Arakanlı Müslümanlara Yapılanlar 'dehşet verici'
Memur-Sen Adana İl Temsilciliği Sendika Toplantı Salonunda “Arakan’daki Müslüman kardeşlerimize yapılan saldırılar ve zulüm ile ilgili” Basın Toplantısı Düzenledi.
Toplantıya STK temsilcileri; Mehmet Sezer, Mahmut Eraslan, Mustafa Öcal, Tonguç Tekkazancı, Gürdal Ersoy, Adem Çağlar, Mustafa Yücetaş, Mustafa Sarıgeciki, Zeki İğdem ile duyarlı vatandaşlar katıldı..
WEB TV ADANAPOST - Arakanlı Müslümanlara Yapılanlar 'dehşet verici'
WEB TV ADANAPOST - Arakanlı Müslümanlar, toplu dua ederken gözyaşlarına boğuldular
WEB TV ADANAPOST - 'Arakanlı Müslümanlara karşı etnik temizlik yapılıyor'
Toplantının açılış konuşmasını Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Adana İl Başkanı Mehmet Sezer yaptı.
Başkan Sezer:
'İslam Dünyası Ve Uluslararası Toplum Harekete Geçmeli Arakan’daki Katliamlar Durdurulmalıdır..Arakan’lı Müslümanlar uzun yıllardır çok yönlü ve derin ayrımcılığa, asimilasyon ve soykırıma tabi tutuluyorlar. Müslüman toplumun önderleri, alimleri ve ileri gelenleri katlediliyor..’dedi.
ASİM Genel Başkanı Mahmut Eraslan:
‘İHH İnsani Yardım Vakfı, katliamda sağ kalan ve yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalan Arakanlılara acil yardım malzemesi ulaştırdı. Yardımlardan Bangladeş’e sığınan bin Arakanlı aile istifade etti.
Bizim Anadolu insanının gönül coğrafyasındaki her yere ve tüm dünya mazlumlarına yardımlarını ulaştırmamız için bize hayır olarak maddi ve manevi desteklerini esirgemiyoryor. Duyarlı insanlar beni sabaha kadar uyandırıp, bu mazlum insanların sıkıntılarını duyunca, görünce işçi, memur, çiftçi her kesimden gönlü zengin olan kardeşlerimiz bir katkıda bizden olmalı diyerek, nakit ve kurban yardımın da bulunmuşlardır. Bu durum beni çok umutlandırdı. Anadolu insanı cömert, bir çoğumuz gibi klavye mücahitleri değil..’dedi.
STK temsilcileri konuşmalarında hep beraber,
“Myanmar'ın Arakan eyaletinde, silahlı güçler ve Budist rahiplerin Müslümanlara yönelik saldırıları devam ediyor. Katliamdan kaçan Müslümanların köyleri güvenlik güçlerince ateşe veriliyor. Saldırılarda çok sayıda Müslüman Arakanlı hayatını kaybetti.
'Arakanlı Müslümanlara karşı etnik temizlik yapılıyor'
'Arakanlı Müslümanlar yıllardır zulüm görüyor'
'Arakanlı Müslümanlar için çok kritik'
Konuşmacıların ortak görüşü, Arakanlı Müslümanlar için çok kritik" olduğunu, yakın zamanda bir sonuca ulaşmanın ise mümkün görünmediğini belirttiler..
Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Adana İl Başkanı Mehmet Sezer Basın açıklamasında :
"Myanmar’da (Burma), Rakhayn Eyaleti'nin kuzeyinde 25 Ağustos gecesi meydana gelen saldırıların ardından Myanmar ordusu ve Budistler tarafından sivil Rohingya / Arakanlı Müslümanlara karşı katliam yapılamaya başlandı.
Ordu güçleri ve Budist rahipler öncülüğünde şiddeti giderek artan ve yaygınlaşan saldırılar sonucunda son üç günde Arakan'ın çeşitli köylerinde en az 2-3 bin Müslümanın katledildiğine ve 100 binden fazla Müslüman'ın da yerinden edildiğini dair vahim haberler ulaşıyor. Sahadan gelen haberler katliamların, 2012 ve geçen yıl Ekim ayında yaşananlar saldırılardan daha şiddetli bir hal aldığı ve giderek bir soykırıma dönüştüğü yönünde. Maalesef Bangladeş sınırının da kapalı olması nedeniyle yüz binlerce Müslüman katledilme tehlikesiyle karşı karşıya.
Budist Burma hükümetinin Arakan’daki zulümleri 1942 yılından beri hiç durmadan devam ediyor. Her gün aşağılanan, tacize uğrayan, köyleri mahalleleri basılan Arakanlılar BM’ye göre de bu çağın en mazlum halklarından biri durumunda. Zira Arakan’da yaşanan zulüm ne dünya kamuoyunun gündemine girebilmekte ne de şimdiye kadar zulmü hafifletecek ciddi bir girişim söz konusudur.
1784 yılına kadar bağımsız olan Arakan, Burma ve İngilizlerin işgaline uğradı. Bağımsızlık öncesi etnik temizliğe girişen Budistler, 28 Mart 1942’de 150 bin Arakanlı’yı katledip yüz binlercesini yurtlarından çıkardılar. Burma’ın 1948’de bağımsızlığını kazanmasıyla baskı daha da sistematik hale geldi. Müslüman Arakan halkını İslami köklerinden koparmak için İslami eğitim veren okullar kaldırıldı ve Budist müfredat uygulanmaya başlandı. Başörtüsü kullanılması ve kurban kesilmesi yasaklandı. İslami isimler yerine Budist isimlerin kullanılması ve Kur’an-ı Kerim’in harflerinin Burma harfleriyle değiştirilmesi zorunlu hale getirildi.
