  Emek meslek örgütleri olarak, asli sorumluluklarını devrederek bu cinayetlere sebep olanların bağımsız yargıya ve topluma hesap vermeleri için mücadelemizi sürdüreceğimizi değerli kamuoyumuzla paylaşıyoruz. Soma’yı unutmayacağız, unutulmasına asla izin vermeyeceğiz.

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.