'Biz Hollanda'yı Srebrenitsa katliamından tanırız..'
WEB TV ADANAPOST - 'Biz Hollanda'yı Srebrenitsa katliamından tanırız..'
ANKARA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Tıp Bayramı programında konuştu.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimini gerçekleştirdiği 15 Temmuz gecesinde yaşananların bunun en açık ispatı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Darbe teşebbüsü karşısında sağlık teşkilatımızın, bilhassa da 112 Acil Servis görevlilerimizin, şoförüyle, hemşiresiyle nasıl fedakarca çalıştığını hepimiz çok iyi biliyoruz." diye konuştu.
Cefakar, vefakar sağlık teşkilatının terör bölgesinde verdiği mücadeleyi de iyi bildiğine işaret eden Erdoğan, "O gece hastanelerde görev yapan, görevli olmadığı halde evinden hemen kalkıp koşup oraya gelen tüm personelimizi, insan üstü bir gayretle gazilerimizin yaralarını sarmaya çalışmalarını da biliyorum." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ ihanet çetesi mensubu teröristlerin neler yaptığının, kendilerine ait özel hastaneleri o gün saf dışı bıraktıklarının da bilindiğine değinerek, şöyle devam etti:
"Ama fedayıcan edenler, nasıl bir hırsla, canilikle insanlarımıza saldıranlara karşı onlar, o yaralı olan kardeşlerimize, vatandaşlarımıza nasıl yakınen sahip olduklarını da gayet iyi biliyoruz. Savaşın bile bir ahlakı, kuralı vardır. Savaşta bile sağlık ekiplerine ateş açılmaz. Ha, Hollandalı gibi olursa açar, onu da söyleyeyim. Çünkü biz Hollanda'yı ve Hollandalıları Srebrenitsa katliamından tanırız. Onların cibilliyetinin, karakterinin ne kadar bozuk olduğunu 8 bin Boşnak'ı orada nasıl katlettiklerinden tanırız. Bunları iyi biliriz. Kimse bize medeniyet, medenilik dersi vermesin. Bu milletin alnı aktır ama onların alnı kapkaradır.
"Bu bir şirktir"
Tarihe "Centilmenler Savaşı" olarak geçen Çanakkale Savaşları'nın bunun sayısız örneğiyle dolu olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ama terörün insanlığı olur mu? Bağrından çıktığı, ekmeğini yediği, vergisiyle okuduğu milletine silahı sıkan birinden insanlık beklenir mi? Amaca götüren her yolu meşru gören bir zihniyetin ahlakı, ilkesi olabilir mi? Vatanını 1 dolara satacak kadar alçalan birinde namus, onur, haysiyet kalır mı? Allah aşkına kendi silah arkadaşlarını dahi kalleşçe, alçakça katleden bir caniden artık ne bekleyebilirsiniz? Tabii ki hiçbir şey. Hainin ne insanlığı olur ne de arkadaşlığı. Aklını hoca kılıklı şarlatana zimmetlemiş birinin ne ahlakı kalır ne de namusu. Neymiş, 'O aklını kaybetmiş olanlara şah damarından daha yakınmış.' Bu bir şirktir yani Allah'a ortak koşmaktır. Çünkü bize şah damarından daha yakın olan sadece Allah'tır, Allah'tan başka kimse yok. Böyle bir iddiada bulunmak, Allah'a eş koşmaktır ve bu Kur'an'da tespit edilmiş bir hükümdür. Böyle buyuruyor Rabbimiz, 'Ben size şah damarınızdan daha yakınım' diyor. Bir terör örgütüne militan olmayı, bu millete asker olmaya tercih eden birinde onur da, ilke de kalmaz. Bunun için atalarımız 'Kork, Allah'tan korkmayandan' demişlerdir. Çünkü bir insanda Allah korkusu yoksa, onun yerini başka şeyler doldurmuşsa düşmanın dahi yapamayacağı ihanetleri, alçaklıkları, katliamları işlemekten bunlar çekinmez."