Arakan’lı Müslümanlar uzun yıllardır çok yönlü ve derin ayrımcılığa, asimilasyon ve soykırıma tabi tutuluyorlar. Müslüman toplumun önderleri, alimleri ve ileri gelenleri katlediliyor.
Arakanlı Müslümanlar bu dayatmalara boyun eğmedikçe baskının, katliamların, sürgünlerin dozu artırılıyor. 1962 yılında başlayan komünist dönemde 22 yıl boyunca 20 bin Arakanlı öldürüldü. Mallarına el konuldu ve kadınlarına tecavüz edildi.
1982 yılında Arakanlı Müslümanların vatandaşlıkları ellerinden alındı. Arakanlılar yüzyıllarca bağımsız olarak yaşadıkları öz vatanlarında “öz yurdunda garip, öz vatanında parya” durumuna düşürüldüler.
1990’lardan sonra yeniden başlayan kıyım döneminde binlerce Arakanlı şiddete maruz kalarak hayatını kaybetti, 200 bin Arakanlı Bangladeş’e sığındı.
2012 yılında yeniden toplu tutuklama, köylerin yakılması, tecavüzler, katliamlar, camilerin yakılması gibi insanlık dışı muameleler başladı. 150 bin kişi evlerini terk etti. Bu zulümler bütün dünyanın sessiz bakışları arasında 2016 yılında tekrar etti.
Bugün sayıları 5 milyonu aşan Arakanlıların 4 milyonu 1942 yılından beri uygulanan sistematik baskı ve zulmünden kaçarak Malezya, Bangladeş, Pakistan, Suudi Arabistan, Tayland, Endonezya ve Avrupa’da mülteci olarak yaşıyor.
Bütün bunlara karşın birkaç güçlü devletin çıkarlarını korumaktan başka bir işe yaramayan BM, mazlum milletlerin yaşadıkları zulümleri kınamak için bile ABD’nin, Çin’in, Rusya’nın iznine bakıyor.
BM ve BMGK tarafından yapılan tek şey ölü ve yaralıları sayarak rapor hazırlamak. Bu vahşi katliamları engellemek için ise bugüne kadar en küçük bir girişimde bulunulmuş değil.
İnsan hakları söylemi şampiyonluğunu kimseye bırakmayan lafazan Batı dünyası da yaşanan katliamları durdurmaya yönelik kılını kıpırdatmıyor. Komisyon raporları ve kınama faaliyetlerinin ise katliamlar karşısında hiçbir anlamı yok.
Bugün dünyanın her yerinde Müslümanlar büyük zulümlere ve katliamlara maruz kalıyor. Buna karşın uluslararası örgütler ve Batı dünyası çirkin bir ikiyüzlülükle İslamofobiyi pompalamakla meşguller.
BM ve diğer uluslararası örgütlerin Müslümanlara yönelen zulüm karşısındaki sessizliği mevcut zulümleri artırmakta ve yeni zulümlere davetiye çıkarmaktadır.
Ancak hemen şunu da eklemeliyiz ki bu zulmün diğer bir ortağı da, kendi milletine uygulanan zulüm karşısında sesini yükseltmek ve çözüm üretmek yerine üç maymunu oynamayı tercih eden İslam dünyasıdır.
Zulmün sadece seyircisi olmayan aynı zamanda birçok yerde öznesi de olan Batılı devletlerin çifte standartlı yaklaşımından medet uman bir yaklaşımla çözüm üretmenin mümkün olmadığı bilinmelidir. Temel sorun İslam dünyasının örgütsüzlüğü ve sinmişliğidir.
İslam dünyası ülkeleri biran önce harekete geçmelidir. Bu bağlamda Türkiye’nin İİT’nın toplanarak gerekli adımları atması konusundaki çağrısını destekliyoruz. Bu bağlamda İslam ülkeleri hükümetlerini, İslam dünyasındaki bütün kurumları, dünyadaki bütün insan hakları ve yardım kuruluşlarını gerekli sorumluluğu almaya, Arakan’ı BM ve diğer örgütler nezdinde dünya gündemine taşımaya, saldırıların durdurulması için Myanmar hükümetine baskı yapmaya, yanı sıra Arakanlı Müslümanlara fiili destek sunmaya çağırıyoruz.
Bunun yanında İslam dünyasının, çok yönlü ve çok cepheli saldırılara karşı yapısal çözümler üzerinde çalışması gerekliliğini bu vesileyle hatırlatmak istiyoruz.
Bizler Memur-Sen olarak, Myanmar hükümetini ve sessiz kalan her kurum ve ülkeyi kınıyoruz. Arakanlı kardeşlerimizin yanında olduğumuzu bir kez daha haykırıyoruz. Arakan için insani yardım ve diplomasi konusunda ciddi adımlar atılması için çağrıda bulunuyor ve bu konularda üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmeye hazır olduğumuzu bütün kamuoyuna, ilgili ve yetkili herkese duyuruyoruz."dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.