Çavuşoğlu: 'Bir gece ansızın gelebiliriz' sözü her yer için geçerli

Çavuşoğlu: 'Bir gece ansızın gelebiliriz' sözü her yer için geçerli
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, "Cumhurbaşkanımızın 'Bir gece ansızın gelebiliriz' sözü Sincar, Kandil için de YPG/PKK'nın olduğu her yer için de geçerli." dedi.

ANKARA

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Afrin'de bundan sonraki aşama ve Türkiye'nin bu süreçte Afrinlilere desteği konusunda bilgi veren Çavuşoğlu, terör örgütlerine yönelik başlatılan operasyonun genel anlamda tamamlandığını ve arama, tarama ve temizlik çalışmalarına geçildiğini söyledi. 

WEB TV ADANAPOST - Çavuşoğlu: 'Bir gece ansızın gelebiliriz' sözü her yer için geçerli

Bakan Çavuşoğlu, Afrin'deki sivillerin de son derece memnun olduğu çalışmaların tamamen bitirilmesi gerektiğini ifade ederek insani yardımları eş zamanlı olarak ilettiklerini, bu kapsamda bölgedeki insanların yaşam standartlarını yükseltmek için yapılacaklar konusunda ilgili kurumların yoğun çalışmalarını sürdürdüğünü dile getirdi.

"Kimse buna müsaade edemez"

Afrin operasyonuna katılan bazı unsurların yağmalama ve kötü muamele gibi uygulamalarda bulunduklarına ilişkin iddialar hakkında Çavuşoğlu, Türk milleti, hükümeti ve devletinin insanlık dışı her şeye karşı olduğunu, bu insanların malını ve mülkünü kimsenin yağmalayamayacağını vurguladı. 

Çavuşoğlu, bölgede bulunan Mehmetçik, Jandarma Özel Harekat, Komando ve AFAD'ın bu iddiaları ciddiye aldığını belirterek "Elimize gelen bazı bilgileri, fotoğrafları ve videoları gördük. Mesela başka yerlerden Halep'ten gelip de burada hırsızlık yapanlar da yakalandı." dedi.

Daha önce deprem bölgelerinde de bu gibi olayların görüldüğünü söyleyen Çavuşoğlu, "Bu konuda ÖSO da en az bizim kadar hassastır. Zaten arkadaşlarımız yakın diyalog içinde. Bu tür kötü muameleye biz müsaade edemeyiz." diye konuştu. 

Çavuşoğlu, terör örgütü YPG/PKK'nın bugüne kadar oradaki insanların mallarını ellerinden aldığını, yağmalama ve etnik temizlik yaptığını belirtti. 

Türkiye'nin bu bölgede yaşayanların geri dönmesini amaçladığını ifade eden Çavuşoğlu, yağlama iddialarıyla ilgili de "Kimse buna müsaade edemez." dedi. Türk askerinin ve ÖSO'nun YPG/PKK'nın yaptığı yağmaların karşısında olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, yağlamaya ilişkin bir anlayışın Türk askeri ve Türk milletinde hiçbir zaman olmadığının altını çizdi.

"Yol haritasını izlemeye Münbiç'ten başlayacağız"

 

Bakan Çavuşoğlu, Türkiye ile ABD'nin Menbiç ve Fırat'ın doğusunun istikrara kavuşturulması konusunda vardığı anlayışa ve ABD'de dışişleri bakanlığı görevindeki değişikliğin ardından sürecin nasıl işleyeceğine ilişkin bir soruya cevaben, Türkiye- ABD ilişkileri kritik noktaya geldiğinde ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'ın Türkiye'ye yaptığı ziyareti hatırlattı.

Türkiye - ABD ilişkilerini tekrar rayına oturtmak için Tillerson'ın, bugüne kadar verilen sözleri tutmadıklarını kabul ederek 'ABD'nin adım atmak istediğini' söylediğini aktaran Çavuşoğlu, şöyle devam etti: 

"Ertesi gün ortak açıklama var, basın toplantısı var. Üç çalışma grubu kurulması konusunda mutabık kaldık. Sonra arkadaşlarımız 8-9 Mart'ta Washington'a giderek ilk toplantıyı yaptılar. Burada yol haritasını müzakere ettik. Hangi günde hangi adım atılacak. Kaç günde hangi adım atılacak, bir yol haritası. Ve Münbiç'ten başlayacağız. Münbiç'te bu yol haritası başarılı bir şekilde uygulandıktan sonra Fırat'ın doğusundaki şehirlere giderek aynı, o modeli uygulayacağız."