"Alçaksınız, adisiniz"
Erdoğan, 15 Temmuz gecesi buna da defalarca şahit olunduğuna dikkati çekerek, Ankara ve İstanbul'da yaralıları almaya giden sağlık görevlilerine saldırıldığını anlattı. Ambulansların kurşunlandığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"O gece insanımıza kurşun sıkan, ambulansları tarayacak kadar gözü ve gönlü kararmış bu tiplere bakıyorsunuz, her gün utanmadan, sıkılmadan mağduriyetten bahsediyorlar. İfadelerine itibar etseniz hemen hepsi darbecilere karşı savaşmış, mücadele vermiş, asla ihanetin içinde yer almamış. Feto'yu hayatlarında duymamış, örgütle hiçbir bağlantıları olmamış. Yalancının mumu nasıl yatsıya kadar yanarsa, bunların yalanları da tek tek ifşa oluyor. Kaçarken imha ettiklerini sandıkları kayıtlar bu teröristlerin ihanetini, nasıl acımasızca insanımıza kurşun sıktığını ortaya koyuyor. Ben size nasıl inanacağım ya? Yanımdaki korumalarımı gelip bulundukları odada kurşunlamak suretiyle iki polisimi şehit ettiniz, iki bayan polisimi oralarda yaralayacak kadar alçaksınız, adisiniz. Ne yaptı o polisler size? Hiç."
"Her şeyi kırıp dökmeye başladılar"
Erdoğan, "Eski Türkiye'ye alışanlar, bugünkü Türkiye'nin duruşunu kabullenemedikleri için aynen züccaciye dükkanına girmiş fil gibi kendi değerlerini, insan haklarını, uluslararası hukuku çiğnemeye, her şeyi kırıp dökmeye başladılar." diye konuştu.
Erdoğan, "Türkiye'nin büyümesi birileri için nasıl umut olmuşsa, emin olun bazı çevrelerin de kabusu oldu, Hollanda, Almanya gibi." dedi.
"Saygısızlık uluslararası hukuka yapılmıştır"
Avrupa ülkelerine, meydanı faşistlere, yabancı düşmanlarına bırakmamaları gerektiğini, çok ciddi zararlar göreceklerini defaatle söylediklerini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Son bir haftadır yaşadıklarımız maalesef endişelerimizin haklılığını ortaya çıkarmıştır. İşte cumartesi gecesi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımıza sergilenen saygısızlık, sadece Türkiye'ye, Türk milletine, bu milletin bir ferdine değil, uluslararası hukuka ve diplomasiye yapılmıştır."
"Kararlı duruş" çağrısı
Dünyaya, Avrupa'da yaşanan gelişmelere karşı kararlı duruş çağrısında bulunan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Artık Avrupa Birliği, kendisiyle işbirliği yapmak isteyenler için hukukun, insan haklarının, özgürlüklerin sembolü olmaktan da çıkmıştır. Avrupa, haydut devletlerin insafına terk edilemeyecek kadar önemli bir kıtadır. Bunun için tüm dünyayı, Avrupa'daki endişe verici gelişmeler karşısında daha duyarlı olmaya, kararlı bir duruş sergilemeye davet ediyorum."
"Tüm itibarlarını yitirmişlerdir"
Hollanda'nın, devletler arası ilişkileri düzenleyen tüm teamülleri ayaklar altına aldığını bildiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Devletler arası münasebetleri düzenleyen tüm teamüller, Viyana Sözleşmesi, Avrupa Birliği kriterleri, Hollanda yönetimi tarafından ayaklar altına alınmıştır. Avrupa'nın savunduğunu iddia ettiği demokrasi, ifade özgürlüğü, toplanma hürriyeti, kadına ve insana saygı gibi değerlerin milyarlarca insanın gözünde artık hükmü kalmamıştır. Hollanda'nın bu haydutluğuna sahip çıkan ülkeler de tüm itibarlarını yitirmişlerdir. Çıkmış Almanya'nın Şansölyesi, 'Ben Hollanda'nın yanındayım' diyor. Senin ondan zaten farkının olmadığını biliyoruz."
"Türk halkı oyunlarını başlarına geçirecektir"
Türk halkının, halk oylamasında en güzel cevabı vereceğini ifade eden Erdoğan, "Ne kadar çırpınırlarsa çırpınsınlar, milletimizin basireti onların oyunlarını başlarına geçirecektir. Türkiye'deki halk oylaması konusunda açıkça taraf olan, kampanya yürüten ülkelere hak ettikleri dersi milletimiz 16 Nisan'da sandık başında en güzel şekilde verecektir." dedi.
"O tuzağa düşmeyin"
Hollanda'da seçim yapılacağını hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Yarın orada seçim varmış, işte bir tane ırkçı başa güreşiyormuş, bir tane de şu andaki yönetimde bulunan parti, ikisi yarışıyormuş. Ben de buradan Hollanda'ya, Almanya'ya sesleniyorum. Türkiye'ye düşmanlık güdenlere; oralardaki tüm yabancılara, Müslüman kardeşlerime, Türklere diyorum ki, 'Gelin oylarınızı verirken sakın ha bu ikiliye oy vermeyin.' Açık net söylüyorum. Her ne kadar buradan hayır kampanyası için oralara gidenler varsa da o tuzağa düşmeyin. Bu çok başka bir şey. Türkiye'ye, Türk milletine, Türkiye'nin bakanına orada bu şekilde hareket edenler, bizim konsolosluğumuz bizim toprağımızdır uluslararası hukukta. Oraya o ülke müdahale edemez. O zaman Türkiye'deki büyükelçiliklerine de, konsolosluklarına da bizler mütekabiliyetle giriş çıkışı yasaklamış vaziyetteyiz."
"Bu faşizm tüm yabancıları olumsuz etkilemektedir"
Başta dönem başkanlığını yürüttüğümüz İslam İşbirliği Teşkilatı olmak üzere tüm platformları kullanarak yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve İslam karşıtlığı ile mücadeleyi daha da yoğunlaştıracaklarına dikkati çeken Erdoğan, "Çünkü bu mesele artık sadece Türkiye'nin meselesi değildir. Artık kirli yüzünü gösteren bu faşizm, Avrupa'da yaşayan tüm Müslümanları, tüm yabancıları olumsuz etkilemektedir." dedi.
"Başarı zahmet, sabır ve cesaretin meyvesidir"
Bu yatırımlarla Türkiye'yi dünyanın en ileri 5 sağlık turizmi merkezinden biri haline getirmeyi hedeflediklerini anlatan Erdoğan, başta Sağlık Bakanı Recep Akdağ olmak üzere bu büyük reformda emeği geçen tüm bakanları tebrik etti.
Erdoğan, Akdağ'ın sağlık reformunun ikinci aşamasını da başarıyla tamamlayacağına inandığını belirterek, şunları söyledi:
"Tarihimizin bize öğrettiği şudur, çok anlamlıdır. Denizin dibinden inci çıkarmak isteyen, vurgun yemeyi göze almalıdır. Başarı, zahmet, sabır ve cesaretin meyvesidir. Onlar olmadan başarı olmaz. Bugüne kadar elde ettiğimiz hiçbir kazanım bize altın tepside sunulmadı. Türkiye olarak ne yaptıysak, neleri başardıysak sabotajlara, engelleme girişimlerine, tehditlere rağmen gerçekleştirdik. Attığımız her adımda paradan para kazanmaya alışmış, krizden, kaostan ve kandan beslenen asalakların direnişiyle karşılaştık. Mevcut sistemde köşe başlarını tutmuş, milletin iradesine ortak olan, halktan almadığı yetkiyi kullanan vesayet odaklarıyla mücadele ettik. Köken, mezhep, kimlik istismarı yaparak Türkiye düşmanı çevrelere taşeronluğa soyunan terör örgütlerine karşı mücadele verdik. İnsanımıza tepeden bakan, ona 'makarnacı, kömürcü, göbeğini kaşıyan adam' diyerek hakir gören bir anlayışla çarpışarak buralara geldik."
"Acırsanız acınacak hale gelirsiniz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "15 Temmuz gecesinin kayıtları aynı zamanda ülkemizin ve milletimizin nasıl büyük bir badire atlattığını bizlere ispat ederken ne kadar inançlı, güçlü bir millet olduğunu göstermesi bakımından da çok önemliydi." dedi.
Ankara ve İstanbul'daki bazı hastanelerde çalışanların, ellerindeki imkanlardan daha fazla gayret sarf ettiğine değinen Erdoğan, ihanet çetesinin sahip olduğu bir hastanede ise gelen yaralılara, "Kimin için yaralandıysanız gidin tedavinizi o yapsın." diyecek kadar insanlıktan çıkanların olduğunu bildiğini aktardı.
Şu anda ne o öyle bir hastane bulunduğunu ne de bu sözü söyleyenlerin artık bu kutsal unvanını kullanabildiğini belirten Erdoğan, "Bitti o iş. Birileri de gelip bize, 'Efendim onun herhangi bir bir şeyi yok. O şöyleydi, böyleydi...' Kusura bakmasınlar, acırsanız acınacak hale gelirsiniz. Bunlar, bize bunu yaptılar. Arada fireler olabilir, doğrudur. O gece bizim gazilerimize, bizim şehitlerimize o kapıları kapatanlar bunun hesabını verecek, eğer vermezse biz bunun hesabını veremeyiz. Bu dünya var bir de ebedi alem var." ifadesini kullandı.
Muhabir: Sarp Özer,Yıldız Aktaş,Esin Işık
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.