"Demografi, kriter olacak"

Çavuşoğlu, izlenecek yol haritasına ilişkin, "Buradan YPG çıkacak. YPG'nin çıkmasına nezaret edilecek. Daha önce 'çıktı, çıkmadı' biliyorsunuz doğru bilgi verilmedi. Çıkmadığını da gördük. Ondan sonra buranın güvenliğini kim sağlayacak? Öncelikle YPG gittikten sonra Türkiye ve ABD burada birlikte hareket edecek. Güvenlik konusunda da tedbiri birlikte alacağız." dedi.

İkinci aşamada ise bölgeyi kimin yöneteceğine ve güvenliği kimin tesis edeceğine ilişkin adım atılacağını dile getiren Çavuşoğlu, "Burada demografi kriter olacak. Oranlar bu şekilde belirlenecek. İşin çerçevesi bu. Bunun tüm detaylarını bu yol haritasında net bir şekilde ortaya koyup sonra uygulamaya geçmemiz lazım." ifadelerini kullandı.

ABD ile şu ana kadar varılan anlayışın çerçevesinin bu şekilde olduğunu belirten Çavuşoğlu, "Çerçeve budur. Münbiç'ten sonra da diğer bölgelere Rakka dahil Fırat'ın doğusundaki tüm bölgeler için bu geçerli olacak. Amaç tüm bölgeyi istikrara kavuşturmak." diye konuştu. 

"Münbiç modeli uygulanmazsa yapılması gereken şey, teröristlerin etkisiz hale getirilmesi"

Bakan Çavuşoğlu, Fırat'ın doğusunda terör koridorunu kesmeye yönelik Irak'a kadar uzanan bir harekatın öngörülüp görülmediğine ilişkin bir soruya, "Münbiç modeli buralarda başarılı bir şekilde uygulanırsa buna gerek kalmaz." yanıtını verdi.

Menbiç ya da diğer bölgelerde bu model uygulanmazsa Türkiye'ye yönelik terör tehdidinin göz önünde bulundurulacağına işaret eden Çavuşoğlu, "Eğer bu plan uygulanmazsa o zaman yapılması gereken tek şey var, teröristlerin burada yok edilmesi, etkisiz hale getirilmesi. Bu sadece Fırat'ın doğusu için geçerli değil, Irak'taki teröristler için de geçerlidir. Neresi olursa olsun fark etmez. Zaten Sincar bölgesinde PKK'lılar var. DEAŞ'ın Irak'ın belli bir bölgesini işgal etmesini fırsat bularak geldiler buraya yerleştiler." diye konuştu.

Irak'ın seçimlere gittiğini, PKK/YPG varlığından rahatsız olduğunu, Sincar bölgesinde ve sınır boyunca güvenlik tedbirlerini arttırdığını belirten Çavuşoğlu, "Aynı şekilde Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi de bunlardan çok rahatsız." dedi. 

"Erdoğan ve Trump bugün telefonda görüşecek"

Çavuşoğlu, ABD'nin yeni Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun ilk ziyaretini Türkiye'ye yaptığını ve Türkiye'nin önemini bildiğini vurgulayarak, Türkiye-ABD arasındaki ilişkilerinin tek başına dışişleri bakanlarına bağlı olmadığını, bunun bir devlet politikası olduğunu söyledi. 

Türkiye'nin devlet politikası olarak yaklaşımının net olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, "ABD tarafından da özellikle son zamanlardaki bu çalışmaların Trump'ın talimatıyla olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla ABD yönetiminin Türkiye'ye yönelik politikaları radikal bir şekilde değişmediği sürece yeni gelecek dışişleri bakanı da aynı anlayış içinde olacaktır diye düşünüyoruz." dedi.

Çavuşoğlu, Türkiye'ye yönelik ABD içindeki farklı açıklamalardan duyulan rahatsızlığı kendilerine ilettiklerini belirterek, ABD'nin, son zamanlarda bu tutumunu azalttığını söylediğini aktardı. Çavuşoğlu, "Trump'ın ilişkileri normalleştirme arzusunda olduğunu biliyoruz. Ama sisteme biraz daha hakim olması gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu. 

ABD yönetiminin tutumunun önemli olduğunu ve yeni dışişleri bakanı ile de bu anlayışla çalışmak istediklerinin altını çizen Çavuşoğlu, "İlişkilerimizi düzeltmek için sadece bir anlayışa varmak yetmez, somut adımlar atmak gerekiyor ki ilişkilerin bu noktaya gelmesinde Türkiye'yi kimse sorumlu tutamaz. Neden bu noktaya geldik, sebepleri de gerekçeleri de gayet açıkça ortadadır." şeklinde konuştu.

Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"Zaten Sayın Cumhurbaşkanımız ile Trump da sürekli telefon görüşmeleri yapıyorlar. Bugün de bir telefon görüşmesi gerçekleştirecekler. Prensip olarak öyle ve her platformda da ikili görüşmeleri yapıyorlar. Bu diyalogun sürmesi önemli ama bu diyalogdan da sonuç almamız daha önemli." ifadelerini kullandı.

"Bir gece ansızın gelebiliriz' sözü her yer için geçerli"

Bakan Çavuşoğlu, Irak'ın yeniden inşasının görüşüldüğü Kuveyt'teki konferansta en yüksek miktarı Türkiye'nin açıkladığına vurgu yaparak, bu durumdan hem Irak hem de Türk firmalarının karlı çıkacağına dikkati çekti. 

Bakan Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Bir gece ansızın gelebiliriz." diyerek Sincar'a yönelik bir harekatın sinyalinin verdiğinin hatırlatılması üzerine, "Cumhurbaşkanımızın 'Bir gece ansızın gelebiliriz' sözü Sincar için de Kandil için de YPG/PKK'nın olduğu her yer için de geçerli." dedi. 

Mevlüt Çavuşoğlu, bunun ne zaman, nasıl olacağı konusunu gerekli birimlerin değerlendirdiğini ve operasyon için herkesin hazır olduğunu ifade etti.

Vize serbestisi gündeme gelebilir

Çavuşoğlu, Varna'daki Türkiye-AB Zirvesi'nden beklentilerin neler olduğu sorusunu yanıtlarken de Türkiye ile AB arasında geçen yıl varılan yol haritasının ne kadar uygulandığının gözden geçirileceğini ve gelecek dönemde yapılacakların ele alınacağını söyledi.

"AB ile ilişkilerimizin sorunlu olduğu sır değil. Tüm konularda ilişkilerimizi düzelteceğimizi söylemek de fazla iyimser yaklaşım olur." diyen Çavuşoğlu, ortak adımlar bulunduğunu, ayrışma bulunan konularda ısrar etmenin anlamsız olduğunu belirtti. Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Atılabilecek adımlarda ise her iki tarafın da kararlı olması gerekiyor. Buradaki sorun, bizde bu kararlılık var, AB tarafında zikzaklar var, farklı tutumlar var. Sorunun temelinde de bu var. Yine AB ile vize serbestisi konusunda bir süreci yürütüyoruz. Biz kendilerine en son teklifimizi verdik, cevaplarını bekliyoruz. Bu zirvede vize konusu gündeme gelebilir."

Merkel'in açıklaması

Çavuşoğlu, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Afrin konusunda yaptığı açıklamaların ve Türk-Alman ilişkilerinin sorulması üzerine, açıklamalara takılıp kalmamak gerektiğini söyledi.

Avrupa Parlamentosunda 700'den fazla milletvekili bulunduğunu, bunlardan birinin açıklamasının AB kurumlarının ortak görüşüymüş gibi yansıtıldığını ve büyütüldüğünü ifade etti. Çavuşoğlu, "Bir kişinin görüşünü bu kadar Türkiye'de ön plana çıkarmak veya önem vermek doğru değildir." dedi.

Almanya ilişkilerin mükemmel olmadığını ancak 6 ay öncesine göre daha pozitif bir atmosfer ve diyalog bulunduğunu kaydeden Çavuşoğlu, bu tür açıklamaların da doğru olmadığını söyledi. Çavuşoğlu, şunları dile getirdi:

"Şimdi bu (Merkel'in) açıklamayı kim yaptı diye sorsalar, 'YPG/PKK'nın kendisi yaptı' derim. Çünkü aynı üslup, aynı sözler. O yüzden Merkel ve Avrupalı liderlerin, siyasetçilerin bu konuda dikkatli olması gerekiyor çünkü yaptığımız ortada. Oradaki Sol Parti'nin içindeki birçok milletvekili, Yeşiller'in içinde var, diğer partilerin içinde de var Avrupa'da, PKK'yı ne kadar sevdiğini biliyoruz. Onlar PKK'yı terör listesinden çıkarmaya çalışıyor. En son Almanya'da PKK'nın neler yaptığını da gördük. Engellemeye başladıkları zaman PKK'nın ne kadar vahşi bir örgüt olduğunu Almanya da görmeye başladı. Dolayısıyla yöneticilerin radikal bir milletvekili gibi açıklama yapması doğru olmaz."

Muhabir: Meltem Bulur,Zuhal Demirci,Nazlı Yüzbaşıoğlu,Tuğrul Çam

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.